Sağlıkta Grev olur mu?

İsmail Kahraman

belgeselciismail@gmail.com

14 Mart 2015, 10:07

Her şeyin başı sağlıktır. Sağlığın yoksa hiçbir şey yoktur. Sağlık ile ilgili birçok şey yapılıyor. Yeteri kadar sağlığı önem verilmediği acı bir gerçek. Kendimiz bile sağlığa önem vermiyoruz. İnsanlar 40 yaşına kadar para kazanmak için sağlığını kaybediyor, 40 yaşından sonrada sağlığı için büyük paralar harcıyor.

Tıp bayramının kutlandığı bugünün arifesinde dün doktorlar greve gitti. Doktorların greve gitmesi kesinlikle yanlış. Dün birçok insan grev yüzünden ciddi sağlık problemleri yaşadı. Sağlık kurumlarının kapılarından döndüler. Aslında grev yerine komple sağlığı iyileştirmek için çalışmalar yapılsaydı.

TIP BAYRAMI KUTLANIRKEN

Bugün 14 Mart Tıp bayramı. Sosyal devletin en önemli görevi sağlık hizmeti. Son yıllarda sağlık hizmet gerçekten çok güzel. Ağızlarımızda alışkanlık olan sağlık üzerine o kadar çok, atasözümüz var ki, her biri kulaklarımıza küpe olacak altın değerinde tutmamız gereken atalarımızın bizlere öğütleridir.

Telefon, mektup, mesaj ve sözlerimizin sorunda dilimizden düşürmediğimiz sağlıkla ilgili dileklerimiz var. Anlamını fazla düşünmeden söyler geçeriz. Aslında sağlıkla ilgili atasözlerimiz çok anlamlar ifade eder.

Her şeyin başı sağlık.. ? Sağlıcakla kalın...? Sağ olun..? Sağlıklı günler dileriz..? En büyük zenginlik sağlıktır? ve daha buna benzer bir çok ata sözü. Sağlığın insan için ne kadar kıymetli olduğunu ifade eder.

Unutmayalım ki? Her şeyin başı sağlıktır?

* SAĞLIĞIMIZIN KIYMETİNİ BİLİYORMUYUZ

İnsanoğlu değerleri kaybettikten sonra kaybettiği değerlerin kıymetini bilir. Gençliğimizin kıymetini, ihtiyarlıkta. Zenginliğin kıymetini fakirlikte. Sağlığın kıymetini hastalıkta anlar

Aman biz biz olalım sağlığınızın kıymetini çok iyi bilelim. Sağlık çok önemli. Bazen kendimizi düşünmeden çok çalışır, çok özverili olur, kendimizi unutur ve sağlığımızı kaybederiz.

Aman siz siz olun, sağlığınızın kıymetini çok iyi bilin. Hemen kendi kendinize hemen sorun. Acaba sağlığınızın kıymetini ne kadar biliyorsunuz? .

Sağlığınızın kıymetini bilmiyorsanız, gelin kendinize bir iyilik yapın önce sağlık deyin ve sağlığınızın kıymetini bilin.

OLMAYA CİHAN’DA BİR NEFES SIHHAT GİBİ

Cihan imparatoru Kanuninin edebiyat tarihine giren şu veciz sözleri sağlığın ne kadar kıymetlini ifade etmekte.

O veciz ve tarihi söz hepimiz için yol gösterici olmalı.

İşte Kanuni Sultan Süleyman’a ait söz;

"Halk İçinde Muteber Bir Nesne Yok Devlet Gibi,

Olmaya Devlet Cihanda Bir Nefes Sıhhat Gibi"

Sağlık padişahlık gibi devletlû olmaktan da önemli. Her şeyin başı sağlık ve sıhhat. Bin cihan İmparatoru olmaktan da kıymetli bir nefes sıhhat.

En büyük zenginlik sağlıktır. Sağımızı kaybettikten sonra hiç bir şeyin anlam ve önemi yoktur.

Vücudun hasta olmaması, vücut sağlığı her şeyden önemlidir. Çünkü bir şeyin tadını alabilmek, bir şeyden gerektiği gibi yararlanabilmek için sağlıklı olmak şarttır. Her şeyiniz var, ama ondan istifade edecek durumunuz yoksa neye yarar?

Herkes Kanuni gibi 50 yıla yakın padişah ve devletlû olmak ister ama. O dünyada devletlû olmadan çok daha önemli? Bir nefes sıhattın ? Olduğunu söylemekte. Daha önce geçirdiği ameliyat sonrası yazdığım yazıyı sizlerle paylaşıyorum. Gelin birlikte okuyalım

AMELİYETHANE (21 Kasım 2008 Cuma)

Siz hiç ameliyat oldunuz mu ? Ameliyat ve ameliyathane nedir bilir misiniz? Ameliyattan korktuğunuz için sağlığınızı ihmal mi ediyorsunuz? En önemlisi Ameliyathane nasıl bir yer olduğunu merak ettiniz mi?

Hastane, Doktor, hemşire, ilaç, serum, iğne, anestezi, ameliyat, ameliyathane, daha yüzlerce kelime ile ifade edeceğimiz sağlığımızı yakından ilgilendiren kelimeler.

Bir gün bizi de ilgilendirecek bu kelimeleri söyler geçeriz, ancak bir gün yolumuzun ameliyathaneye düşebileceğini aklımızın ucundan bile geçirmeyiz.

Bana göre Ameliyat ; ?Ölmeden Önce Ölmenin Adı? Ameliyat ve Ameliyathane ile ilgili ne biliyoruz? Ameliyathane ile ilgili kitaplar ve romanlar yazılmalı., filimler ve belgeseller yapılmalı.

Ameliyat ve ameliyathane çok farklı bir dünya. Ameliyathanede ne olup bittiğini, insanın ölmeden önce nasıl öldüğünü biraz olsun anlayıp bilebilsek sağlığımıza biraz daha önem verip kendimize çok daha iyi bakarız.

AMELİYAT VE AMELİYATHANE HATIRALARIM

Gazeteci ve belgeselci ameliyat olmada görevini yapar. Bugün, siyasi kavgalar ve ekonomik kriz yazılarını bir kenara bırakıp sizlerle geçen hafta bugün yani 14 Kasım 2008 Cuma günü Fatih devlet hastanesin ‘ de yaşadığım Ameliyathane hatıralarımı paylaşmak istiyorum.

İnsanın hayatında önemli anlar vardır. İşte benim 48 yıllık hayatımda o anı ben ilk ameliyat olduğum 14 Kasım 2008 tarihinde yaşadım. Bu sütunda çıkan son yazımda ameliyat olduğum için yazılarıma ara verdiğimi duyurmuştum.

Bugün sizlerle Ameliyat ve Ameliyathanede yaşadıklarımı paylaşmak istiyorum. Bana göre ameliyat Ölmeden öce ölmenin adı. Beni yıllardan beri muzdardip edene Guatır için Fatih devlet hastanesinde ameliyat olmaya karar verdim.

14 Kasım Cuma sabahı erkenden hastaneye gelip o anı beklemeye başladım. Önce elbiselerimi çıkarıp koluma kimliğimin yazıldığı plastik künye takıldı. Arkası açık mavi ameliyat önlüğünü giydiğim.

Ameliyat sonrası sesimin kısılması dahil çeşitli sorunlar yaşayabileceğimi şimdiden kabul ettiğime dair belgeler bana imzalatıldığında ameliyat gerçeğini daha iyi anlamaya başlamıştım.

AMELİYATHANEYE NEDEN YAYA GİTMEME KARŞI ÇIKILDI ?.

Odanın kapısına sedye gelmişti. Ameliyathaneye sedye yerine kendi ayağımla gitme isteğime görevliler? Sizi yormayalım, ameliyathane ’de çok yorulacaksınız? sözleri ile sedyeye up uzun adeta ölü gibi yatmak zorunda kaldım.

Sedyeye ‘de artık farklı bir dünyaya doğru gittiğimi anlıyordum. İşin şakaya gelir tarafı yoktu. Bir an durdurun ben Ameliyat olmak istemiyorum diyecek oldum. Ama işişden çoktan geçmişti. Tam anlamı ile çaresizdim.

Başımı ellerimin arasına alıp, ayaklarımı üst üste koyarak, hiç bir zaman yolum düşer diye aklıma getirmediğim Ameliyathaneye doğru hızla gidiyordum. Kapılar birer birer açılıp kapandı, En son kapıda beni o odamdan getiren görevlilere Ameliyathane personeline teslim eti.

İşte Ameliyathanedeyim. İçim ürperdi. Korku ile heyecan arasında yoğun duygular yaşıyorum. Buz gibi soğuk bir oda. Mikrop üremesin diye ameliyathane sıcaklığı 16 derece’de sabit tutuluyor. Bizim yolumuz Ameliyathaneye çok az düşüyor, Allah buz gibi odada çalışanlara yardımcı olsun.

Büyük camlı lambaları ile birer ejderha gibi tavandan asılan Ameliyathane lambaları. Lambaların altında teneşir veya musalla taşına benzeyen mavi örtülü ameliyat masası. Etrafta ilaç ve ameliyat malzemeleri.

....VE AMELİYAT MASASINDAYIM.

Ameliyat hazırlığı yapan personeli pür telaş çalışıyor. Boş gözlerle etrafı süzerken, Anestezi uzmanının sesi kulaklarımda çınlamaya başladı .? Doktor bey nerede? Hastayı ameliyat masasına alıp uyutma işlemine başlayalım. ? Diyordu.

İşte Ameliyat masasına yatırıldım. Önce kalın bir kemerle bacaklarım masaya bağlandı. İşinin şakaya gelir tarafı yoktu. Her şey ameliyathane disiplin, kural ve titizliği ile yapılıyordu. Ameliyat masasında bir kare fotoğraf çekmemize bile izin verilmiyordu. Buradan kaçış ve kurtuluşta yoktu.

İçimde fırtınalar kopuyor. Kendi kendime isyan ediyorum neden buraya geldim diye içimden söyleniyorum Aklıma sağlığıma kavuşma müjdesi gelince seviniyorum. Ameliyatı geçekleştirecek Genel cerrahi Uzmanı çok değerli dostum ve arkadaşım Opr.Dr. Ataman Özkan bey Ameliyathaneye gelince tüm korkularım ve heyecanım geçiyor.

UYUTULUYORUM.

Beni uyutmak için son hazırlıklar yapılıyor. Ameliyat’ dan Korkmamama rağmen heyecanımı yatıştırmak için cesaret iğnesi yapılmasına izin veriyorum. Cesaret iğnesinden sonra ağzıma bir maske tutulup derin derin nefes almam isteniyor. Ben ikinci nefesi aldığımdan sonra kendimden geçip, çoktan uyutulmuştum.

14 Kasım Sabahı saat 09.00’ da Ameliyat için 4 saat sürecek derin bir uykuya dalmış, deyim yerinde ise, kendimden geçmiş ölmeden önce çoktan ölmüştüm.

Artık ben kendim ‘de değildim. 3 saat sürecek Ameliyat nasıl gerçekleşmişti?, Boğazım nasıl 10 cm uzunluğunda kesilmişti? Bana hayatı zehir eden troid bezleri nasıl alınmıştı? Bunlar Doktorların meslek sırrı olduğu için hep sır olarak kalacak ve hiç bir zaman öğrenemeyecektim.

Büyük bir merak ve heyecanla geldiğim Ameliyat haneden Saat 12.30’da çıkartılıp kalacağım odaya getirilişimi hiç hatırlamıyorum. Saat 13?de gözlerimi açtığında baş ucumda koşuşturmalar oluyor, sesler duyuyor, gözlerimi güçlükle açarak etrafa boş boş bakmaya çalışıyordum. Bir anlamda yavaş yavaş yeniden dirilmiştim.

İYİ Kİ AMELİYATHANELER VAR.

Gözüm ameliyat sırasında zarar görmesin diye ilaç konarak bantlandığı için tahriş olmuş çok acıyordu. İlk hissettiğim gözlerimin acısıydı. Çocuklarım ve akrabalarım saçlarımı okşuyor elimden tutuyorlardı.

Vücudum büyük bir savaştan çıkmış gibiydi. Her yerim ağrıyordu. Çok perişandım. Kendimde değildim. Ciğerlerim narkozun etkisi ile perişan olmuştu. Kendime geldikçe Ameliyatın ne kadar çok zor bir iş olduğunu daha iyi anlıyordum.

Fakat çekilen sıkıntılar yeniden sağlığıma kavuşmam için gerekiyordu. Her şeyi göze alarak, hatta bir belgeselci için ne kadar önemli olan sesimin kısılmasına bile Razi olarak ameliyat masasına yatmıştım.

Çünkü hastalık çekilmez olmuştu. Sağlığıma kavuştuğumda çekilen sıkıntıları çoktan unutmuş ve iyi ki ameliyat ve ameliyathane ver diyorum. Sakin yukardaki yazdıklarıma bakarak ameliyat ve ameliyathanelerden korkmayın. Ameliyat dan korkarak sağlığınıza kavuşmayı benim gibi geciktirmeyin.

HASTA ZİYARETİNİN ÖNEMİ.

Dini ve milli kültürümüzde hasta ziyaretine neden önem verildiğini bir kez daha yaşayarak anladım. Ameliyatın acısı ve çekilen sıkıntılar yakın aile fertleri ile vefalı akraba, dost ve arkadaş ziyareti sayesinde hafifliyor.

İnsan gerçek akraba., dost ve arkadaşını hastalığı sırasında daha iyi tanıyor. Sözde dosta ve çıkarcılar zor ve sıkıntılı anlarda ortada yoktur.

Hastanede kaldığım 4 gün boyunca odam ziyaretçilerle dolup taştı. İlk ziyaretçilerim yakın akrabalarımdı. Fatih devlet hastanesine kalite belgesi alarak uluslararası konuma getiren ve çok başarılı hizmetler yapan baş hekim sayın Gürcan Alpay bey ile hastane yönetimiydi.

Ameliyatı gerçekleştiren ekibin başkanı çok değerli dostum Opr.Dr. Atakan Özkan ile anestezi uzmanı dost ve vefakar insan Dr. Sayın Esen Aydemiri baş ucumda görmek beni çok mutlu etti.

SEVGİ SELİNE DÖNEN ZİYARETÇİ AKINI.

Gerek hastanedeki odamda ve gerekse evimde sevgi seli ve ziyaretçi akınına uğradım. Çiçek buketleri, Telefon, E- posta , faks ve telefon mesajlarının sevgi sağanağına dönmesi ile ameliyat acısını unutuverdim.

Geçmiş olsun dileğinde bulunanların isimlerini tek tek sayma imkanım yok. Her siyasi partiden milletvekilleri, kaymakamlar, belediye başkanları, siyasi parti yetkilileri, daire müdürleri, sivil toplum örgütü temsilcileri, gazeteci ve televizyoncu meslektaşlarım ve vefakara okurlarım bizleri unutmadı.

Bu sevgi seli ve vefa örneği kısa sürede iyileşmeme yardımcı oldular

ALLAH DEVLETE ZEVAL VERMESİN.

Türkiye’de devlet ve özel sektör sağlık konusunda büyük bir rekabet içinde.3 yıldan beri beni rahatsız eden hastalığımın tedavisi için özel, üniversiteler ve devlet hastanelerinde araştırma yaptım.

İstanbul da çok önemli hastanelerde üst düzey görev yapan yakınlarım ve dostlarım olmasına rağmen ben Fatih devlet hastanesinde Ameliyat olmayı tercih ettim.

İyiki de Gebze Fatih devlet hastanesinde ameliyat olmaya karar vermişim. Çünkü Devlet babanın şefkatli kucağında olmak, bir müşteri gibi değil, bir hasta gibi karşılanmak insana moral veriyor.

Ama en önemlisi ilkin yüce Allah CC, sonra Fatih devlet hastanesi başhekimi, yönetim, doktor, hemşire ve çalışanlarına inanıp güveniyordum. Gerçekten isabetli karar vermişim. Allah devlete zeval vermesin.

Evet sonuç olarak Sağlık her şeyin başında. 3 yıldır bana hayatı zehir eden guatır ameliyatını keşke geciktirmeseydim. Siz değerli okurlarıma tavsiyem Ameliyattan korkmayın ve sağlığınızı ihmal etmeyin. Önce Allah cc, sonra devlet Baba’nın müşfik kollarına kendinizi emanet edin..

İyi ki ameliyathaneler ve doktorlar var. Sağlığınızı ihmal etmeyin, iyilik ve sağlıcakla kalın...