Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Soykan Ağar, onkolojik alanda yeni ilaçlar geliştirdi. İlaçların patentlerini almak için çalışmalara başlayan Ağar, koronavirüs ve kanser tiplerini baskılayacak ilaçlarla artık insan ömrünün uzayacağını ve bu hastalıkların yakın gelecekte dünyada çok azalabileceğini ifade etti.
Bilim ve Teknolojide Avrupa İş Birliği çalışma grubuna seçilen Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Soykan Ağar, onkoloji alanında molekül ilaç geliştirmek için çalışma başlattı. Trakea (soluk borusu) kanser tipi başta olmak üzere pek çok kanser tipini ve koronavirüsün genetik materyalini baskılayacak ilaçlar için Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi adına "In silico İlaç Simülasyon ve Modelleme" sürecini yürüten Ağar, çalışmasına yönelik patent başvurularında da bulundu.
"Çok etkin çözümler buluyor, projeler yazıyoruz"
Yaptığı çalışmalar hakkında bilgi veren Soykan Ağar, "Onkoloji alanında yani anti-kanser ilaçları üretme alanında in silico olarak (bilgisayarda) ilaç dizaynı yapmak üzere ekibimle beraber çalışıyorum. Biz Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi olarak bunların patentlenmesi, makalelerle yayınlanması üzerine odaklanmış vaziyetteyiz. 2 ay önce girdiğim Cost Action Avrupa Birliği grubunda yaklaşık 100 kişi ile trakea kanserine odaklanmış durumdayız. Dünyadaki seçkin öğretim üyeleriyle gruplar oluşturarak çok etkin çözümler buluyor, projeler yazıyoruz. Üstün bilimsel bilgi alışverişleriyle, yazılımlarımıza ve simülasyonlarımıza yapay zeka entegrasyonu sayesinde de sonuçlarımızı ve vizyonumuzu artırarak çok hızlı ilerliyoruz" diye konuştu.
"Ülkemize katkı sağlayacak"
Yapılan çalışmaların Türkiye'ye büyük katkı sağlayacağını söyleyen Ağar, "Bu katkı ülkemizin onkolojik anlamda, kanser hastalıklarını baskılamak için yepyeni ilaçlar ve mekanizmalar keşfetmesi anlamına geliyor. Kanser hastalarının süreçleri çok sıkıntılı, dolayısıyla ilaç üretimleri çok hızlı olmalı. FDA kurumunda 15 sene gibi bekleyen onaylar olacağına, 5-6 yıl ve daha altına inebilen ilaç üretim kabullerinin olması çok çok önemli. En önemli gayelerimizin başında bu yer alıyor. Dolayısıyla ülkemizde çok hızlı üretilebilecek moleküller, ilaçlar olması insan sağlığı açısından çok önemli bir yere sahip ve bunun için bizler gece gündüz çabalıyoruz" şeklinde konuştu.
"İnsan bünyesine zararı yok"
Eczacılık Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Soykan Ağar, sözlerine şöyle devam etti:
"Önceki patentlerime ilaveten Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi'ne hoca olduğumdan bu yana da patent başvuru süreci başlattık. Trakea kanseri konusunda 100 kişilik prestijli çalışma grubunda (European Cooperation in Science and Technology, Bilim ve Teknolojide Avrupa İş Birliğinde) yer alıyorum ve Avrupa Kanser Araştırmaları Birliği (EACR) üyesiyim. Bu geniş ağ içerisinde bizim onkoloji alanına dair yaptığımız in silico ilaç tasarımlarını çok iyi, etkin ve verimli şekilde bilgisayarda çalışıp tasarlıyor olmamız, bunların in vitro çalışmalarında hücreleri baskılamada çok verimli sonuçlar alıyor olmamızdan kaynaklanıyor. Tasarladığım moleküllerin toksisite değerleri yok denecek düzeyde çok düşük. Dolayısıyla bu yeni ilaç adayı moleküllerin insan bünyesine zararı yok. Bundan ötürü de bu moleküllerin patent olarak alınması, yayınlarda çıkması, bilimsel makalelerde basılması ve KOSTÜ'nün bununla adını duyurması bizleri çok mutlu ediyor."
"Bir molekülün ilaca dönme sürecinde 4 ana aşama var"
Avrupa Birliği çalışma grubunda trakea kanserine yönelik nasıl çalışıldığını anlatan Ağar, "Avrupa Birliği çalışma grubunda hepimiz kendi içerimizde farklı alt işbirlikleriyle gruplar kurarak projeler yazıyoruz ve birbirimizin işlerine çok destek atıyoruz. Dolayısıyla bu seçkin grupta olmaktan çok mutluyum. Bir molekülün ilaca dönme sürecinde 4 ana aşama var. In silico dediğimiz bilgisayarda simülasyonlarda test yaparak hastalıklı hücrelerin sorunlu protein, RNA, DNA düzeyinde ilaç tarafından baskınlıklarını incelemek. Bir sonraki aşama wet-lab dediğimiz in vitro, yani ilacın fiziksel olarak organik kimyasal sentezini laboratuvarda yapıp, kanserli hücre hatları üzerinde baskılanmasını çalışmak. Üçüncü aşaması in vivo hayvan deneyleri kısmı. Dördüncü aşamada da insan faz deneyleri kısmına geçip, son klinik denemeleri yapmak kalıyor" dedi.
"Hızlı ilerleyen süreç içerisine girdik"
Yapay zekayla çalışmalarının hız kazandığını belirten Soykan Ağar, "Bu çalışmayla beraber moleküler kenetlenme ve moleküler dinamik dediğimiz hücrelerdeki protein, RNA, DNA olsun hastalığa sebep olan yapıları baskılayacak olan molekülleri çok etkin şekilde yapay zekayla hızlandırarak çalışabiliyoruz. Dolayısıyla artık çok öncü olan ve hızlı ilerleyen süreç içerisine girdik. Arka arkaya çok fazla etkin, verimli ve toksik özelliği olmayan, zararlı olmayan moleküller keşfedip bunların patentlenmesi, üniversiteye zimmetlenmesi çok temel konu haline geldi eczacılık için" diye konuştu.
"Yakın gelecekte hastalıkları dünyadan silmeye başlayacağımızı düşünüyorum"
"Bu çalışmalar insanlıktan bütün hastalıkları silene kadar sürecek" diyen Ağar, "Yakın gelecek içerisinde hastalıkların artık molekül molekül tasarlayarak, sorunlu olan hedef moleküllerini baskılayarak, hastalıkları tamamen dünya üzerinden silmek gibi nihai hedef var. Cost Action dediğim Avrupa Birliği'nin projesinde de nihai hedef bu. FDA mesela bir ilaç üretmek için eskiden 15 yıl harcarken, in silico çalışması ile süre 5-6 yıla inebiliyor. Her ilacın üretimi ve piyasaya girişi çok hızlandıkça artık inşallah yakın gelecekte hastalıkları hangi grupta olursa olsun silmeye başlayacağımızı düşünüyorum. Kısa vadeli bu ilaçların alımıyla hastalıklardan kurtulmak söz konusu olabilecek" şeklinde konuştu.
Koronavirüs konusuna da değinen Ağar, "Onkoloji alanı dışında da bizim pandemide çok sık karşılaştığımız koronavirüsü baskılayan molekülü tasarladım. Çok etkin ve çok yüksek verimli baskılıyor. Endikasyonu çok yüksek olduğu için ve toksisitesi neredeyse olmadığı için gelecek vaat ediyor. Bununla ilgili de patent sürecimiz başladı" ifadelerini kullandı.
İHA