Belgesel Yayıncılık ve Devr-i Alem Tv programı olarak 28 Eylül - 3 Kasım 2005 tarihlerinde İsrail ve işgal altındaki Filistine giden İsmail Kahraman araştırma yapıp belgesel çekti. Kudüs,Tel Aviv,Yafa, Batyam,Elhalil ,Hayfa ve Akka'da kültür ve medeniyet tarihimizin izlerini araştırdı.Yahudiler ve Filistinli Arapları yakından tanımaya çalıştı.
-------------
İsrail İşgalindeki Filistin'den Gezi Notları (1)
İsrail ve Filistin'da yaşananlar sadece bölgeyi değil tüm dünya barışını tehdit etmekte. Bu bölgenin genel durumu çok önemli. Peygamberler diyarı olan Kudüs Davut peygamber dahil, Musa A.S. ,İsa A.S. ve Peygemberimizin hayatında önemli yeri olmuştur. Kudüs'ün manevi tarihimizde önemli yeri var. Yahudilerin kitabı Tevrat'da sözü edilen Arzı-ı Mevud (Vaad edilmiş kutsal topraklar) içine giren Türkiye toprakları ile bizleri yakından ilgilendirmekte. 400 yıllık Osmanlı yönetimi ile tarihimizin bir parçası olan topraklara İsrail mi yoksa Filistin mi diyeceğiz. Bu bölgeyi yakından tanımak istedim ve yollara düştüm.
28 Eylül 2005 Çarşamba günü gittiğim İsrail, Filistin ve Kudüs'de 6 gün süre ile yoğun araştırmalar yaparak 3 Kasım 2005 Pazartesi günü Türkiye'ye döndüm.
Tel Aviv den Kudüs'e, Yafa dan Akka'ya yüzlerce kilometre yol giderek kültür ve medeniyet tarihimizle ilgili araştırma yapıp belgesel çektim. Kurdukları ekonomik siyasi ve kültürel lobilerle dünyayı idare eden Yahudilerin merkezi olan İsraili ve Yahudileri yakından tanımaya çalıştım. Dünyayı idare eden ve adım adım amaçlarına ulaşmaya çalışan İsrail ve Yahudiler her bakımdan ciddi şekilde araştırılmalı.
1.5 Saatlik uçak yolculuğundan sonra geldiğimiz başkent Tel Aviv de çok sıkı polis kontrollerinden geçirildik. Pasaportumuzdaki Tunus, Suriye ve Suudi Arabistan vizeleri hakkında benden bilgi istediler. Hemen belirtelim Pasaportunda Arap ülkeleri vizesi olanların İsrail'e girmeleri zor. Araplar biraz daha sert, örneğin Suriye ve Suudiarabistan gibi ülkeler Pasaportunda İsrail Vizesi olanları ülkelerine sokmuyorlar. Bunun için İsrail vizesini bir kağıda almanız gerekiyor. Biz bu durumu bilmediğimiz için İsrail Vizesini Pasaportumuza vurduruk. Bundan sonra Arap ülkelerine girişimiz biraz zorlaştı.
Yazı serimize başlamadan önce işgal altındaki Filistin devleti ile ilgili bilgilerimizi tazeleyelim. Filistin devletinin kurulduğu bölge binlerce yıldan beri savaşların yaşandığı yerler olmuş.İnsanlığa barış ve huzur getiren peygamberler şehit edilmiş. Savaşlar yapılmış ve soykırımlar uygulanmış. Bölgede en huzurlu dönem 400 yıllık Osmanlı yönetiminde yaşanmış. Bölgenin tarihine ışık tutmak için Filistin devletinin tarihi geçmişine yolculuğa çıkmak gerekiyor.
--
Mescid-i Aksa'da Cuma Namazı
30 Eylül 2005 Cuma günü İsrailin başkenti Tel Aviv den Mescid-i Aksa'da Cuma namazı kılmak üzere Kudüs-ü Şerife geliyoruz. İsrailde hafta sonu tatili Cuma günü öğleden sonra başlıyor. Trafik yoğun Mescid-i Aksa'nın bulunduğu bölgeye güçlükle geliyoruz. Kudüs Arap ve İsrail tarafı olarak ikiye ayrılmış.1517 yılında Yavuz Sultan Selim tarafından feth edilen Kudüs'ün çevresine 4 kilometre uzunlğunda surlarla çevrilmiş. Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1536-1542 yılları arasında yapılmış. Surlara adını veren Kanuni Kapısından giriyoruz.
İsrail Polisleri Çekimlere İzin Vermiyor
Tarihi Kudüs kapalı çarşısından geçerek geldiğimiz Mecsid-i Aksanın Nazır Kapısında İsrail polisleri tarafından durduruluyoruz. Cuma günleri Kamera ile Mescid-i Aksaya girilmesine izin verilmiyor. Kameramızı bir dükkana teslim ediyoruz. Cuma namazı için mescidin bulunduğu tüm çevre dolu. Filistinli hanımlar da Cuma namazı kılmak için gelmişler. Güçlükle biryer bulup Cuma namazımızı kılıyoruz. Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa'nın tam karşısında biraz yüksek yere yapılan Kubbesi som altından olan Kubbet-üs Sahra'yı ziyaret etmek üzere merdivenlerden yavaş yavaş çıkıp kemerli taç kapılardan geçerek içeri giriyoruz.
Peygamberimizin miraca çıktığı Mualla taşının bulunduğu yer üzerine 634 yılında halife Ömer tarafından yapılan bu kubbenin içi ve çevresi dünyanın bir çok yerinden gelen müslümanlar tarafından ziyaret ediliyor. Kubbenin tam ortasında peygamberimizin miraca çıktığı kayaların etrafı çevrilmiş. Tonlarca ağırlığındaki kayaların altı boş ve içeriye küçük bir mescid yapılmış. Havada durduğu için mullalla taşı adını alan taşın olduğu yer altın kafes içine alınmış. Mermerin içine elimizi sokarak dua ediyoruz. Kubbet-üs Sahra'nın içi tıpkı dışı gibi görkemli. Her yer altın yaldızlarla süslü. Kubbet- üs Sahra'nın çevresinde de bir çok Osmanlı kültür eseri var.Ay yıldızlı arma ve Osmanlı tuğraları ile ben buradayım diye sesleniyor.
--------
Peygamberimizin Miraca Çıktığı Kubbetüssahra'nın İhtişamı (2)
Kubet-üs Sahra'nın merdivenlerinden yavaş yavaş inmeye başlıyoruz. Müslümanların ilk kıblesi Mescidi Aksa tam karşımızda. Osmanlının sembolu çınar, ölümsüzlüğün sembolu Selvi ve Barışın sembolü Zeytin ağaçlarının altından geçerek Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa'ya geliyoruz. Beşbin yıl önce Davut peygamber tarafından kurulan Kudüs şehrindeki Mescid-i Aksa tüm dinler tarafındın kutsal kabul edilir.Süleyman peygamber 4 bin yıl önce buraya muhteşem bir mabed yaptırır. Süleyman Peygamber'in yaptırdığı mabedin temel taşları üzerine yapılmış. Yahudiler Süleyman mabedinin temel taşlarının bulunduğu yerdeki duvara yüz sürüp ağladıkları için Ağlama Duvarı adını almış. Romalılar tarafından 1100 yılında yakılıp yıkılan Mescid-i Aksa Emevi, Memlüklü ve Osmanlılar tarafından son haline getirilmiş. Mekke ve Medineden sonra 3. kutsal yer olan Mescid-i Aksa ziyaretçi akınına uğramakta.
İslamin İlk Kiblesi Mescidi Aksadayız
Mescidi Aksa'nın alt kısmındaki eski mescide indiğimizde zaman duruyor ve kendimizi bir anda tarihin içinde buluyoruz. Binlerce yıl önce konulan temel taş kolonlar yavaş yavaş erimeye başlamış. Osmanlı, taş kolonların yıkılmaması için etrafını beton direklerle çevirmiş. İsrail hükümeti Yahudiler için kutsal sayılan Süleyman Mabedi'nin temellerini bulmak için Mescid-i Aksa'nın altına tünel kazmaya devam ediyor. İsrail'in siyasi başkenti olan Kudüs'de ilk kible ve peygamberimizin miraca çıktığı Kubbet-üs Sahra Yahudilerin hedefinde. Bizler tarihe ve zamana not düşmek için bu kutsal beldelerde araştırma yapıyoruz. Çekim yapmak üzere 2 Ekim Pazar günü tekrar geleceğim Mescidi Aksa ve Kudüs’ten ayrılırken aklım Mescidi Aksa'da kalıyor.Kudüs’te sadece Müslümanlar değil Hristiyanlarda Yahudilerin baskı ve zulmü altında.