GÜNDEM Haberleri Tümü

İsmail Kahraman - Baba Ocağı Giresun’da Babalar Günü!

Osmanlı Gönül coğrafyası Batı Karadeniz Ülkeleri yazı dizimize, dün kutladığımız babalar Günü nedeniyle bugün ara veriyoruz. Çünkü babalar günü önemli ve bizde bu konuda biraz kelam edelim istiyoruz. Baba ve annelere bir gün değil, 365 gün bile az. Bizim kültürümüzde baba ve annelere büyük değer verilmekte. Kuran’da anne ve Babaya öf demek bile yasaklanmakta. Ben babalar gününü baba memleketim Giresun’un Espiye ilçesi Soğukpınar beldesi Dikmen mahallesi Bayramoğlu nahiyesinin yaylalarındaki baba ocağında babam merhum Mustafa, annem Emine ve benim okumama vesile olan ana vekilim merhum Kandaz Kızı Fadime halamla geçirdiğimiz o güzel günleri düşünerek babalar gününü kutluyorum. Bugün 100 yaşına yaklaştığı halde, halen evlatlarını düşünen kardeşler olarak birlik ve beraberlik içinde olmamızı isteyen, köy ve yayladaki evlerimizin her yıl ocaklarını tüttürüp baba ve dede yadigarı Fındık bahçelerini bakmamızı, Fındık ocaklarını kurutmamamızı vasiyet eden Şerefoğlu Sarıkamış gazisi Mustafa Kızı anam Emine’nin kucağında baba ana ve hala ile geçen o güzel çocukluk yıllarını düşünüyorum. Ata dede mezarlarını ziyaret edip köy ve yayladaki mezarları balında Fatiha okuyorum.

BABA VASİYETİ VE NASİHATİ

13 yaşına kadar birlikte çocukluk yıllarımı geçirdiğim okumak üzere köyden ayrılsam da her yıl Eğitim gördüğüm büyük şehirlerden köye gelip hasret giderdiğini birlikte büyük dedem Kandaz Hasan ağa ve Küçük dedem birinci dünya harbi şehidi İbrahim’in diktiği Fındık bahçelerin de babam Anam ve halam fındık toplarken onlardan öğrendiğim bilgileri okumamı yapıcı olup yıkıcı olmamamı isteyip vasiyet etmeleri halen kulaklarım da çınlıyor Halasız geçen 22 ve Babasız geçen 10 yılın ardından www.gebzegazetesi.com da daha önce babalar günü ile ilgili yazdığım yazıyı sizlerle paylaşıyor babalar gününü bir gün değil yılın 365 gününü babalar günü olarak kabul edip 3 evlat Sahibi bir baba ve 2 torun Sahibi dede olarak tüm babaların babalar gününü kutluyorum.



BABALAR GÜNÜ VE BABA OLMAK!

Baba üzerine ne kadar yazı yazılıp konuşmalar yapılsa azdır. Babanın değerini ve kıymetini insanlar baba olduğu zaman ve birde babalarını kaybettiği zaman anlar. Babalar ailenin temel direği, varlık nedenidir. Baba gücün simgesi, neslin devamıdır. Babalar nasihat verir, ders verir, babalar evlatları için örnektir, kol kanattır, değim yerinde ise her şeydir. Babaları Hayatta olanlar babalarının değerini bilmez ve anlayamazlar. Babalar ebedi âleme gittikten sonra eyvah derler ve iş işten geçmiş olur. Baba ile ilgili ne söylense az. Geçtiğimiz günlerde okunmuş kitap satan bir satıcıdan satın aldığım ‘Tarih Boyunca Babaların çocuklara öğütlere’ adlı Mustafa Turan imzalı kitap gerçekten muhteşem. Kitapta peygamberlerin, ünlü düşünürlerin, yazarların, fikir adamlarının ve dünyaca tanınan edebiyatçıların çocuklarına yaptığı öğütleri içermekte. Kitabı bir çırpıda okuyup incelediğimde ne kadar güzel yazılmış bir baş ucu kitabı olduğunu anladım. Onlardan bir iki nasihati burada sizlerle paylaşmak istiyorum.

BABASIZ GEÇEN İLK YILLAR

Babalarımız en önemli değerlerimizdendir. Babaları hayatta iken yeteri kadar anlamayız. Zaman zaman da üzeriz. Babalar öldükten sonra kıymetleri anlaşılır. Her ne kadar yeteri kadar hakkını teslim edemesek de babalar ailenin direğidir. Babalar sadece ailenin direği değil her şeydir. Analarımız kadar gündemde olmasa da, Baba olmak çok büyük sorumluluk ister. Baba olmak şefkat ve sevgi ister. Babalarımız çok kıymetli varlıklardır. Babalarımızın kıymetini ancak babalarımızı kaybedince anlarız. Babalarımızın kıymetini bilelim. Babamla geçirdiğim çocukluk yıllarını daha dün gibi hatırımda. Babamın sırtında saatler süren yayla yolculuğu. Babamla ilk gittiğim şehir gezisi. Beni sevip okşaması. Sigara içtiğim için kızıp dövmesi. Babamla geçirdiğim daha nice hatıralar. Evet, babamı kaybedeli dokuz yıl oldu. Babasız yıllar benim için çok zor oldu. Babamın yokluğunu annemle gidermeye, onda o şefkati bulmaya çalıştım. Annemi sık sık ziyaret ederek baba hasretimi dindirmeye çalışıyorum. Her geziden sonra eve gitmeden anamın elini öpmeye gidip özlem gideriyorum. Hafta sonları küçük oğlumu Emirhan’ın elinden tutarak babamın ve halamın kabrine giderek Fatiha okuyup onsuz geçen ayların ne kadar zor olduğunu tekrar tekrar anlıyorum. Babamı kaybettiğimizde, yine bir yurtdışı gezisine çıkmıştım. Daha doğrusu Filistin´e yardım için Gazze’ye gitmiştim Gazze sınır kapısında bombalar altındayken haber gelmiş, apar topar Türkiye´ye dönerek Babamın cenaze namazına son anda katılmıştım. Babamı kaybettiğimde baba olmanın ne anlama geldiğini daha iyi anlamıştım. Babamla yaşadığımız hatıralar gözümde canlanmıştı. Yaz tatillerini babamla birlikte köylerde ve yaylalarda geçirerek hayat tecrübesinden yararlanıp, babamla belgesel çekmiştim. Bütün yaptıklarımız film şeridi gibi gözümün önünden geçmişti. Siz değerli okurlarıma babanızın kıymetini bilin babalarınızın hayatını kameraya kaydederek gelecek nesillere belgesel görüntüsünü aktarın. Baba ve annelerin yeri doldurulmaz. Babaları yılda bir kez değil sürekli hatırlamak hal ve hatırına sormak, vefat ettiyse mezarı başına gidip onu hayırla yâd etmek dua etmek gerekiyor. Bugün sadece bir baba değil bir dede olarak da tüm baba ve dedelerin ellerinden öpüyor. Tüm baba ve dedeleri saygıyla anıyor vefat edenlere Allah’tan rahmet niyaz ediyorum.

Yorum Gönder
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir. Teşekkür Ederiz.
Yorumunuz onaylanmıştır, teşekkür ederiz.
Ad Soyad
Yorumunuz