İsmail Kahraman - Ermeni lobisi ve PKK gerçeği!
Türkiye son 30 yıldır PKK terörü ile uğraşıyor. PKK terörünün Türkiye’ye maliyeti çok ağır. On binlerce insanımız öldü. On binlerce yaralımız var. Binlerce şehit verdik. Milyarlarca dolar mali fatura ödedik. Terör meselesi çözüldü, çözülecek derken artarak devam etti. Bugün kördüğüm haline geldi.
Şu günlerde tarihi olaylar yaşıyor, tarihi bir süreçten geçiyoruz. Türkiye ile Rusya arasındaki uçak krizinden sonra yaşadığımız her gün ve her saat çok önemli. Bir kez daha gördük ki Ruslar hiçbir zaman Türklere dost olmadı. İran’ı bir kez daha anladık ki, sürekli düşmanımız. Türkiye gerçekten çok büyük düşmanlarla çevrilmiş durumda.
Türkiye’nin gerçek dost ve düşmanını bugünlerde daha iyi anlamalıyız. Aslında PKK diye bir olay yok. PKK’yı bugün dünya ermeni lobisi kullanıyor. Ermenileri de yıllarca Ruslar kullandı. Osmanlı’nın en sadık milleti olarak kabul edilen Ermeniler, Ruslar tarafından kullanılmaya başlanınca çok ağır bedeller ödediler. Halen Ermeniler, Ruslar tarafından kullanılmaya devam ediliyor. Bugün Türkiye içerisindeki Ermeni lobisi çok güçlü. Türkiye’nin en zayıf olduğu dönemde adeta hortlamakta, Türkiye’yi içten ve dıştan kuşatmaktadır. Bugün sorun PKK sorunu değil, Ermeni lobisi ve gizli Ermeni sorunu ve elbette ki Ermeniler üzerinden Rusya’nın yayılmacı politikasıdır.
Ruslar, Ermenileri sürekli kullandıkları için en ağır bedeli Ermeniler ödemekte. Bugün Ermenistan’a gidip, Başkent Erivan’da araştırma yapıp belgesel çeken bir gazeteci olarak Ermenilerin bölgede çektiği sıkıntıları yakından gördüm. Türkiye, Azerbeycan ile ilişkilerini geliştirdiği, gaz anlaşmaları yaptığı sırada, Ermenistan’ın Azerbeycan’a savaş ilan etmesi, Rusya’nın tıpkı Suriye’de olduğu gibi Ermenistan’a askeri güç göndermesi tesadüf değildi.
Özetle şunu söylemek istiyorum. Ruslar, Ermenileri, Ermeniler de sözde Kürt olan ve Kürt halkı ile hiç ilişkisi bulunmayan, birçoğu gizli Ermenilerden oluşan PKK terörünü kullanıyor. Yıllar önce bölgede görev yapmış üst düzey bir general ile yaptığımız söyleşide, “Güneydoğu bölgesinde birçok gizli ermeni var. Birinci Dünya Harbi’nde bunlar komünist Rusya’dan kaçarak boyunlarına Kuran asıp, Müslüman olduklarını söyleyerek Türkiye’ye sığınmışlardı” demişti. Geçtiğimiz günlerde Reuters Haber Ajansı’nın medyaya yansıyan haberinde Kürtlerle ilgili yaptığı haber oldukça dikkat çekiciydi. Selahattin Demirtaş’ın Rusya’ya gitmesi, Rus Dış İşleri Bakanı ile yaptığı görüşme ve sonraki açıklamaları çok önemli olaylar. Gelecekte bu konu hakkında çok şeyler yazılıp, söylenecek. Bu acı gerçekler unutulmayacak, bunların hesabı sorulacaktır.
Sonuç olarak bu konuda birçok şey yazılabilir. Ancak olan hem zavallı Kürt halkına hem de bugün çok büyük sıkıntı içerisinde yaşayan Ermenistan’daki Ermeni halkına oluyor. Artık uyanma zamanı. İşin arkasındaki gücün Rusya ve İran olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Rusya bütün dünyayı karşısına alarak herkese meydan okuyor. Putin başkanlığındaki Rusya 3. Dünya savaşını başlatmak üzere. Türkiye çok büyük tehdit ve tehlike içerisinde. Artık uyanma zamanı. Ermeni lobisi ve PKK terörünün arkasındaki güç odağının Rusya olduğunu unutmayalım.
Türkiye sadece PKK terörü ile değil, PKK terörüne destek veren 28 ülke ile savaşıyor. Bu konuda eski Meclis Başkanlarından Cemil Çiçek’in önemli bir açıklamanın özetinde şu görüşler yer verildi; “Ülkemiz koalisyonlarda neler yaşadı, bunları hatırlamazsak o zaman bir yanlışa daha düşeriz. Türkiye’nin koalisyonlarla yönetilme imkanı çok sınırlı, yapılacak ise çok iş var” dedi. Bazı ülkelerin teröre destek verdiğine dikkat çeken Çiçek, terörün 28 ülkeden destek gördüğüne işaret ederek, “Terörün arkasında bazen aynı kıbleye yöneldiğimiz, bazen aynı ittifak içerisinde olduğumuz, bazen de her ikisi birden olan uluslararası güçler var. Şu yanlışa düşmeyin, ‘bu devletin bu kadar askeri var, niye bu iti köpeği köpek barınağına tıkmıyor ya da itlaf etmiyor’. Türkiye’nin uğraştığı 3-5 örgüt değil, PKK’nın arkasında 28 devlet var. Bunu bilesiniz. Türkiye bu 28 devletle uğraşıyor” değerlendirmesinde bulundu.
Daha önce bu köşede yer alan 'Türkiye kimle savaşıyor?' başlıklı köşe yazımı okuyabilirsiniz...
Türkiye kimle savaşıyor?
Hakkari’de ki olayı duyduğumda tüylerim diken diken oldu. Hayatın baharında 24 askerimiz şehit düşüyor. Önceki gün de 8 polisimiz şehit oldu. Son bir iki yılı ele aldığımızda şehit ve yaralı sayımız korkunç boyutta. Yüreğimiz kan ağlıyor. Bu bir terör saldırısı değil, bir savaş hali. Türkiye PKK ile değil, kim ve hangi devletle savaşıyor?
PKK terörünün başladığı 1984 yılından itibaren on binlerce insanımız toprağın kara bağrına düştü. Bu kirli olaya çok yakınlarımızı da şehit verdik. Her olay çıktığında içim cız ederek haber bültenlerine bakıyorum. Dünkü olayı bir PKK saldırısı olarak değil, bir savaş hali olarak yorumluyorum, çünkü PKK büyük bir güçten ve bazı devletlerden destek almasa bu kadar güç sahibi olamazdı. Türkiye kimle ve hangi devletlerle savaştığını bilmelidir.
İsterseniz Hakkari’nin Çukurca ilçesinde ki olayı özetleyerek yazıma devam etmek istiyorum.
HAKKARİ’DE HAİN SALDIRI: 24 ŞEHİT
“Çukurca İlçe Emniyet Amirliği ile bazı askeri birliklere saat 00.30 sıralarında terör örgütü PKK üyeleri tarafından eş zamanlı taciz atışı yapıldı. Güvenlik güçlerinin anında karşılık vermesi üzerine sıcak temas sağlandı. Terör örgütü PKK üyeleri ile güvenlik güçleri arasındaki çatışmalar devam ederken, Hakkari’den de takviye ekiplerin istenmesi üzerine Hakkari İl Emniyet Müdürlüğü harekete geçti. Dağ ve Komando Tugay Komutanlığı’na da bilgi verilmesi üzerine ilçeye helikopterler gönderildi. İçişleri Bakanlığı Basın Müşaviri Mürselin Tan, yaptığı açıklamada, ”Çukurca’da saat 00.45 civarında terörist saldırısı meydana geldi. İlk tespitlerimize göre 24 şehit, 22 yaralı var. Yaralılar hastanelerde tedavi altına alındı. Güvenlik görevlilerinin sevk edildiği Çukurca’da güvenlik kontrol altına alındı. İlçede şu anda durum sakin. ” dedi.
Haberi kısaca sizlerle paylaştım. Bu bir terör saldırısı değil, olsa olsa bir savaş halidir. 200 kişilik terörist grup ilçede ki askeri birliklere, tugaya, Emniyete, Devlet kurumlarına saldırıyor. Ve sevkiyat ancak sabah yapılabiliyor. Haberde medyaya saat 09.00’dan sonra geçiliyor. Bu nasıl iş? Aradan saatler geçtikten sonra medyaya bilgi veriliyor. Ve sevkiyatta gündüz yapılabiliyor. Bu olayı her yönüyle sorgulamalıyız. Bu saldırının olabileceğinden devletin istihbarat örgütlerinin nasıl haberi olmaz. Sorgulamak, sorumlulardan hesap sormak, sorumlu olan üst düzey devlet yöneticilerinde de istifasını istemek Türk vatandaşı olarak hakkımız.
Bugüne kadar terörle ilgili çok geniş yazılar yazdım. Yazdığım yazılar bir kitap haline gelir. Terör ve şehitlerimizle ilgili de çok sayıda TV ve belgesel programımız var. Biz yazılarımız ve belgesellerimizle bu acı olayları tarihe rot düşüp zamana noterlik yaparak kayıt altına alıyoruz.
Artık bıçak kemiğe dayandı. Türkiye’de güçlü bir sivil iktidar, siyasetten uzak bir askeri yönetim, TBMM’de de muhalefet partilerimiz var ve her şeyden önemlisi teröre top yekun karşı çıkan Türkiye kamuoyu var.
Vakit geçirilmeden TBMM olağan üstü toplanmalı, teröre karşı bir Meclis araştırma komisyonu kurup bütün partiler tek yürek olarak bu olaya karşı çıkmalıdır. Güneydoğu ve Kürt kökenli vatandaşlarımız seslerini yükseltmeli, bu kötü gidişe son verecek ortak tavır almalıdır.
Durum gerçekten kötü… Hakkari’de ki dünkü saldırıya terör saldırısı değil, savaş hali diyebiliriz. Artık vicdanlar kan ağlıyor… Sabırlar tükendi. Terörün arkasında ki iç ve dış güçler mutlaka ortaya çıkartılmalı, kamuoyuna açıklanmalıdır. Ben terörün arkasında ki en büyük gücün İsrail olduğunu buradan ilan ediyorum. İşe İsrail’e karşı sözde değil, özde tavır ve hareket koyarak başlamalıyız. İsrail’in hem Ermenileri ve hem de PKK örgütünü kullandığını dünyaya belgeleriyle ilan etmeliyiz. Bunu basit bir İsrail düşmanlığı olarak algılanmamalı. Türkiye-İsrail ilişkileri Başbakan’ın Davos’ta ki “One minute” çıkışıyla bozulmadı, Türkiye ilişkileri kuzey Irak’ta ki askeri ve gizli çalışmalarından dolayı bozulduğunu bilenler bilir. İsrail hiçbir zaman gelişen, büyüyen, bölgesinde güçlü, dünyada sözü dinlenen bir Türkiye istemiyor. Güçlü bir Türkiye, İsrail’in hep aleyhine. İsrail, Türkiye’yi güçsüz kılmak için her türlü oyunları tezgahlıyor. Uluslarası sularda Mavi Marmara’ya saldırarak 9 Türk vatandaşını şehit eden İsrail, Türkiye’ye karşı zaten açık açık savaş ilan etmişti. Bugün Türkiye aleyhine olan bütün olayların altında İsrail ve Yahudi lobisi olduğunu unutmayalım. Türkiye’de ki İsrail ve Yahudi lobisinin de ne kadar güçlü olduğunu aklımızdan çıkarmayalım.
Terör ve şehitlerle ilgili yazdığım tüm yazıları bir dosyada toparlıyorum. Geçmişte bu köşede terörle ilgili yazdığım yazılardan bir bölümünü sizlerle paylaşmak istiyorum. Gazetemizin www.gebzegazetesi.com sitesinde ki İsmail Kahraman köşesinden yazıların tamamını okuyabilirsiniz.
———–
Terör’e 135 Şehit Veren Kocaeli Ne Yaptı ? (8 Ekim 2008 Gebze Gazetesi)
Türkiye şehitlerine ağlamaya devam ediyor. Bugün unutulsa da analarımız Çocuklarının beşiklerini “ Ya şehit ol..Ya gazi diye “ sallardı.
Analar yavrularını askere gönderirken saçlarını kınalayarak ,vatan, millet, namus ve din uğruna kurban olarak gönderirler adına da “ kınalı Kuzular “ derdi..
Şehitlik ve şehitlerin milli ve manevi kültürümüze de çok önemli yeri vardır. Yapılan bilimsel araştırmalarda Tarih boyu Türk milletinin verdiği şehitlerin sayısı onlarca milyonla ifade edilmekte,
*Şehit Torunundan Şehitlere Vefa
Son 150 yıllık tarihi geçmişe baktığımızda; Kırım, 93 harbi , Trablusgarp, Balkan ,Yunan ,Birinci cihan harbi cepheleri,Milli Kurtuluş Savaşı,Kore,Kıbrıs ve Terörle mücadeleye verdiğimiz şehitlerin kesin sayısını bile bilemiyoruz.
Şehit torunu bir gazeteci olarak 10 yıldır “ Çanakkale’den Milli kurtuluş savaşına “ Şehitlikler ve şehitlerimizle ilgili araştırma yapıp 10 civarında belgesel TV programı hazırladım.Bu belgeselleri hiç bir telif ücreti almadan televizyonlarda yayınlatmaktayım.
Söz konusu belgesellerimizi izlemek isterseniz www.belgeselyayincilik.com’dan belgesel tv’ye girip belgesellerimizi izleyip görüş ve önerilerinizi bekliyorum.
Şehitlerimiz için önemli olan ,canlarını seve seve feda eden şehitlerimiz bizden; minnet, şükran, vefa ve Fatiha bekliyor.
Acaba şehitlerimizle ilgili ne yaptık ? Onlara karşı tarihi görevimizi ifa ettik mi ? Acı ama gerçek şehitlerimizi çoktan unuttuk ve Kocaeli ve Gebze’de bir şehitlik abidesini bile çok gördük.
Şimdi sizlere Kocaeli ve Gebze’den verdiğimiz şehit sayılarını hatırlatmak istiyorum.
* Gebze’den Teröre 51 Şehit verdik
Hafta sonu hain saldırı sonu şehit düşen İlhan Küçüksolak’la birlikte Gebze’miz teröre 51. Şehidi verdi. Hafta sonu aldığımız bu haberle büyük üzüntü duyduk. Analar, babalar ve tüm Türkiye teröre lanet yağdırdı.
Gebze bugüne kadar bir çok şehit verdi. Gebze’miz, 1987 yılından buyana Hakkari, Tunceli, Siirt, Şırnak, Şemdinli´de iç güvenlik çatışmasında toplam 51 şehit verdi.
45´i asker, 6´sı polis olan 51 şehidin 26´sı Gebze Şehitliği, 9´u Dilovası, 1´i Darıca, 1´i Şekerpınar, 1´i Çayırova mezarlıklarına defnedilirken diğerleri Kars, Ardahan, Malatya, Erzurum, Sivas, Samsun, Amasya, İstanbul, Hatay´a gönderildi.
Aralarında bir üsteğmen, bir teğmen, bir asteğmenin bulunduğu 51 Gebzeli şehitten 12´si evli 39´u bekar. Şafak sayarken Gebze´nin 51. şehidi olan komando çavuş İlhan Küçüksolak da bekardı. 4 ay sonra teskere aldığında sevdiği kızla nişanlanacaktı.Ama olmadı. Hain bir pusu sonrası şehitlik mertebesine yükseldi.
* Kocaeli halkı 135 Şehit’den haberi var mı ?
Gebze bölgesi 51. Şehidinin yasını tutarken, Kocaeli genelinde şehit sayımız 135’e yükseldi. PKK teröristlerince şehit düşen Kocaeli nüfusuna kayıtlı Mehmetçiklerimizin 51´i Gebze, 45´i İzmit, 17´si Derince, 10´u Körfez, 4´ü Gölcük, 4´ü Kandıra, 4´ü Karamürsel´de ikamet ediyordu.
Anaları, babaları boynu bükük, eşleri dul, 46 çocuğu yetim bırakan 135 şehidimizin 21 evli, 89´u bekardı.Acaba şehitlerimizin emanetine ne kadar sahip çıktık. Şehitlerimizin yakınları ne durumda ?
Aralarına bir binbaşı, bir yüzbaşı, 4 üsteğmen, bir teğmen, bir asteğmen, 7 üstçavuş, 4 uzman çavuş, 98 çavuş, onbaşı ve er, 18 polisin bulunduğu şehitlerimizin 75´i iç güvenlik çatışmasında, 60´ı mayın patlaması, uçak ve helikopter kazasıyla çeşitli şekillerde şehit olmuştu
*Şehitlerimize emanetine sahip çıktık mı ?.
Kocaeli ve Gebze’de bir çok şehit cenazesine şahit oldum. Hepsinde terör’e lanetler yağdırıldı. Hepsinde analar, babalar, eşler akrabalar ve Tüm Türkiye göz yaşlarına boğuldu.
Gençliğimiz vatan,namus ve din için canını hiç düşünmeden seve seve feda edecek güçte. Her ne olursa olsun hainler amacına ulaşamayacak. Bağımsızlığımızın sembolü Türk Bayrağı ebediyen dalgalanacak. Minarelerden ezan susmayacak. Vatanımız ilelebet payidar kalacaktır.
Şehitlerimize vefa borcumuzu ödemek için onları minnet şükran ve rahmetle analım.
Şehitlerimizin bizlere kutsal emaneti olan ana.baba, eş ve çocuklarına sahip çıkalım.
Acaba devlet ve millet olarak şehitlerimizin emanetlerine sahip çıkıyor muyuz?
———–
PKK Terör Örgütü Nezaman Kuruldu? (7 Ekim 2008 Gebze Gazetesi)
İnsan hafızasının en büyük hastalığı unutmaktır. Gerek özel ve gerkse genel hayatda yaşadığımız bir çok acı tatlı olayı unutmaktayız. Gerçi unutmak Allah ‘ın bir nimeti. Eğer unutma olmasaydı insan acılara dayanamaz ve yaşayamazdı.
Bazı olaylar varki unutmamak ve sürekli hatırlamak gerekiyor. Önceki gün bizleri acıya boğan 15 şehit verdeğimiz hain terör saldırısı gibi. En önemlisi PKK’nin nezaman ve kimler tarafından nasıl kurulduğunu unutmamamız gerekiyor.
Daha önce 4 kez PKK terörünün hedefi olan Aktütün Jandarma Karakolu, 5’inci kez baskına uğradı. Hain saldırıda, 15 askerimiz şehit düştü. 2 erbaş halen kayıp. 20’den fazla yaralı var.
Bu karakol’da yaşanan 5 saldırı’da toplam 44 Askerimiz şehit oldu. Genelkurmay yaptığı açıklama’da Karakolun yerinin değiştirileceğini açıkladı. Keşke daha önce bu değişiklik yapılsaydı.
* Bu sözleri çok dinledik..
Her terör saldırısından sonra yetkili ve yöneticiler açıklamalar yapmakta “ Şehitlerin kanları’nın yede “kalmayacağını söylemekte. Son hain saldırı’dan sonra basına yansıyan açıklamalara kısaca göz atalım.
• Teröre karşı yöntem değişikliği gündemde
• Herkese bu saldırının hesabı mutlaka sorulacak
• Milli seferberlik başlatılmalı
• Zamanlaması çok manidar
• Olaydan üzüntü duyduk
• Dünyadan tepkiler
• Bordo Bereliler hainlerin peşinde
• Saldırı Türkiye’yi ayağa kaldırdı
• Bu çığlık hepimizin
• Annesiyle en son arefede görüştü
• Havasını sorduğu memleketine cenazesi geldi
• Acı haberi alan babanın dili tutuldu
• Cenazeden döndü teröre yakalandı
Bu haber başlıkları ve şehitler tıpkı daha öncekiler gibi unutulup gidecek. Önceki sadrılar ve şehitler unutulmasaydı. Devlet,Hükümet ve millet olarak her alanda önlemler alınsaydı bu hain saldırı belkide hiç yaşanmayacktı.
*16 yılda 5 baskın, 44 şehit verdik.
İran, Irak, Türkiye üçgenindeki Aktütün Jandarma Karakolu, sürekli olarak teröristlerin hedefinde oldu. Karakol 5 kez saldırıya uğradı. Bu saldırılarda 44 askerimiz şehit düşmüştü. Gelin kısaca bu saldırıları bir kez daha hatırlayarak tarihe not düşelim.
Aktütün Jandarma Karakolu ilk olarak 13 Eylül 1992’de saldırıya uğradı. Yaklaşık 500 kişilik PKK grubuyla çatışan birlikten 22 asker şehit oldu.
5 Haziran 2007 günü kalabalık terörist grup, ikinci kez karakola saldırdı. Bu saldırıda ölen olmadı ve teröristler püskürtüldü. 22 Temmuz 2007 günü gerçekleşen üçüncü baskında ise Er Hüseyin Ay şehit düştü.
PKK 10 Mayıs 2008 tarihinde, 4. kez Aktütün’ü hedef aldı. Doçka uçaksavar, havan, makineli tüfek ve roketatarlarla yapılan saldırıda 6 asker şehit oldu. Sınırdaki ayni karakol, Beşinci kez PKK’nın hedefi oldu. Sınırın Kuzey Irak tarafından düzenlenen saldırıda 15 asker şehit düştü. 2 Kayıp var.
16 Yılda 5 baskın ‘da 44 şehit verdiğimiz Karakolun yeri nihyat değişiyor. Ancak bu karakolun yerine bir abide dikerek Burada verdiğimiz 44 şehidimizin adını ebedileştirerek geçmişi unutmayalım.
Devir böyle devem etmeyec bir gün terör bitecektir. Ortalık durulduğunda terör ve baskın olayları üzerinde daha sakin düşünüp,içten ve dışdan nasıl ihanete uğradığımızı daha iyi anlar ve ayni olayları bir kez daha yaşamayız.
Hiç bir şeyi unutma ve unutturma.Tarih hatırlandığı sürece tekrar etmez.
Apocular veya PKK nezaman ve nasıl kuruldu?
Unutmamamız ve hatırlamamız gereken önemli bir gerçek var. Terör örgütü PKK’nın nezaman ve nasıl kurulduğu ile ilgili bir çok şey söylenebilir. Ancak kısaca değinerek geçmişi hatırlatmak istiyorum.
Bize bunca acıyı yaşatan ve onbinlerce insanımızı öldüren ve binlerce mehmetçiğimizi şehit eden PKK terör örgütü nezaman ve nasıl kurulduğunu sürekli hatırlamak ve unutmamak gerekiyor.
Tarihler 1978 li yıllar. Sağ-Sol yüzünden binlerce insanımızın bir hiç uğruna öldürüldüğü karanlık yıllar. Abdullah Öcalan’a bağlı “Apocular “adı ile marksist leninist yeni bir örtgüt kurulur. Örgütün kurucuları arasında türk kökenlilerde bulunmakta.
İşin garibi Apocular 12 Eylül 1980 ihtilali olmadan Lübnan’ın Bekaa vadisine kçar ve terör kamplarında eğitim almaya başlamışlardır. 12 Eylül ihtilalinde hiç bir Apocu’nun yakalanıp ceza almaması çok ilginçtir.
Tarihler 1984 daha dün gibi hatırlıyor hiç unutamıyorum. Apocular Güneydoğu’da ilk eylemlerini gerçekleştirmişler kadın çocuk demeden bir çok kürt vatandaşını vahşice katl etmişlerdi. O günkü tv ve gazete haberleri tüm tazeliği ile halen gözümün önünde.
12 Eylü darbesinin kudretli lideri Kenan Evren Apocuları küçümseyerek “ Bir gurup çapulcu “ demişti. Evren’in çapulcu diye küçümsediği ve ihtilalde bu terör örgütü ile ilgili hiç bir şey yapmadığı terör örgütü 30 yıldır bizlere kan kusturmakta. Masum insanlarımızı öldürmekte askerlerimizi şehit etmekte.
PKK veya Apocular diye bilinen terör örgütü’nün kuruluşu ve kururucuları ile ilgili daha çok şey yazılıp söylenebilir .Ancak bir gerçek varki, Geçmişi nutmamak ve sürekli hatırlamak gerekior.
———————————————–
Terör Belasından Nasıl Kurtuluruz.?… (6 Ekim 2008 Gebze Gazetesi)
Bölücü terör örgütü PKK’nın Hakkari’nin Şemdinli İlçesinde bulunan Aktütün Jandarma Sınır Bölülüğüne yaptığı saldırı terörün acımasız yüzünü bir kez daha gösterdi.
Hakkaridaki teröre Gebze’de bir şehit verdik. Gebze Emek mahallesinde oturan İlhan Küçüksolak’da şehit oldu. Son şehidimizle Gebze teröre onlarca şehit verdi.
İlhan’ın anne ve babası’nın feryadı ciğelerimizi dağladı. İlhan evlilik hazırlığı yapıyormuş.Şehit İlhanın’da bir sevdiği varmış. Babası Kemal’in ifadesine göre Serpil adlı bir kızla bir birini seven İlhan izinde nişan terhisde’de evleneceklermiş.
*Şehitlere Vefasızlık.
Sadece Gebzeli Şehit piyada Çavuş İlhan’ın değili tüm şehitlerimizin yüreğimizi burkan acı hikayeleri var. Gebze şehitliğindeki mezartaşına vefalı şehit nişanlısı tarafın’dan bağlanan nişan yüzüğü başlı başına,roman, filim ve belgesel konusu.
Üzülerek söylemek gerekirse şehitlerimizle ilgili ciddi hiç bir şey yapılamamakta.Şehitlerimiz unutulup gitmekte.Çanakkale,Sarıkamış ve Kurtuluş savaşı şehitlerimizi yeni yeni hatırlamaya başladık.Gebze’de bir anıt ve aideyi şehitlerimize çok görmemiz vefesızlığımızın göstergesi.
*Milletimizin Başı Sağolsun
Ateş düştüğü yeri yakarmış. Acıyı yaşayanlar bilir.Öncelikle acımasız terörü kınıyor ve lanetliyorm, Şehitlerimize Allahtan Rahmet, başta anne ve babaları olmak üzere yakınlarına sabır Milletimize ve Türk Silahlı Kuvetlerine baş sağlığı diliyorum.
Türkiye yaklaşık 30 yıldır terörle mücadele ediyor. Acımasız törör onbinlerce isanamızı yok etti. Ocaklar söndü evler yıkıldı.geride bağrı yanık anneler ve babalar ,yetim ve öksüzler kaldı. Yüzlerce milyar dolar maddi kaynağımız uçup gitti.
Terörü önleme adına son dönemde önemli adımları atılmıştı. Özellikle Türk ordusu terör örgütünün gücünü kırmak ve kökünü kazımakta her alanda ısrarlı çalışmalar yapıyordu. Genelkurmaybaşkanı sayın Başbuğ’un Diyarbakır ve Van gezilerindeki verdiği mesajlar çok önemliydi.
* Doğu Anadoluya kaç kez gitttik ?
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki illere defalarca gidip gelen ve bir çok ilde belgesel çeken son olarak, Elazığ, Tunceli, Bingöl, Diyarbakır,Van,Muş ve Bitlis illerini karış karış gezerek tv belgesel program çeken bir gazeteci olarak Başbuğ Paşa’nın Diyarbakır ve Van gezileri’nin bölge halkı üzerindeki olumlu etkisini yakından biliyorum.
Ayrıca Paşa’nın gezisinden sonra bölgede görev yapan güvenlik güçleri’nin bölge halkına karşı tavır ve hareketleride çok değişti. Daha önce halka sert tavır takınan ve yol kontröllerinde yaşlı insanlara yapılan muamele artık yok.
Bölgedeki halkın büyük çoğunluğu terör örgütünü desteklemiyor. Son genel seçimlerde halkın siyasi tercihi, terör örgütüne karşı tavır aldığını göstermekte.Terör örgütü bu manzara karşısında paniklemekte.Halkın desteğini kazanmak için dini değerleri bile kullanmakta.
Kendi kendimize şu soruyu sormalıyız; Acaba kaç kez doğu illerine gidip bölge halkı ile kunuşup dertleştik?
*Terör nasıl sona erer?
Altınovadaki kışkırıtıcı olaylar ve son karakol saldırısı’nın TBMM’de bekleyen sınır ötesi tezkere’nin görüşülmesi arifesine denk gelmesi ilginiç ve düşündürücü.Sadece törör örgütü değil diş güçler ve yerli işbirlikçiler’de terörün sona ermesini istemiyor.
Devlet ve millet olarak burdan sonra terörün nasıl sona ereceği üzerinde çalışmala yapılmalı.Siyasiler, Sanayici ve işadamları, gönüllü kuruluşlar, Sivil toplum örgütleri ,medya kuruluşları ve konuyla ilgili sözü olan herkes tıpkı Başbuğ paşa gibi bölgeye gidip bizzat araştırma yapıp bölge halkı ile kaynaşmalı.
Yaz aylarında güney sahillerini mesken tutup keyif yapanlar ,göstermelik vatan millet ve sakarya edebiyatı yapanlar , Bugünekadar doğu ve güneydoğu illerine gitmeyenler vakit geçirmeden bu bölgelerin yolunu tutmalı.
* Ekonomik önlemler yeterli mi?
Özellikle Doğu ve Güneydoğu’nun kalkınması için yapılan çalışmalar bir an önce hızlandırılmalı, gerekirse ekonomik anlamda bu bölgelerde ekonomik olağanüstü hal ilan edilmeli. Şunu çok iyi biliyoruz ki; terörün panzehiri ekonomik gelişmedir.
Bu bölgelerimizi kalkıldırdığımız zaman, bölgedeki işsiz gençlerimize iş verdiğimiz zaman, sosyo ekonomik anlamda kalkınan bu bölgelerimiz Türk ekonomisinde önemli bir güç haline gelecektir.
Ekonomik açıdan güçlü bir Doğu ve Güneydoğu bölgeleri, Türkiye’nin de bu anlamda daha güçlü hale gelmesi anlamına gelecektir.
Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamalarda belirtildiği gibi, terör örgütüne katılımları kesemediğimiz takdirde, verilen mücedele yeteri kadar fayda sağlamayacaktır.
*Bir ve beraber olalım
Evet sonuç olarak şunu çok iyi bilip unutmamamız gerekiyor; Ülkemizin herzamankinden daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacı vardır.
Ülkemizdeki iç barışı bozmak isteyen güçler, herzaman olduğu gibi yine elleri boş dönecek ve Türk milletinin gücünü göreceklerdir.
Şehitlerimize bir kez daha yüca Allahdan ranmet, kederli aileleri, Milletimiz ve Türk Silahlı Kuvvetlerine baş sağlığı diliyorum.
Hep birlikte gücümüzü birleştirmeli ve terör belasından nasıl kurtulabiliriz sorusuna cevap aramalıyız.Gün bir ve beraber olma günü.Birlik ve beraberliğimizi tüm dost ve düşmana göstermeliyiz.
ÖRGÜTÜN 1985’TEN BU YANA GERÇEKLEŞTİRDİĞİ BASKINLAR VE ŞEHİT SAYILARI ŞÖYLE:
25 Ekim 1985-Hakkâri-Serin Karakolu: 9 şehit
4 Ağustos 1991-Şemdinli-Samanlı Karakolu: 10 er şehit, 7 er kaçırıldı, toplam 9 yaralı
10 Eylül 1991-Hakkâri-Çobanpınar karakolu: 6 şehit
7 Ekim 1991-Hakkâri-Taşlıtepe karakolu: 11 şehit
25 Ekim 1991-Çukurca’ya bağlı Çınarlı ve Çayırlı köylerindeki jandarma karakollarına 500 kişilik grupla saldırı: 17 er şehit
25 Aralık 1991-Şırnak-Dereler bölgesinde jandarma komando birliğine 250 kişilik grupla saldırı: 2 asteğmen, 1 astsubay, 6 er şehit
15 Mayıs 1992-Şırnak-Taşdelen karakolu 600 kişilik grupla baskın: 27 er şehit, 40 terörist ölü
26 Mayıs 1992-Hakkâri-Üzümlü karakolu: 15 şehit
22 Haziran 1992-Hakkâri-Perihan karakolu: 6 şehit
30 Haziran 1992-Şırnak-Betonpınar karakolu: 8 er şehit, 3 er kaçırıldı
20 Temmuz 1992-Hakkâri-Sivritepe karakolu: 10 şehit
10 ağustos 1992-Siirt-Eruh-Dikboğaz karakolu: 6 er şehit, 9 er yaralı
17 ağustos 1992-Diyarbakır-Tuzla karakolu: 7 er şehit
24 ağustos 1992-Şırnak-Milli karakolu: 3 er şehit
30 ağustos 1992-Şemdinli-Alan karakolu: 20 er şehit
13 Eylül 1992-Şemdinli-Aktütün karakolu: 25 şehit
29 Eylül 1992-Şemdinli-Derecik karakolu: 28 şehit
29 Eylül 1992-Şırnak-Ortaköy karakolu: 4 er şehit
2 Temmuz 1993-Şırnak-Çelik karakolu: 16 er şehit
22 Temmuz 1993-Hakkâri-Kısıklı karakolu: 5 şehit
1 ağustos 1993-Hakkâri-serbest karakolu: 10 şehit
10 ağustos 1993-Bingöl-Sancak karakolu: 1 astsubay, 2 er şehit
23 ağustos 1993-Iğdır-Sultantopu karakoluna 200 kişilik grupla baskın: 14 er şehit, 4 er kaçırıldı
25 Eylül 1993-Van-Kanalga karakolu: 12 şehit
23 Ekim 1993-Hakkâri-Kavaklı karakolu: 8 şehit
19 Kasım 1993-Hakkâri-Pirinçeken karakolu: 10 şehit
12 Aralık 1993-Hakkâri-Üzümlü karakolu: 7 şehit
29 Aralık 1993-Siirt-Okçular karakolu : 1 astsubay, 4 er şehit
13 ağustos 1994-Hakkâri-Ördekli karakolu : 5 şehit
11 Eylül 1994-Hakkâri-Çağlayan karakolu: 2 şehit
15 Haziran 1995-Şemdinli-Ortaklar karakolu : 15 şehit
4 Haziran 2007-Tunceli-Pülümür Kocatepe karakolu baskını: 7 şehit
21 Ekim 2007-PKK köprüyü havaya uçurdu, askerlere bomba ve roketatarlarla saldırdı: 12 şehit
10 Mayıs 2008-Aktütün Jandarma Sınır Karakolu’na PKK’lı grup saldırdı: 6 şehit