banner1106
DÜNYA:
Gebze'de Doğu Türkistan için dua

10 Şubat 2019 Pazar 14:26

 

Gebze Sivil Dayanışma Platformu’nun öncülüğünde Çoban Mustafa Paşa Camii’nde bir araya gelen yüzlerce Gebzeli, Çin zulmünün son bulması için dua etti, zulmü lanetledi.

Gebze ilçe müftülüğünün destek verdiği dua programına Gebze’deki sivil toplum kuruluşları yetkilileri ve vatandaşlar ile Gebze İlçe Müftüsü Orhan Örnek ve AK Parti Gebze Belediye Başkan adayı Zinnur Büyükgöz de katıldı. Program, Gebze İlçe Müftüsü Orhan Örnek tarafından kıldırılan sabah namazı sonrası Adem Akbaş ve İrfan Tatlı hoca tarafından okunan Kur’an’ı Kerim tilavetleriyle başladı. Daha sonra söz alan Ali Erol hoca, Türkistan’daki son durum ve yaşanan zulümle ilgili bir konuşma gerçekleştirdi. Ali Erol hoca, Pazar sabahı İstanbul’dan Ankara’ya, İzmir’den Erzurum’a, Kayseri’den Konya’ya kadar Türkiye’nin pek çok şehrinde ellerin Türkistan’daki mazlumlar için semaya kalktığını belirtti. Ali Erol hoca konuşmasında şu görüşleri ifade etti:

ALİ EROL: ÇİN’DE SİSTEMLİ ASİMİLASYON POLİTİKASI UYGULANIYOR

“Doğu Türkistan’ın son günlerde dünya medyasında kısmen gündeme gelmesinin ve halkımızın bu konuya daha fazla duyarlılık göstermesinin bir sebebi var. Doğu Türkistan Altay ve Ural dağlarının eteklerinde Çin ile Rusya arasında sıkışmış geniş bir toprak parçasıdır. Atalarımızın ana yurdu olan topraklardır. Biz bu topraklara oralardan geldik. Batısı Rusya, doğusu Çinliler tarafından işgal edilmiştir. Yüzölçümü Türkiye’nin üç dört katı büyüklüğündedir. Tahminen 35-40 milyon nüfusu vardır. Doğu Türkistan’daki Çin kampları ile ilgili dünya medyasındaki haberlerle gündeme gelmiştir. Bu topraklar yaklaşık 70 yıl önce Çinliler tarafından işgal edilmiştir. Bu işgal öncesi Türkistan’da Çinli sayısı yok denecek kadar azdır. Yüzde 2-3 civarında. Fakat kızıl Çin rejimi buradaki kardeşlerimize karşı asimilasyon politikaları uygulamıştır. İslam toplumunu Çinlileştirme projesini adım adım uygulamıştır. Çin’de hapishanelerdeki adi mahkumları özellikle bu topraklara yerleştirmiştir. Türkistanlı Müslüman kızlarla evlendirmişlerdir. Bazen isteğine bakmadan zorla bu isteklerini gerçekleştirmişlerdir. Memurlarını göndermişlerdir. Onları tehcir etmişlerdir. Sonuçta 2000’li yıllarda yapılan sayımda Çinli nüfusu Doğu Türkistan’da nüfusun yüzde 40’ına ulaşmıştır. Eğer böyle giderse Uygurlu Türkler kendi vatanlarında çoğunluğu kaybedecektir.

DOĞU TÜRKİSTAN’IN İKİNCİ BİR ENDÜLÜS OLMA TEHLİKESİ VAR

Allah muhafaza Doğu Türkistan’da ikinci bir Endülüs vakası ile karşılaşabiliriz. Çinliler bu politikalarını uygularken Mısır’daki Sisi darbesinden sonra, orada yapılan katliama Müslümanların sessiz kalmasından cesaret alarak Doğu Türkistan’daki baskılarını artırmışlardır. Madem Müslümanlar sessiz biz de istediğimizi yapalım diyorlar.

Zulmün Batılı emperyalistler tarafından yapılmasıyla, Doğulu emperyalistler tarafından yapılması arasında bir fark yoktur. Eğer bizler İslam ümmeti olarak kendimize gelmezsek, tepkimizi ortaya koymazsak, Allah muhafaza daha vahim durumlarla karşı karşıya kalabiliriz. Son iki üç yıl içinde Çinliler Türkistanlı kardeşlerimize karşı sistemli bir politika uyguluyor. Ezanları yasaklıyor, yeni cami yapılmasını yasaklıyorlar, toplu ibadetleri yasaklıyor, oruç tutmalarını engelliyorlar, içki içmeyi zorunlu hale getiriyorlar, halkı aşama aşama özlerinden kültürlerinden, inançlarından uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Çin bu bölgenin dünya ile irtibatını kesmiş, açık bir cezaevine çevirmiştir. Buraya gelen Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin anlattıklarına göre durum daha da vahimdir. Doğu Türkistan’da BM raporlarına göre 39 tane toplama kampı vardır. Uydu fotoğrafları çekilmiştir. BM’ye göre 1 milyon, Uygurlu kardeşlerimize göre 3 milyon civarında Uygut Türkü bu kamplarda toplanmaktadır. Özellikle genç erkekler buraya getiriliyor. Kültürleri ve inançları aleyhinde adeta beyin yıkama kampı olarak kullanılıyor. 28 Şubat’taki İkna odaları bu kamplarda yapılanların yanında hiç kalır. Akıl sınırlarını zorlayan işkenceler vardır. Çinlilere göre burada mesleki eğitim yapılıyor.

Doğu Türkistan’da her Müslüman bir Türk aileye bir tane Çinli görevli gönderiliyor. Evin erkeği hapishanede, eve Çinli polis, jandarma, istihbarat görevlisi gönderiliyor. Çin kültürünü öğrettiklerini söylüyorlar. Amaçları Müslümanların onuruyla, özeliyle, mahremiyle oynamak, Uygur kardeşlerimizi asimile etmektir.

İNSANLAR ÖLÜR YENİLERİ DOĞAR, AMA İNSANLIK ÖLÜRSE O ZAMAN KIYAMETİ BEKLEYELİM

O kadar çok şiddet, zulüm haberleri izliyoruz ki, bu sahneleri izleye izleye duyarsızlaşmaya başladık. İnsanlar ölür, yenileri doğar. Ama insanlık ölürse, ama vicdanlar ölürse o zaman kıyameti bekleyelim. Şu anda 1.5 milyarlık İslam alemi maalesef  dünya sevgisi, ölüm sevgisi hastalığına tutulmuş vaziyettedir. En son olarak dün dünyaca ünlü Doğu Türkistan’lı ozan Abdurehim Heyit iki yıldır tutuklu bulunduğu hapishanede işkenceler sonucu şehit olmuştur.

Bir yerde zulüm varsa iki suçlusu, iki ögesi vardır. Zalim ve mazlum. Zalim zulmettiği için suçludur, mazlum da zulme sessiz kaldığı için suçludur. Sessizlik, sükut ikrardandır. Onu kabullenmedir. Alışkanlık felaket getirir. Tepkisizlik, duyarsızlık, vicdansızlık bizi bir et ve kemik yığınından ibaret hale getirir. Allah’ın gazabını celbeder. Kim bir kötülük zulüm görürse onu eliyle düzeltsin, buna gücü yetmezse onu gündeme taşısın, duyurun kamuoyu oluştursun, hiç olmazsa zalimler biraz çekinir. Susmak zalimlere daha çok cesaret verir. Onları daha çok yüreklendirir. Şayet buna da gücünüz yetmezse kalbinizle dualarınızla bu zulme karşı olduğunuzu, mazlumların yanında olduğunuzu gösterin.

DOĞU TÜRKİSTAN TÜM İNSANLIĞIN MESELESİDİR

Doğu Türkistan sorunu sadece bizim meselemiz değil. Tüm insanlığın meselesidir. Bir tarafta zulme karşı sessizlik olursa bu bulaşıcıdır. Diğer zalimler de bundan cesaret alır. 1.5 milyarlık İslam aleminde buna öncülük yapacak olanlar bu topraklardaki insanlardır. Bu sorumluluğumuzun farkında olalım. Dışişleri Bakanlığı Çin’deki zulme tepki göstererek toplama kamplarının kapatılması için Çin’e bir nota verdi. Devleti yönetenlerin bu duyarlılığını kamuoyu ayakta tutar. Eğer biz zulmü gündeme getirmezsek, gücü elinde bulunduranlar da gaflet içinde kalırsa bu zülüm bütün dünyaya yayılır.

Çin’den, Amerika’dan daha büyük Allah vardır. Allah’a güvenenler, Allah’a tevekkül edenler asla mağlup olmaz. Allah’tan başka galip yoktur. Eğer biz onun dinine yardım edersek o da bize yardım edeceğini söylüyor. Eğer iman edenlerseniz üstün gelecek olanlar sizlersiniz vaadinde bulunuyor Rabbimiz. Allah’ın yakalayışı şiddetlidir. Allah hepimizi dünyada yaşanan zulümlere karşı elimizden gelenin en iyisini yapmayı bizlere nasip eylesin.”

Çoban Mustafa Paşa Camii’ndeki program Gebze Vaizi Ferhat Dursun’un yaptığı duayla son buldu.

banner982
Anahtar Kelimeler
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Misafir Avatar
GameMaster2001 6 yıl önce

Çok güzel haberler paylaşıyorsunuz

banner376

banner375

banner377

banner981

1960 DARBEDİNDEN 15 TEMMUZ HAİN DARBE GİRİŞİMİNE...
HAİN DARBE GİRİŞİMİNİN 8. YILIN DA. DARBELERDEN DERS VE İBRET SLINMASI İÇİN GAZETE MANŞETLERİ İLE....

Haberi Oku