Peş peşe yarışlar yapınca aracımız da dayanamadı yatak sardı; yaklaşık iki bin yirmi dört yılının ağustos ayından bu yana sanayide. Aralığın sonu teslim alacaktım. Alacağım gün işletme sahibi arkadaşımız yine aynı arıza oldu dedi. Tekrar rektifiye için motor gönderildi. Hala beklemekteyim. İlginç olan bu arada aracıma ceza geldi. Bu cezayı da bugün interaktif vergi dairesinde gördüm ve ödedim. Cezanın tarihi yirmi aralık iki bin yirmi dört. O gün beni bir polis memuru arkadaş aramıştı. Şehir dışındaydım. 
 
- Beyefendi arazi aracınız var mı?
- Evet.
- Aracınızı ehliyetsiz bir arkadaş kullanıyor.
- Aracım arızalıydı. Yapılınca test sürüşüne çıkmış olabilirler.
- Aracın size ait olduğunun teyidi için aradık.
 
Kişinin ismini verdi. Bende sanayideki arkadaşımızla görüştüm onun personeliymiş ve test için çıkmış, ehliyetini de yanına almamış. Memur arkadaşa konuyu aktardım tamam gönderiyorum dedi. Mevzu bu kadardı.
 
Bugün cezayı gördüm ve ödedim on üç bin altı yüz yirmi beş lira seksen beş kuruş. (13625.85 TL) ve maddeye baktım.
 
Cezanın maddesi 9085 olarak yazılmıştı. İnternetten bulduğum maddenin tanımı aynen şu şekildeydi.
 
Birinci tanımı:
“9085 trafik cezaları arasında yer alan yayaya yol vermeme ve yaya geçidi cezası, ülkemizde sıkça yapılan kural ihlallerinden biridir. Bu ihlalin kodu 74/b olarak belirtilmiştir. Yayaya yol vermemenin cezası ise 690 TL olarak belirlenmiştir.”
 
İkinci tanımı:
9085 trafik cezası, kara yolları trafik kanununda veya kara yolları trafik yönetmeliğinde bulunan herhangi bir kural, iş ve işleyiş değildir. Başka bir deyişle 9085 trafik cezası, trafik kuralı değil trafik cezası vergi kodudur.”
 
Aracı teslim etmek için arayan memur arkadaş araya bir ceza da sıkıştırmış ama bu yaya geçidi için kesilen ceza ise sürücüye kesilmesi gerekli değil mi? Ya da ehliyetsiz araç kullanımı için ise bu da sürücü ile alakalı bir mevzu değil mi? Benim buradaki hatam nedir anlayamadım.
 
Öncelikle geçen bir kardeşim, abi yazılarında bazen keskin bölümler oluyor dedi, iyi niyetle. Belki de haklıydı ama yaşanmışlıklar en iyi ders ya da örnektir. Devlette bizim, millette bizim, iktidarda, muhalefette, askerde, poliste bizim. Bu ülkenin kanunları ve insanları birbirinin hayatını kolaylaştırmak, güven altına almak ve huzuru tesis etmek için var. Benim bu yazıma ilgili ya da bilirkişi birçok açıklama yapabilir. Ama üzerinde olmadığım herhangi bir borcu bulunmayan aracıma bu şekilde bir cezanın yazılması mantık olarak sorgulanmalı.
 
Ocak’ta dört adet hız cezası yedim. Ciddi yoğunluğum var ve bir yerlere yetişmem gerekli. Yediğim cezalar, EDS sistemi üzerinden ortalama hız cezaları. 90 km olan yerden 97 ile geçmişim. 110 km hız sınırı olan yerde 127 km ile geçmişim diğerleri de böyle ve ikisi oto yoldaydı sanırım. İtiraz etmedim hız sınırını aştığım için cezalarımı ödedim. Ama yukarıda ki olay başka bir boyut.
 
Aracım altı aydır serviste yatıyor; taşıt vergisini ödedim, muhtemelen şirketime ait olduğu için yakıtmatik taktıramadığımdan dolayı da bir ceza gelecektir. Bunun içinde çeki belgesi al diyenler olacaktır. Kısacası bir konuyu biliyorsanız tercih sizin ister belge alır ister cezaya razı olursunuz bu karar bana ait. Ama yukarıdaki ceza bunların çok dışında.
 
Bazen aklımızın varlığı sıkıntıya sokuyor insanı. Bu sabah seyrettiğim bir videoda trafik polisi arkadaşlar drone ile kontrol yapıyorlar. Öylesine zevk alarak plaka bildirip ceza yazıyorlar ki düşünmemek el de değil. Bazı yazdıkları ceza tartışmaya açık. Ocak ayında Gebze’den İzmit yönüne giderken d100 karayolunda dört adet polis trafik radarı, dönüşte üç adet radar vardı ve uzun yıllar sonra Gebze yan yol taş ocakları mevkiinde jandarma radar kurmuştu. Görevini yapan arkadaşlarıma saygım sonsuz yanlış anlamasınlar onlar görevini yapıyor. Lakin bu talimatları veren yetkili arkadaşlar zannımca bu ülkede görev yapıyor ama bu ülkede yaşamıyor.
 
Bu radarların ve yazılan cezaların sürücü ya da insanların sağlığının düşünüldüğü için hassasiyet gösterildiğine inanmıyorum. Bunu da şöyle açıklayabilirim. Malum şehir merkezleri ya da İstanbul özelinde Gebze’den başlayan İstanbul’un ana artel yan yollar vs. her noktasında trafik sorun en yüksek seviyede. Trafikten sorumlu ekiplerin burada kaybettiğimiz zamanın azalması için çaba harcaması gerekmez mi? Yolların açılması trafiğin rahatlaması için… Ama siz üç saat trafikte beş km yol gidip trafik biraz rahatladığında 90 km hız sınırın geçip 100 km hıza ulaştığınızda cezanız yazılıyor. Sorumu soruyorum. 90 km hız sınırında seyretmek gereken yolda 10 km hızla bile gidemeyip saatlerce beklediğimde kaybettiğim zaman, yakıt ve sinirsel kaybın cezasını ben kime keseyim? Orantılı olarak kaybettiğim zamanı bana ceza kesen arkadaşlar ödeyecek mi? Yoksa hazinenin ihtiyacı var deyip vergi haricinde kurumların bütçelerini karşılayana kadar bu sistem devam mı edecek?
 
Velhasılıkelam bir diğer ricam sürücülere keyifle ceza kesen arkadaşlar lütfen sizlerde özel araçlarınıza bindiğinizde ceza kestiğiniz sürücülerin uymak zorunda olduğu kurallara uyunuz. Konumlarımız, görevlerimiz farklı olabilir ama yaşam hakkımız hepimizin aynı. Bu gidişle trafik içinde bir VAR uygulamasına ihtiyaç duyacağız İnşallah bunun için yabancı VAR’a gerek kalmaz.
 
Saygılarımla…
banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Misafir Avatar
Gürsel KOTANOĞLU 1 ay önce

Durumları o kadar güzel özetlemişsiniz ki altına imzamı atarım.

Misafir Avatar
Üzeyir Boztemir 1 ay önce

Kalemine yüreğine sağlık kardeşim. En çokda,trafikte kayıp zamanı dile getirdiğiniz için tebrik ederim. Ümit ederim ki nazarı dikkate alınır. Bildiğim kadarıyla işin bu yönünden kimse bahsetmedi. Siz dile getirdiniz. Sizin yazılarınızı zevkle takib ediyuruz. İyiki varsınız. Teşekkürler.

banner376

banner375

banner377

banner981

banner1119