TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Kutup Araştırmaları Enstitüsü (KARE) Müdürü Prof. Dr. Burcu Özsoy, "Maalesef ki kuzeydeki deniz buzlarının şu anda üçte biri erimiş durumda ve eriyen buzlarla akıntı yavaşlamış durumda. Bu sebeple tam arka bahçemizdeki bu ekstremleri yaşıyoruz, yani iklim tam döngüsünü artık sağlayamıyor." dedi.
TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsünce Gebze Teknik Üniversitesi (GTÜ) Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen 5. Ulusal Kutup Bilimleri Çalıştayı'nın açılışında, "Dünyada İklim, Kutuplarda İklim" konulu sunum gerçekleştiren Prof. Dr. Özsoy, Arktik Okyanusu'ndaki buzların erimesiyle oluşan akıntının öneminden bahsetti.
Türkiye'nin yaklaşık 30 kat büyüklüğündeki bir alan deniz buzuyla dolduğunda, burada barınamayan tuzun salınarak akıntıları başlattığını anlatan Özsoy, bu akıntının Antarktika'ya indiğini, oradan beslenerek ekvatora gittiğini ve ekvatorda ısınıp yüzeye çıkarak döngüsünü tamamladığını söyledi.
Özsoy, akıntıların dünyanın can damarları olduğunu vurgulayarak, "Aynı şekilde bu akıntı, okyanusların sıcaklığını dibe çökerken atmosfere verir ve atmosferin soğuk hava tabakasının tam altında bize yaşam alanı oluşturur. Yani biz aslında bu akıntılar sayesinde atmosferin soğuk hava etkisinde kalmayıp iklimleri ve mevsimleri yaşıyoruz. Maalesef ki kuzeydeki deniz buzlarının şu anda üçte biri erimiş durumda ve eriyen buzlarla akıntı yavaşlamış durumda. Bu sebeple tam arka bahçemizdeki bu ekstremleri yaşıyoruz, yani iklim tam döngüsünü artık sağlayamıyor." diye konuştu.
- "Eriyen buzlar yeni rotalar sunmaya başladı"
Kuzeyde Arktik Okyanusu'ndaki eriyen deniz buzlarının iklimsel dengenin bozulmasına neden olduğunu ama bu sefer de kuzey ülkelerinin stratejik olarak kullandığı rotaları sunmaya başladığını aktaran Özsoy, kuzey rotasını kullanan gemilerin yüzde 50 daha az insan kaynağı ve yakıt kullandıklarını ifade etti.
Özsoy, "Aslında burada eriyen deniz buzu bir anlamda iklimimizi çok kötü etkilerken, bir yandan da ufak da olsa gemi ticaret rotalarının daha da kısalmasına sebebiyet verdi ki bu da ister istemez kuzeyde Rusya'nın, Kanada'nın, Amerika'nın ve Kuzey Afrika ülkelerinin çok ciddi jeopolitik ve jeostratejik rekabetin ortaya çıkmasına sebebiyet veriyor." değerlendirmesinde bulundu.
Kuzeydeki deniz buzlarının mevsimleri oluşturduğunu dile getiren Prof. Dr. Özsoy, "Onun için hem arka bahçemizde bu sıkıntıları yaşıyoruz hem de yaşadığımız dört mevsim olayı, iki buçuk, üç mevsime inmiş durumda." ifadesini kullandı.
Antarktika kıtasının dünyanın kara kutusu olduğunu vurgulayan Özsoy, bu nedenle burasıyla ilgili yapılan çalışmaların çok kıymetli olduğunu dile getirdi.
Özsoy, Antarktika seferlerinin çok yoğun lojistikle sağlandığını belirterek, "Çok kıymetli bilimsel çalışmaları Türkiye'nin dört bir yanından bilim insanları dahil olarak sahada gerçekleştiriyorlar. Bu operasyonlar hem canlı hem sosyal hem de yer bilimleri şeklinde sıralanabiliyor. Her sefer sonu yeni seferin başlangıcı olarak karşımıza çıkıyor." diye konuştu.
- "İklim değişikliğine hazır olunmalı"
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal da çalıştayın katılımcı profilinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, disiplinler arası ve aynı zamanda her yaş grubunun bir arada olduğu örneği gerçekleştirdiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın himayelerinde gerçekleştirdikleri çalıştayı, Bakanlığın koordinasyonuyla yürüttüklerini aktaran Mandal, desteklerinden dolayı çalıştaya katılan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ve bilim insanlarına teşekkür etti.
Mandal, farkındalık noktasında olan uzay ve kutup noktasına bakışlarının iklim değişikliğiyle beraber tamamen zorunluluk olduğunu vurgulayarak, salgın hastalıkların yanı sıra iklim değişikliğine de hazırlıklı olunması gerektiğine işaret etti.
Türkiye'nin iklim değişikliğini bu yıl çok yoğun şekilde yaşadığının altını çizen Mandal, şunları kaydetti:
"Karmaşık, zor ve dinamik konularla uğraşabilmek, üstesinden gelebilmek için daha yenilikçi bilime ihtiyaç var. Esasında kutup araştırmaları, siz değerli bilim insanlarının yapmaya çalıştığı bu. Konunun tüm bileşenleriyle ele alınıyor olması, esasında sadece bu alan için değil, birçok alan için de örnek olabilecek bir yaklaşım. Bu konuda katkı veren tüm bilim insanlarımıza, karşılıklı etkileşim ve sinerji içinde çalışan bilim insanlarımıza ve geleceğin bilim insanları olan gençlerimize yürekten teşekkür ediyorum."
Kuzey ve Güney Kutbu'nda çeşitli bilimsel çalışmalar yapan veya yapmak isteyen araştırmacıların bir araya geldiği çalıştayda, 5 salonda eş zamanlı 14 oturum gerçekleştirilecek.
Oturumlarda, canlı, fiziki, yer, sosyal ve beşeri bilimler alanlarında sunumlar yapılacak.