banner1102
SAĞLIK:
Türkiye Nüfusunun Yüzde 2,1'i Taşıyıcı, En Çok Bu Bölgede Görülüyor

08 Mayıs 2024 Çarşamba 12:56

Kocaeli Şehir Hastanesi Hematoloji Hekimi Uzm. Dr. Beytullah Altınkaynak, Talasemi ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. 
   
  Akdeniz Anemisi olarak biliniyor 
  Talasemi'nin dünyada ve ülkemizde en sık görülen, önlenebilir kalıtsal kan hastalığı olduğunu hatırlatan Altınkaynak, "Akdeniz çevresindeki ülkelerde sık görülmesi sebebiyle Akdeniz Anemisi olarak da adlandırılmış olmasına rağmen dünyanın her yerinde görülebilmektedir. Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 2,1'i taşıyıcıdır. Bu oran Antalya, Antakya, Mersin gibi bölgelerde yüzde 12’lere kadar çıkabilmektedir’’ dedi. 
 
  Tanısı nasıl yapılıyor 
  Talasemi tanısının, tam kan sayımı, periferik yayma (kan hücrelerinin mikroskopta bakılması), hemoglobin elektroforezi gibi çok basit ve kolay kan testler ile konulabildiğini ifade eden Altınkaynak, "Anne ve babadaki genlerin hastalıklı olup olmamasına bağlı olarak bireyler sadece taşıyıcı olabildikleri gibi, hafif veya ağır hastalığa sahip olabilirler. Her yeni talasemi hastası, taşıyıcı anne ve babadan doğmaktadır. Bu nedenle hastalığın oluşmasını engellemek için hastalığın sık görüldüğü bölgelerde, evlenecek olan çiftlerin talasemi taşıyıcılığı açısından taranmaları önemlidir" diye konuştu. 
  Eşlerin ikisinin de taşıyıcı olması durumunda eşlere danışmanlık verilmesinin önemine dikkat çeken Beytullah Altınkaynak, "Genetik tanı merkezlerine yönlendirilmeli ve gebelik öncesinde gerekli tetkikler tamamlanmalıdır. İki taşıyıcının evliliği söz konusu ise çiftler mutlaka her gebeliğin ilk 2 ayında doktora başvurmalı ve gerekli tetkikleri yaptırmalıdırlar. Anne karnında tanı: koryonik villus biyopsisi, amniosentez ve kordosentez ile yapılabilir. Talasemi majörlü (ağır hastalık) hastalarda sık kan transfüzyonuna bağlı demir birikimi olur. Demir kalp, karaciğer ve hormon salgılayan organlarda (endokrin organlar) birikebilir. Bu sorunlar demir bağlayıcı ilaçların (şelatörlerin) düzenli kullanılması ile önlenebilir. Ayrıca günümüzde çok çok nadir de olsa aldıkları kan transfüzyonlarına bağlı olarak bu hastalarda hepatit B, hepatit C gibi bulaşıcı enfeksiyonlar gelişebilir" ifadelerini kullandı.  
  Akdeniz anemisinin tamamen önlenemediğini ancak genetik danışmanlık, prenatal testler, yeni doğan taraması ile akraba evliliklerinden kaçınmak gibi önleyici önlemler alınabildiğini söyleyen Altınkaynak, "Hastalığın görülme sıklığı azaltılabilir ve hastalığın ciddiyeti, semptomları ve yaşa uygun bir tedavi seçeneği ile gelişebilecek komplikasyonlar geciktirilebilir veya engellenebilir" dedi.  
                                         


İHA
banner982
Anahtar Kelimeler
Kocaeli
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981

Daha Büyük Göğüsler için Meme Büyütme...
Meme dokusunun hacmi vücut orantısını büyük oranda etkiliyor. Dolayısıyla küçük yapıya sahip memeler...

Haberi Oku