Eğitim ve öğretimdeki gelişim ve değişimler her toplumda olduğu gibi ülkemizde de toplumun gelişimine göre sürekli bir değişim halindedir. Bu süreçte biz Felsefe Grubu Öğretmenleri sadece menfaatler kapsamında değil, ülkemizin gelişen eğitim sistemine göre artık bizlerin de gereken yeri ve önemi alması gerekliliği adına diyerek yola çıkan Felsefe Grubu Dersleri Öğretmen adayları aşındıramadık kapı bırakmadı.
Başarılı ve düşünmesini bilen bireylerin yetişmesinde etkili olacaklarını vurgulayan öğretmen adayları “Günümüzde önüne geçilmeye çalışılan ‘ezberci eğitim’ denilen durumun eleştirel düşünme becerisiyle yani alınan bilginin işlenmesiyle düzelebileceğinin, en farkındalığına sahip branşız. Bu durumun sadece akademik alanla sınırlandırılmasını en basit örnekle bir binanın çürük temellere inşa edilmesine benzetebiliriz. Felsefe grubu öğretmenlerini eğitimin her basamağında görmek bu durumu ortadan kaldırmak adına büyük bir adım olacaktır. Öğrencilerin eleştirel düşünebilmesi, mantıksal bağlar kurabilmesini öğrenebilmesi, onların ileride de sağlam kararlar alarak daha başarılı bireylere dönüşmesine yardım edecektir” değerlendirmesinde bulunuyorlar.
Mecliste düşüncelerini dile getirmek için çalmadık kapı bırakmayacaklarını belirten Aykut Tırşo, Kübra Yılmaz, Bahar Kaya hükümet üyeleriyle buldukları her yerde dertlerini dile getiriyorlar. Mecliste parti grup toplantılarında da Ağustos ayındaki atamalar için destek istiyorlar.
Kendilerine destek bulmak için sosyal meyda ağlarını da kullandıklarını belirten Aykut Tırşo halen görev yapan öğretmenlerinin de destek verdiğini vurgulayarak kendi branşlarının önemi hakkında şunları söyledi; “Felsefe Grubu dersleri (Sosyoloji, Psikoloji, Mantık, hatta başka birçok gelişmiş ülkede Demokrasi ve İnsan Hakları için açılan dersler), ele aldıkları sorunlar ve yöntemleri gereği, eğitime tabi gençlerin hem yeteneklerinin gelişmesinde hem de yeteneklerini toplum için ürüne dönüştürme konusunda vazgeçilmez bir yere sahiptir. Bilindiği gibi, bir ülkenin gücü kurumlarının gücünden gelir ve kurumların gücü de insanların yeteneklerinden yararlanılmasından… Gençlerimizin potansiyel olarak hayli güçlü olan yeteneklerini tespit etmek, geliştirmek, onlara ülkemiz ve halkımız açısında üretime veenerjiye dönüştürmek konusunda kaçınılmaz olan Sosyal Disiplinlerdir ve Sosyal Disiplinler içinde de en önemli alanlar Felsefe ve Felsefenin alt birimleridir. Zira felsefe hem Sosyal Disiplinlerin sorunlarıyla doğrudan ilgileniyor, hem de Fen Disiplinlerinin mantık ve yöntemlerine katkıda bulunuyor. Dolayısıyla felsefe, bugün gelişmiş bütün ülkelerde sadece sosyal bilimler açısından değil, aynı zamanda fen bilimlerinin gelişmesi açısından da eğitimin merkezine alınıyor”
Çözüm önerileri hakkında da konuşan Tırşo “Bizim çözüm önerilerimize göre; liselerde sadece 11. sınıfta iki saat okutulan Felsefe Dersi öğrencinin eleştirel bir bakış açısı kazanması felsefe kavramlarını, felsefe dilini, tarihini, felsefi problemleri kavrayabilmesi için yeterli değildir. Bu dersin 9. sınıfta Felsefi Kavramlar, 10. ve 11. sınıfta Felsefede Problem Alanları ve Felsefe Tarihi, 12. sınıfta Felsefi Metinler olarak lise ders programlarında yer alması gerekmektedir. Ortaokulda yer alan “Düşünme Eğitimi” dersinin 6. 7. ve 8. Sınıflarda zorunlu hale getirilmesi ve dersin Felsefe Grubu Öğretmenleri tarafından verilmesi, hem dersin amacına ulaşmasına, hem de sorunun çözümüne katkıda bulunacaktır.” dedi.
felsefeciler olarak haberiniz icin cok tesekkur ediyoruz