İKTAV kültür hizmeti olarak İstiklal Marşı ve Mehmet Akif’in gençlere örnek hayatının belgeselini çektik. İstiklal Marşı ve Mehmet Akif’in Gençlere Rol Model Örnek Hayatı Belgeselimizi 12 Mart İstiklal Marşının Büyük Millet Meclisi’nde 12 Mart 1921 de Sakarya meydan muharebesi öncesi milli marş olarak kabulünün yıl dönümü dolayısı İle ilim kültür tarih araştırmaları merkezi www.iktav.com ve başta TGRT belgesel tv olmak üzere bir çok tv kanalında yayınlanan Devri Alem belgesel programı www.devrialem.tv olarak belgesel tadında kutluyor , Mehmet Akif’in Gençlere Rol Model Hayatı’ belgesel sinevizyonumuzu sizlerle paylaşıyoruz.
Mehmet Akif’in Gençlere Örnek Hayatı
İstiklal Yolundan Sakarya Zaferine Belgeseli
Mehmet Akif ve İstiklal Marşı
İstiklal Marşı ve Mehmet Akif’in Gençlere Rol Model Örnek Hayatı belgeselimizi 12 Mart İstiklal Marşının Büyük Millet Meclisi’nde 12 Mart 1921 de Sakarya meydan muharebesi öncesi milli marş olarak kabulünün yıl dönümü anısına Kültür ve Turizm Bakanlığı telif hakları genel müdürlüğü İle İlim kültür ve tarih araştırmaları merkezi olarak çok önemli bir sosyal sorumluluk projesi gerçekleştirerek araştırmalar yapıp belgeseller çekmiştik. Yaptığımız proje büyük ilgi görmüş proje kapsamında toplantılar seminer ve yarışmalar düzenlemiştik. Proje kapsamında gerçekleştirdiğimiz tüm faaliyetleri www.kurtulussavasiarsivi.com Web sayfamızda kamuoyu İle paylaşmış araştırmacılarımız ve özellikle gençlerimizin bilgi ve ilgisine sunmuştuk.
Milli Mücadele ve Sakarya Zaferi’nin 103.yılı 2023 tarihinde İstiklal Marşı şairimiz ‘Mehmet Akif’in Gençlere Rol Model Hayatı’ belgesel sinevizyonumuzu kamuoyu ve gençlerimiz ile paylaşarak vefa borcumuzu ödemeye çalıştık.
Kocaeli Kadın Şair ve Yazarlar Platformu İstiklal Marşımızı Coşku ile Okuyor
MEHMET AKİF ERSOY'UN EMANETİNE SAHİP ÇIKAMADIK
1966 sonları, bir öğle sonrası odamdayım. "Sizi biri görmek istiyor" dediler. 'Buyursun' dedim. İçeri tıraşı uzamış, üstü başı bakımsız, yaşlıca, çelimsiz bir adam girdi. Hazırolu andıran bir duruş ve hafif bükük bir boyunla; "BENDENİZ MEHMET AKİF'in OĞLUYUM" dedi. Bir anda ne olduğumu şaşırdım. Nasıl şaşırdım bilemezsiniz. Eski bir dostluk havası yaratmak istercesine; "Oooo buyurun buyurun, nasılsınız?" türünden bir yakınlık göstermeye çalıştım. Fakat O, tavrını bozmadı; "RAHATSIZ ETMEYEYİM, SİZDEN UFAK BİR YARDIM RİCA ETMEYE GELMİŞTİM" dedi. Göklermi tepeme yıkıldı, yer mi yarıldı da, ben mi yerin dibine geçtim; doğrusu fena, allak bullak oldum. Ve tek yapabileceğim şeyi yaptım, cüzdanımı çıkartıp uzattım. O, bükük boynuyla: "SİZ NE MÜNASİP GÖRÜRSENİZ" dedi. Cinnet cehennemlerinin tüm yıldırımları düşüyordu yüreğime. "Durun bakalım neyimiz varmış" gibilerden cüzdanı açtım; içinde ne varsa çıkardım, fazla bir şey de yoktu, elimde tuttum. Bir iki adım attı. Sanırım sadece bir 10, yahut 20 lira aldı. "ÇOK ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM, RAHATSIZ ETTİM" dedi ve çıktı.
Aradan bir ay geçti geçmedi; gazetelerde küçük bir haber ilişti gözüme: Beşiktaş’taki çöp bidonlarından birinde Mehmet Akif’in oğlunun ölüsü bulunmuştu!
(Kaynak. Çetin Altan)
12 Mart İstiklal Marşı’nın milli marş olarak kabulünün yıl dönümü dolayısı İle bir kez daha milli marşımızı sizlerle paylaşıyor merhum Akif’i rahmet minnet ve şükranla anıyorum.
İstiklal Marşı
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va'dettigi günler hakk'ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı:
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.
O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arsa değer belki başım.
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!
Mehmet Akif Ersoy