İsmail Kahraman - 48 YILLIK GAZETECİLİK VE BELGESELCİLİK HATIRALARIM
Gebze gazetesi www.gebzegazetesi.com ve www.gazetegebze.com.tr ile www.gebzegazete.com da belgeselcinin not defteri köşesinde 29 Mart 2023 de yayınlanan makalemiz
İnsan hatıraları ile yaşar. Anılar insanı heyecanlandırıyor. Çalışma ve üretme güç ve kuvveti veriyor. Her gün yazmak gerçekten çok zor. Bazen yazmayı bırakıp köşeye çekilmeyi düşündüğümde geçmiş gazetecilik ve belgeselcilik hatıralarımı hatırlar ve kendime gelirim. Yeniden yazmaya başlarım. Son yıllarda güncel siyasi konulardan uzak kalıcı yazılar yazmaya çalışıyorum. Güncel konular ve siyasi yazılar kalıcı olmuyor, zaman geçtikçe unutulup gidiyor. Önemli olan kalıcı iz bırakan ve geleceğe bilgi ve belge bırakan yazılar yazmak ve belgeseller çekmektir. Zaman zaman hatıralarımı yazıyorum. Gazetecilik anılarıma özel yer veriyorum. Bugün 48 yıllık gazetecilik Hatıralarımdan ve bana gazetecilik dersi veren babam merhum Kandazoğlu Mustafa’nın gazetecilik vasiyet ve nasihatinden söz etmek istiyorum.
GAZETECİLİĞE NE ZAMAN BAŞLADIM
Gazetecilik mesleğinde ilk kez kalemi elime 1975 yılında Trabzon'da okurken almış, Ufuk Gazetesi’nde Trabzon tarihi ile ilgili deneme yazmış, hafta sonları haftalık Ufuk Gazetesi satarak harçlığımı çıkarmıştım. Vatani görevimi yaparken, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın İstanbul Çubukludaki Seyir Hidrografi Dairesi Başkanlığı Basın Merkezinde görevliyken ulusal basınla tanışıp, denizcilik tarihi ile ilgili yazılar yazmıştım.
GEBZE’DE GAZETECİLİĞE 1982’DE BAŞLADIM
1982 yılında Gebze'ye yerleşip TRT ve Anadolu Ajansı başta olmak üzere birçok basın yayın kuruluşunun temsilcilik ve muhabirliğini yapıp, Uyanış Gazetesi’nde makale yazmaya başladım. 1985 yılında Gebze Gazetesi'ni kurup, İzmit Hürsöz Gazetesi'nde bastırmaya başladım. 1987 yılında Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti’nin kurucu üyeleri arasında yer aldım. Merkezi Ankara'da bulunan Anadolu Basın Birliği'ne üye oldum. 1987 yılında Gebze'de gazete matbaa tesislerini kurarak çalışmaya devam ettim. 1989 yılında merkezi İstanbul'da olan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'ne üye oldum. 1990 yılında merhum Turgut Özal'ın elinden Anadolu Basını birincilik ödülü aldım, Gebze Gazetesi’ni günlük yayınlamaya başladım. TRT ve özel TV’lerde programlar hazırlamaya başladım.
GEBZE FM RADYOSUNU KURDUM
1993 yılında Gebze'nin İlk Özel Radyosu Gebze FM’i kurdum. 1993 yılında gazeteci ve belgeselci olarak yurtdışına çıkmaya başladım. Bugüne kadar birçok dünya ülkesinde belgesel çekip, araştırma yaptım. 1995 yılında bir gurup arkadaşla Anadolu Yayıncılar Birliği’ni kurdum, 1997 yılında Türkiye Gazeteciler Federasyonu kurucuları arasında yer aldım. 1998 Yılında Devri Alem Belgesel TV programları çekerek, Meltem TV, TV 5, Bengütürk TV ve TGRT Belgesel TV kanalı başta olmak üzere ulusal ve bölgesel TV kanallarında 80’e yakın ülkede çektiğim belgeseli hazırlayıp, sunmaya devam ediyorum.
BASIN MESLEK KURULUŞLARINDA GÖREV ALDIM
2014 yılında Türk Dünyası Gazeteciler Federasyonu kurucuları arasında yer alarak, Türk Dünyası Gazeteciler Şuraları ve Türk Dünyası Belgesel Film Festivali düzenleme ve yürütme kurulu üyesi olarak görev yapmaktayım. Yıl 2020 ve halen çalışıyor, çalışmaya devam ediyorum. Çalışan gazeteci olarak www.gebzegazetesi.com, http://www.xn--devrilem-mza.tv/ ve
http://www.xn--iktav-7fd.com/ sayfalarında göreceğiniz gibi yıllardır bıkmadan, usanmadan araştırmacı gazeteci ve belgesel yönetmeni olarak, 28’lik delikanlı gibi heyecanla çalışmaya devam ediyorum. Aynı zamanda AGRT Genel Başkanı olarak basın mesleğine katkı sunuyorum. Gazetecilik hayatımı kitap ve belgeselleştirmeye başladım.
GEBZE’DE GAZETECİLİK HATIRALARIM
1982 yılının Haziran ayında Gebze’ye gelmiştik. Gebze’de ve Darıca Osmangazi’de akrabalarım vardı. Asker arkadaşım ve öğrenci arkadaşlarımla birlikte bir ev kiralayıp çalışmaya başlamıştık. İlk işimiz dondurma satmaktı. Daha sonra kitap, kırtasiye üzerine açtığımız küçücük bir dükkân ve burada TRT, Anadolu Ajansı muhabiri olarak gazeteciliğe biraz daha profesyonelce geçişimiz... Tarihler 21 Eylül 1982. Gebze’nin tek gazetesi Uyanış Gazetesi’nde ilk yazar olarak “Salı’dan Salı’ya” adıyla yazılar yazmaya başlamıştım ve ilk yazımın başlığı “Başlarken Merhaba” idi. Her hafta salı günü gazeteye yazımı yetiştirmeye çalışıyor, her yazımda Gebze ile ilgili, bölge ile ilgili görüşlerimi dillendiriyordum. Artık Gebze’de haftalık bir gazetede köşe yazarlığına başlamıştım. Daha sonra birçok gazetenin Gebze temsilciliği ve muhabirliğini yapıp Ekonomi adıyla ortak gazete çıkarmamız, Son Dakika Gazetesi'nin Gebze temsilciliğini Ercan Sarıçam ile yaptığımız yıllar, Nevzat Coşkun, Bekir Katı ile birlikte 1984 yılının ortalarında Gebze adıyla çıkardığımız ilk gazete... Sanki dün gibi bunlar. Hepsi mazi oldu ama çok önemli hatıralar olarak gazeteciliğimizi geliştirip büyütmekte önemli kilometre taşıydı.
GEBZE GAZETESİ NASIL KURULDU
25 Mart 1985 tarihinde kurduğumuz gazetemizin kuruluş hikâyesinden sizlere bahsetmek istiyorum. Gebze’de tek bir gazete vardı. Elde dizilip basılan, Uyanış Gazetesi vardı. Çok seslilik olması gerektiğine inanarak arayışlara girdik. Gazetecilik mesleğinin içerisinden gelen eski Belediye Başkanı merhum Bülent Atasayan ile görüştük, toplantılar yaptık, ardından başka görüşmelerimiz oldu ama başarısız kaldı. Buna rağmen kesinlikle Gebze’de gazete çıkartılmasına inanıyorduk, yaşım 25‘di. Gebze’de gazete basacak matbaa yoktu. İzmit’e gittik. Çok zor şartlar vardı. Bazen sabahlardık, kurşunlarla diziliyordu başlıklar, elde toplanıyordu, klişe imkânları… Ama büyük zevkti. Bazen uykusuz kalsak da kâğıt balyalarının üzerinde uyusak da bazen aç kalsak da keyifliydi. Kamyonlarla İzmit’e gidip geliyorduk çünkü servis imkânı yoktu. Her hafta bazen üç kez gidip gelmek suretiyle 2 seneye yakın İzmit’te basarak gazeteyi yayınlayıp, dağıtımını yaptık. Gebze’ye ilk matbaayı kurduğumuzda da çok büyük keyif almıştık.
GEBZE GAZETESİ’Nİ HÜRSÖZ TESİSLERİNDE BASTIĞIMIZ GÜNLER
Haziran 1982 yılında kurduğumuz Kahraman Ticaret bünyesinde, 25 Mart 1985 yılında Gebze Gazetesi'ni kurmayı başarmıştık. 1985 yılının 25 Mart´ından itibaren koşmaya başladığımız maratona yılmadan yorulmadan devam ediyorduk. Günün 24 saatini çalışıyor, gece gündüz demeden bizim yaşımızdaki gençler eğlenip gezerken tatil nedir bilmiyor, bazen sağlığımı bile ihmal ediyordum. Ve 1986 yılının sonuna kadar her hafta hiç mi hiç aksatmadan bizzat gazetenin sahibi olarak karda kışta, soğukta her hafta İzmit´e iki sefer gidip gelerek 200 km yolu kat edip, gece yarılarına kadar, Baba Gazeteci olarak bilinen merhum Selahattin Telser’in Hürsöz Gazetesi matbaasında emek ve yoğun çaba sarf ederek Gebze Gazetesi’ni çıkarıyor, Gebze’de abone ve bayilere bizzat kendim dağıtıyor, bir taraftan kitap ve kırtasiye dükkanımızı çalıştırıyorduk. İşte böyle bir süreçte merhum Selahattin Telser’in oğlu Aytol Telser’i tanımıştık. Çalışkan kişiliğiyle tanıdığımız Aytol Telser, gazetemizin entertip dizgisini yapıyordu.
MATBAAMIZI KURUYORUZ
1985 yılının başında haftalık 35 bin liraya bastırdığımız gazetemizin 2 yıllık birikimi ile 1987 yılının başından itibaren kendi matbaa tesislerimizi kuruyorduk. Gebze basın tarihine geçecek, Nebioğlu marka otomatik gazete baskı, Komet entertip kurşun dizgi, bıçak, başlık makinesini Gebze’ye getiren ilk gazete oluyoruz... Kiralık yer bulmak çok zor. Gazetemiz, 1987 yılından itibaren Menzilhane Meydanı'nda kiraladığı bodrum katta kendi tesislerine kavuşuyor. Gebze’de kendi tesislerinde ilk büyük boy olarak entertipte dizilip basılan gazete unvanına sahip oluyoruz. Artık çocuklar gibi şen, çok mutluyuz. Borcumuz var ama olsun her hafta İzmit’e gidip gelmekten, geceleri matbaada kâğıt paketleri üstünde uyumaktan kurtuluyoruz. O günler gözlerimin önüne geldiğinde halen heyecanlanıyorum. Bugün İstanbul’dan bazı ulusal TV kuruluşları ve program yapım şirketlerinden teklif almama rağmen Gebze’den ayrılmıyorsam beni Gebze’ye bağlayan Gebze Gazetesi ile birlikte yaşadığım o yıllar oluyor... Gebze’ye büyük vefa borcum var. Gazetemizi destekleyen güzel insanlara minnet ve şükran borcum var. Ama en önemlisi bizleri bu günlere getiren yüce yaratana hamd ve şükür borcum var… Çok şükür…
BABAMDAN GAZETECİLİK DERSİ VE GAZETECİLİK HATIRALARIM
Gazetecilik nedir? Gazeteci kime denir? Babalar Günü’nü kutlandığımız bu günlerde babalarımız ile ilgili hatıraları yazıp, paylaşmak için kampanya başlatmalıyız. Babalardan alacağımız çok önemli ders ve örnek alacağımız hatıraların olduğuna inanıyorum. Babalara bir gün yetmez, babaları anmak ve anlamak için fırsatlar meydan getirip, her fırsatta babalarımızdan söz ederek, onların nasihat ve vasiyetlerini paylaşmalıyız. Gazetecilik mesleğinin çok tartışıldığı gazeteci, mafya, iş adamı ve siyasetçi ilişkisinin gündemde olduğu günlerde kutladığımız Babalar günü dolayısı babamın bana verdiği gazetecilik dersi, nasihat ve vasiyetini bugün sizlerle paylaşarak babamla yaşadığım gazetecilik hatıralarımı yazmak istiyorum. Yazıma başlarken önce babaların mafya ve diğer kötü isimlerle anılmasına isyan edip mafya babasından ‘baba’ kelimesinin çıkartılmasını istiyorum. Babaların kötü sıfatla anılmasına tepki gösteriyorum. Önce babayı birlikte tarif edip, baba kimdir araştırıp, öğrenip anlamalıyız. Baba Kimdir? Baba; bilgi, nasihat ve öğüttür. Baba öğretmen, okul ve ilimdir. Baba güç, kuvvet ve başarıdır. Baba ocaktır, evdir, yurt yuvadır. Baba güvendir ve dayanaktır. Baba şereftir, geçmiş ve gelecektir. Baba, varlığında bilinmeyen değerdir. Baba, kaybedilince anlaşılan kıymettir. Baba tek kelime ile babadır. Babaların yeri hiçbir zaman doldurulmaz. Baba için bir gün yetmez her gün Babalar Günü’dür. Tüm arkadaşlarımın Babalar Gününü kutluyor, hayatta olan babalara hayırlı uzun ömürler diliyor, ebediyete intikal eden başta rahmetli babam Kandazoğlu Mustafa Kahraman olmak üzere tüm babaları rahmetle anıyorum. Ahirete göç eden tüm babaların ruhları için bir Fatiha üç İhlas okuyalım, El Fatiha... Değerli sanatçı arkadaşım Mustafa Bey’in babalarla ilgili söylediği güzel bir eseri, tüm babalara armağan ediyorum.
Babamdan Gazetecilik Dersi, Gazetecilik etik ve ahlakının konuşulduğu bu günlerde gazeteciliği tanımlamamız ve öğrenmemiz gerekiyor. Gerçek gazeteci ve gazetecilik mesleği nedir? Ben kendime göre bir tanım yaptım, sizde kendinize göre yapabilirsiniz. Gazeteci; haberdir, bilgi ve belgedir. Gazeteci, zamana karşı yarışmaktır. Gazeteci, fedakârlık ve çalışmaktır. Gazeteci; güven, doğruluk, dürüstlüktür. Gazeteci; namus, şeref ve onurdur. Gazeteci, haber ve doğru bilgidir. Gazeteci yıkmak değil yapmaktır. Gazeteci, cesaret ve korkusuzluktur. Bugün Babalar Günü, baba ile ilgili ne söylesek ne yazsak az. Bugün 46 yıldan beri severek yaptığım gazetecilik mesleğinde babamın vasiyet ve nasihatinin ne kadar önemli olduğunu, rahmetli babamın gazetecilikle ilgili bana yol gösteren vasiyet ve nasihatini sizlerle paylaşmak istiyorum. Gebze Gazetesi www.gebzegazetesi.com da daha önce yazdığım Babalar Günü ile ilgili makalelerimi paylaşıyorum.
Gazetecilikte yapıcı ol yıkıcı olma
Gebze Gazetesi’ni Gebze’de ilk yayınladığım yıllar, rahmetli babam yaz aylarını Giresun’un Espiye Soğukpınar beldesinde geçirir, kışın Gebze’ye gelir, her fırsatta nasihat eder öğüt verirdi. Bir gün beni karşısına oturtup eline Gebze Gazetesini alarak, ‘‘...Bak oğlum gazetecilik çok zor ve sorumluluk isteyen bir meslek. Bir yazın, bir haberin, bir fotoğrafın ev yıkar, cinayet işletir, iş adamını iflas ettirir, karı kocayı düşman eder. Oğlum çok dikkat et hep yapıcı ol, yıkıcı olma. Eleştirilerini yol göstererek yap, doğru ve dürüstlükten ayrılma sana düşmanlık yapanlara bile haksızlık yapma herkesin düşmanı olmaz iş yapan başarılı insanların düşmanı olur. Yazdığın haberlerle devletin ve milletin yanın da ol. Bak oğlum ben devletsizliğin ne olduğunu çok iyi biliyorum. Ben Birinci Dünya Savaşı’nda 1915 yılında dünyaya geldim. Osmanlı Devleti’nin yıkıldığını, 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin nasıl kurulduğunu gördüm. Çocukluk yıllarında devlet olmadığı için çok sevdiğimiz yaylalara bile çıkamadık, devletin olmadığı yerde eşkıya olur. Oğlum doğruluk ve dürüstlükten ayrılma, doğruların yanında, kötülerin karşısında ol. Seni çok zor şartlarda okuttum. Devlete, millete, ailene faydalı ol, ablaların abilerin ve kardeşlerine kol kanat ol. Ata dede memleketini köyünü unutma her yıl köyüne gel. Allah seni yapıcı etsin, yıkıcı etmesin. Yapıcı ol yıkıcı olma…’’Babamın yıllar önce söylediği vasiyet ve nasihat kulaklarımda çınlıyor. Rahmetli babamın gazetecilikle ilgili vasiyet ve nasihati benim ilkem oldu. Sürekli yapıcı olmaya çalıştım, yıkıcı olmaktan kaçındım. En sert eleştirilerde bile öneriler yaptım. Gazeteci kimdir? Gazetecilik mesleğini icra eden; güncel olaylar, akımlar, konular ve kişiler hakkında bilgi toplayıp, olabildiğince tarafsız bir şekilde yayımlamaya gayret gösteren kişidir. Gazete, televizyon, radyo, magazin ve İnternet gibi kitle iletişim araçları tarafından yayımlanması amacıyla haber toplayan gazetecilere muhabir adı verilir. (Kaynak wikipedia)
Araştırmacı-Yazar ve Gazeteci Nasıl Olmalı?
Araştırmacı gazetecilik çok önemli, bugün bile ortaya çıkarılmayan ve karanlık bir suikast sonucu öldürülen Uğur Mumcu’nun araştırmacı gazetecilik ile ilgili tespitlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. “Gazeteciyi nasıl tanımlarsınız? Kimdir gazeteci, ne yapar? İşlevi nedir? Gazeteci, her konuda fikir ileri süren, her şeyi bilen insan demek midir? Hayır. Nereden bilecek gazeteci her şeyi? Ben kendime göre bir tanım yapayım:- Gazeteci, haber ve bilgi kaynağına en çabuk ulaşan ve bu kaynaklardan edindiği bilgi ve haberleri okurlara sunan insan demektir. Gazetecinin bu görevini yapabilmesi için habere, olaya, olguya, belgeye ve bilgiye dayalı yazılar yazması gerekir. Bunun için de gazetecinin güvenilir kişi olması zorunludur. Sır saklayan, haber ve bilgi kaynağını gizlemesini bilen, gerektiğinde hükümetlere ve güç odaklarına karşı savaşmayı göze alan insan, gazetecidir." (Kaynak Milliyet, 3 Mayıs 1992 Uğur Mumcu)
Babalar Gününü ve Benim Babam
Her yıl Babalar Gününü kutlarken duygulanırım. Bugün baba ve dede olmuş bir gazeteci ve belgeselci olarak ilk gazeteci hocam babamı daha iyi anlıyorum. Babalar gerçekten çok önemli Babalarla ilgili çekilen filimler, belgeseller, yazılan kitaplar ve romanlar babaları anlatmaz. Babayı hakkı ile anlatan hiçbir edebiyat ve kültür eseri yoktur. Babaları ancak gerçek baba bilincine sahip olanlar anlatır, babaların değer ve kıymetini babalar ebediyetle gidince anlaşılır. Babaları hayatta olanların, babalarının değer ve kıymetini bilmesini tavsiye ederim. Babalar Günü dolayısı ile 12 ünlü şair tarafından babalarla ilgili yazılan şiirlerin yer aldığı linki sizlerle paylaşıyor, tekrar Babalar Günü’nü kutluyorum. https://www.cafrande.org/12-unlu-sairin-babalarina...