“Ülkemizde yaşanan deprem felaketinin sebep olduğu büyük üzüntü ve acıyı paylaşıyoruz. Hayatını kaybeden canlarımızı rahmetle anıyor, sevdiklerine sabırlar, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Birlik beraberlik içinde bu acılı günleri zor da olsa atlatacağız. Yüce Türk Milleti’nin başı sağ olsun.
Mevcut sağlık sistemimizde eskiyi bozup yeni yapacağız derken darmadağın ettikleri, hastanelere can veren emekçileri görmezden gelerek işlettikleri sağlık sistemi hekimlerimizi, sağlık çalışanlarımızı ve vatandaşımızı mağdur etmektedir. Sağlık çalışanları maddi manevi olarak yıpranmaktadır. Sağlık çalışanlarımızın can güvenliğinin sağlanması, şiddeti önleyici tedbirlerin yasal düzenlemeyle sağlanması ve uygulanma iradesinin gösterilmesi, hak ettikleri ücreti almaları, meslek onurlarına yakışır muamele görmelerini, özlük haklarının iyileştirilmesi önceliğimizdir. Mevcut sorunların çözümü vatandaşımızın da daha etkin, ulaşılabilir kaliteli sağlık hizmetini almasına katkı sağlayacaktır. Ulu önderimiz Atatürk ‘ün de söylediği gibi Türk vatandaşının sağlığı ve sağlamlığı, her zaman üzerinde dikkatle durulacak ulusal sorunumuzdur.
Vatandaşımızın kaliteli sağlık hizmeti alamamasının nedeni , mevcut iktidardır. Bilimsel gerçeklerden uzak, meslek örgütlerini ve hekimlerini yok sayarak yerinde tespitlerini görmezden gelen ,yaptıkları hatalı düzenlemeler sağlık sorununu çözemeyen vatandaşımız ile hekimi karşı karşıya getirmektedir. Hekimleri de hastaları da mağdur eden halkın sağlığını tehlikeye atan yanlışlardan vazgeçilmelidir. Amacı sadece rant olan, halk sağlığını olumsuz etkileyen çevre sağlığını bozan projelerden vazgeçilmelidir. Aşı üreten bir ülkeyken cumhuriyet kurumları kapatılarak pandemi döneminde vatandaşımız aşı için başka ülkelere muhtaç bırakılmıştır.
Mevcut iktidar sağlık problemlerini çözememiş bunun yerine sağlık çalışanlarını topluma hedef göstermiştir. Hayatın her alanında şiddet arttığı gibi sağlık çalışanlarına uygulanan şiddet artmıştır. Halkımız kaliteli sağlık hizmeti almak yerine 5 dakikalık muayene süreleriyle avutulmuştur.
Ameliyathanelerde protez benzeri malzemeler temin edilemediğinden hastalar zamanında tedavi alamamışlardır. Hastalarımız tedavileri için gerekli ilaçları eczanelerde bulamamaktadır.
Cumhuriyet tarihinin kazanımı olan sağlık ocakları kapatılıp ticari anlayışla yönetilen aile sağlığı merkezlerine dönüştürülerek, hekimler devlet eliyle işletmeci yapılmıştır.20 yıllık iktidar deprem bölgesi olan ülkemizde hastanelerimizi yenilemek yerine rant üretmek için şehir hastaneleri kurmuştur. Halbuki bu ülkenin kendi hastanesine yapmak için hiçbir şirkete ihtiyacı, kendi doktorundan hizmet almak için bir aracıya ihtiyacı yoktur. Sağlık çalışanları bunca olumsuzluk karşısında göçmen durumuna düşürülmüş, yıllarca emek verilen hekimlerimiz kaybedilmiştir. Ülkenin büyük değerleri olan asırlık üniversiteler atıl bırakılarak desteklenmeyerek hekimlerin ve hocalarımızın kendi kurumlarında hizmet etmesi engellenmiştir. Tüm bu gelişmeler sosyal devlet olan ülkemizde kamu hizmeti olması gereken sağlık hizmetinin giderek artan oranda özel sektöre yönlendirmiştir. Sağlık hizmeti almak isteyen vatandaşımız müşteri olmuştur. Halkımızın büyük çoğunluğu özel sektörden hizmet alabilecek ekonomik güce sahip değildir.
İçinde bulunduğumuz 14 Mart Tıp Bayramı nedeni ile pandemide, depremde, her zaman her zorluğa rağmen görevi başındaki sağlığımızı emanet ettiğimiz hekimlerimize, sağlık çalışanlarımıza teşekkürü borç biliriz. Bölgede ve daha önce görevi başında şehit olan hekimlerimizi , sağlık çalışanlarımızı saygıyla anıyoruz. Halkın sağlığı hekimlerimize hekimlerimizde halkımıza emanettir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ ün Beni Türk Hekimlerine emanet ediniz’ sözleri bizim için çok kıymetlidir.
‘Giderlerse Gitsinler’ diyenlerden değiliz. İYİ ki varsınız diyenleriz.
Güçlü ve sağlıklı Türkiye‘yi hep beraber yeniden yapılandıracağız.
Tüm olumsuzluklara rağmen güzel günler yakındır.
Cumhuriyetimizin 100.yılında Atamızın izinde tarih yazacağız.”