Gazi Çoban Mustafa Paşa İmareti ve Vakfiyesi
Gebze’nin kentleşmesine büyük katkısı olan en önemli Vakıf Çoban Mustafa paşa vakfıdır. Bu vakfın vakfiyesindeki bilgiler vakıf medeniyetinin önemini gösteriyor. Vakfiyede yer alan bilgilerden bazıları “1523 yılında Gazi Mustafa Paşa’nın kurduğu imaret vakfı bir cami, 16 hücreli bir medrese 13 hücreli bir hangah, 12 adet sofra hücresi olan 7 tabhane, 1,kervansaray, 2, ahır, 1 kiler, 1 mutfak, 1 yemek salonu, 1, fırın, 1 odun ambarı, 1 türbe ve 2 oda kütüphaneden müteşekkil önemli bir vakıf eserdir”. İlk kuruluş döneminde Mustafa Paşa bu Külliyenin kütüphanesine 46 cilt tefsir 30 cilt hadis şedhleri, 25 cilt usul ve furu’metin ve şerhleri 17 cilt fetva, 47 cilt kelam ve saire olmak üzere 165 kitap vakfetmiştir. Ancak vakfın bütün mal varlığı bu kadar değildir. Vâkıfın gerek burada gerek diğer bölgelerinde kendisine gelir alanı olan çok sayıda müştemilatı vardır. İlk dönemlerde Gebze’nin önemli kısmı bu vakfın arazidir. Gazi Mustafa Paşa, kurduğu vakfa gelir olsun diye birçok dükkân ve diğer akarı vakfetmiştir. Bunlar Gebze’de bulunan 98 adet dükkân, Bozahane, başhane ve bir aşçı dükkânı, Eskihisar köyünde beş fırın, Bulgaristan Filibe’de değirmenler, Edirne’de bir handır. Gebze belediyesi Mustafa Paşa Külliyesi’nin vakfiyesini kitap haline getirerek kalıcı bir kültür hizmeti yapmıştır.
Akça Kocaoğlu İlyas Bey Vakfı
Orhan Gazi’nin kumandanlarından Akçakoca’nın oğlu ve Gebze’nin ilk kadısı olduğu rivayet edilen İlyas Bey Gebze’de bir zaviye, mescit ve mektep yaptırarak bunları vakfetmiştir. Vakfın 18. Yüzyılda Gebze ye bağlı Kartal ve Şeyh kavağı nahiyeleri ve mezra arazisi, Kocaeli Fatihi İlyas Bey Vakfı toprağıdır.
Mehter Sinan Vakfı
Gebze’de Mustafa Paşa mahallesindeki Mehter Sinan Mescidi vakfıdır. Bugün ne bu Mescit ne de vakıftan hiçbir iz ve eseri yoktur.
Darıca Dergâh-ı Mualla Yeniçerilerin Para Vakfı
Dergâh-ı Muallam Yeniçerilerinin kurduğu bir para vakfıdır. Kredi müessesesi vazifesi görerek, medrese talebelerine burs veren bir vakıftı.
Sultan Orhan Vakfı
Gebze fethedilince Sultan Orhan Gazi, Gebze’de kendi kurduğu vakıf, Gebze’nin ilk vakıflarından biridir. Sultan Orhan Vakfı’na çeşitli gelir kaynakları ayrılmıştır. Danişmend köyü, Denizli köyü sığırlık merası ve bugün Tuzla ilçesi Sultan Orhan vakfı mülküdür.
Kadı Fazlullah Efendi Vakfı
Akçakoca Gazi’nin oğlu Gebze fatihi İlyas Bey’in damadı olduğu rivayet edilen Gebze’nin ilk kadısı Kadı Fazullah Efendi’nin kurduğu vakıftır. Çeşitli yerlerde mal varlığı vardır. Bunlar 16. yüzyılda çeşitli tarlalar, çok sayıda dükkânlar, bir bağ bahçe yeri, bostanlık, dolap kuyusu ve bir handır. Ayrıca 1742 tarihinde bu günkü Pendik ilçesindeki bir han da bu vakfın gelirleri arasında yer almaktadır. Bugün ne bu vakıf vardır, ne de vakıf malları. Gebze’nin ilk hâkimi Kadı Fazullah’ın türbesi Anibal kavşağında, 800 yıllık tarihi ağaçların altında, Fatiha okuyacak ziyaretçi beklemektedir.
Kutbettin Seydi Çelebi Bin Kemalettin Vakfı
Kadı Fazlullah’ın torunlarından olan Kutbeddin ve Seydi Çelebi Gebze’de bir zaviye ve kütüphane yaptırarak insanlığa hizmet etmek için vakfetmişlerdir. Bu kütüphanede çok sayıda vakıf edilmiş kitap bulunmaktaydı Ayrıca İznik de bir hamam merkezi Gebze olan Kutbettin Çelebi vakfının mülküydü. Kutbettin Çelebi’nin Türbesi Gebze’de otel Atasayan’ın önünde yol yapımı sırasında dönemin belediye başkanı Mehmet Üstündağ tarafından yıkıldığı otelin yanındaki ara sokağa Ziya Fırat başkanlığı zamanında Kutbettin Sokak adı verilerek yaşatıldığı bilinmekte
Kutbeddin Bin İsmail Bin Hoca Fazullah Vakfı
Nehrike köyünde binası, fırın ve iskelesi olan bir değirmen, parlu köprüsü yakınında iki değirmen, Küçügen suyu üzerinde bir değirmeni bulunan, Merkezi Gebze’de olan bir vakıftı. Vakıflar Genel Müdürlüğü kayıtlarında yer alana Vakfiyede yaşamakta bu vakfın bugün ne mal varlığı ne de kendisi ortada yoktur.
Fenarizade Vakfı
Çotak köyünün gelirlerine sahip olan bu vakıf, bu karyenin öşr-ü bostan, öşr-ü kovan, rusum-ı raiyyet ve sair rusumları denetlemekteydi. Ayrıca vakıf 1836 yılında Gebze’ye bağlı bulunan Cuma köyünün 24 tarlanın üçte birer hissesine, Haremeyn-i şerifeyn Evkafı ile birlikte sahipti.
Gemiciler Vakfı
Sultan Orhan, Marmara Denizi ve özellikle Diliskelesi-Hersek arasındaki gemiciliğin gelişmesi için bugün Dilovası’na bağlı Gemiciler köyünde bulunan beş çiftliğini bu vakfın geliri olarak vakıf etmiştir. Bugün ne bu vakıf ne de vakıf malları ortada yoktur.
Osmanlı Vakıf sistemi gerek ekonomi gerek sosyal yapının birçok alanına nüfuz etmiştir. Vakıf sistemi tımar sistemi içine de girmiş ve önemli miktarda mali kaynakları denetlemiştir. Mevcut vakıf köyleri ile var olan ilişkiler sadece para yönlü olmamıştır. Vakıf gerek camileri ve imaretleri ve gerek medreseleri ile de sosyal hayatın her yönünde etkili olmuş Gebze’nin kentleşip gelişmesinde devlet ve millete büyük hizmetler etmiştir.Bu vakıfları kuran hayırsever vakıf insanlarını rahmet minnet ve şükranla anıyoruz. (Kaynak: İstanbul Medeniyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr Gülfettin Çelik.)
Vakıflar Genel Müdürlüğünün Logosu Neden Değiştirildi ?
Vakıflar genel müdürlüğünün tarihi logosunun değiştirilmesi kamuoyunda büyük tepki çekmişti. Konuyla ilgili daha önce yazdığımız yazımızın bir bölümünü sizlerle paylaşıyoruz.
VAKIFLARIN DEĞİŞTİRİLEN ESKİ LOGOSUNUN ANLAMI VE ÖNEMİ
Vakıflar genel müdürlüğünün tarihi logosu değiştirilerek hiç bir anlamı olmayan bir logo yapılması büyük tepkilere neden olmuştu bu konuda bir çok yazı ve belgesel tv programı çekerek kamuoyu İle paylaştık. Cami ve bayrağının çıkartılıp hiçbir anlamı olmayan vakıflar genel müdürlüğünün yeni logosunun yeniden düzenlenerek cami ve bayrağın yeniden logoda yer alması gerekiyor.
VAKIFLARIN ESKİ LOĞOSU NE ANLAM İFADE EDİYOR
-Logoda yer alan kitap şeklindeki bayrak, büyük bir vakıf medeniyeti kurmuş olan Türk Milletini, kitap figürü ise vakıfların ilim ve irfana, eğitime verdikleri katkıyı ifade eder.
-Logodaki 1048 tarihi, ışığını Hoca Ahmet Yesevî dergâhından alan ve ondan birkaç kuşak sonraki gönül erlerinin Tebriz Mahkemesi’nden aldıkları karar ile Horasan’da kurulan ilk Vakfın tarihidir. Bu bir ilim vakfıdır ve bilinen ilk vakfiye budur. Bu da Türklerin 1071’den çok önce Anadolu’ya gelip buranın ilim, kültür ve sosyal hayatının gelişmesi için çalışmalar yaptıklarını gösteriyor.
-Logoda yer alan cami figürü, Selçuklu ve Osmanlıdan günümüze kadar vakıflar tarafından yaptırılmış birçok cami, imarethane ve vakıf eserlerini temsil eder.
-Logodaki fabrika figürü, vakıfların kurmuş oldukları fabrikaları anlatır. Ki ilk kumaş fabrikası Evkaf Nezareti tarafından Hereke Fabrika-i Hümayunu adı ile saray ve ordunun tekstil alanındaki talebini karşılamak amacıyla 1843 yılında Hereke’de kurulmuştur. Fabrika, bir endüstri mirası olarak bugün hâlâ ayaktadır. Meselâ Bursa İpek Fabrikası da yine Pertevniyal Vâlide Sultan Vakfı tarafından Bursa’da kurulmuştur.
-Logonun içinde kalp şekline dönüştürülmüş “V” harfi ile hem Vakıfların ilk harfine hem de Vakıfların yaptıkları her hayırda sevgiyi esas almalarına vurgu yapılmıştır.
– Logonun alt kısmını çevreleyen zeytin dalı, vakıf zeytinliklerini ifade eder ki sadece Edremit Körfez Bölgesi’nde Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait 165 bin zeytin ağacı ve bunları işleyen Ayvalık Zeytinlikler İşletme Müdürlüğü bulunmaktadır.
Ecdat çok uzun ömürlü olduğu İçin hayır hizmeti olarak zeytin ağaçları kurup gelecekde hayırlı rahmetle anılmak İçin zeytin bahçeleri kurup vakıf etmişler.
Vakıf ruhu İle vakıf kuranları ve vakıf insanlarını bir kez daha vakıflar tarihi belgeselimiz ile rahmet ve şükranla anıyoruz.