İsmail Kahraman - Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ermeni Soykırımı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kocaeli ve Gebze bölgesine AK Parti kurulmadan önce ve kurulduktan sonra, Başbakan olarak zaman zaman gelip gitmişti. Bizde bu ziyaretleri değişik vesileler ile kaleme alıp bu köşede yayınladık. Yine Erdoğan, bu fer Cumhurbaşkanı sıfatı ile bir kez daha e geldi ve çok sayıda eserin hizmete açılacağı törene katılarak, burada konuşma yaptı. Sayın Erdoğan’ın bu kez yaptığı konuşmada, Ermeni soykırımı üzerinde durdu. Sözde Ermeni soykırımını Papa’nın ve Avrupa Birliğinin tanımasına Türkiye çok sert tavır koydu. Bu yılın özelliği, sözde Ermeni soykırımının 100. Yılı olması. Ermeni mezalimi gerçekten Türkiye için büyük bir zulümdü. Aslında, Yavuz Hırsız ev sahibini bastırır misali, Ermeniler Anadolu’ da büyük soykırım yaptılar ama kendilerini mazlum yerine koyarak, Dünya’yı ayağa kaldırmaya çalışıyorlar. Bugün, birinci cihan harbini incelediğimizde, Neredeyse Doğu Anadolu, Karadeniz ve Güney Doğu Anadolu bölgesinden yüzbinlerce insanımızın ermeni mezalimine kurban gittiğini görüyoruz. Bu konuda defalarca yazılar kaleme aldık, araştırmalar yaptık. Türkiye’de ki ermine lobisi ve ermeni lobisi uzantıları bu konuda çalışma yapmayı hep engellediler. Bugün Ermeniler ortalığı ayağı kaldırınca araştırma yapmaya çalışıyoruz. Aslında, bunu ciddi şekilde çalışıp araştırmalıyız. Devri Alem belgesel programı olarak Doğu, Güney Doğu ve Doğu Karadeniz bölgesinde yaptığım araştırmalarda Ermeniler ne gibi mezalim yaptığını yerinde görüp, hatta toplu şehitler ve toplu mezalime kurban giden insanların yeri ve mezarlarını gündeme getirmekteyim. Son olarak Erzurum’un düşman işgalinden kurtuluşu ile ilgili Kocaeli Erzurum dernekler Federasyonu Erzurum’un kurtuluşunu şenliklerle, türkülerle kutlarken onlara da bir tavır koyarak aslında bu şenliklerin yapılırken, tarihi gerçeklerinde gün yüzüne çıkarılmasını istemiş ve Erzurum’un düşman işgalinden kurtuluşunun gerçekleşti. 11 Mart’ı 12 Mart’a bağlayan gece 10 bin yakın Erzurumlunun Ermeni mezalimine kurban gittiğini, Kocaeli Gebze TV’nin canlı yayınından da gündeme getirmiştim. Kocaeli Gebze TV’nin canlı yayınında ve daha sonra bu köşede yazdığım makalede sizlerle ermeni mezaliminin yaptığı vahşeti paylaşmıştım. Ermeni mezalimi ile ilgili olarak yaptığım canlı yayını ve makaleyi aşağıdaki linklerden izleyip okuyabilirsiniz.
ERZURUM’UN KURULUŞU’NDA UNUTULAN ŞEHİTLER
http://www.gebzegazetesi.com/erzurumun-kurulusunda-unutulan-sehitler-ve-bakan-gullucenin-dikkatine-makale,989.html
CANLI MAKALE İÇİN TIKLAYIN
http://kocaeligebze.tv/v/38918/smail-kahramanla-canli-makale---kultur-tarihimizde-erzurum#.VQVyUdKsVu4
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’DAN SERT TAVIR
Evet, Cumhurbaşkanı Erdoğan çok sert tavır takındı Papa ve Avrupa birliğine. Gerçekten Papa’nın gerçek yüzü de bu vesile ile ortaya çıktı. Papa, Türkiye geldiğinde Papa ile ilgili yazılar kaleme almıştım. Papalığın asıl amacı Türkleri Anadolu’dan çıkarmak ve Orta Asya’ya doğru gelişin geri göndermektir. Ağzından bu baklayı da çıkarmıştı Papa Türkiye ziyareti dönüşü. Papalığın hedefimi önümüzdeki bin yılda Asya’yı ve Anadolu’yu tamamen Hristiyanlaştırmak için çaba sarp etmektir. Dünya’nın en büyük siyasi örgütü Mason Lobisi ve siyaset odağı papalıktır. Papalık dünyada birçok şeyi kendine çevirmeye çalışıyor. Bir dini mezhepten çok çok siyasi örgüt olarak dünyayı sömürmeye çalışıyor. Bu vesile ile gerçekten yüzü daha iyi anlaşılmış oldu. Bu konuda birçok şey anlatılır ve söylenir. Ancak, anlatılıp söylenmesi gereken olayların perde arkasına bakmaktır. Anadolu’da yüzbinlerce insanımız Ermeniler tarafından katledildi. Onların hak ve hukuku arayamadık. Bu satırların yazarı olarak, rahmetli İbrahim Dedemin birinci harbinde askere celp edilerek, öncelikle Şebinkarahisar’ın ermeni işgalinden kurtuluşunu gerçekleştirmiş ve daha sonra bu kurtuluşu gerçekleştiren askerlerin su kaynaklarına Ermeniler tarafından zehir katılarak, önce zehirlendiğini ve daha sonra hastaneye kaldırılan askerlerin bulunduğu hastane binasını Suşehri yakınlarında yakıldığını araştırıp belgelerle ortaya çıkarmıştım. Bugün yüzlerce Giresun bölgesinden ermeni mezalimine kurban giden askerin mezarı, Şu şehri garipler mezarlığında yattığını hem Devri Alem programı olarak, hem de araştırmacı gazeteci olarak ekranlara getirmiştim.
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın tavır ve tepkisi yerinde. Ancak, araştırmacılara, televizyonculara, akademisyenlere ve kamuoyuna çok büyük görev düşüyor. Gerçekten Ermeniler değil de, Anadolu’da yaşayan Müslüman Türk ahalinin ermeni mezalimine kurban gittiğini ortaya koymak için ciddi çalışmalar yapmalıyız. Bu konuda kurum ve kuruluşların üzerine düşen görevi en iyi şekilde yapması gerekiyor.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN KOCAELİ GEZİLERİ
Daha önce bu köşede Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başbakan, Parti lideri ve Cumhurbaşkanı olarak yaptığı geziler ile ilgili yazılar kaleme almıştım. Onlardan bir bölümünü buradan sizlerle paylaşırken tamamını www.gebzegazetesi.com adresindeki köşemden okuyabilirsiniz
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN KOCAELİ’DE NE KONUŞTU
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kocaeli’de yaptığı konuşmanın bir bölümünü buradan sizlerle paylaşıyorum. Konuşmanın tamamını ise, www.gebzegazetesi.com adresindeki köşemden okuyabilirsiniz
Toplu açılış töreninde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Büyükşehir Belediyesi’nin çalışmalarından da övgüyle bahsetti. Alandaki vatandaşlar tarafından sık sık sloganlarla desteklenen Erdoğan, “Kocaeli her zaman yanında şeklinde” sloganlara da “Kocaeli’den en ufak bir şüphe yok. Kocaeli her zaman dik durdu” diyerek karşılık verdi. Erdoğan, söz konusu yatırımlarla ilgili olarak, “Büyükşehir Belediyesi maşallah alt yapıdan restorasyon işlerine kadar 359 trilyon liralık yatırımı bitirdi. Bugün bu eserleri siz kıymeti Kocaelili kardeşlerimizin hizmetine sunuyoruz. İzmit Körfez Geçiş Köprüsü’nü, şöyle helikopterle bir gördük. Rabbime hamdolsun, bize bugünleri gösterdi dedim. Artık bu körfezi dolaşmadan artık nereye gideceksen git, yollar kısaldı. Ne demiştik biz, yol medeniyettir. Türkiye muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkıyor ve çıkacak” ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
Türkiye muasır medeniyetler seviyesine çıkıyor ve çıkacak.
AP'NİN 'SOYKIRIM' KARARI
Papa yaptığı yanlışı düzeltmeden Avrupa Parlamentosu benzer bir hezeyanı sergiledi.
AP böyle bir karar alsa ne yazar almasa ne yazar. Bir kulağımızdan girer öbür kulağımzdan çıkar. Buradan tüm dünyaya, bilhassa da Ermenilere seslenmek istiyorum. Bu meseleyi tarihi temelinden tamamen kopartarak siyasallaştırmak en çok Ermenilere zarar verir. Biz bu kararları alanların, bu yönde beyanlarda bulunanların asıl amaçlarının Ermenilerin hakkını, hukukunu korumak olmadığını gayet iyi biliyoruz. Yahu Ermenilerle yakından uzaktan alakası olmayanların bu açıklama haddine mi?
Türkiye'ye karşı hasmane amaçlarla yürütülen bu kampanyadan hiçbir şey çıkmaz. Yel kayadan ne götürebilir ki?
Bu işten Ermeniler çok zararlı çıkar.
"MİLLET OLARAK ERMENİLERLE BİR MESELEMİZ OLMADIĞININ EN BÜYÜK İSPATI..."
Millet olarak Ermenilerle bir meselemiz olmadığının en büyük ispatı bugün ülkemizde çoğu kaçak olarak yaşayan 80 bine yakın Ermeni nüfusudur.
Bizimle ve kardeşlerimizle sorunu olan Ermeni diasporasıdır.
"ÖNCE KARABAĞ SORUNU HALLOLACAK"
Ermenistan'a kapımız hala açık. Sözde soykırım iddiaları ve Karabağ'ın işgali konusunda olumlu adımlar atmaları halinde kendileri ile hertürlü işbirliğine varız. Bu iradeyi, bu cesareti gösterecek Ermeni siyasetçileri ile, Ermenistan yöneticileri ile görüşmeye, konuşmaya daima hazırız ama önce Karabağ sorunu hallolacak.
Bizim duruşumuz net ama karşımızda çok farklı hesaplarla hareket eden bir kesim var. AP 'arşivlerinizi açın' diyor. Bizim arşivlerimiz zaten açık. Bunlar Türkiye'yi takip etmiyorlar ki.
Elinizdeki belgeleri, dokumanları getirin ortak bir komisyon kuralım. Otursunlar meseleyi tüm yönleriyle araştırsınlar, değerlendirsinler. Objektif olarak adil bir hafızaya ulaşsınlar, biz de yolumuza devam edelim.
DEMİRTAŞ'A SERT SÖZLER
Terör örgütünün güdümünde siyaset yapan bir partinin genel başkanı çıkmış, Ermeni iddialarına iftiralarla sahip çıkıyor.
Parlamento başkanımız partileri ortak bir bildiriyle tepki vermeye davet ediyor. 3 parti imza atıyor ama terör örgütünün temsilcisi konumundaki parti imza atmıyor.
Bu ucuz siyasete bu ülkenin prim vermemesi lazım. Terör örgütünün katletmesinin hesabını vermek zorundalar. 6-7 ekim olaylarının hesabını vermek zorundalar. Sonra demokrasi özgürlük desinler.
"BU GEÇİCİ KRİZ AŞILACAKTIR"
Türkiye ekonomide de çok büyük bir atılım gerçekleştirdi. Bu ara kur nedeniyle 800 milyar dolara düştü milli gelir. Ekonomideki şu andaki bu geçici kriz aşılacaktır. Analiz şirketleri hedefleri farklı bir şekilde ortaya koyuyorsa da Türkiye sıçramasına devam edecektir. Türkiye iki trilyon dolarlık Gayrisafi Yurtiçi hasılaya ulaşacaktır. Onun için gençler Türkiye’nin güçlü olması şart. Güçlü Türkiye şart. Eğer bir şu anda kendi helikopterimizi yapıyor muyuz? Tankımızı da yapacağız topumuzu da yapacağız. Gemilerimizi yapıyor muyuz? Bütün bunlarla beraber güçlü.
Ekonomideki son dönemde patinaj görüntüsüne şahit oluyoruz. 2008 krizi tüm dünyayı kasıp kavururken bu kriz Türkiye’yi teğet geçecek demiştim. Gereken tedbirleri aldık. Güven ve istikrar ortamını güçlendirdik. Raydan çıkılmasına müsaade etmedik. Türkiye kalkınmasını sürdürdü. Bu patinaj uzun sürmez. Hükümetimiz ekonominin ihtiyaçlara göre yeni bir yaklaşımla güçlünedirilemise konusunda hayata geçiriliyor.
Küresel çalkantıların yerine oturulmasıyla 2023 hedeflerine odaklanacaktır. Yeni bir süreci anlatmak istiyorum. Artık dünya ülkeleri arasında en ileri ülkelere baktığımız zaman sistemde bir değişime gitmişler. Bakıyoruz parlamenter demokrasi mi başkanlık sistemi mi? Başkanlık sistemini görüyoruz.
"BAŞKANLIK SİSTEMİ ŞART"
Yeni Anayasanın içerisinde başkanlık sistemi şart bunun için de 367 vekil gerekiyor, ben de 400 vekil verin dedim. Türkiye, başkanlık sistemine geçerse koalisyonda bile yer alamayacaklar. Parlamenter sistemin en zayıf noktalarından biri istikrar ve güven ortamını tehdit etmesidir. Türkiye hiçbir zaman denetimden uzak olmayacak. Parlamento yine olacak, başkanı da yönetimini de denetleyecek.
…….
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN VE GEBZE (15 ARALIK 2014)
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olarak ilk kez dün Gebze’ye geldi. TÜBİTAK ve Gebze Teknik Üniversitesinde inceleme yapacağı TÜBİTAK’ta Türksat Uydusu İmza törenine katıldı. Bu satırları yazdığımız saatlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan TÜPRAŞ’ta açılış yapıyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Gebze’ye gelmesi önemli, Erdoğan’ın Gebze ve Kocaeli’de yaptığı konuşmalarla ilgili açıklamaları ile ilgili yarın ayrıntılı yazı kaleme alacağım.
Aslında bugün son medya operasyonu ve Zaman gazetesi ile Stv’ye yapılan operasyonu yorumlamak istiyordum. Mesleki dayanışma çok önemlidir. Meslekler arasında sadece medyada değil tüm mesleki kuruluşlar arasında dayanışma olmalıdır. Medya bugün çok önemli meslek bir kamu hizmeti her şeyden önemlisi toplumun vicdanı. Demokrasilerde dördüncü kuvvet olarak biliniyor. Zaman ve Stv operasyonu gelecekte çok daha geniş çaplı değerlendirilecek.
35 yıllık gazetecilik hayatım gözlerimin önünden geçtiğinde gazeteci ve medya mensubu olarak çok önemli olaylara şahitlik ettim. Yerel ve ulusal yaşanan olaylarla ilgili tarihe not düşüp zamana noterlik yapma adına düşüncelerimi kamuoyuyla paylaşmayı görev kabul ediyorum. Yazdığım her yazının benim için ayrı anlamı var. Bugüne kadar 30 yıldır yazdığım tüm yazıları arşivleyip bir kısmını da internet üzerinden kamuoyuyla paylaşmaktayım, gelecekteki 30 yıllık yazımı internet üzerinden kamuoyuyla paylaşmayı arzu ediyorum.
Evet, Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan Cumhurbaşkanı sıfatıyla Gebze’deydi daha önce bu köşede Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili AK Parti genel başkanlığından başbakanlığı döneminde Gebze’ye yaptığı gezilerle ilgili ayrıntılı yazılar kaleme almıştım. Aradan yıllar geçmesine rağmen o yazılar hala tazeliğini koruyor. O yazılardaki yorum ve düşüncelerinizin önemi her geçen gün artmakta. Geçmişte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Gebze gezisi ile ilgili kaleme aldığım yazıları sizlerle paylaşıyorum.
ERDOĞAN’IN GEBZE GEZİLERİ (13 TEMMUZ 2012)
Son 3 gündür Başbakan Erdoğan’ın Kocaeli ’ye gelişi ile ilgili yazılar yazıyorum. Bugün de Başbakan Erdoğan’ın Gebze ile ilgili verdiği söz ve daha önce bu köşede yayımlanan bazı makalelerden alıntıları sizle paylaşacağım. Başbakan Erdoğan başbakan olduktan sonra Gebze’ye 5 kez geldi. Gebze’ye geldiğinde Gebze’ye yerinde yönetim sözü vermişti.
Bugün Başbakan’ın daha önce Gebze ile ilgili yaptığı açıklamalar Gebze gezisi ile ilgili yazdığım yazıların bir bölümünü sizlerle paylaşmadan başbakanın Kocaeli gezisi ile ilgili bilgi vermek istiyorum.
Başbakan seferberliği!
AK Parti, uzun süredir devam eden Kongre hazırlıkları tamamlandı ve bugün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımıyla İsmet Paşa Stadı’nda gerçekleştirilecek kongreye ve toplu açılış törenine odaklandı.
133 PROJEYİ AÇACAK
Başbakan Erdoğan kongrenin ardından 5. Açılış Bayramı’na katılarak bir kısmı Büyükşehir Belediyesi bir kısmı da İl Özel İdaresi tarafından yapılan 133 projenin açılışını gerçekleştirecek. Açılış bayramı saat 17:00?de 17 Ağustos Stadı’nda gerçekleştirilecek. Başbakan Erdoğan, açılış bayramının ardından da Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu’nun oğlu Harun Karaosmanoğlu’nun nikâh şahitliğini yapacak ve tören sonrası Kocaeli den ayrılacak.
STAD DIŞINA EKRAN KURULACAK
Civelek, 16:00?da herkesin statta olmasını isterken, 41 bin rakamının da üzerine çıkacaklarını söyledi. Civelek, ?En az 41 bin kişilik bir katılım olacak. Bu alan 41 bin kişiyi almaz. Bu yüzden dışarıya iki ekran kuracağız ve yan sahaya ve çevreye vatandaşlarımızı alacağız? açıklamalarında bulundu.
Başbakan Erdoğan Kocaeli gezisini gazeteci ve belgeselci olarak yakından takip edeceğim. İsterseniz zamanı durduralım bugün de başbakan Erdoğan Gebze’de yaptığı gezilerle ilgili daha önce kaleme aldığım yazıların bir bölümünü birlikte okuyalım.
BAŞBAKAN; 500 BİN GEBZELİYE VERDİĞİ SÖZÜ TUTACAK MI ? (10 EYLÜL 2004)
AKP lideri ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Gebze’ye ilgisi devam ediyor. Parti kurma hazırlığına Gebze -Eski hisar Otel Atabay´da başlamış, 3 Kasım Genel seçimlerinden hemen önce 10 Ekim 2002 tarihinde on binlerce Gebzeliye yerinden yönetim sözü vermişti. Sayın Erdoğan Başbakan olduktan 11 ay sonra 12 Eylül 2003 tarihinde Gebze’ye gelerek bir çok törene katılarak verdiği hizmet sözünü tekrarladı.
Başbakan sayın Erdoğan yine bir Eylül ayında, yani bugün 10 Eylül 2004 tarihinde tekrar Gebze’ye geliyor. Bugün uzun bir süre Gebze´de kalacak ve Gebze ile ilgili açıklamalar yapacak ..Başbakan Erdoğan´ın bugün vereceği sözleri dikkatle takip ederek zamana karşı noterlik yaparak tarihe not düşeceğim. Ancak Gebze´de bir yıl içinde çok şeyler değişti. Gebze´ye verilen yerinden yönetim sözü tutulmadı ve 500 bin Gebze artık İzmit’in mahallesi oldu, Gebze´de devletin temel görevi olan Sağlık, Eğitim ve Emniyet hizmetleri perişan. AK partiye seçimlerde %50 oy vererek büyük destek olup hizmet bekleyen Gebze Halkı’nın umudu tükenmeye başladı. Hayal kırıklığına uğruyor Gebze halkı, verdiği vergilerin başka illere siyasi yatırım olarak gitmesine isyan ediyor. Gebze´nin 1000 dersliğe, yüzlerce öğretmen ve polise ihtiyacı var. hastanemiz gecekondudan bozma yerde yapılıyor. Başbakan´a Gebze ile ilgili yanlış bilgiler veriliyor.
Dost acıda olsa gerçeği söyler, AK parti iktidarı Gebze’yi gerçekten ihmal etti 2 bakanı olan Türkiye´nin sanayi merkezi Kocaeli´nin Gebze ilçesi büyük sıkıntı içinde. şimdi isterseniz gelin tarihe doğu yolculuğa çıkıp Başbakan sayın Erdoğan´ın 13 Eylül 2003 günü Gebze gezisinden sonra bu köşede yazdığım yazının bir bölümünü birlikte okuyalım.
..." Sayın Erdoğan’ın Gebze´deki törenlerini takip ediyorum. Gebze´nin sembolü Çoban mustafapaşa caminde kılınan cuma namazın ´da, basın cami içine alınmadı, namaz sonrası Erdoğan bir çok Gebzeli ile el sıkışarak Gebze Merkez Hastanesinin açılış törenlerine katıldı, Mehter marşı ile tören alanına gelen Erdoğan Türkiye´nin genel sorunları ile ilgili ayrıntılı bilgiler verirken, Gebze mitinginde verdiği hizmet sözlerini unutmadığını söyledi.
Kroman çelik tarafından yapılacak okulun temel atma töreni için Anadolu lisesinin bulunduğu yere gelen Erdoğan´ı büyük bir kalabalık karşıladı. Gebze Ticaret odasına geçen Erdoğan´ın GTO´da konuşma yapmaması dikkat çekti. Gebze Organize Saniyi bölgesindeki Fabrika yangını Başbakan´ın GOSB programını iptal etmesine neden oldu. TÜBİTAK´a geçen Başbakana bilgiler verildi. Başbakan Erdoğan Gebze´de büyük ilgi ve sevgi gördü.
Sayın Erdoğan´ın Gebze çıkartmasını takip ederken 11 ay önceki miting ve Türkiyenin genel durumu hatırıma geldi. Sayın Erdoğan´ı bugünlere getiren en önemli özellik yılmadan ve yorulmadan çalışıp güç odaklarına taviz vermemesidir. Miting alanında AKP ve sayın Erdoğan´a karşı geçmişde açıkça tavir alanların bugün AKP li gözükmesi Türk siyaseti açısından büyük talihsizliktir. Bu tür çıkarcılara AKP ve Erdoğan’ın pirim vermemesi sevindiricidir. Milletvekili ve AKP teşkilatları partiyi çıkarına alet edenleri takip edip önlemelidir. Genel merkezin bu noktada çok ciddi çalışmalar yapması siyasete kalite getirecektir. " (13 Eylül 2003)
Yukarıda yazdığım 13 Eylül 2003 tarihindeki yazımda Sayın Erdoğan´ın 3 Kasım Genel seçimler öncesi Gebze meydanında 10 Ekim 2002 tarihinde yaptığı konuşmaya ´da yer vermiştim isterseniz gelin şimdide bu yazıyı okuyalım.
........"Evet insan hayatı gerçekten sürprizlerle doludur. Yıllar öncesinden tanıdığım Sayın Erdoğan bugün kitleleri arkasından coşturuyor. Bir umut ve kurtarıcı gibi bakılıyor. Gerçekler 3 Kasım seçimlerinden sonra çok daha iyi anlaşılacaktır. Sıkıntı ve dertler insanı olgunlaştırır. Çile ve ızdırap insanı yüceltiyor. Erdoğan´ı dinlerken geçmiş yıllar gözümün önünden bir sinema şeridi gibi geçerken bundan sonra ne olacağı zihnime takıldı ...."(11 Ekim 2002)
Bu satırlar seçimlerden önce 11 Ekim günü yazmıştım. Sayın Erdoğan önüne çıkartılan engelleri bir bir açarak halka hizmet ve Türkiye sevdası için maraton koşuyor. Sayın Erdoğan ve ekibi Türkiye ve Gebze’ye hak ettiği hizmeti yapacaklarına inanıyorum. Dünkü Gebze çıkartmasında 7 ay sonra yapılacak yerel seçimlerde AKP nin başarılı olacağını gösteriyordu. Gebze nin Ankara´dan hak ettiği hizmeti alabilmesi için AKP milletvekillerine ve AKP Gebze teşkilatına büyük görev düşüyor. Gebze´deki tüm kurum ve kuruluşlarla bütünleşerek, siyaseti Gebze için hizmete dönüştürebilmelidirler. Makam ve mevkiler gelip geçici, sayın Erdoğan’ında dediği gibi " Bakı kalan kubbe´de hoş bir sedadır. Gebze´ye hizmet için gözler AKP Gebze teşkilatı ve milletvekillerinde. Bekleyip göreceğiz......" (13 Eylül 2003)
Evet yine bir sonbahar günü ve tarihler 10 Ekim 2004 ü gösteriyor. Başbakan Sayın Erdoğan Gebze’ye geliyor. Başbakan’ın Gebze’de neler konuşacağı merak konusu. Acı bir gerçek var ki sayın Başbakan’ın Gebze halkına verdiği yerinden yönetim sözünü tutmayarak büyükşehir yasası ile Gebze’yi İzmit´e mahalle yaptırdı. Gebze´ de hizmet adına hiç bir şey değişmedi. Yapılmayan hizmetler bile yapılmış gibi gösterilerek başbakan yanlış bilgilendirildi. Bu görüntü Gebze ve AKP Adına üzüntü verici.
Biz gazeteci olarak tarihe not düşmeye devam edeceğiz. Gebze çok başbakan, bakan ve milletvekilleri gördü. Hizmet yapanlar unutulmadı. 500 bin Gebze halkı Başbakan Erdoğan, bakanlar ve milletvekillerinden ödediği vergilerin karşılığı olarak hak ettiği hizmeti bekliyor. Ancak Gebze halkının umudu bitmek üzere. bekleyecek hali kalmadı .Kaybeden sadece Gebze değil Ak parti ile Türkiye olacaktır. Bizim görevimiz yazıp tarihe not düşmektir. Başbakan 500 bin Gebze halkına verdiği hizmet sözünü ne zaman tutacak ?
MERHUM ÖZAL İLE BAŞBAKAN ERDOĞAN ARASINDAKİ FARK
Başbakan belediyeden çıkarken büyükşehirle ilgili yönelttiğim soru şu " Seçimden önce Gebze halkına yerinden yönetim sözü verdiniz. Büyük şehir yasası ile Gebze´yi İzmit´e mahalle yaptınız yerinden yönetim bu mu? Sorumuza Başbakan çok sinirlendi. Başbakan bize yerel yönetim dersi vermeye kalktı. Beni yerel yönetimler yasasını bilmemekle suçladı. Başbakan´a bende gazeteciyim belediye yönetimi ve belediye yasasını bilmem, ancak bildiğim Gebze halkı bu yasaya karşı. Gebze İzmit´e mahalle yapıldı.
Başbakan´a sorduğum büyükşehir sorusuna, Büyükşehir Belediye Başbakan´ı İbrahim Karaosmanoğlu ile Milletvekili Nihat Ergün´de sinirlendi. Her ikisi bize bu soruyu sormayı yakıştıramadıklarını söyleyerek sitem ettiler. Biz her şeye rağmen fikrimizde kararlıyız. Büyükşehir Gebze´ye büyük darbe vurdu. Gebze ancak Gebze´den yönetilerek sorunları çözülür. Gebze´nin bugünkü sıkıntısı hak ettiği halde il yapılmayarak İzmit´e mahkum edilmesidir. Kocaeli Büyükşehrin Başkanı Sayın Karaosmanoğlu ne kadar iyi niyetli olursa olsun Gebze sıkıntıdan kurtulmayacaktır.
Her fırsatta Özal gibi olmaya çalışan Başbakan Erdoğan´ın sinirli ve kızgın halini gördüğüm´de aklıma 1983 yılında Anavatan Partisinin Kuruluş yılları geldi. Genel başkan mehrum Turgut Özal´ın Gebze ilçe binasının açılışına geldiğinde sorduğum şu soruyu hatırıma geldi. Merhum Özal´a 21 yıl önce şu soruyu sormuştum " Sayın Özal rakipleriniz Çalp ve Sunalp sizlere işçi düşmanı olarak suçluyor, İşşçi bölgesi Gebze´de işçilere özel bir mesajınız var mı ? diye sorduğumda merhum Özal " Genç gazeteci rakiplerimiz işçilerle oturup bir kez yemek bile yememiştir. Ben işçilerle Akkardansa´da birlikte çalıştım. İşçilerin sorununu Çalp ve Sunalp´dan daha iyi bilirim, sende şahit ol demişti. İşte Merhumu Özal ile Sayın Erdoğan´ın arasındaki fark ,yorumu sizlere bırakıyorum.
BAŞBAKAN 5. KEZ GEBZE´DE (22 EKİM 2004)
Başbakan Tayyip Erdoğan bugün ´de Gebze´ye geliyor. Genel seçim öncesi Gebze´ye gelmeye başlayan Başbakan bugün 5. Kez Gebze´ye gelecek. Okul ve fabrika açılışı için Gebze´ye gelecek olan Başbakan´a hitaben daha önce bu köşede kaleme aldığım yazıları tekrar edeceğim. Devlet ve siyaset adamı verdiği sözleri tutarak güvenilir olmalıdır. Sayın Erdoğan´ın Gebze halkına verdiği yerinden yönetim sözünün gazete olarak sonuna kadar takipçisi olacağız.
Büyükşehir yasası ile mahalle yapılan Gebze´nin en basit belediye hizmetleri bile 50 kilometre uzaktaki İzmit´ten yapılıyor. Devlet hastanesi parasızlıktan yapılmadığı için, insanlar hastane yollarında ölüyor. 600 öğretmen yüzlerce polis açığı var. Alt yapı hizmetleri yok.500 bin nüfusa sahip Türkiye´nin en çok vergi veren ilçesi Gebze varlık içinde yokluk çekiyor. Gebze tam anlamı ile büyük bir çıkmaz içinde Gebze eski günlerini mumla arıyor.
Evet Gebze büyükşehir yasası ile çok şey kaybetti. Sefa Sirmen´in katrilyonluk borç batağına ortak edildi. Belediye payları yıl başından itibaren kesilmeye başlandığında ilçe ve belde belediyeleri feryad edecek ama seslerini kimse duymayacaktır. Gebze halkına yerinden yönetim sözü veren Başbakan´ı Gebze halkı hiç bir zaman unutmayacaktır. Biz geçmişte yazdığımız yazıların bir özetini Başbakan´a ithaf ediyoruz.5.Kez Gebze´ye gelen Başbakan Gebze´nin kaderini değiştirecek mi ? Beklemeye devam edeceğiz.
BAŞBAKAN´IN GEBZE GEZİLERİ İLE İLGİLİ TARİHE NOT DÜŞMEYE DEVAM EDİYORUZ.
Başbakan´ın 4. bakanlı Gebze turu (İsmail Kahraman´ın 22 Eylül 2004 tarihli makalesi)
Gazetemizin dünkü sayısında tarihe not düşme adına yazdığım Başbakan’ın Gebze´ye yaptığı 4 .gezi ile ilgili yorumlara devam ediyorum.
Dün tam gün Başbakan´ı takip ettim. ISUZU daki tören, Mustafapaşa Camii´ndeki cuma ve cenaze namazları, Gebze Belediyesi´ni ziyareti, Belediye önünde Gebze ile ilgili soru sormam. Ve Gebze halkına hitap etmesi ve son olarak Gebze Organize Sanayi Bölgesindeki yemekli toplantı ve GOSB tekno parkının tanıtımını sonuna kadar takip edip not almayı görev kabul ettim.
Gebze bir çok Başbakan gördü, sadece seçim zamanı ve seçimden sonra törenlerde boy gösterip gittiler, Fakat dün öyle değildi haftanın son mesai günü olmasına rağmen Başbakan Erdoğan tam gününü Gebze’ye ayırdı. Temennimiz bu ilgi bu hizmet dönemleri ve Gebze´nin içinde bulunduğu sıkıntı sona erer. Umudumuzu yitirmeden beklemeye devam edeceğiz. Fakat bekleyecek daha fazla gücümüz kalmadı.
Evet Belediye önünde Sayın Başbakan´a yönelttiğim" Seçimden önce Gebze halkına yerinden yönetim sözü verdiniz. Büyükşehir yasası ile Gebze´yi İzmit´e mahalle yaptınız yerinden yönetim bu mu? Sorumuza sinirli Başbakan bize yerel yönetim dersi vermeye kalktı. Başbakan´dan sonra Büyükşehir Belediyesi Başbakan´ı İbrahim Karaosmanoğlu ile Milletvekili Nihat Ergün´de sitem ettiler.
Biz her şeye rağmen fikrimizde kararlıyız Büyükşehir Gebze´ye büyük darbe vurdu. Gebze ancak Gebze´den yönetilerek sorunları çözülür. Gebze´nin bugünkü sıkıntısı hak ettiği halde il yapılmayarak İzmit´e mahkum edilmesidir. Kocaeli Büyükşehir’in Başkanı Sayın Karaosmanoğlu ne kadar iyi niyetli olursa olsun Gebze sıkıntıdan kurtulmayacaktır. Gelecekte keşke yanılmış olsam. Beni dün en çok sayın Başbakan´ın sorduğumuz soruya cevap verirken sinirli tavrı üzdü. Soruya kızan sadece Başbakan değil Büyükşehir başkanı Karaosmanoğlu ile milletvekili Ergün´de sitem ettiler. Kızmak ve sinirlenmek sorunları çözmez. Dostlar üzülse de biz gerçekleri yazıp sormaya devam edeceğiz.
(Gebze Gazetesi 22 Eylül 2004 )
BAŞBAKAN ERDOĞAN TÜBİTAK´DA (18 KASIM 2005)
Başbakan seçildikten sonra 5.kez Gebze´ye gelen Recep Tayyip Erdoğan´ın Gebze´ye verdiği yerinden yönetim sözünü gazeteci olarak takip ediyoruz. Daha önce gazeteci olarak sorduğumuz soruya kızan Başbakan´a sorular sormaya devam edeceğiz. Son olarak 12 şubat 2005 tarihinde Gebze´nin Akciğeri Çayırova çamlığı üzerine kurulan Anadolu Grubu Hastanesi´nin açılış töreni için gelen Başbakan, bugünde TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezinde olacak.
Bugün Gebze’ye gelecek olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan Gebze kamuoyuna hitap eden bir gazete olarak, kamuoyu adına Sayın Başbakan´dan isteklerimizi bir kez de açık mektup halinde gazetemiz aracılığı ile sormak istiyoruz.
TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezinde inceleme yapmak üzere bugün Gebze’ye gelecek Başbakan Erdoğan’dan Gebze kamuoyunun istek ve beklentileri var. Bu istekleri bir kezde Gazetemiz aracılığı ile sormak istiyoruz. Ümit ediyoruz sayın Başbakan bu soruları cevaplandırır.
* 108 bin öğrencinin eğitim gördüğü Gebze´nin 850 derslik açığı var. Bu açık ne zaman giderilecek?
* 13 bin öğretmenin görev yaptığı Kocaeli´nin ilçesi Gebze´de 3 bin öğretmen var. Gebze´nin 1000 öğretmen açığı ne zaman giderilecek?
* Türkiye´nin en hareketli ilçesi olan 500 bin nüfuslu Gebze´nin güvenliği 550 polisle sağlıyor. Gebze´nin polis açığı neden giderilmiyor?
*Türk sanayinin atardamarı olan Gebze´nin bir çok ana caddesi, yol ve kavşağı ödeneksizlikten açılmıyor. Gebze´nin alt yapı sorunu ne zaman çözülecek ?
* Devletin anayasa teminatındaki sağlık hizmeti olmadığı için Gebze’den sevk olan hastalar yollarda ölüyor. Gebze´ye sağlık hizmeti verecek 14 yıldır inşaatı devam eden Gebze Devlet Hastanesi binası ne zaman hizmete açılacak ?
* Gebze´li öğrenciler 55 - 65 kişilik sınıflarda üst üste eğitim görüyor. Yerinden yönetim sözü verdiğiniz Gebze, eğitim hizmetlerinden ne zaman tam olarak yararlanacak?
* Yıllar önce temeli atılan ve parasızlıktan çürümeye terk edilen, Gebze Kültür Merkezi, Yüzme havuzu ve diğer devlet yatırımları inşaatları çürümeden ne zaman kurtarılacak ?
* Türkiye´nin en zengin ilçesi olan Gebze´nin , SSK fiubesi, Tapu ve Kadastro Müdürlüğü ile Bağ-Kur İrtibat Bürosu kirada hizmet veriyor. 500 bin nüfusu Gebze´de devlet kiradan ne zaman kurtulacak?
* Nüfusu Gebze´den daha az olan İzmit´te başta öğretmenler olmak üzere bir çok devlet memuru boş tutulurken Gebze´deki devlet kurumları personel sıkıntısından, vatandaşa tam hizmet veremiyor. Gebze´nin memur eksikliği ne zaman giderilecek?
3 Kasım seçimleri öncesi yerinden yönetim sözü verdiğiniz Gebze İzmit´e mahalle yapıldı. Gebze´yi mahalle olmaktan kurtararak ne zaman yerinden yönetime kavuşturulacak? . Gebze halkı Başbakandan yerinden yönetim sözünü tutmasını bekliyor. Gebze yerinden yönetimi çoktan hak etti. Biz gazeteci olarak Gebze yerinden yönetime kavuşuncaya kadar sayın başbakana soru sormaya devam edeceğiz. ( 18 Kasım 2005 /Gebze Gazetesi- İsmail Kahraman)
Evet, sonuç olarak gazetecilik tarihe not düşmek ve zamana noterlik yapmaktır. On yıl önce başbakanın Gebze gezisi ile ilgili notları sizlerle paylaştık. Gebze’ye verdiği yerinden yönetim sözünü takip etmeye devam ediyoruz. İnşallah başbakan sözünde durur.
…….
İSMAİL KAHRAMAN´IN KALEMİNDEN BAŞBAKAN ERDOĞAN İLE DEVR-İ ALEM
Başbakan Erdoğan yarın Kocaeli ‘ye geliyor. Mahmut Civelek başkanlığındaki AK Parti Kocaeli teşkilatı geceli gündüzlü çalışıp İsmet Paşa stadını doldurmaya çalışıyor. Yarın Başbakanı Kocaeli nasıl karşılayacak? Başbakan Kocaeli’nde ne konuşacak? Ve hangi etkinliklere katılacak birlikte görüp takip edeceğiz.
Başbakan Kocaeli’ye geleceği bugünlerde biz de tarihe not düşme adına başbakan Erdoğan ile ilgili yazılar kaleme alıyoruz. Son 15 yıldır Türkiye’de çok önemli şeyler oluyor. Ezberler bozuluyor, ciddi anlamda değişim ve dönüşümler yaşanıyor deyim yerindeyse son 15 yıldır tarihe şahitlik ediyoruz. Gelecekte bugünlerle ilgili torunlarımıza anlatacağız yazılar ve belgesellerimizle geleceğe ışık tutacağız önemli olaylar yaşıyoruz. Biz de Devr-i Alem belgesel programı olarak Sayın Erdoğan ile bir Devr-i Alem yaparak tarihe not düşmek istedik.
HAPİSTEN BAŞBAKANLIĞA
Başbakan Erdoğan Türk siyasi tarihinde önemli izler bırakan bir isim olarak hatırlanacak. Geçmişte Türkiye başbakanlıktan hapse giren hatta idam edilen başbakanlar hatırlıyor ancak Erdoğan’ı hapisten başbakanlığa giden isim olarak hatırlayacak. Başbakan Erdoğan’ı Kırklareli’nin Pınarhisar ilçesinde hapiste kaldığı günlerde kendisini ziyaret eden bir gazeteci olarak o gün yaşadıklarımı dün gibi hatırlıyorum. Hapishanenin 2. katında bizi karşılamıştı. Biraz geniş olan salonda kara tahtada İngilizce öğrenmeye çalışırken kendisi ile görüşmüştüm. Kendisine günlerin nasıl geçiyor? Diye sorduğumda işte gördüğünüz gibi bazen okuyor bazen İngilizce öğreniyoruz ama kendimizi ?Bu da geçer yahu.? Diyerek teselli ederek zamanın geçmesini bekliyoruz demişti. Gerçi Sayın Erdoğan ile bu ilk görüşmemiz değildi. Fazilet Partisi İstanbul il başkanı olduğu sırada Gebze Kadırga tesislerinde kendisi ile görüşüp yemek yemiş ardından da Gebze’nin ilk radyosu olan ve tarafımızdan Gebze FM’de telefonla bağlanıp yemek masasından söyleşi yapmıştık. Sayın Erdoğan o gün Gebze FM mikrofonlarından milli görüşü ve milli görüş lideri Erbakan’ı anlatmış milli görüşün Türkiye’ye önemli hizmetler yapacağını söylemişti. Türkiye Gazeteciler Cemiyetini çeşitli etkinliklerine İstanbul Büyük Şehir Belediye başkanı sıfatıyla katıldığında yine sorular sorup cevaplar almıştım. Bu görüşmeler ve hapishaneler ziyaretinde Sayın Erdoğan bizi eski kültür bakanı İsmail Kahraman ile adaş olmamızdan dolayı karıştırmamak adına Gebzeli gazeteci İsmail Kahraman olarak tanımıştı.
Bu satırları sayın başbakan Erdoğan ile ilgili görüş ve yorum yazma hakkına sahip olduğum ve tarihe not düşme adına yazıyorum. Hatta hapishaneden başbakanlığa diye bir tv belgeseli de hazırlayarak Erdoğan ile Devr-i Alem adıyla tarihe tanıklık da yapmak istiyorum. AK Partinin kuruluş süreci kurucular kurulunun Gebze Eskihisar, Otel Atabay’daki toplantıları Erdoğan’ın partiyi kurduktan sonra ilk mitingini Gebze’de düzenlemesi, Gebze Mitingini takip ederek mitingi takip ederek kameramızla kayıt altına alıp yazılarımızla geleceğe not düşüp noterlik yaptık. Dünkü yazımda da belirttiğim gibi geçmişi unutmamak ve nereden nereye geldiğimizi hatırlamak için keşke herkes anılarını yazsa şahitlik yaptığı olayları gelecek kuşaklara aktarabilse. Ben bu satırlarla Türkiye’nin son 10 yılında söz sahibi olan bir başbakanla ilgili gördüklerimi ve yaşadıklarımı kayıt atına alarak gelecek kuşaklara aktarmak istiyorum.
BAŞBAKAN ERDOĞANLI YILLAR
AK Parti Türk siyasi, tarihine adeta bir fırtına gibi girdi. Türk siyasi tarihinde bir çok ilke imza attı. AK Parti’nin Kocaeli de kuruluş sürecine Gebze’den kurucular kurulu üyesi de katılıp aktif siyaset yaptığım yıllar bugün çok geride kaldı. O günleri hatırladığımda bir çok olay sinema şeriti gibi gözümün önünden geçiyor. Birçok ismi Ak Parti’de siyaset yapma isteği adeta kılı kırk yararak kurucular tarafından geri çevriliyordu. Sadece Gebze’de 30 tane ilçe başkanı adayı birbiri ile yarışıyor, ilçe başkanı olmak için mücadele ediyorlardı. Gebze ilçe teşkilatını kurma görevi Gebze’den AK Parti’nin Kocaeli kurucular kurulu üyesi olan Eyüp Ayar, Halit Yaşar ve bu satırları yazan benimle birlikte Kocaeli den bugün Büyükşehir Belediye başkanı olan İbrahim Karaosmanoğlu ve yine bugün İzmit Belediye Başkanı olan Nevzat Doğan tarafından yürütülüyordu. Günler süren çalışmalardan sonra ilçe teşkilatı kurulmuş yer tutularak Gebze’de siyasi çalışmalar başlatılmıştı. Kocaeli il teşkilatı toplantıları Ankara’daki toplantıları gazeteci olmakla beraber bir siyasetçi olarak da takip ediyor olup bitenlerin siyasi oyunların siyasetteki yaşanan iniş ve çıkışların adeta canlı şahitliğini yapıyor Türkiye?nin AK Partili ve Erdoğanlı yılların nasıl yaşandığını görüyordum. AK parti genel seçimlere girdi tek başına iktidar olup yerel seçimleri de kazanarak gücünü pekiştirip Türk siyasetinde fırtına ve kasırga estirecek deyim yerindeyse Türk siyasi tarihini yeniden günlerin habercisi oluyordu.
ERDOĞAN’LA GEBZE KAVGASI
Bana göre herkes işini yapmalı. Ben farklı bir eğitim almama karşın kendimi hep gazeteci ve televizyoncu gördüm. Daha 15 yaşında 1975 senesinde ilk yazımı gazetelere gönderip gazeteci olacağımı koymuştum. Siyasete hiç ısınamadım. Dostların tavsiyesiyle 1994 seçimlerinde milletvekili aday adayı 1999 senesinde Fazilet partisinden milletvekili adayı 2002?de de AK Partiden Kocaeli kurucular kurulu üyesi olmama rağmen siyasetteki vefasızlık ve en önemlisi siyaseten söylenen sözlerin unutulması beni hep rahatsız ediyordu. Siyaset çok büyük bir sanat ve çok büyük sorumluluk isteyen bir iş. Deyim yerindeyse ateşten gömlek. Siyasette başarılı olmak ve hizmet yapmak herkesin becerebileceği bir iş değil. Bugün Türk siyasi tarihinin tozlu rafları başarısız, beceriksiz, birçok kişi ile dolu.
Siyasetteki zikzaklar ve verilen sözlerin tutulmaması beni hep rahatsız etmiştir. Sayın Başbakan’ın Gebze mitinginde Gebzelilerin isteğine? Ben size il sözü vermiyorum ama bir il de ne varsa Gebze’de de o olacak. Gebze yerinden yönetilecek.? sözleri bana büyük umut vermişti. Evet, Gebze yerinden yönetilecek ne İstanbul ne de İzmit lobisinin kaderine bırakılmayacaktı. Ama tam tersine oldu sayın başbakan İzmit lobisinin yanlış yönlendirmesiyle yerinden yönetilmek şöyle dursun 50 km uzaktaki İzmit Büyükşehir Belediyesine adeta mahalle yapılarak belediye hizmetleri yeniden Kocaeli’ye bağlanması beni oldukça rahatsız etti bu rahatsızlığımı Sayın Başbakan’ın Gebze ziyaretinde gazeteci sıfatımla ?Gebze’ye yerinden yönetim söz vermiştiniz. Gebze’yi Büyükşehir yasasıyla İzmit Belediyesine mahalle yaptınız. Yerinden yönetim anlayışı bu mu sayın başbakan?.? sorumuza sinirlenen sayın başbakanla Gebze eski belediye binası önünde yaptığımız o günün ulusal basınına bile konu olmuştu. Deyim yerindeyse Gebze yüzünden başbakanla kavga edip siyasete veda etmiş, başbakan olduktan sonra da Sayın Erdoğan ile tartışan ilk gazeteci olmuştum.
Başbakanla yaptığımız bu tartışma üzerinden yıllar geçti. Gebze yüzünden yaptığım bu tartışmadan hiç pişman değilim, Gebze’nin Büyükşehir belediyesine bağlanması hem Gebze’ye hem de İzmit’e büyük haksızlık. Gebze bölgesi İzmit’ten idare edilemeyecek kadar büyük ve bugün bunu da herkes biliyor. Başbakan Erdoğan başkanlığındaki AK Parti hükümeti de bunu da açıktan söylemese bile Gebze’yi 4 ilçeye bölerek bizim tezimizi desteklemiş oldu. Gebze bugün olmazsa yarın Büyükşehir sınırları dışına çıkacak büyükşehirle Gebze ili kurulacaktır. Büyükşehir’i Gebze ilini kurmak gönül ister ki kuruluşu Gebze bölgesinde yapılmış AK partiye nasip olsun. Bu bir nasip meselesi bakalım Gebze’ye büyükşehirli il kurmak kime nasip olacak? Gün doğmadan çok şeyler doğacak ve Gebze Bölgesi mutlaka büyük şehirli il olacak.
Başbakan Erdoğan 14 Temmuz cumartesi günü Kocaali’ye geliyor. Belediyeler tarafından yapılan 133 hizmet projesinin açılışını yaparak ardından İzmit İsmet Paşa stadında yapılacak olan AK Parti İl Kongresine katılacak ve Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu?nun düğün törenine katılarak nikah şahitliği yapacak.
Başbakan’ın Kocaeli çıkarması bana geçmiş yıllardaki gezileri hatırlattı. AK Parti için Kocaeli önemli. Zira AK Parti?nin ilk kuruluş toplantıları Gebze Eskihisar Atabay’da gerçekleşmişti. Gebze Eskihisar’da başlayan kuruluş süreci partiye dönüşmüş Başbakan Erdoğan ilk mitingini Gebze’de gerçekleştirmişti. Daha sonra birkaç kez daha Gebze’ye gelen Erdoğan’ın Kocaeli mitingleri de oldukça hareketli geçmişti.
AK Parti teşkilatı Başbakan’ın cumartesi yapılacak Kocaeli çıkarması için hazırlık yapıyor. İl Başkanı Mahmut Civelek AK Parti ilçe teşkilatları, büyük seferberlik içerisinde İzmit stadını doldurmaya çalışıyor. Başbakan’ın Kocaeli’de yapacağı konuşmalar önemli. AK Parti Kocaeli teşkilatı Başbakan’ın huzuruna hangi listeyle çıkabilecek? İl yönetimine seçilecek isim listeleri sır gibi saklanıyor. Ak partinin yapacağı bu kongre bir anlamda geleceğe de damga vuracak ve partinin önümüzdeki dönemin yol haritasını belirlemiş olacak.
Başbakan’ın açılışını yapacağı hizmetlerin ilçelere göre adaletli dağıtılmadığına inanıyorum. Özellikle hükümet tarafından Kocaali’ye yapılan sağlık, eğitim ve alt yapı hizmetlerinde aslan payı İzmit alıyor. Bugün İzmit bölgesinde 2 araştırma hastanesi olmasına rağmen Gebze’de hiç olmaması büyük haksızlık. Eğitim ve diğer alandaki hizmetlerde de aynı adaletsizlik söz konusu. İsterseniz 133 hizmet projelerinin ayrıntısını gazetemizin www.gebzegazetesi.com.tr sitesindeki haberinden inceleyebilirsiniz.
Başbakan’ı cumartesi günkü Kocaeli mitingini takip etmek istiyorum. Daha önce miting ve toplantılarla karşılaştırmalar yapacağım. Ayrıca AK partinin Kocaeli teşkilat listesi ve yeni yönetim kadrosu Kocaeli Bölgesi için önemli bakalım İl Başkanı Sayın Civelek’in listesinde kimler yer alacak? En önemlisi sayın Civelek Gebze, Darıca, Dilovası ve Çayırova’ya gerekli önemi verecek mi?
AK Parti ve başbakan Erdoğan bugünlere kolay gelmedi. AK Parti kurulduğu günden beri yakından takip eden ve bu konuda yazı, haber, yorumlar yazarak tv belgeselleri hazırlayan bir araştırmacı gazeteci ve belgesel yönetmeni olarak tarihe not düşmek ve zamana noterlik yapma adına başbakanın daha önce yaptığı Kocaeli mitingi referandum çalışmaları, cumhurbaşkanlığı seçimi ve anayasa mahkemesinin AK Parti’ye açtığı kapatma davasıyla ilgili bu köşede yer alan bazı yazılarımın özetini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Özetle 28 Şubat kavgası olmasaydı Erbakan ve Milli görüş teşkilatı siyaset dışı bırakılmasaydı AK Parti kurulabilir miydi? Türk siyaseti bugün hangi durumda olurdu? Anayasa mahkemesi geçmişte açılan davada AK Parti’yi kapatıp başbakan Erdoğan’ı siyaset dışı bıraksaydı bugün siyaset ne durumda olurdu? Referandumda mini anayasaya paketine hayır oyu çıkıp paket geçmeseydi bugün neleri konuşacaktık? Bunlar üzerinde fikir ve yorumlar yapmak gerekiyor. En önemlisi başbakan Erdoğan, Davosta İsrail cumhurbaşkanına ONE MİNUTE demeseydi bugün Türkiye’nin dünya çapında yakaladığı güç ve ekonomideki durumu yakalanabilir miydi? İsterseniz geçmişi unutmama adına bu konularda daha önce kaleme aldığım yazılarımın bir kısmını özetle sizle paylaşmak istiyorum yazıları www.gebzegazetesi.com köşenizden okuyabilirsiniz.
GEÇMİŞİ UNUTMAYALIM. ( GEBZE GAZETESİ/1 AĞUSTOS 2008)
İnsanın en önemli özelliği geçmişi unutmaktır. Türkiye son altı ay içinde çok şeyler yaşadı. Yaşadığımız gerginlikler yüzünden çok zaman kaybettik. Tarih geçmişi unuttuğumuz için tekrar edermiş.
AKP ve Ergenekon davası ile ilgili yazdığımız haber, yorum ve yazıları ülkenin kalkınması içn yazabilseydik Türkiye çok şeyler kazanırdı.
Gücümüzü bir brimiz üzerinden denemekten çok zevk alırız. 24 Mart 2008 tarihinde bu köşede yazdığım? Ankara Meydan muharebesini kim kazanacak? başlığa ile bir yazı yazmıştım.
Bugün bu yazıyı köşeme alıyorum. Tarihten ders ve ibret almak için gelin birlikte okuyalım.
Ankara Meydan Muharebesini Kim Kazandı?
Türkiye Cumhuriyetinin başkenti Ankara tarih boyu bir çok meydan muharebesine sahne olmuştu. Sıcak savaşların dışında siyasi, kültürel, ekonomik ve diğer alanlarda’ da mücadeleler yapıldı.
Tarihimizde Yıldırım ve Timur tarafından 1401 yılında Ankara’nın Çubuk bölgesinde yapılan Ankara meydan muharebesi iki türk hakanının sen ben kavgası yüzünden çıkmış ve Osmanlı dağılma noktasına gelmişti.
Ankara başka meydan Muharebelerine de sahne olmuş. Son savaş Ankara Polatlı yakınlarında Sakarya ovasında Yunanlılara karşı yapılan savaşta Başkenti Ankara olan Türkiye devletinin kurulması gerçekleşti. Ankara meydan muharebelerini Türkiye kazandı.
Moralimizi bozmaya gerek yok, sorun ve sıkıntı olsa da Başkenti Ankara olan Türkiye ile elbet yaşayacaktır...
ANKARA’NIN SİYASİ MEYDAN MUHAREBELERİNİ KİM KAZANACAK?
Ankara?da son dönemde büyük bir siyasi meydan muharebeleri yaşanıyor. 12 Eylül darbesinden sonra bugüne kadar Ankara’da yaşanan siyasi olaylar bir gün doğru bir şekilde yazıldığında bu muharebelerinin nasıl yapıldığını daha iyi anlayacağız.
On iki Eylül’den sonra Türkiye’de yaşananları bir gazeteci olarak yakından takip ediyorum. Özal’ın ANAP’ın kazanması ve Başbakan olması, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra süpriz bir şekilde ölmesi. Mesut Yılmaz’ın sürpriz bir şekilde ANAP’ın başına geçmesi ve Hasan Celal Güzel’in siyasi komploya kurban gitmesi.
Süleyman Demirel in 7. kez iktidar olması. Ecevit’in Başbakan olduktan sonra hastanede diri diri ölüme tek edilmesi. Rahşan hanımın açıklamaları. Necdet Sezer’in Cumhurbaşkanı seçilmesi. Anayasa kitapçığının fırlatması ile başlayan ekonomik krizinden kazançlı çıkanlar.
Tayyip Erdoğan’ı siyasi yasaklı yapacak. Refah Partisinin kapatılmasını sağlayacak 28 Şubat sürecinde yaşananlar. Türkiye’nin kaynaklarının nasıl dışarıya kaçırıldığı Türk milletinin nasıl fakirleştirildiği.
Her şeye rağmen Tayip Erdoğan’ın kurduğu AKP’nin iktidara gelmesi. Erdoğan’ın başbakan seçilmesi. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaşananlar. 22 Temmuz seçimlerinin sonuçları. Abdullah Gülün cumhurbaşkanı seçilmesi.
İşte son yıllarda Ankara’da yaşanan siyasi meydan muharebeleri. Satır başları ile sunduğum bu siyasi gerginlik ve kavgayı hep millet kazandı.
Bugün Ankara’da AKP’nin kapatılması davası ve Ergenekon operasyonu ile yeni bir siyasi gerginlik ve kavga başladı. Hiç şüpheniz olmasın daha önce olduğu gibi bu kavga ve gerginlik? De kazanan taraf; devlet, millet ve Türkiye olacak.
Türkiye; gelişen ekonomisi, yetişmiş insan gücü ve en önemlisi Bilgi ve bilişim çağını yakalayan gençleri ile dünyanın lider devleti olma yolunda hızla ilerliyor.
TÜRKİYE İÇİN TARİHİ MİLAD.
Evet, aradan dört ay geçti. Geçmişi unutmamak için 4 ay önce yazdığım yazıyı bir kez daha birlikte okuyarak yaşananları hatırladık.
Türkiye 4 ayda çok şeyler yaşadık. Yaşadığımız olaylar bizlere çok şey kaybettirdi. 4 Ayda yaşananlar Türkiye’yi bir kaç yıl geriye götürdü.
Önemli olan geçmişi unutmadan, yaşananlardan ders alabilmek AK parti kapatma davası kararı ile Ergenekon operasyonu Türkiye için tarihi bir milat olduğuna inanıyorum.
Geçmişi unutmayalım. ( İsmail Kahraman/ 1 Ağustos 2008 / Gebze Gazetesi)
------------
BAŞBAKAN’IN KOCAELİ MİTİNGİ VE REFERANDUM (19 AĞUSTOS 2010)
Bu yazıyı Başbakan’ın İzmit’te yapacağı mitinge 1 saat kala kaleme aldım. Ramazan dolayısıyla ile gazetemiz erken baskıya girdiği için bu yazıyı kaleme aldıktan sora İzmit mitingini takip etmek üzere İzmit’e gittim. Başbakan’ın İzmit mitingi ile ilgili notları yarın sizlere bu sayfada paylayacağım.
AK parti ve Başbakan için Kocaelili çok önemli. AK patinin Gebze’de kurulduğunu yerel ve genel seçimlerde Ak Partinin aldığı oyları hatırlarsak bu önemi daha iyi anlarız. Dün İzmit mitinginde Karamürsel’in DP’li belediye başkanında Ak partiye geçti. Kocaeli deki il ve ilçelerin tümü 13-0 Ak partili oldu.
Hemen belirtelim Kocaeli ve Gebze AK partiye verdiği desteği merkezi hükümetten 8 yıldır bir türlü hizmet olarak alamadı. Kocaeli İstanbul’dan sonra en çok vergi veren il olmasına rağmen devlete verdiği verginin 18?de birini alıyor. (İsmail Kahraman /19 Ağustos 2010 Gebze Gazetesi)
------------------
BAŞBAKAN ERDOĞAN 19 AĞUSTOS 2010 TARİHİN’DE KOCAELİ MİTİNGİN’DE NELER KONUŞMUŞTU?
İŞTE ERDOĞAN´IN KOCAELİ MİTİNGİNDEKİ AÇIKLAMALARI
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün kendi sorunlarını çözemeyen, kendi sorunlarına çözüm üretemeyen, kendi afetlerine müdahale edemeyen bir Türkiye olduğunu belirterek, ´´Bugün dünyanın dört bir yanındaki sorunlara el atan, afetlere yardım ulaştıran bir Türkiye var´´ dedi.
Erdoğan, partisinin Kocaeli´de düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada, mübarek ramazan ayının tüm millete, tüm İslam dünyasına, insanlığa barış, huzur ve kardeşlik getirmesini temenni etti. Bir başka programı nedeniyle Kocaeli mitingine biraz gecikmeyle geldiğini ifade eden Erdoğan, ´´Sizin bu sıcaklığınız, biliyorum gönüllerinizden geliyor. Gönüllerinizin bu sıcaklığı zaten bu ülkenin birliğinin, beraberliğinin, dirliğinin temelini oluşturuyor ve ben bu vesileyle sizlere bir kez daha şükranlarımı arz ediyorum´´ diye konuştu. ´´17 Ağustos´da Kocaelimizde tekrar bir acıyı yaşadık. 1999´un 17 Ağustosu... O zaman Ankara sizin sesinizi duymadı. Sizin feryadınızı, sizin çığlığınızı duymadı ama Diyarbakır duydu, Hakkari duydu, Erzurum duydu, Elazığ duydu, İstanbul duydu, Bingöl duydu. Acaba Ankara niye duymadı´´ diyen Erdoğan, şöyle devam etti: ´´İşte bu anlamlıydı. Tüm Türkiye varını yoğunu ortaya koydu. Tüm Türkiye o gün kenetlendi, birlik oldu, buraya yardıma koştu. Gelemeyenler elbise gönderdi, battaniye gönderdi, ekmek gönderdi. Hayır dualarını gönderdiler. İşte biz böyle bir milletiz. Bizim sevincimiz bir, hüznümüz bir, türkülerimiz bir, ağıtlarımız bir. Dün yanı başımızdaki depreme dahi müdahil olmayan, müdahale edemeyen bir Türkiye vardı, bugün artık dünyaya elini uzatan bir Türkiye var. Dün Ankara´dan başını çıkaramayan, Kocaeli´nin, Yalova´nın, Düzce´nin, Bolu´nun, İstanbul´un yolunu bulamayan bir Türkiye vardı, bugün Şili´ye, Haiti´ye, Pakistan´a kadar ulaşan bir Türkiye var. Haiti´de deprem oldu, hükümetimiz, Kızılay’ımız orada. Aynı şekilde Şili´de afet oldu, hükümetimiz, Kızılayımız orada. Pakistan´da deprem oldu, hükümetimiz, Kızılayımız orada. Şimdi sel afeti var, yine oradayız, orada olmaya devam edeceğiz. Neden? Çünkü bizim medeniyetimizde, bizim genlerimizde bu var. Paylaşım, yardımlaşma, dayanışma var. Zira biz, yaradılanı Yaradan´dan ötürü severiz. İlk andan itibaren Kızılay’ımız ve ilgili kurumlarımız harekete geçti, şu anda Pakistanlı kardeşlerimizin yanındalar.´´
´´BUGÜN TAKİP EDİLEN BİR TÜRKİYE VAR´´
´´Dün kendi sorunlarını çözemeyen, kendi sorunlarına çözüm üretemeyen, kendi afetlerine müdahale edemeyen bir Türkiye vardı. Bugün dünyanın dört bir yanındaki sorunlara el atan, afetlere yardım ulaştıran bir Türkiye var´´ diyen Erdoğan, dün kendi sınırları içinde, kendi şehirlerinde tarihi eserlerine, ata yadigarlarına sahip çıkamayan bir Türkiye olduğunu, bugün ise Moğolistan´dan Bosna Hersek´e, Sudan´dan Üsküp´e, Kosova´dan Filistin´e kadar mirasına sahip çıkan bir Türkiye bulunduğunu söyledi. Dün gündemi belirlenen bir Türkiye olduğunu belirten Erdoğan, bugün ise dünyada gündem belirleyen bir Türkiye´nin bulunduğunu vurguladı.
Başbakan Erdoğan, şöyle dedi: ´´Dün bölgesinde gelişmeleri sadece takip etmekle yetinen bir Türkiye vardı, bugün takip edilen bir Türkiye var. Dün dünya ekonomisinde 26. sırada olan bir Türkiye vardı, bugün 17. sırada olan bir Türkiye var. Dün IMF´nin kapısında kredi için el ovuşturan bir Türkiye vardı. Kim vardı iktidarda? MHP, DSP, ANAP. 30 milyar dolar IMF´den borç aldılar ve bize 23.5 milyar dolar borçla bıraktılar. Ödedik, ödedik, ödedik, şu anda 6.7 milyar dolar borca düşürdük. Nereden nereye milli bankamız Merkez Bankamızın kasasında MHP´den, DSP´den, ANAP´tan devraldığımızda 26.5 milyar dolar vardı, aynı kasada şimdi 75 milyar dolar var. Dün MHP, DSP, ANAP döneminde neydi biliyor musunuz milli gelir oranı? 100 liranın 74 lirası borçtu. Şimdi 100 liranın 45 lirası borç. Nereden nereye. 100 liraya faiz ne ödüyordu biliyor musunuz? 63 lira faiz ödüyordu. Şimdi 7 lira, 8 lira ödüyoruz. Buraya geldik. Nereden nereye. Kimin cebinden çıkıyordu bu faiz? Benim Ahmetimin, Mehmetimin, Ayşemin, Fatmamın cebinden çıkıyordu. Enflasyon neydi? Yüzde 30. Şimdi 7.6. Bak nereye geldik. Bu cebimizdeki parayı ne yapıyordu? Eritiyordu. Alım gücünü azaltıyordu. Şimdi elhamdülillah güçlendiriyor. Nereden nereye. Ama bunlar ne yapıyordu? MHP´si, DSP´si, ANAP´ı, akşam yatıyor, sabah kalkıyor, birin yanına bir tane sıfır koyuyor. Bir sıfır, bir sıfır, bir sıfır.´´
Eskiden milyonere zengin dendiğini ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
´´Biz bunların iktidarında tuvalete gidişin bedelini gördük. Tuvaletin fiyatı ne olmuştu? Bir milyon. Hale bak, bir milyona tuvalete gidiyorduk. Eskiden biz bir liraya gidiyorduk. Nasıl oldu da bir liradan bir milyona çıktı. Hala bununla övünüyorlar. Sizin millete bakacak yüzünüz var mı? Bol bol karşılıksız para bastılar. Karşılıksız para basmanın adı nedir ekonomide biliyor musunuz? Modern hırsızlık. Bunlar bu hırsızlığı yaptılar. Niye? Cebimdeki parayı güya büyüttüler ama alım gücü olmayan parayı. Kağıt, kağıt... Böyle aldattılar. Şimdi ise düşünün, o zaman 1 milyon, 2 milyon maaş alan, şimdi iki lira alıyor ama o iki lira ondan çok daha kıymetli. Neden? Enflasyon eridi, faiz iyice düştü. Bunu anlatmıyorlar milletimize, başka şeyler anlatıyorlar. Ben size diyorum ki, mutfağı en iyi siz bilirsiniz. 7.5 yıl önce beyinin aldığı maaşla kaç yumurta alıyordun, ne kadar süt, peynir, pirinç, ekmek alıyordun? Buradan hesabını yap. Bugün daha iyi olduğunu göreceksin. Bu kadar iddialı konuşuyorum. Çünkü ben hesabımı bunun üzerinden yapıyorum.´´ AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, halk oylaması hakkında hiç bir zaman ´´güven oylaması´´ şeklinde bir ifade kullanmadığını belirterek, ´´Arkadaşlarımızdan bazıları kullanmış olabilir. Kullanmışlarsa yanlış yapmışlardır. Hiç bir zaman bunu bir güven oylamasına dönüştürmediğim gibi, çünkü bu partinin Başkanı bensem, Başbakanı bensem burada da benim sözüm geçer, bunun bir AK Parti projesi olmadığını defalarca meydanlarda söylüyorum´´ dedi.
Başbakan Erdoğan, 12 Eylül öncesinde Çorum ve Kahramanmaraş´ta, sonrasında İstanbul Gazi Mahallesi´nde ve Sivas´ta yaşanan olayların asla ve asla bir etnik çatışma olmadığını da kaydederek, konuşmasına şöyle devam etti: ´´12 Eylül olayını biz sadece 12 Eylül 1980 olarak değerlendirmiyoruz. Eğer ona göre değerlendirirsek, bir başka yanlışın içine gireriz. Bu olayın böyle biraz geçmişine bakmak lazım. Bir 27 Mayıs´ı biz yok farz edemeyiz. Olayın özellikle demokratik parlamenter sistem açısından, demokrasi açısından, ileri demokrasi açısından, hak ve özgürlükler noktasında, bu ülkede ne zaman bir ayağa kalkış varsa ne zaman bu ülke bir güçlenmeye başladıysa işte 27 Mayıs patlak vermiştir. Ve orada Menderes idam edilmiştir. 12 Eylül onun değişik bir versiyonudur. Orada da aynı durumla karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Bundan sonra ilk süreç içerisinde, arada bazı denemeler oluyor. Bu denemeleri görüyoruz. Bütün bunlarla beraber şimdi atılan bu adımla 27 Mayıs, Anayasa´nın bütünü değiştiren bir adım değildir. Buradaki asıl olan şey şu, özellikle bu süreç içerisinde bizim bir şeye dikkat etmemiz gerekiyor. Anayasa´nın bütününün yahut daha geniş tabanlı bir Anayasa değişikliğinin şu 26 maddelik Anayasa değişikliği ile ilk adımını atacak ve kapıyı açacağız. Bu adım burada çok çok önemli.
´´KAFA BULANDIRMAYA HİÇ GEREK YOK´´
Başbakan Erdoğan, 12 Eylülde yapılacak referanduma ´evet´ deniyorsa kafa bulandırmaya gerek olmadığını belirterek, ´´Burada el ele verelim bu işi bitirelim. Zaten yapmamız gereken şu, bakın biz bugüne kadar çok yıprandık. İçeride çok enerji kaybettik ve bu enerji kaybına artık bu ülkede bu milletin tahammülü yok´´ diye konuştu. Bir sivil toplum örgütünün, memurlarla ilgili müzakerelerde ´´Şu an toplu görüşme yapmayalım, görüşmeleri 12 Eylülden sonra yapalım´´ dediğini kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti: ´´Çünkü 12 Eylülde nasıl olsa toplu sözleşme olayı gerçekleşecek. O zaman bunu toplu sözleşme olarak yaparız. Tabii bazı ilanlarda vermişler. ´Anayasa paketine hayır, toplu iş sözleşmesine evet´ diyor. Yani 12 Eylüle biz şu anda ´evet´ diyorsak kafa bulandırmaya hiç gerek yok. Arkadaşlar kusura bakmayın ama buradaki bir çok arkadaşın bilmediklerini biz biliyoruz. Ama biz bunları her yerde konuşamayız.
Böyle bir durumun içerisindeyiz. Burada ben bir Genel Başkan olarak, ülkemin Başbakanı olarak hiç bir yerde hiç bir zaman kalkıp, ´bu bir güven oylamasıdır´ ifadesini kullanmadım. Arkadaşlarımızdan bazıları kullanmış olabilir. Kullanmışlarsa yanlış yapmışlardır. Hiç bir zaman bunu bir güven oylamasına dönüştürmediğim gibi, çünkü bu partinin Başkanı bensem, Başbakanı bensem burada da benim sözüm geçer. Bunun bir AK Parti projesi olmadığını defalarca meydanlarda söylüyorum. Ahmet´in, Mehmet´in, Tayyip´in projesi değil bunlar. Bu proje bir millet projesidir.´´ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugün yaptığı bir konuşmada, ´´burada (Anayasa değişikliği) da tavrınızı ortaya koyun, hayırsa ´hayır´ deyin, evetse ´evet´ deyin. Çünkü bitaraf olan bertaraf olur´´ dediğini hatırlatarak, ´´TÜSİAD hemen açıklama yapmış. ´Bizden kimse irade beyanı isteyemez´ demiş. Peki 2000-2001´deki irade beyanını nasıl yaptın? Bu ülkeyi biz sermayenin hegemonyasına terk etmeyeceğiz´´ dedi.
´´ ( BAŞBAKAN’IN KOCAELİ KONUŞMASI 18.08.2010)