Erkek eşek ile dişi atın doğal olarak değil, insan müdahalesiyle çiftleştirilmesinden doğan hibrit hayvana katır deniyor.

Tam tersine, yine insan müdahalesiyle erkek atın, dişi eşek ile çiftleştirilmesinden doğan hayvana da bardo.

Her iki hayvanın da erkek ve dişisi var, ancak kromozom sayıları tek rakamlı olduğu ve ikiye ayrılamadığı için üreyemiyorlar. Bu nedenle bilim dünyası bu ikisini de birer hayvan türü olarak kabul etmiyor.

Doğaya müdahaleyle üretilen katır güçlü, dengeli, sabırlı bir çeşit taşıt aracı. Bardo ise tersine at ve eşeğin zayıflıklarına sahip, ama insanın meraktan ürettiği bir hibrit.

Doğaya müdahale eden insan, sosyal yaşama haydi haydi müdahale eder. Üstelik önceden planlayarak, gününü bekleyerek...

Başbakan ve yakın ekibi, Türkiye’de o hiç onaylamadığımız 12 Eylül Anayasası’nın süreçte delik deşik ettiği haline bile tahammül edemediği için, tümüyle rafa kaldırdı.

Başbakan 45 yıllık yüksek faizli tahvil ihraç ederek getirdiği borç dövizle günü kurtarıyor. Üretim yalan, istihdam yalan, enflasyon yalan, gelir dağılımı yalan...

Korku dağları delmiş ahalide. Kredi borçları mı desem, maliye tehdidi mi desem, dinlemeler ve kurgular mı desem, sabaha karşı baskınlar ve uzun tutukluluk mu desem...

Gaz bombaları, TOMA, bir köşede linç edilmek, kim vurduya gitmek...

Her şeyin başı siyaset. Ahali bunalmış, muhalefet arıyor. Defosuna mefosuna bakmaksızın, geçici de olsa muhalefet enerjisini tek bir adreste toplama derdinde.

Kıyılarda CHP, içerilerde MHP’yi gözüne kestirmiş, yükü taşıyacak katır sanmış...

Sandık günü yaklaştıkça, ahali bir de bakıyor ki, ortalığı cılız bardolar sarmış.

Doğan görünümlü Şahin otomobiller vardır ya, işte öylesi.

Hani diyorsun ki nasılsa üremez, çoğalmaz, bir kereliğine idare edilsin....

Ahali tam kıpırdamaya başladı...

Kapılar arkasında önceden üretilen hibrit siyasetçi; toplumsal muhalefetin iktidar olabileceği hissedilince, halkın sonradan öğreneceği güçlerce ön saflara konuverdi.

Demek ki bilim ve teknoloji doğaya müdahalede akıllara durgunluk verecek düzeye ulaşmış. Genetiği değiştirilmiş yeni sürüm siyasetçilerle işimiz var demek ki...

İnsanın olduğu yerde, artık insanın ürettiği tanrıları da görüyoruz, insanın ürettiği android, yani insansı siyasetçileri de...

Hibrit gazeteci, hibrit hukukçu, hibrit sivil toplumcu, hibrit bürokrat unutulmamalı...

Yaşadıkça, insanlığımıza yeniden sarılacağız. Bir o yana bir bu yana savrulmuşları, yanılmışları, yanıltılmışları kucaklayacağız.

Çoğunluğun insan olduğunu unutmayalım ve en büyük hoşgörüyü insana sunalım.

Örneğin rakibinin ayağına kadar gidip “hayırlı yarış” dileyenleri, “rakibimizi, oda kongresi konuşması nedeniyle nasıl tebrik eder? Satılmış!” diye arkanızdan konuştuğunda bile hoş görelim. Eğer insan iseler, kullanıldıklarını görünce, biz insanların arasına geri döneceklerdir.

Tıpkı rakip sandıkları ve kullanıldıktan sonra bir kağıt mendil gibi atılan insanlar gibi...

Seçimlerin akıntısı dışına çıkınca; hibrit -yani katır veya bardo- gibi değil, at gibi koşturup, eşek gibi güzel bakınca ve hala insan kalınınca, her şey çok daha iyi anlaşılıyor.

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981