Vatanı köpeklere bırakmayız!
15 Temmuz Darbe Girişimi’nde Tanklara meydan okuyan, üzerinden iki tank geçen Gazi Sabri Ünal gazetemizi ağırladı. ‘Tanksavar Sabri’ olarak anılan Gazi Ünal, o gece yaşadıklarını duygu dolu sözlerle anlattı.
Gebze Gazetesi: Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Sabri Ünal: 1982 İstanbul Kartal doğumluyum. Kaynarca’da yaşamaktayım. 4.5 sene Gölcük’de yatılı okudum. Ortaokulu ve Lise’yi İmam Hatip’de okudum. 28 Şubat’ı birebir yaşadım. Harran Üniversitesi ilahiyat Fakültesi mezunuyum. Yazılımla uğraştım, kitap işiyle uğraştım. Aslen Giresun Espiye İlçesi Avluca köylüyüm.
Gebze Gazetesi: Darbe’yi nasıl haber aldınız?
Sabri Ünal: Evdeydim. İnternete girdim, darbe olduğu yönünde twitleri gördüm. Şaşırdım, Boğaz Köprüsü’nün kapandığını gördüm ama önce DAEŞ saldırısına karşı önlem sandım. Çünkü darbeden birkaç gün önce DAEŞ saldırısı olmuştu. 21.Yüzyılda Türkiye’de darbe olduğunu görünce şaşırdım ve güldüm. Televizyonu açtığımda sayın Başbakanımızın açıklamasına denk geldim. Dinler dinlemez kardeşlerimi uyandırdım, evden çıkıyoruz dedim ve evden çıktık. Kardeşlerim ne olduğunu sorduğunda darbe olduğun u söyledim. En yakın karakola gideceğiz dedim. İlk önce Kaynarca Çamçeşme Polis Karakoluna gittik. Olağanüstü hareketlilik yoktu, vatandaşların kimisi Bankamatikten para çekiyordu. Oradan kaynarca merkeze geçtik. İnsanlar dışarıdaydı. Pendik merkeze gitmeye kara verdik, insanlar orada toplanır protesto yaparız diye düşündük. Trafik kilitlenmişti. Taksi, minibüs yok. Kardeşlerimi eve gönderdim ben köprüye gideceğim dedim. Gebze-harem Minibüse binip yola çıktım, Kartal köprüsüne kadar gittik. Kartal’da bir Manga asker vardı. Metro girişini askerler tutmuşlar girişlere izin vermiyor. Askerlere darbe yaptıklarını bunun suç olduğunu anlatmaya çalıştım. Komutan darbe yapmadıklarını söyleyip üstümüze yürüdü. Komutana kardeşimin verdiği biber gazını sıktım. Oradan ayrılıp Boğaz Köprüsüne doğru gitmeye başladım. Üsküdar’a gitmekte olan bir araç beni aldım. Farklı yollardan giderek ulaşmaya çalıştım. Bostancı’da Cumhurbaşkanımızın sokaklara çıkın çağrısını dinledim radyodan. Bu çağrıdan sonra insanlar eline bayrak alarak sokaklara dökülmeye başladı. Kısıklı’dan geçtik son safhada. Orada büyük kalabalık vardı ama ben oranın Cumhurbaşkanı’nın evi olduğunu bilmiyordum. Zeynel Kamil’de şoför beni bıraktı. Bağlarbaşı Kültür merkezi’nde eski iş yerime uğrayıp bilgi aldım, Köprüde yaralıların olduğunu söyleyip gitme dediler. Ama ben kafaya koymuştum.
Gebze Gazetesi: Tanklar karşılamanız nasıl oldu, o an neler yaşadınız?
Sabri Ünal: Şehir Üniversitesi’nin kampüsünü geçerken elime taş almıştım. Altunizade’den geçerken birisi yere yat dedi. Ateş sesini duymadım, sonra tankların geldiğini gördüm. Elimde ki taşlarla bu tanka karşılık verdim. Sonra tank üzerime geldi, kaçma şansım yoktu, ayakta kalırsam öleceğim, dedim yere yatayım. Ortası yüksek oluyor belki kurtulurum dedim. Tank geldi üstümde durdu. Sonra devam etti. Tank geçince ayağa katlım arkama baktım ve tank gidiyordu. Önümü döndüm, İkinci bir tankın geldiğini gördüm. Onu da sağ elimi kaldırarak durdurmaya çalıştım. Ama o da durmadı üstüme doğru gelmeye devam etti. Sağ sola kaçsam tankın paletleri altında kalabilirdim. Yere yattım, tank üstümden geçti ama kolum bu kez altında kaldı. Aynı hızda hiç durmadan geçti. Trafik de kedinin üzerinden geçen taksiciler bile bundan daha fazla vicdanlıdır. O geçtikten sonra çevreden insanlar yardıma koştular, en yakın hastaneye götürdüler, oradan Haydarpaşa Numune Hastanesi’ne götürdüler. Kimlik sormadan acil ameliyata aldılar. Ameliyata götürürken aramak istediğin kişi var mı dediler, anne ve babamı bir de bir arkadaşımı aradım. Ben o zamana kadar yani son 2.5 yıldır telefon kullanmıyordum. Ameliyata giderken F-16’lar geçmeye başladı. Sonik patlamalar meydana geldi. Hastalar panikledi, acil kapılarını açtılar, ben havacılık konusunda bilgim olduğu için bu patlamaların psikolojik olduğunu biliyordum. Yaralılar akın akın geliyordu. O gece görev alan tüm sağlık çalışanlarını tebrik ediyorum. Sonu belirsiz bir işti, kendilerini feda ettiler. Darbe başarılı olsaydı bu hastalara müdahale ettikleri için onları bile idam ederlerdi. Sabah 6.30 gibi kendime geldim, Köprüde ki askerlerin teslim olduğunu gördüm. O zaman bu işin başarısız olduğunu anlayarak rahatladım.
Gebze Gazetesi: Tank üzerinize gelirken, o tankın altına yatarken O an neler hissettiniz?
Sabri Ünal: Bende farkında değildim o an. Bu kadar hengame olduğunu bilmiyordum. Ben telefon bile kullanmıyordum. Duyduğumla bilgisayarda okuduklarımla yaşıyordum. Korku yoktu. Ama tank geçince keskin bir acı oldu. İlk başta kolum koptu sandım. Ameliyattan sonra büyük bir sargı içindeydi kolum. Parmaklar kıpırdamıyor, kolumu oynatamıyordum. İyileşmez diye düşünüyordum. Ama çok şükür ödem indikçe iyileşiyor. Sinirler çok az oranda zarar gördüm.
Gebze Gazetesi: Hastanede sizi kimler ziyaret etti, Cumhurbaşkanımız aradığında neler hissettiniz?
Sabri Ünal: Beni hastanede sayın vekillerimiz Metin Külünk, Osman Poyraz gibi çok sayıda isim ziyaret etti. Haydarpaşa evime uzaktı, Kaynarca ya da Kartal’a sevk istedik, kaynarca’ya gönderdiler. Cumhurbaşkanımız telefonla aradı bir gece vakti. Sesini duymak o gece için sürpriz oldu. Saat 1.30’da aramıştı. Hiç beklemezdim o an böyle bir şeyin gerçekleşmeyeceğini. Çok güzel bir duyguydu. Ben de ona hal ve hatrını sordum. Kolay değil darbe geçirmiş bir Ülkenin Cumhurbaşkanı olmak. Bir sürü şehit ve gazi verilmiş. Bizde onun sağlık durumunu sorduk, çok meraklanmıştım. Külliye’de yapılan görüşmede de sağlık durumumuzu sordu ve evlenme nasihatinde bulunmadık. Şu an için kolumun durumu iyi. Şubat ayında bir ameliyat daha olacağım. O zamana kadar da fizik tedavi. Kullanmaya çalışıyorum, kullandıkça da daha da iyileşiyor.
Gebze Gazetesi: Muhalefet sürekli FETÖ mağduriyetlerinden bahsediyor. Siz gerçek bir mağdur olarak ne düşünüyorsunuz?
Sabri Ünal: Ben Muhalefeti dinlemeyerek huzura erdim. Çünkü Bu muhalefete kalsa bu ülkenin en büyük mağdurları üstümüze tanlarla, tüfeklerle gelen darbeciler. Bu yüzden siyasi mülahazalarda bulunmak istemiyorum ama mağdurluktan bahsedenler varsa evi olmadığı için sokakta kalan gazi arkadaştır. Bence o gece mağdur olan insanlar varsa, gaziler, şehitler onlardır. Milletimizdir.
Gebze Gazetesi: Okullara gidip 15 Temmuz’u anlatıyorsunuz. Nasıl karşılanıyorsunuz, nasıl geçiyor?
Sabri Ünal: Talep eden okullara gidiyorum. Seminerler veriyoruz. Rahatsızlığımdan dolayı yakın yerler, günü birlik yerlere gidebiliyorum. Kocaeli’de 3 okula gittim. Gölcük erkek imam Hatip, Kız İmam Hatip, Muammer Dereli İlkokulu. 1 8-9 Liseye, 1 Ortaokulu gittim, 4 tane de üniversiteye gideceğim. Gençlerin şok güzel ilgisi var. Her şeyin seviyesi ve tartışması Okulun seviyesine göre değişiyor. Biz Ortaokul seviyesinde ki çocuklara ideallerimizi, geleceğimizi anlatırken, lise’deki çocuklar daha çok bilgi soruyor. Lise’deki öğrencilerin sordukları ile Üniversite’dekilerin sorusu bir olmuyor.
Gebze Gazetesi. 28 Şubat’ı yaşayan, 12 Eylül’ü okuyup bilen biri olarak 15 temmuz ile kıyaslarsanız neler söylemek istersiniz?
Sabri Ünal: 28 Şubat’ta Asker silah kullanmadan darbe yaptı. Meydana inip silah kullansalardı, belki insanlar yine meydana inerdi. Darbe yaparız diyen bir askerle Koalisyon hükümeti vardı. Zaten 9 ay yaşayan bir Hükümetti. Çok büyük bir kaos ve düzen arayışı içindeydik. Şimdi ise 15 yıldır süren bir iktidar, her seçimde başarısını yükselten bir ,iktidar vardı. Bu tek başına seçime girip tek başına hüküm süren bir iktidar değil. Şimdide AK parti siyasi olarak milletin çoğunun tercih ettiği bir parti. Bundan önce Anap, DYP’ye de teveccüh etti. Belli seçimlerde hep en üstte tuttu halkımız. Her seçimde çok kuru sıkan, vaatlerde bulunup iktidar kendilerine geldiğinde sözlerini tutmayan partilerden milletimiz soğudu. AK Parti’ milletimizin gördüğü iyileşmelere imza attı. Eseler ortaya koyan bir yaklaşıma sahip oldu. 15 Yıldır iktidar, Cumhurbaşkanlığı, şimdide başkanlık sistemi gibi yaklaşımlara Türkiye’de ki koalisyonlara kaşı milletimiz destek veriyor. Bence doğru yoldan ilerliyoruz. O yüzden ayağımıza daha fazla çelme takıyorlar.
Gebze Gazetesi: İhanet çetesi FETÖ hakkında neler söylemek istersiniz?
Sabri Ünal: Ben FETÖ hakkında çok olağanüstü bilgi sahibi biri değilim. 2012 yılında onlar tarafından dolandırıldım. Bu kadar biliyorum onları. Üniversitede yapılanmaları vardı. Kendi elemanlarını tutup bir yerlere getiriyorlardı. Biz o dönemlerde Milli Görüş çizgisindeydik. Onları tercih etmedim. Anadolu Gençlik Derneği’nin evlerinde kaldım. Bu dönemde FETÖ’cüler vardı, organizasyonlarını görüyorduk. 280 tane evleri, 8 tane yurtları vardı, bizi almak istediklerinde istediğinde kalabilirsiniz diyorlardı. Yeter ki onlardan olun muradınız neyse oluyordu. Onların dışındaysanız çelmeyi yiyordunuz. Bu kadar hainleşeceklerini beklemezdim. Bu köpekler aç kaldıklarında bize saldırılar diye düşünmemiştim.
Gebze Gazetesi: Kurtuluş Savaşı’nda işgale uğramayıp, Gönüllü iki alay kuran bir memleketin insanı, Topal Osman’ın torunu olarak bu konuda neler söylemek istesiniz?
Sabri Ünal: Biz Çepniyiz. Çepni’nin açılımda da kan gördüğünde durmayan deniliyor. Bize darbe yapmaya, kan göstermeye kalkmasınlar. Biz kör bıçak da olsa mücadele ederiz. Bıçak bulamazsak ellerimizle, taş toplayarak bu mücadeleye gireriz. Vatanı birkaç köpeğe bırakmak için bu dünyaya gelmedik.
Küçük Oğlum asker olacak!
Gebze Gazetesi: Siz darbeyi nasıl haber aldınız, Sabri ile nasıl görüştünüz?
Ahmet Ünal: 15 Temmuz’da ben Giresun Espiye İlçesi Ericek köyündeydim. Eşimde Avluca köyündeydi. Köyde çalışıyordum. Gece yorgundum, kızım telefon etti, Cumhurbaşkanımıza darbe yapıyorlar dedi ağlayarak. Uyku sersemliğiyle kızıma Hiçbir şey yapamazlar deyip televizyonu açıp, haberler baktım. Ülke TV’de Turgay Güler, camilerden ezan okunması çağrısı yaptı. Ondan sonra Espiye Jandarma komutanlığını aradım. Astsubay Bir ufak grup sabaha kadar bastırılır dedi. Haberleri takip etmeye devam ettim. Gece 1.30 gibi eşim telefon etti, Sabri yaralandı dedi. Ben 28 Şubat’ta dolayı da Sabri’nin durmayacağını biliyordum. Yaralandığını duyunca Avluca köyüne geldik. Bayrağımızı astık, beklemeye başladık. Sabri ile sabah 7.30 gibi telefonda görüşebildik, ondan önce ulaşamadım. Daha sonra Espiye belediye Başkanımız ve kaymakamımızla görüştük. Jandarma Komutamızda oradaydı Sabri’yi ziyarete geldik.
Gebze Gazetesi: Cumhurbaşkanımız ile görüşmeniz nasıl geçti?
Ahmet Ünal: Cumhurbaşkanımız bizi ayakta karşıladı. Salonun ortasında buluştuk. Elimi uzattım sarıldı bana, Sabri ağladı ben de ağlamamak iç.n kendimi zor tuttum. Ne konuştuğumdan haberim var ne kendimden. O heyecanı hayatımda hiç yaşamadım. Sağolsun halimizi hatrımızı sordu.
Gebze Gazetesi: Son olarak ülkemize kast eden hainlere karşı siz neler söylemek istersiniz?
Ahmet Ünal: Benim dedem de gaziydi kurtuluş savaşında. Köyümüzde iki Şehidimiz var, 4 de Gazimiz var. Bu bir gün bize de gelebilir. Biz kaçacak değiliz. Kemal Kılıçdaroğlu Gazi yakınları askere gitmeyecek diyor. Sabri’nin küçük kardeşi Metin var. Askerlik çağına geldi. Gidecek, askerliğini yapacak. Kazanırsa Astsubay olacak kazanamazsa Uzman Çavuş olacak ama yine de askeriyede kalacak. Bizim korkup kaçacak yerimiz yok. Biz Çepniyiz, Topal Osman’ın torunuyuz. Gönüllü kurduğu alayda yakınlarımız vardı. Allahın izniyle kimseden korkumuz yok. Bu milletten ne istiyorsunuz. İlk defa rahat yüzü gördük ne istediniz de olmadı bunu Astsubayımıza da söyledim. O da haklısınız dedi. Haram olsun bu hainlere bu zamana kadar yedikleri, bundan sonra yiyecekleri de, cezaevinde yiyecekleri de haram olsun.