“NEO LİBERALİZİM KÜRESELLEŞME, DÜNYA SİSTEMİ: MEDYA ÜZERİNDEN HEGEMONYA VE TÜRKİYE’DE SÖYLEMİN TARİHİ” HAKKINDA
“Türkiye’de asıl sorun kriz ya da sistemden hoşnutsuzluk değildir. 40 yıldır uygulanan ve ülkeyi krize sürükleyen politikalara karşı alternatif sunulmuyor oluşu, umutsuzluk doğurmakta; toplumsal buhranı derinleştirmektedir. Muhalefetin dahi mevcut yönelim dışında politika önermemesi, krizi anlamak istemeyen tavrın göstergesidir. Bu durum, hegemonyanın tipik görünümüdür. Medya ise, topluma yol gösterecek bilgi ve yorum üretmekten uzak, hegemonyanın parçasıdır.
Neoliberal doktrinin geçmişi yüz yıldan uzundur. Ancak Batı hegemonyası son kırk yılda, neoliberalizm ve küreselleşme üzerinden dayatılmaktadır. Bunun bilinmesi, krizi anlamak için gereklidir. - Türkiye ve siyaseti, neoliberalizm ya da mevcut küreselleşme yanlış uygulandığı için bu durumda değildir. Aksine, dünyada ve Türkiye’de neoliberal-küreselci politikalar ‘kendi adına’ doğru uygulanmış, amacına ulaşmış ve başarılı olmuştur. Bu durumda başka türlüsü olamayacağı için, Türkiye’de ekonomi sürekli kriz haline girmiş ve toplum, çözülme noktasına gelmiştir. Mevcut söylemlerin ve politik yönelimin revize edilemeyeceği, tümüyle terk edilmesi gerektiği yüksek sesle ifade edilmelidir.
Bu kitap iletişim, uluslararası ilişkiler, siyaset ve ekonomi alanındaki akademisyen ve öğrenciler kadar; toplumsal sorunlara ilgi duyan tüm okuyuculara hitap etmektedir. Elbet, kamusal ve siyasal alanlardaki felç hali tüm sosyal bilimlerin konusudur. Kitapta tarım, hatalı sanayileşme-sanayisizleşme, dış ticaret, vergi, sermaye rejimleri, kültür, aydınlar ve medya gibi krizin farklı boyutlarına değinilmiştir. Böylece, dünyada ve Türkiye’de Avrupa-ABD hegemonyasını, neoliberal politikaları ve medyanın rolünü anlatmaya çalıştık. Planlı kalkınma karşıtlığı ve vergi politikası konulu tarihsel örneklerin düşünce yaşamına katkı sağlamasını umuyoruz. Bu eksende söylem-tarihsel çözümleme yönteminin güncel örneklere dayalı bir uygulaması da sunulmuş, yöntemin Türkiye'de daha fazla bilinirlik kazanması amaçlanmıştır. Ayrıca, medyanın neoliberal dönüşümüne ilişkin eleştirel ekonomi politik çözümlemelerin okuyucu için başvuru kaynağı olması hedeflenmiştir.” (ÜMİT ÜLKER)