Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Moskova'da bir araya geldi. İki lider görüşme öncesinde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bölgede sıkıntı büyük. Bugün burada atacağımız adım, alacağımız isabetli kararlar, bölgeyi de ülkelerimizi de rahatlatacaktır." derken, Putin ise "Suriye’de hayatlarını yitiren askerleriniz için taziyelerimi ifade etmek istiyorum. Telefon görüşmemizde ifade ettiğim gibi hiç kimse orada Türk askerinin bulunduğunu bilmiyorlardı." ifadelerini kullandı.
Türkiye İle Rusya Arasında İmzalanan İdlib Ateşkes Protokolü
Protokole göre, Türkiye ve Rusya, Suriye'deki ateşkes rejiminin uygulanmasının garantörleri olarak, Suriye'de Gerginliği Azaltma Bölgeleri Oluşturulmasına İlişkin 4 Mayıs 2017 tarihli Muhtıra ve İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesindeki durumun istikrarlaştırılmasına ilişkin 17 Eylül 2018 tarihli muhtırayı hatırda tutarak, Suriye'nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine ve toprak bütünlüğüne olan kuvvetli taahhütlerini yineledi.
Taraflar, terörizmin tüm tezahürleriyle mücadele ile BM Güvenlik Konseyi tarafından terörist olarak tanımlanan tüm grupların ortadan kaldırılması yönündeki kararlılıklarını yinelerken, sivillerin ve sivil altyapının hedef alınmasının hiçbir şekilde mazur görülemeyeceğini kabul etti.
Taraflar, Suriye ihtilafının askeri çözümünün olamayacağının ve ihtilafın yalnızca Suriyelilerin öncülüğünde ve sahipliğinde, BM kolaylaştırıcılığında BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararıyla uyumlu siyasi süreç yoluyla sona erdirilebileceğinin altını çizdi.
İnsani krizin daha da kötüleşmesinin önlenmesinin, sivillerin korunmasının, ihtiyaç sahibi tüm Suriyelilere önkoşulsuz ve ayrım gözetmeksizin koruma ve insani yardım sağlanmasının, keza ülke içinden yerinden edilmelerin önlenmesi ile mültecilerin ve ülke içinde yerinden edilen kişilerin güvenli ve gönüllü olarak Suriye'deki asıl ikamet yerlerine geri dönüşlerinin kolaylaştırılmasının önemini vurgulayan taraflar, şu hususlarda mutabık kaldı:
"İdlib gerginliği azaltma bölgesindeki temas hattı boyunca tüm askeri faaliyetler 6 Mart 2020 tarihinde saat 00:01’den itibaren durdurulacak.
M4 karayolunun kuzeyinde 6 kilometre ve güneyinde 6 kilometre derinliğinde bir güvenli koridor tesis edilecek. Güvenli koridorun işleyişine dair ayrıntılı esas ve usuller, Türkiye Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu Savunma Bakanlıkları arasında 7 gün içinde kararlaştırılacak.
Türk-Rus ortak devriyeleri, 15 Mart 2020 tarihinde M4 karayolunun Trumba’dan (Serakib’in 2 kilometre batısı) Ain Al Havr’a kadar olan kesimi boyunca başlatılacak." (Kaynak Hürriyet Gazetesi )
Cumhurbaşkanlığının Bilgi Notu
Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgilere göre Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ile Rus lider Putin zirvesi ile ilgili Bilgi Notu
Görüşmeyle ilgili detaylar:
1. Sayın Cumhurbaşkanımızın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmeleri olumlu bir ortamda geçti.
2. Putin’in taziye açıklaması olumlu karşılandı.
3. Sayın Cumhurbaşkanımız, anlaşma olmaması hâlinde Türkiye’nin rejim unsurlarını İdlib’den kendi imkânlarıyla temizleme hususunda kararlı olduğunu ortaya koydu.
Görüşmelerin neticesine dair değerlendirmeler:
1. Türkiye’nin ulusal çıkarları doğrultusunda izlediği bağımsız dış politika yeni bir başarı elde etmiştir. Aynı gün hem Rusya’yla liderler düzeyinde müzakereler yürütüldü hem de ABD başkanının özel temsilcisi İstanbul’da ağırlandı.
2. Bir yandan Suriye’den gelebilecek yeni bir düzensiz göç dalgasını engelleyerek ulusal çıkarlarımızı koruduk, diğer yandan Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere Batı’yı bize destek vermek durumunda bıraktık.
3. Türkiye, kendi öz kaynaklarıyla Esed rejimine ağır bir bedel ödeterek, Suriye’nin geleceğinde söz sahibi olma kararlılığını ortaya koymuştur. Artık Türk askerine yönelik herhangi bir saldırının yanıtsız kalmayacağı açıkça anlaşılmıştır.
4. Türkiye, aynı zamanda Batılı devletlerin İdlib sahasındaki koşulları dikte etmesine izin vermeyeceğini ortaya koydu. Kendi göbeğimizi kendimiz keserek, bölgede kimsenin maşası olmayacağımızı gösterdik.
5. Türk savunma sanayii, İdlib krizinde rüştünü ispat etmiştir. Bu alana yapılan yatırımların ne kadar isabetli olduğu bir kez daha anlaşılmıştır.
6. Türkiye-Rusya mutabakatı, ABD ve Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye destek olmasına engel değildir. Hava savunma sisteminin konuşlandırılması ve istihbarat paylaşımı gibi güven artırıcı adımlar atılmalıdır.
7. İdlib’de hâlâ üç milyondan fazla sivilin küçük bir alanda sıkıştığını unutmamalıyız. Bölgeden kaynaklanan düzensiz göç tehlikesi devam etmektedir. Avrupa ülkeleri, Rusya’ya göçmenleri Avrupa demokrasilerine karşı silah olarak kullanma şansı tanımamalıdır. Son günlerde yaşananlar, bölgede yaşanan insani krize kapsamlı ve köklü bir çözüm bulunması ihtiyacını ortaya koymuştur.
8. Türkiye-Rusya mutabakatı, Türkiye’nin mülteci politikasına yaptığı değişiklikleri geri almasını gerektirmez. Avrupa Birliği’nin 2016 anlaşması kapsamında Türkiye’ye verdiği sözleri tutmadığı gerçeğini değiştirmez. Avrupa Birliği, Türkiye’ye karşı değil, Türkiye’yle iş birliği içerisinde Suriye’de yaşanan insani krizi sonlandırmak için gerekli adımları atmalıdır.
9. Bugün ortaya çıkan mutabakat, lider diplomasisinin sonuç vermeye devam ettiğini göstermiştir.
10. Rusya, çok boyutlu ilişkilerimizi rejimin hırs ve kaprislerine kurban etmemek için anlaşma yoluna gitmiştir.