Birliğimiz ve dirliğimiz açısından büyük öneme sahip hicri yılın ilk ayı olan Muharrem ayı; paylaşmanın, şükretmenin, bereketin adı olan aşure gününün yanında Ehl-i Beyt muhabbeti olan tüm Müslümanlar açısından birçok ortak duyguyu barındırmaktadır. Sevgili Peygamberimizin torunu Hz. Hüseyin Efendimizle birlikte çoğu Ehl-i Beyt’ten yetmiş iki Müslümanın hakikat, hürriyet, izzet ve mukaddesat uğruna şehit olduğu Kerbela, tüm İslam Âleminde olduğu gibi milletimizin de derin ve ortak bir acısıdır.

 

Hicret; Allah rızası için anadan, babadan, evlattan, yardan, diyardan, maldan, mülkten hatta candan vazgeçmenin ibretli ve meşakkatli bir öyküsü, yüce dinimizin rahmet yüklü mesajlarını bütün insanlığa ulaştırmak için çıkılan kutlu yolculuğun adıdır. Öyle ki; tebliğ hicreti doğurmuş, hicret ise tebliği yoğurmuştur. Kısaca Hicret Müslümanlar için bir milattır.

Hüzünlerde, acılarda nasıl birleşebiliyorsak, sevinçte de birleşebilmeli, bir ve beraber olabilmeli, tüm dünyada barışın, kardeşliğin hüküm sürmesi ve yeni Kerbela`ların yaşanmaması için birbirimizi sevmeliyiz.

 

Bizlere düşen görev; bu müstesna günleri fırsat bilerek İslam Âleminin yaralarını sarmak, acıları dindirmek, geleceğe güvenle bakmak, geçmişte yaşanan ortak acılarımızın bugünün ayrışma noktaları olmasına fırsat vermeden, her zamankinden daha fazla sevgiyle birbirimize yaklaşarak birliğe, kardeşliğe ve dayanışmaya daha fazla ehemmiyet göstermektir.

 

Bu duygu ve düşüncelerle Aziz Milletimizin, değerli Kocaelili hemşerilerimizin ve tüm İslam Âleminin Hicri yeni yılını ve Muharrem ayını tebrik eder, yeni Hicri yılın birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularımızın pekişmesine, dünya üzerinde barış, huzur ve mutluluk tohumlarının yeşermesine, gözyaşı, zulüm ve yaşanan olumsuzlukların sona ermesine vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz ederim.