SPOR Haberleri Tümü

İsmail Kahraman - Ermeni lobisi ve PKK gerçeği!

Türkiye son 30 yıldır PKK terörü ile uğraşıyor. PKK terörünün Türkiye’ye maliyeti çok ağır. On binlerce insanımız öldü. On binlerce yaralımız var. Binlerce şehit verdik. Milyarlarca dolar mali fatura ödedik. Terör meselesi çözüldü, çözülecek derken artarak devam etti. Bugün kördüğüm haline geldi. 
Şu günlerde tarihi olaylar yaşıyor, tarihi bir süreçten geçiyoruz. Türkiye ile Rusya arasındaki uçak krizinden sonra yaşadığımız her gün ve her saat çok önemli. Bir kez daha gördük ki Ruslar hiçbir zaman Türklere dost olmadı. İran’ı bir kez daha anladık ki, sürekli düşmanımız. Türkiye gerçekten çok büyük düşmanlarla çevrilmiş durumda. 
Türkiye’nin gerçek dost ve düşmanını bugünlerde daha iyi anlamalıyız. Aslında PKK diye bir olay yok. PKK’yı bugün dünya ermeni lobisi kullanıyor. Ermenileri de yıllarca Ruslar kullandı. Osmanlı’nın en sadık milleti olarak kabul edilen Ermeniler, Ruslar tarafından kullanılmaya başlanınca çok ağır bedeller ödediler. Halen Ermeniler, Ruslar tarafından kullanılmaya devam ediliyor. Bugün Türkiye içerisindeki Ermeni lobisi çok güçlü. Türkiye’nin en zayıf olduğu dönemde adeta hortlamakta, Türkiye’yi içten ve dıştan kuşatmaktadır. Bugün sorun PKK sorunu değil, Ermeni lobisi ve gizli Ermeni sorunu ve elbette ki Ermeniler üzerinden Rusya’nın yayılmacı politikasıdır. 
Ruslar, Ermenileri sürekli kullandıkları için en ağır bedeli Ermeniler ödemekte. Bugün Ermenistan’a gidip, Başkent Erivan’da araştırma yapıp belgesel çeken bir gazeteci olarak Ermenilerin bölgede çektiği sıkıntıları yakından gördüm. Türkiye, Azerbeycan ile ilişkilerini geliştirdiği, gaz anlaşmaları yaptığı sırada, Ermenistan’ın Azerbeycan’a savaş ilan etmesi, Rusya’nın tıpkı Suriye’de olduğu gibi Ermenistan’a askeri güç göndermesi tesadüf değildi. 
Özetle şunu söylemek istiyorum. Ruslar, Ermenileri, Ermeniler de sözde Kürt olan ve Kürt halkı ile hiç ilişkisi bulunmayan, birçoğu gizli Ermenilerden oluşan PKK terörünü kullanıyor. Yıllar önce bölgede görev yapmış üst düzey bir general ile yaptığımız söyleşide, “Güneydoğu bölgesinde birçok gizli ermeni var. Birinci Dünya Harbi’nde bunlar komünist Rusya’dan kaçarak boyunlarına Kuran asıp, Müslüman olduklarını söyleyerek Türkiye’ye sığınmışlardı” demişti. Geçtiğimiz günlerde Reuters Haber Ajansı’nın medyaya yansıyan haberinde Kürtlerle ilgili yaptığı haber oldukça dikkat çekiciydi. Selahattin Demirtaş’ın Rusya’ya gitmesi, Rus Dış İşleri Bakanı ile yaptığı görüşme ve sonraki açıklamaları çok önemli olaylar. Gelecekte bu konu hakkında çok şeyler yazılıp, söylenecek. Bu acı gerçekler unutulmayacak, bunların hesabı sorulacaktır. 

Sonuç olarak bu konuda birçok şey yazılabilir. Ancak olan hem zavallı Kürt halkına hem de bugün çok büyük sıkıntı içerisinde yaşayan Ermenistan’daki Ermeni halkına oluyor. Artık uyanma zamanı. İşin arkasındaki gücün Rusya ve İran olduğu bir kez daha ortaya çıktı.  Rusya bütün dünyayı karşısına alarak herkese meydan okuyor. Putin başkanlığındaki Rusya 3. Dünya savaşını başlatmak üzere. Türkiye çok büyük tehdit ve tehlike içerisinde. Artık uyanma zamanı. Ermeni lobisi ve PKK terörünün arkasındaki güç odağının Rusya olduğunu unutmayalım. 
Türkiye sadece PKK terörü ile değil, PKK terörüne destek veren 28 ülke ile savaşıyor. Bu konuda eski Meclis Başkanlarından Cemil Çiçek’in önemli bir açıklamanın özetinde şu görüşler yer verildi; “Ülkemiz koalisyonlarda neler yaşadı, bunları hatırlamazsak o zaman bir yanlışa daha düşeriz. Türkiye’nin koalisyonlarla yönetilme imkanı çok sınırlı, yapılacak ise çok iş var” dedi. Bazı ülkelerin teröre destek verdiğine dikkat çeken Çiçek, terörün 28 ülkeden destek gördüğüne işaret ederek, “Terörün arkasında bazen aynı kıbleye yöneldiğimiz, bazen aynı ittifak içerisinde olduğumuz, bazen de her ikisi birden olan uluslararası güçler var. Şu yanlışa düşmeyin, ‘bu devletin bu kadar askeri var, niye bu iti köpeği köpek barınağına tıkmıyor ya da itlaf etmiyor’. Türkiye’nin uğraştığı 3-5 örgüt değil, PKK’nın arkasında 28 devlet var. Bunu bilesiniz. Türkiye bu 28 devletle uğraşıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Daha önce bu köşede yer alan 'Türkiye kimle savaşıyor?' başlıklı köşe yazımı okuyabilirsiniz...

Türkiye kimle savaşıyor?

Hakkari’de ki olayı duyduğumda tüylerim diken diken oldu. Hayatın baharında 24 askerimiz şehit düşüyor. Önceki gün de 8 polisimiz şehit oldu. Son bir iki yılı ele aldığımızda şehit ve yaralı sayımız korkunç boyutta. Yüreğimiz kan ağlıyor. Bu bir terör saldırısı değil, bir savaş hali. Türkiye PKK ile değil, kim ve hangi devletle savaşıyor?
PKK terörünün başladığı 1984 yılından itibaren on binlerce insanımız toprağın kara bağrına düştü. Bu kirli olaya çok yakınlarımızı da şehit verdik. Her olay çıktığında içim cız ederek haber bültenlerine bakıyorum. Dünkü olayı bir PKK saldırısı olarak değil, bir savaş hali olarak yorumluyorum, çünkü PKK büyük bir güçten ve bazı devletlerden destek almasa bu kadar güç sahibi olamazdı. Türkiye kimle ve hangi devletlerle savaştığını bilmelidir.
İsterseniz Hakkari’nin Çukurca ilçesinde ki olayı özetleyerek yazıma devam etmek istiyorum.
HAKKARİ’DE HAİN SALDIRI: 24 ŞEHİT
“Çukurca İlçe Emniyet Amirliği ile bazı askeri birliklere saat 00.30 sıralarında terör örgütü PKK üyeleri tarafından eş zamanlı taciz atışı yapıldı. Güvenlik güçlerinin anında karşılık vermesi üzerine sıcak temas sağlandı. Terör örgütü PKK üyeleri ile güvenlik güçleri arasındaki çatışmalar devam ederken, Hakkari’den de takviye ekiplerin istenmesi üzerine Hakkari İl Emniyet Müdürlüğü harekete geçti. Dağ ve Komando Tugay Komutanlığı’na da bilgi verilmesi üzerine ilçeye helikopterler gönderildi. İçişleri Bakanlığı Basın Müşaviri Mürselin Tan, yaptığı açıklamada, ”Çukurca’da saat 00.45 civarında terörist saldırısı meydana geldi. İlk tespitlerimize göre 24 şehit, 22 yaralı var. Yaralılar hastanelerde tedavi altına alındı. Güvenlik görevlilerinin sevk edildiği Çukurca’da güvenlik kontrol altına alındı. İlçede şu anda durum sakin. ” dedi.

Haberi kısaca sizlerle paylaştım. Bu bir terör saldırısı değil, olsa olsa bir savaş halidir. 200 kişilik terörist grup ilçede ki askeri birliklere, tugaya, Emniyete, Devlet kurumlarına saldırıyor. Ve sevkiyat ancak sabah yapılabiliyor. Haberde medyaya saat 09.00’dan sonra geçiliyor. Bu nasıl iş? Aradan saatler geçtikten  sonra medyaya bilgi veriliyor. Ve sevkiyatta gündüz yapılabiliyor. Bu olayı her yönüyle sorgulamalıyız. Bu saldırının olabileceğinden devletin istihbarat örgütlerinin nasıl haberi olmaz. Sorgulamak, sorumlulardan hesap sormak, sorumlu olan üst düzey devlet yöneticilerinde de istifasını istemek Türk vatandaşı olarak hakkımız.
Bugüne kadar terörle ilgili çok geniş yazılar yazdım. Yazdığım yazılar bir kitap haline gelir. Terör ve şehitlerimizle ilgili de çok sayıda TV ve belgesel programımız var. Biz yazılarımız ve belgesellerimizle bu acı olayları tarihe rot düşüp zamana noterlik yaparak kayıt altına alıyoruz.
Artık bıçak kemiğe dayandı. Türkiye’de güçlü bir sivil iktidar, siyasetten uzak bir askeri yönetim, TBMM’de de muhalefet partilerimiz var ve her şeyden önemlisi teröre top yekun karşı çıkan Türkiye kamuoyu var.
Vakit geçirilmeden TBMM olağan üstü toplanmalı, teröre karşı bir Meclis araştırma komisyonu kurup bütün partiler tek yürek olarak bu olaya karşı çıkmalıdır. Güneydoğu ve Kürt kökenli vatandaşlarımız seslerini yükseltmeli, bu kötü gidişe son verecek ortak tavır almalıdır.
Durum gerçekten kötü… Hakkari’de ki dünkü saldırıya terör saldırısı değil, savaş hali diyebiliriz.  Artık vicdanlar kan ağlıyor… Sabırlar tükendi. Terörün arkasında ki iç ve dış güçler mutlaka ortaya çıkartılmalı, kamuoyuna açıklanmalıdır. Ben terörün arkasında ki en büyük gücün İsrail olduğunu buradan ilan ediyorum. İşe İsrail’e karşı sözde değil, özde tavır ve hareket koyarak başlamalıyız. İsrail’in hem Ermenileri ve hem de PKK örgütünü kullandığını dünyaya belgeleriyle ilan etmeliyiz. Bunu basit bir İsrail düşmanlığı olarak algılanmamalı. Türkiye-İsrail ilişkileri Başbakan’ın Davos’ta ki “One minute” çıkışıyla bozulmadı, Türkiye ilişkileri kuzey Irak’ta ki askeri ve gizli çalışmalarından dolayı bozulduğunu bilenler bilir. İsrail hiçbir zaman gelişen, büyüyen, bölgesinde güçlü, dünyada sözü dinlenen bir Türkiye istemiyor. Güçlü bir Türkiye, İsrail’in hep aleyhine. İsrail, Türkiye’yi güçsüz kılmak için her türlü oyunları tezgahlıyor. Uluslarası sularda Mavi Marmara’ya saldırarak 9 Türk vatandaşını şehit eden İsrail, Türkiye’ye karşı zaten açık açık savaş ilan etmişti. Bugün Türkiye aleyhine olan bütün olayların altında İsrail ve Yahudi lobisi olduğunu unutmayalım. Türkiye’de ki İsrail ve Yahudi lobisinin de ne kadar güçlü olduğunu aklımızdan çıkarmayalım.
Terör ve şehitlerle ilgili yazdığım tüm yazıları bir dosyada toparlıyorum. Geçmişte bu köşede terörle ilgili yazdığım yazılardan bir bölümünü sizlerle paylaşmak istiyorum. Gazetemizin www.gebzegazetesi.com sitesinde ki İsmail Kahraman köşesinden yazıların tamamını okuyabilirsiniz.

———–

Terör’e  135 Şehit Veren Kocaeli  Ne Yaptı ? (8 Ekim 2008 Gebze Gazetesi)

Türkiye şehitlerine ağlamaya  devam ediyor.  Bugün unutulsa da  analarımız   Çocuklarının   beşiklerini “ Ya şehit ol..Ya gazi diye “ sallardı.
Analar  yavrularını askere gönderirken  saçlarını kınalayarak ,vatan, millet, namus ve din  uğruna  kurban olarak  gönderirler adına da “ kınalı Kuzular “ derdi..
Şehitlik ve şehitlerin   milli   ve manevi  kültürümüze de çok önemli yeri vardır. Yapılan bilimsel araştırmalarda  Tarih boyu  Türk milletinin verdiği şehitlerin  sayısı onlarca  milyonla  ifade edilmekte,

*Şehit Torunundan Şehitlere Vefa

Son 150 yıllık tarihi geçmişe baktığımızda;  Kırım, 93 harbi , Trablusgarp, Balkan ,Yunan ,Birinci  cihan harbi cepheleri,Milli Kurtuluş  Savaşı,Kore,Kıbrıs ve  Terörle  mücadeleye verdiğimiz şehitlerin  kesin sayısını bile bilemiyoruz.
Şehit torunu bir gazeteci olarak 10 yıldır “ Çanakkale’den Milli  kurtuluş  savaşına  “ Şehitlikler ve  şehitlerimizle ilgili araştırma yapıp  10 civarında  belgesel TV programı hazırladım.Bu  belgeselleri hiç bir  telif  ücreti  almadan   televizyonlarda yayınlatmaktayım.
Söz konusu belgesellerimizi  izlemek isterseniz   www.belgeselyayincilik.com’dan belgesel tv’ye girip belgesellerimizi izleyip görüş ve önerilerinizi  bekliyorum.
Şehitlerimiz için önemli olan ,canlarını seve  seve   feda eden şehitlerimiz bizden; minnet, şükran, vefa ve Fatiha bekliyor.
Acaba şehitlerimizle ilgili ne yaptık ?  Onlara karşı  tarihi görevimizi ifa ettik mi ? Acı ama gerçek şehitlerimizi  çoktan  unuttuk ve  Kocaeli ve Gebze’de  bir şehitlik abidesini bile çok gördük.
Şimdi  sizlere Kocaeli ve Gebze’den verdiğimiz şehit sayılarını hatırlatmak  istiyorum.

*  Gebze’den Teröre  51 Şehit verdik

Hafta sonu hain saldırı sonu şehit düşen İlhan Küçüksolak’la birlikte Gebze’miz  teröre 51. Şehidi verdi. Hafta sonu aldığımız bu haberle büyük üzüntü duyduk. Analar, babalar ve tüm Türkiye teröre lanet yağdırdı.
Gebze  bugüne kadar bir çok şehit verdi. Gebze’miz, 1987 yılından buyana Hakkari, Tunceli, Siirt, Şırnak, Şemdinli´de iç güvenlik çatışmasında toplam 51 şehit verdi.
45´i asker, 6´sı polis olan 51 şehidin 26´sı Gebze Şehitliği, 9´u Dilovası, 1´i Darıca, 1´i Şekerpınar, 1´i Çayırova mezarlıklarına defnedilirken diğerleri Kars, Ardahan, Malatya, Erzurum, Sivas, Samsun, Amasya, İstanbul, Hatay´a gönderildi.
Aralarında bir üsteğmen, bir teğmen, bir asteğmenin bulunduğu 51 Gebzeli şehitten 12´si evli 39´u bekar. Şafak sayarken Gebze´nin 51. şehidi olan komando çavuş İlhan Küçüksolak da bekardı. 4 ay sonra teskere aldığında sevdiği kızla nişanlanacaktı.Ama olmadı. Hain bir pusu sonrası şehitlik mertebesine yükseldi.

* Kocaeli halkı  135 Şehit’den  haberi var mı ?

Gebze bölgesi 51. Şehidinin yasını tutarken, Kocaeli genelinde şehit sayımız  135’e yükseldi. PKK teröristlerince şehit düşen Kocaeli nüfusuna kayıtlı Mehmetçiklerimizin 51´i Gebze, 45´i İzmit, 17´si Derince, 10´u Körfez, 4´ü Gölcük, 4´ü Kandıra, 4´ü Karamürsel´de ikamet ediyordu.
Anaları, babaları boynu bükük, eşleri dul, 46 çocuğu yetim bırakan 135 şehidimizin 21 evli, 89´u bekardı.Acaba  şehitlerimizin   emanetine ne kadar sahip çıktık.  Şehitlerimizin  yakınları  ne durumda ?
Aralarına bir binbaşı, bir yüzbaşı, 4 üsteğmen, bir teğmen, bir asteğmen, 7 üstçavuş, 4 uzman çavuş,  98 çavuş, onbaşı ve er, 18 polisin bulunduğu şehitlerimizin 75´i iç güvenlik çatışmasında, 60´ı mayın patlaması, uçak ve helikopter kazasıyla çeşitli şekillerde şehit olmuştu

*Şehitlerimize emanetine sahip çıktık mı ?.

Kocaeli ve  Gebze’de bir çok şehit cenazesine şahit oldum. Hepsinde terör’e lanetler yağdırıldı. Hepsinde analar, babalar, eşler akrabalar ve Tüm Türkiye göz yaşlarına boğuldu.
Gençliğimiz  vatan,namus  ve din için  canını  hiç düşünmeden  seve  seve  feda edecek güçte. Her ne olursa olsun hainler amacına ulaşamayacak. Bağımsızlığımızın sembolü   Türk Bayrağı ebediyen dalgalanacak. Minarelerden ezan susmayacak. Vatanımız ilelebet  payidar kalacaktır.
Şehitlerimize  vefa borcumuzu ödemek için onları minnet  şükran ve  rahmetle analım.
Şehitlerimizin bizlere  kutsal emaneti  olan  ana.baba, eş ve çocuklarına  sahip  çıkalım.
Acaba  devlet ve millet olarak  şehitlerimizin emanetlerine   sahip çıkıyor muyuz?
———–

PKK Terör Örgütü Nezaman Kuruldu? (7 Ekim 2008 Gebze Gazetesi)

İnsan hafızasının  en büyük hastalığı unutmaktır.  Gerek özel ve gerkse genel hayatda  yaşadığımız bir çok acı tatlı olayı unutmaktayız. Gerçi unutmak  Allah ‘ın bir nimeti. Eğer unutma olmasaydı  insan acılara dayanamaz ve yaşayamazdı.
Bazı olaylar varki unutmamak ve   sürekli hatırlamak  gerekiyor.  Önceki gün  bizleri acıya  boğan  15 şehit  verdeğimiz  hain  terör  saldırısı gibi. En önemlisi PKK’nin nezaman  ve kimler  tarafından  nasıl kurulduğunu  unutmamamız gerekiyor.
Daha önce 4 kez  PKK  terörünün hedefi olan Aktütün Jandarma Karakolu, 5’inci kez baskına uğradı. Hain saldırıda, 15 askerimiz şehit düştü. 2 erbaş halen  kayıp. 20’den fazla yaralı var.
Bu karakol’da yaşanan  5 saldırı’da toplam  44 Askerimiz şehit oldu. Genelkurmay  yaptığı  açıklama’da  Karakolun yerinin değiştirileceğini açıkladı.  Keşke daha önce  bu değişiklik yapılsaydı.

* Bu sözleri çok dinledik..

Her terör saldırısından sonra  yetkili ve yöneticiler  açıklamalar yapmakta  “ Şehitlerin kanları’nın yede  “kalmayacağını  söylemekte.  Son  hain saldırı’dan sonra basına yansıyan açıklamalara   kısaca göz atalım.
•  Teröre karşı yöntem değişikliği gündemde
•  Herkese bu saldırının hesabı mutlaka sorulacak
•  Milli seferberlik başlatılmalı
•  Zamanlaması çok manidar
•  Olaydan üzüntü duyduk
•  Dünyadan tepkiler
•  Bordo Bereliler hainlerin peşinde
•  Saldırı Türkiye’yi ayağa kaldırdı
•  Bu çığlık hepimizin
•  Annesiyle en son arefede görüştü
•  Havasını sorduğu memleketine cenazesi geldi
•  Acı haberi alan babanın dili tutuldu
•  Cenazeden döndü teröre yakalandı
Bu  haber başlıkları ve  şehitler  tıpkı daha öncekiler gibi unutulup gidecek. Önceki sadrılar ve şehitler unutulmasaydı. Devlet,Hükümet ve millet olarak her alanda  önlemler alınsaydı  bu hain  saldırı belkide hiç  yaşanmayacktı.

*16 yılda 5 baskın, 44 şehit verdik.

İran, Irak, Türkiye üçgenindeki Aktütün Jandarma Karakolu, sürekli olarak teröristlerin hedefinde oldu. Karakol 5 kez saldırıya uğradı. Bu saldırılarda 44 askerimiz şehit düşmüştü. Gelin kısaca bu saldırıları  bir kez daha hatırlayarak tarihe not düşelim. 
Aktütün Jandarma Karakolu ilk olarak 13 Eylül 1992’de saldırıya uğradı. Yaklaşık 500 kişilik PKK grubuyla çatışan birlikten 22 asker şehit oldu.
5 Haziran 2007 günü kalabalık  terörist  grup, ikinci kez karakola saldırdı. Bu saldırıda ölen olmadı ve teröristler püskürtüldü. 22 Temmuz 2007 günü gerçekleşen üçüncü baskında ise Er Hüseyin Ay şehit düştü.
PKK 10 Mayıs 2008 tarihinde,  4. kez Aktütün’ü hedef aldı. Doçka uçaksavar, havan, makineli tüfek ve roketatarlarla yapılan saldırıda 6 asker şehit oldu. Sınırdaki ayni  karakol,  Beşinci   kez PKK’nın hedefi oldu. Sınırın Kuzey Irak tarafından düzenlenen saldırıda 15 asker şehit düştü. 2 Kayıp var.
16 Yılda  5 baskın ‘da 44 şehit verdiğimiz Karakolun yeri  nihyat değişiyor. Ancak bu karakolun yerine  bir abide dikerek Burada verdiğimiz 44 şehidimizin adını ebedileştirerek geçmişi unutmayalım.
Devir böyle devem etmeyec bir gün terör bitecektir.  Ortalık durulduğunda terör ve  baskın olayları   üzerinde daha sakin  düşünüp,içten ve dışdan  nasıl ihanete uğradığımızı daha iyi  anlar ve  ayni  olayları bir kez daha yaşamayız.
Hiç bir şeyi unutma ve unutturma.Tarih hatırlandığı sürece tekrar etmez.

Apocular veya  PKK nezaman ve nasıl  kuruldu?

Unutmamamız ve hatırlamamız gereken önemli bir gerçek var.  Terör   örgütü PKK’nın nezaman ve nasıl  kurulduğu ile ilgili bir çok şey  söylenebilir. Ancak  kısaca  değinerek geçmişi  hatırlatmak istiyorum.
Bize bunca acıyı  yaşatan ve onbinlerce insanımızı öldüren ve binlerce mehmetçiğimizi şehit eden    PKK terör örgütü nezaman  ve nasıl  kurulduğunu sürekli  hatırlamak  ve  unutmamak gerekiyor.
Tarihler 1978 li yıllar.  Sağ-Sol  yüzünden binlerce insanımızın   bir hiç uğruna öldürüldüğü  karanlık  yıllar.  Abdullah Öcalan’a  bağlı  “Apocular “adı ile marksist leninist  yeni bir örtgüt kurulur. Örgütün kurucuları arasında  türk  kökenlilerde  bulunmakta.
İşin garibi  Apocular   12 Eylül 1980 ihtilali olmadan    Lübnan’ın Bekaa vadisine kçar ve   terör kamplarında  eğitim almaya başlamışlardır.  12 Eylül ihtilalinde  hiç bir  Apocu’nun yakalanıp  ceza almaması  çok ilginçtir.
Tarihler 1984 daha dün gibi hatırlıyor hiç unutamıyorum. Apocular   Güneydoğu’da ilk eylemlerini  gerçekleştirmişler  kadın çocuk demeden  bir çok kürt vatandaşını  vahşice katl etmişlerdi. O günkü  tv ve gazete haberleri  tüm tazeliği  ile  halen gözümün  önünde.
12 Eylü darbesinin  kudretli  lideri  Kenan  Evren Apocuları  küçümseyerek   “ Bir gurup çapulcu “ demişti.  Evren’in çapulcu diye küçümsediği  ve ihtilalde  bu  terör örgütü  ile  ilgili hiç bir şey yapmadığı  terör  örgütü   30 yıldır bizlere kan kusturmakta.  Masum insanlarımızı  öldürmekte askerlerimizi şehit etmekte.
PKK veya  Apocular  diye bilinen  terör  örgütü’nün  kuruluşu ve  kururucuları ile ilgili daha çok şey  yazılıp söylenebilir .Ancak bir gerçek varki, Geçmişi nutmamak ve  sürekli hatırlamak gerekior.

———————————————–

Terör Belasından Nasıl Kurtuluruz.?… (6 Ekim 2008 Gebze Gazetesi)

Bölücü terör örgütü PKK’nın Hakkari’nin Şemdinli İlçesinde bulunan Aktütün Jandarma Sınır Bölülüğüne yaptığı saldırı terörün  acımasız yüzünü bir kez daha gösterdi.
Hakkaridaki teröre Gebze’de bir şehit verdik.   Gebze Emek mahallesinde oturan   İlhan  Küçüksolak’da şehit oldu. Son şehidimizle  Gebze teröre onlarca şehit  verdi.
İlhan’ın  anne ve babası’nın  feryadı ciğelerimizi dağladı. İlhan evlilik hazırlığı  yapıyormuş.Şehit  İlhanın’da bir sevdiği varmış. Babası Kemal’in ifadesine göre  Serpil adlı bir kızla  bir birini  seven İlhan izinde nişan terhisde’de  evleneceklermiş. 

*Şehitlere  Vefasızlık.

Sadece Gebzeli Şehit piyada  Çavuş İlhan’ın değili  tüm şehitlerimizin yüreğimizi burkan  acı  hikayeleri var. Gebze şehitliğindeki  mezartaşına  vefalı  şehit nişanlısı tarafın’dan bağlanan  nişan yüzüğü  başlı başına,roman, filim ve  belgesel konusu.
Üzülerek  söylemek gerekirse şehitlerimizle ilgili ciddi hiç bir şey yapılamamakta.Şehitlerimiz unutulup gitmekte.Çanakkale,Sarıkamış ve Kurtuluş savaşı şehitlerimizi  yeni  yeni hatırlamaya başladık.Gebze’de bir anıt ve aideyi şehitlerimize çok görmemiz vefesızlığımızın  göstergesi.

*Milletimizin Başı Sağolsun

Ateş düştüğü yeri yakarmış. Acıyı  yaşayanlar bilir.Öncelikle acımasız  terörü kınıyor ve lanetliyorm,  Şehitlerimize Allahtan Rahmet, başta anne ve babaları olmak üzere  yakınlarına  sabır  Milletimize ve Türk Silahlı Kuvetlerine   baş sağlığı diliyorum. 
Türkiye yaklaşık 30 yıldır terörle mücadele ediyor.  Acımasız törör  onbinlerce  isanamızı yok etti. Ocaklar söndü evler yıkıldı.geride  bağrı yanık anneler ve babalar ,yetim ve öksüzler kaldı. Yüzlerce milyar dolar  maddi  kaynağımız  uçup gitti.
Terörü  önleme adına  son dönemde  önemli adımları atılmıştı. Özellikle Türk ordusu terör örgütünün gücünü kırmak ve  kökünü kazımakta  her alanda ısrarlı çalışmalar yapıyordu. Genelkurmaybaşkanı sayın Başbuğ’un Diyarbakır ve Van gezilerindeki verdiği mesajlar  çok önemliydi.

*  Doğu Anadoluya kaç kez  gitttik ?

Doğu ve Güneydoğu Anadolu  bölgesindeki illere  defalarca  gidip gelen ve bir çok ilde belgesel çeken son olarak,  Elazığ, Tunceli, Bingöl, Diyarbakır,Van,Muş ve Bitlis  illerini karış karış gezerek tv  belgesel program çeken bir gazeteci olarak  Başbuğ Paşa’nın  Diyarbakır ve Van gezileri’nin  bölge halkı üzerindeki olumlu  etkisini yakından biliyorum.
Ayrıca Paşa’nın  gezisinden sonra  bölgede görev yapan  güvenlik   güçleri’nin  bölge halkına  karşı tavır ve hareketleride  çok değişti. Daha önce halka sert tavır takınan ve  yol kontröllerinde  yaşlı insanlara yapılan  muamele artık yok.
Bölgedeki halkın büyük  çoğunluğu terör örgütünü  desteklemiyor. Son genel seçimlerde  halkın  siyasi tercihi,  terör örgütüne  karşı  tavır aldığını göstermekte.Terör örgütü  bu  manzara karşısında paniklemekte.Halkın desteğini  kazanmak için  dini değerleri bile kullanmakta.
Kendi kendimize  şu  soruyu sormalıyız; Acaba kaç kez  doğu illerine gidip bölge halkı ile  kunuşup  dertleştik?

*Terör  nasıl sona  erer?

Altınovadaki  kışkırıtıcı  olaylar ve son  karakol saldırısı’nın  TBMM’de bekleyen   sınır ötesi tezkere’nin   görüşülmesi  arifesine denk  gelmesi  ilginiç ve düşündürücü.Sadece törör  örgütü değil  diş  güçler ve yerli işbirlikçiler’de  terörün  sona  ermesini istemiyor.
Devlet ve millet olarak burdan sonra terörün nasıl  sona ereceği üzerinde  çalışmala yapılmalı.Siyasiler, Sanayici ve işadamları, gönüllü kuruluşlar, Sivil toplum örgütleri ,medya kuruluşları ve   konuyla ilgili sözü olan  herkes tıpkı Başbuğ paşa gibi  bölgeye gidip  bizzat  araştırma yapıp  bölge halkı ile kaynaşmalı.
Yaz aylarında  güney sahillerini mesken tutup keyif yapanlar ,göstermelik vatan millet ve sakarya   edebiyatı yapanlar , Bugünekadar doğu ve güneydoğu illerine gitmeyenler vakit  geçirmeden   bu bölgelerin  yolunu tutmalı.

* Ekonomik  önlemler  yeterli mi?

Özellikle Doğu ve Güneydoğu’nun kalkınması için yapılan çalışmalar bir an önce hızlandırılmalı, gerekirse ekonomik anlamda bu bölgelerde ekonomik olağanüstü hal ilan edilmeli. Şunu çok iyi biliyoruz ki; terörün panzehiri ekonomik gelişmedir.
Bu bölgelerimizi kalkıldırdığımız zaman, bölgedeki işsiz gençlerimize iş verdiğimiz zaman, sosyo ekonomik anlamda kalkınan bu bölgelerimiz Türk ekonomisinde önemli bir güç haline gelecektir.
Ekonomik açıdan güçlü bir Doğu ve Güneydoğu bölgeleri, Türkiye’nin de bu anlamda daha güçlü hale gelmesi anlamına gelecektir.
Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamalarda belirtildiği gibi, terör örgütüne katılımları kesemediğimiz takdirde, verilen mücedele yeteri kadar fayda sağlamayacaktır.

*Bir ve beraber olalım

Evet sonuç olarak  şunu  çok iyi bilip unutmamamız gerekiyor; Ülkemizin herzamankinden daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacı vardır.
Ülkemizdeki iç barışı bozmak isteyen güçler, herzaman olduğu gibi yine elleri boş dönecek ve Türk milletinin gücünü göreceklerdir.
Şehitlerimize bir kez daha yüca  Allahdan ranmet, kederli aileleri, Milletimiz ve Türk  Silahlı Kuvvetlerine baş sağlığı diliyorum.
Hep birlikte gücümüzü birleştirmeli ve  terör  belasından nasıl kurtulabiliriz sorusuna cevap aramalıyız.Gün bir ve beraber olma günü.Birlik ve beraberliğimizi  tüm dost ve düşmana göstermeliyiz.

ÖRGÜTÜN 1985’TEN BU YANA GERÇEKLEŞTİRDİĞİ BASKINLAR VE ŞEHİT SAYILARI ŞÖYLE:
25 Ekim 1985-Hakkâri-Serin Karakolu: 9 şehit
4 Ağustos 1991-Şemdinli-Samanlı Karakolu: 10 er şehit, 7 er kaçırıldı, toplam 9 yaralı
10 Eylül 1991-Hakkâri-Çobanpınar karakolu: 6 şehit
7 Ekim 1991-Hakkâri-Taşlıtepe karakolu: 11 şehit
25 Ekim 1991-Çukurca’ya bağlı Çınarlı ve Çayırlı köylerindeki jandarma karakollarına 500 kişilik grupla saldırı: 17 er şehit
25 Aralık 1991-Şırnak-Dereler bölgesinde jandarma komando birliğine 250 kişilik grupla saldırı: 2 asteğmen, 1 astsubay, 6 er şehit
15 Mayıs 1992-Şırnak-Taşdelen karakolu 600 kişilik grupla baskın: 27 er şehit, 40 terörist ölü
26 Mayıs 1992-Hakkâri-Üzümlü karakolu: 15 şehit
22 Haziran 1992-Hakkâri-Perihan karakolu: 6 şehit
30 Haziran 1992-Şırnak-Betonpınar karakolu: 8 er şehit, 3 er kaçırıldı
20 Temmuz 1992-Hakkâri-Sivritepe karakolu: 10 şehit
10 ağustos 1992-Siirt-Eruh-Dikboğaz karakolu: 6 er şehit, 9 er yaralı
17 ağustos 1992-Diyarbakır-Tuzla karakolu: 7 er şehit
24 ağustos 1992-Şırnak-Milli karakolu: 3 er şehit
30 ağustos 1992-Şemdinli-Alan karakolu: 20 er şehit
13 Eylül 1992-Şemdinli-Aktütün karakolu: 25 şehit
29 Eylül 1992-Şemdinli-Derecik karakolu: 28 şehit
29 Eylül 1992-Şırnak-Ortaköy karakolu: 4 er şehit
2 Temmuz 1993-Şırnak-Çelik karakolu: 16 er şehit
22 Temmuz 1993-Hakkâri-Kısıklı karakolu: 5 şehit
1 ağustos 1993-Hakkâri-serbest karakolu: 10 şehit
10 ağustos 1993-Bingöl-Sancak karakolu: 1 astsubay, 2 er şehit
23 ağustos 1993-Iğdır-Sultantopu karakoluna 200 kişilik grupla baskın: 14 er şehit, 4 er kaçırıldı
25 Eylül 1993-Van-Kanalga karakolu: 12 şehit
23 Ekim 1993-Hakkâri-Kavaklı karakolu: 8 şehit
19 Kasım 1993-Hakkâri-Pirinçeken karakolu: 10 şehit
12 Aralık 1993-Hakkâri-Üzümlü karakolu: 7 şehit
29 Aralık 1993-Siirt-Okçular karakolu : 1 astsubay, 4 er şehit
13 ağustos 1994-Hakkâri-Ördekli karakolu : 5 şehit
11 Eylül 1994-Hakkâri-Çağlayan karakolu: 2 şehit
15 Haziran 1995-Şemdinli-Ortaklar karakolu : 15 şehit
4 Haziran 2007-Tunceli-Pülümür Kocatepe karakolu baskını: 7 şehit
21 Ekim 2007-PKK köprüyü havaya uçurdu, askerlere bomba ve roketatarlarla saldırdı: 12 şehit
10 Mayıs 2008-Aktütün Jandarma Sınır Karakolu’na PKK’lı grup saldırdı: 6 şehit

Yorum Gönder
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir. Teşekkür Ederiz.
Yorumunuz onaylanmıştır, teşekkür ederiz.
Ad Soyad
Yorumunuz