Vakıf medeniyetinizi koruyup sahip çıkarak gelecek nesle emanet etmek dini milli ve insani kutsal bir görevimizdir. Tarih boyu ecdadımız vakıflar kurmuş insanlığa hizmet etmiştir. Bizim medeniyetimiz vakıf medeniyetidir. Anadolu Vakıf medeniyeti ile vatan haline gelmiştir Kocaeli bölgesi ve özellikle Gebze bölgesi tam anlamı ile bir vakıf şehridir.
Kocaeli valimiz Sn ilhamı Aktaş ın mimarlık ve sanat tarihi açısından çok önemli yere sahip Olan Gebze çoban Mustafa paşa vakfı külliyesine yaptığı ziyaret çok önemli kendisine bölgenin yarım asırlık gazetecisi ve belgeselcisi olarak kamuoyu adına teşekkür etmek istiyorum.
Kocaeli’nde etkin ve yetkin yerde olan bir çok kişi külliyenin Kocaeli bölgemiz açısından ne kadar önemli olduğunun maalesef farkında değil.
Yavuz Sultan Selimin damadı Çoban Mustafa Paşa tarafından 500 yıl önce yaptırılan Külliyeyi Ziyaret edip Cuma namazı kılan vali İlhami Aktaş Külliye hak ettiği değerin verilmesi ve UNESCO Dünya kültür mirası listesine alınması için özel bir çalışma gurubu kurmasını vali beyin yüksek ilgi ve bilgisine arz ediyorum.
GEBZE GAZETESİ www.gebzegazetesi.com DA SOSYAL MEDYA SAYFASINDA VALİ BEYİN ZİYARETİ İLE İLGİLİ YAYINLANAN. HABER
https://www.facebook.com/share/p/14oafxtEy1/?mibextid=wwXIfr
VALİ ÇOBAN MUSTAFAPAŞA KÜLLİYESİNDE
Mimar sinanın ilk eserlerinden Gebze Çoban Mustafapaşa külliyesini ziyaret eden Vali İlhami Aktaş cami İmam hatibi ve uzman hafız İrfan Tatlı rehberliğinde gezdi
Vali Aktaş beraberindeki Gebze Kaymakamı Mehmet Ali Özyiğit, İl Jandarma Komutanı Albay Murat Bozkurt ile birlikte Çoban Mustafa Paşa Külliyesi hakkında bilgi aldı
İlk olarak külliye içerisinde bulunan Çoban Mustafa Paşa Caminde Cuma namazını kılan daha sonra türbeyi de ziyaret eden Vali İlhami Aktaş, Kanuni Sultan Süleyman zamanında Vezirlik görevini yürüten Çoban Mustafa Paşa ile ecdadımızın ruhuna Fatiha okuyup dua etti
Çoban Mustafa Paşa Cami İmam Hatibi Uzman Hafız İrfan Tatlı rehberliğinde ziyaretlerini sürdüren Vali Aktaş, külliye içerisinde bulunan ve 500 yıldır ihtiyaç sahiplerine hizmet vermeye devam eden Çoban Mustafa Paşa Camii'nin imarethane (aşevi) bölümünü de ziyaret ederek bilgiler aldı.
ÇOBAN MUSTAFAPAŞA VAKFI KÜLLİYESİ BELGESEL SİNEVİZYONU
https://www.youtube.com/watch?v=unwIFtmopUM
ÇOBAN MUSTAFA PAŞA KÜLLİYESİ İLE İLGİLİ BAŞTA TGRT VE BİR ÇOK TV KANALINDA YAYINLANAN ÇOBAN MUSTAFA PAŞA BELGESELİMİZ
https://www.youtube.com/watch?v=GvuSXZVFZsI
GEBZE ÇOBAN MUSTAFA PAŞA VAKFI KÜLLİYESİ NEDEN DÜNYA KÜLTÜR MİRASI İLAN EDİLMELİ?
Kültür ve Turizm Bakanlığı, UNESCO tarafından korunması gereken dünya kültür mirası listesine alınmasına yönelik çalışma başlatılan bir vakıf eseri olan Gebze Çoban Mustafa Paşa Külliyesi ile ilgili olarak Kocaeli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nce ilgili külliye için yapılan araştırma yazısı.
GEBZE ÇOBAN MUSTAFA PAŞA VAKFI KÜLLİYESİ NEDEN UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASINA ALINMALI
https://www.gebzegazetesi.com/genel/gebze-coban-mustafa-pasa-vakfi-kulliyesi-neden-dunya-kultur-mirasi-ilan-edilmeli-h55866.html
Bünyesinde cami, medrese, türbe, kütüphane, hankâh, tabhâne, imaret, paşa odaları ve kervansaraya yer verilen Çoban Mustafa Paşa Külliyesi (1523-1524), Osmanlı mimarisinin klasik dönemine öncülük eden yapılarından biri olarak öne çıkmaktadır.Gebze’den geçen İstanbul-Bağdat menzil yolu üzerinde Mimar Sinan’ın (1489-1588) da içinde bulunduğu Acem Ali’nin (d.?-ö.1537-1538) hassa mimarbaşılığı sırasında inşa edildiği ve külliyenin onarımlarının Mimar Sinan’ın mimarbaşılığı döneminde yapıldığı bilinmektedir.Bununla birlikte külliyenin, Yavuz Sultan Selim’in (1470-1520) İstanbul’a Mısır’dan getirdiği Memlûk Sarayı’nın baş mimarı Ahmed bin el-Bedri Hasan bin el-Tulunî ve beraberinde gelen ustalar tarafından yapıldığı düşünülmektedir. Bu bağlamda, külliyenin merkezini oluşturan caminin taş süslemelerinin Memlûklu yapılarıyla boy ölçüşebilecek nitelikte olduğu görülmektedir. Memlûklu ustalarının işçiliğine, caminin son cemaat yerinin kuzey cephesi, iç mekân duvarları, pencere nişlerinin iç yüzeyi, mihrabı, minberi ve müezzin mahfilindeki beyaz, kırmızı, sarı ile siyah renkten oluşan taşlarının süslemesinde rastlanmaktadır. Cami, bu süsleme özelliği ile Anadolu’daki ünik örneklerden biridir.Çoban Mustafa Paşa’nın en önemli hayratı olan ve kendi adıyla bilinen Çoban Mustafa Paşa Camii ve İmâreti, Gebze tarihi açısından XVI. yüzyıldan günümüze kalan en önemli eserdir. Yavuz Sultan Selim tarafından kendisine temlik edilen Gebze ve çevresini yatırıma dönüştürerek cami, hân, tabhane, paşa odaları, hânkâh, imâret, medrese, kütüphane, hamam ve türbeden oluşan külliyenin XVI. asrın değişen ihtiyaçları ve devletin imar politikasının bir tezahürü olarak menzil külliyelerinin konaklama ve ticarî etkinlik planlamasına uygun olarak inşa edildiği ortadadır. Keza külliye kavramı, sosyal amaçla inşâ edilen kamusal nitelikli yapılar topluluğunun da bir ifadesi olarak, inşa edildikleri dönemde, ilimden, sosyal ve kültürel hayattan dünya görüşüne, toplum sağlığının korunmasına kadar çok yaygın etkileri olduğu görülmektedir.Çoban Mustafa Paşa Külliyesi’nin merkezinde cami-i şerîf bulunur; hatta şöyle demek daha doğru olur; birinci derecede cami -veya mescit- ikinci derecede ise onaltı hücreli medrese ile bunlara bağlı olarak kervansaray/hân, on üç hücreli hânkâh, oniki sûfî hücresi, sıbyan mektebi darüşşifa, bimarhâne, yolcu ve misafirlerin konaklama ve istirahatı için tabhâneler, ahır, kiler, mutfak, yemek odası/salonu, fırın, odun ambarı, kütüphane ve türbe ile imâret, hamam, çeşme, şadırvan gibi diğer yapılar yer alır.Gebze Çoban Mustafa Paşa İmâreti’nde medrese öğrencilerine, külliye görevlilerine ve gelen bütün misafirlere günde iki öğün yemek verilirdi.Vakfiyenin kütüphane yeri için birden fazla mekân tahsis edilmesi, kütüphane, medrese ve sıbyan mektebi ile alakalı ayrıntılarına varıncaya kadar ihtiyacı karşılayacak personelin nitelikleriyle beraber liyakatla görevlendirilmeleri Vakfiyede ilmî faaliyetlere ve eğitime ciddi önem verildiğini göstermektedir. Tefsir, usul kitapları, şerhler ve fetvâ kitaplarının yanı sıra kelâm veya İslâm felsefesi gibi aklî düşünce ve tefekküre dayanan kitapların medrese programında olduğu görülmektedir.Külliyenin hem cami hem de türbesinde yer alan ejder başlı kapı ve pencere halkaların form, teknik ve süsleme özellikleri bakımından Memlûk maden sanatıyla olan ilişkisi olduğu göze çarpar. Uzakdoğu ile Çin sanatının zaman içinde tipik hayvanı haline dönüşen ejder, Orta Asya’daki ilkel devirlerde kullanılan tasvirlerden biri olmuş, buradan Mezopotamya sanatına geçmiş, daha sonrasında kuzey Suriye ve Anadolu’da bu figür kullanılmıştır. Ejder tasviri, İslam el sanatlarındaki ürünlerde oldukça yoğun kullanılan figürlerden biri olmuştur. Bu figür, günümüze gelebilen madenî eserler içerisinde çok sayıdaki örneğe işlenmiştir. Anadolu Türk mimarisinin Artuklu ve Saltuklu dönemlerinde, ilk örnekleri görülen ejder figürüne, Anadolu Selçuklu mimarisinin cami, han, medrese gibi pek çok yapısında yaygın olarak rastlanmıştır.Hükümdarların evreni boyun eğdirme tasviri hem Çin hem de Türk sanatında görülmekle birlikte ejder, topla birlikte taht veya bayrak süsü olarak kullanılmıştır. Merkezden dışarıya doğru kozmik düzeni temsilen ay, güneş ve yıldızlar âleminin sembollerinin yer aldığı, bununla birlikte ejderlerin de bu düzeni hareket ettiren gücü simgeledikleri ve bu figürlerin aralarına aldıkları felek çarkını döndürdüğüne inanılmıştır. Bu figürlerin sadece ayı ve güneşi yutmasının yanında onlardan doğduğuna inanılmış, ejderlerin sonsuzluk ve refahı da simgelediği kabul edilmiştir. Ayrıca çift ejderli tokmakların uğur ve mutluluk inancıyla bağlantılı olabileceği de benimsenmiştir.Hem caminin hem de türbenin kapı kanatlarında yer verilmiştir. Yapıların kapılarından gelecek kötü etkilere karşı, taş ustaları tarafından kimi zaman ejder figürleri binanın bu bölümlerinde tasvir edilmiştir. Söz konusu figür, Osmanlı mimarisinde madenden üretilen birçok kapı halkası aracılığıyla kapılardaki konumunu sürdürdüğü görülmektedir. Çoban Mustafa Paşa Camii ve Türbesi’nin kapı kanatlarıyla da yetinilmeyip, bu iki yapının alt kat seviyesindeki pencere kapaklarına, ejder figürünün işlendiği halkalar yerleştirilerek binanın içinin dıştan gelebilecek kötü ruhlardan korunması amacıyla bu figürlere tılsım ve nazarlık anlamı yüklenmiş olması kuvvetle muhtemel görünmektedir.Su Dolabı; Kanuni Sultan Süleyman devrinde 16. Yüzyıl'da Çoban Mustafa Paşa tarafından Mimar Sinan´ın baş halifesi Hüsam Kalfa’ ya inşa ettirilmiştir. Bostan Dolabı kare planlı bir zemin üzerindedir. Duvarları yüksekçedir ve üzerini örten çatı piramit şeklindedir. Genellikle Çoban Mustafa Paşa Camii´nin ve Gebze kentinin su ihtiyacını temin etmek amacıyla yaptırılmıştır. Gebze’mizin, Güzeller Mahallesi, 53 pafta, 437 ada, 16 numaralı parselde yer alan, Gebze merkezinde bulunan bu alana Yazı Alanı, bahsi geçen Su Dolabına Bostan Dolabı da denilmektedir. 1370 metrekare arsa alan içinde, 8.5 metre yüksekliğine sahip olup, zemin ve asma kattan oluşmaktadır. Toplamda 279 metrekare olan Su Dolabının, ana kuyusunun çapı 550 cm olup, derinliği takribi 13 metredir.Yazılı kaynaklardan incelerimize göre 17. Yüzyılda Köprülü Fazıl Ahmed Paşa Kethüdası İbrahim Paşa tarafından yaptırılmıştır. Su Dolabı kareye yakın dikdörtgen planlı bir zemin üzerindedir. Duvarları yüksekçe ve üzerini örten çatı piramit şeklinde dört yöne eğimli bir çatıdır. Zamanında Çoban Mustafa Paşa Camii’nin ve Gebze kentinin su ihtiyacını temin etmek amacıyla yaptırılan dolabın iki kuyudan oluştuğu ve beygirlerle döndürülerek su temin edildiği anlaşılmaktadır. Dolap içerisindeki hayvan bağlama yerleri bu durumu desteklemekte olup diğer kuyularla ve döndürme mekanizması ile ilgili günümüze ulaşabilmiş bir veri bulunmamaktadır. Dolabın yakınında bulunan Arap çeşmesine de su temin ettiği rivayetlerden anlaşılmakta olup günümüzde bununla ilgili gözle görülür bir veri bulunmamaktadır. Dolap yaklaşık 18 metreye – 13 metrelik dikdörtgen planlı bir yapıdır. Duvarları ahşap hatılı moloz taş duvar olup, çatısı dört yöne eğimli, asma strüktürlüdür. Çatının konstrüksiyonu ahşap olup, örtüsü alaturka kiremittir. Taş olan beden duvarlarına oturmakla birlikte yapının içinde bulunan 9 adet ahşap dikmeyle desteklenmektedir. Bu dikmeler zaman içerisinde yapılan onarımlarda değiştirilmiştir. Binanın içinde 5.65 metre çapında, 12 metre derinliğinde taş örgülü bir kuyu vardır.Geçmişte Gebze’ye su dağıtımı buradan yapılmıştır. Mimari ve Malzeme Yapının beden duvarları, ahşap hatıllı moloz taş örgülüdür. Zemine doğru kıtıklı sıva, yukarılara doğru ise kerpiç sıvalıdır. Kerpiç sıva yer yer gözükmektedir. Moloz taş duvarın içindeki çürüyen ahşap hatıllar yenilenmiş ve eksik olan ahşaplar tamamlanmıştır. Duvarlar yer yer döküldüğü için örgü sistemi net olarak görülebilmektedir. Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 28.06.2001 tarih ve 8542 sayılı karar ile tescil edilmistir.2017 yılında Gebze Belediyesi tarafından başlatılan restorasyon çalışmalar 2019 yılında tamamlanarak, ziyarete açılmıştır.” (Kaynak: Mimar Müge Ölmez) Makale. Gazetemizin kurucusu ve Devri Alem tv program yapımcısı İsmail Kahraman'ın 8 Nisan 2024 tarihli makalesi)
.jpg)
Kanal 7 Tv de Gebze Çoban Mustafa Paşa Külliyesi ni İsmail Kahraman tanıtıyor
https://www.youtube.com/watch?v=unwIFtmopUM
GÜNDÜZ GECE ANADOLU’NUN İZİNİ SÜRÜYOR
https://www.youtube.com/watch?v=vez-PveJDmA
Gazetemiz kurucusu İsmail kahramanın rehberliğinde geçtiğimiz ay Gebze Darıca Dilovası Demirciler ve Ballıkayalar tabiat parkında çekilen gece gündüz programını 2. Bölümü cumartesi günü saat 11 20 de yayınlanıyor
Sevilen türkücü Kürşat’ın eğlenceli sunumuyla Anadolu’nun saklı kalmış güzelliklerini ekrana getiren Gündüz Gece turuna hız kesmeden gezmeye devam ediyor. Memleket hasreti çekenlerin özlemini dindirmek isteyen Gündüz Gece, Anadolu topraklarının güzelliklerini karış karış dolaşarak Kanal 7’de ekrana taşıyor.bu hafta. Kocaeli Gebze ve Dilovasını tanıtıyor
Programın özet bölümü Gebze gazetesinde canlı yayınladık
https://fb.watch/6mFqENZd3x/
......
VAKIFLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN YAYINLANAN VAKIF ŞEHİR DERGİSİNDE GEBZE ÇOBAN MUSTAFA PAŞA KÜLLİYESİ YAZISI
Çoban Mustafa Paşa’nın yaptırdığı cami ve külliye, baskın Memlûk etkisiyle bilinen bir yapı. Külliyeyi yaptırmadan bir yıl önce Mısır’da valilik yapan Paşa, Gebze’deki inşaatı, Kahire’de görmüş olduğu dört caminin bir sentezi olarak yapılmasını istemişti. Bu kültürel miras, sadece Memlûk esintili süslemeleriyle değil, geniş, işlevsel bölümleriyle de dikkat çekmekte.
Çoban Mustafa Paşa Külliyesi, sergilediği mimari düzen ve içinde bulundurduğu yapıların çokluğu bakımından benzerleri arasındaki en başarılı örneklerden biridir. Anadolu ve İran’a giden kervanların, Batı’daki şehirlerden yola çıkan hacı adaylarının ve doğu yönüne yapılan seferlerde ordunun buradan geçmesi, külliyenin kalabalık kitlelerin ihtiyacını karşılayacak kadar büyük yapılmasına sebep olmuştur. Gebze’nin kuzeybatısında bir tepe üzerinde 1523 yılında yapılan külliye; cami, türbe, medrese, imaret, tekke, kütüphane, darüşşifa, paşa odaları, kervansaray ve çarşı içinde bulunan hamamdan meydana gelmiştir. Yapılar, dikdörtgen bir avlu üzerinde camiyi üç taraftan çevrelemektedir.
Caminin batısında bulunan ve türbe avlusundan pencereli kalın bir duvarla ayrılan imaret, moloz taşlar kullanılarak yapılmıştır. İnce uzun dikdörtgen plandaki yapı, sekiz kubbe ile örtülü dört mekândan meydana gelmektedir; mutfak kısmı ise ortadadır. Binanın gerek diğer birimlerden bağımsız ve tecrit edilmiş biçimde planlanması, gerekse iki kubbesine aydınlık feneri yapılarak koridorlarında hava cereyanı sağlanması, yemek kokularının bütün külliyeye dağılmaması
için özel bir planlamayı göstermektedir. Cami avlusunun doğu köşesinde ve medresenin yanında yer alan darüşşifa, kesme taştan inşa edilmiştir. Kubbe örtülü 10 odadan ibaret olup, odaların her birinde bir ocak, iki gözlü raf ve iki pencere bulunmaktadır. Köşelerdeki iki oda, diğerlerinden daha büyüktür. Cami avlusunu kuzeyden sınırlayan kervansarayın ana girişi kesme taştan, diğer kısımları moloz taştan inşa edilmiştir. Dikdörtgen bir alan üzerinde üç bölümden oluşan yapının orta kısmı yolcular için han, yan kısımları ise hayvanları için ahırdır. Hanın sokağa ve avluya bakan her iki cephesinde de mazgal açıklıkları sıralanır.(kaynak https://www.vgm.gov.tr/sayfalar/vakif-sehir-dergisi)
https://www.facebook.com/share/v/1BF61fgukk/?mibextid=wwXIfr
ÇOBAN MUSTAFA PAŞA KÜLLİYESİ İLE İLGİLİ KOCAELİ BÜYÜKŞDHİR BELEDİYESİ TARAFINDAN DÜZENLENEN SRMPOZYUMDA GAZETEMİZ KURUCUSU VE BELGESEL YÖNETMENİ İSMAİL KAHRAMAN BİLDİRİ SUNDU
https://e-kutuphane.kocaeli.bel.tr/Content/Files/Pdf/Kocaeli%20Sempozyumu-4,%20Cilt_02-Bask%C4%B1.pdf
KANAL 7 DE ÇOBAN MUSTAFA PAŞA KÜLLİYESİNİ TANITTIK
GEBZE ÇOBAN MUSTAFA PAŞA KÜLLİYESİ
Ünlü yazar Mustafa Paşa Külliyesini yazdı
Derin Tarih isimli önemli tarihlerinden birisi olan ve Usta Kalemler adlı köşesinde her ay makale yazan Prof. Dr. Semavi Eyice, geçen Kasım ayınki köşesinde Çoban Mustafapaşa Külliyesi ile ilgili bir makale yayınladı. Makalenin tamamını yayınlıyoruz. Derin Tarih isimli önemli tarihlerinden birisi olan ve Usta Kalemler adlı köşesinde her ay makale yazan Prof. Dr. Semavi Eyice, geçen Kasım ayınki köşesinde Çoban Mustafapaşa Külliyesi ile ilgili bir makale yayınladı. Makalenin tamamını yayınlıyoruz.Gebze’yi Bekleyen Memlük Çoban Mustafa Paşa KülliyesiÇoban” lakabı ile nam salan Mustafa Paşa Bosnalı bir devşirme olduğundan “Boşnak”, Yavuz Sultan Selim’in kızı Hafsa Sultan ile evliliğinden mütevellid “Damat”, bazı yerlerde ise “Koca” lakabı ile anılır. Piri Mehmed Paşa tarafından yetiştirilen Mustafa Paşa, Yeniçeri ocağından sonra kapıcıbaşı ve Rumeli beylerbeyi görevini üstlenmiştir. Kanuni Sultan Süleyman devrinin ilk yıllarında ikinci vezir olduğuna dair umumi bir görüş de mevcut. 1529 yılında vefat eden Çoban Mustafa Paşa, Anadolu içlerinden doğu istikametine uzanan büyük sefer yolunun üzerinde bulunan menzil noktasındaki Gebze’de yaptırdığı külliyede medfundur.Oldukça gelişmiş bir yerleşme düzenine sahip olan bu külliyenin cami tezyinatının Memlük sanatından dikkat çekici güzellikte izler taşıdığını belirtelim. Birçok evkafı olan Çoban Mustafa Paşa’nın 1522’de donanmanın başında serdar olarak Rodos seferine çıktığı biliniyor. Kuşatma sırasında vefat eden Mısır valisi Hayır Bay’ın görevini devraldıktan sonra Osmanlı İmparatorluğu topraklarına yeni katılmış olan Mısır’da 6,5 ay kadar kalır. Bu tecrübe, yaptırdığı külliyedeki caminin bazı süsleme özelliklerini izah edebilmemiz bakımından önemlidir.Kapısının üzerindeki Arapça kitabeye göre 1523/4 (H. 930) yılında yaptırılan cami ve etrafını saran külliye binaları Mimar Sinan’ın eserlerini ihtiva eden Tezkiret’ül Ebniye listesinde mevcut. İsmi bu listede geçse de, yapım tarihi onun hassa mimarbaşılığından önceki yıllara denk geldiğinden Mimar Sinan’ın külliyenin inşasına katkısı tartışmalıdır. Bazılarına göre eserin tasarımı zamanın Hassa Mimarbaşısı Acem Ali’ye mâl edilir. Kimi kaynaklarda ise Mimar Sinan’ın kalfalarından Hüsam’ın adı geçer. Tetkiklerimiz sonucu Sinan’ın eserin yapım aşamasında bizzat başında olmadığını, sadece kalfa gönderdiğini anlıyoruz.Osmanlılar döneminde İstanbul’dan yola çıkan kervanların, bazıları Üsküdar’da bazıları Kadıköy taraflarındaki menzil noktasında konaklardı. Belli aralıklarla sefer yolu boyunca yolcuların ve atların ihtiyaçlarına göre durak alanları yapılmıştı. Bu sebeple stratejik kavşaklarda kurulan menzil külliyelerinin şehir içinde yapılanlara kıyasla ayrı bir işlevi ve mimari tarzı vardır. Yolcuların dinleneceği, hayvanların barınacağı, hatta bakımlarının yapılacağı mekanlardır bunlar. Ayrıca burada ordunun toplanıp istirahat etmesi de mümkündür. Menzil durakları belirli, bir nizama göre belirlenirdi. Durak noktaları, yola çıkan bir kervanın ne kadar sürede, ne kadar yol aldığı, hesaplanarak ayarlanırdı. Hesaplamalarda yolun durumundan ordunun hareket kabiliyetine, topografyadan iklime kadar pek çok ayrıntı dikkate alınırdı. Bu sebeple durak noktaları arasındaki mesafeler farklılık göstermekteydi. Gebze de bir menzil noktasıydı. Çoban Mustafa Paşa burada yaptırdığı eser menzil külliyelerinin en önemli örneklerinden birini teşkil eder. Külliyede merkezdeki camiyle aynı parsel üzerinde türbe güneş saati, şadırvan, kervansaray, tekke, semahane, misafirhane, darüşşifa, medrese, imaret, ahşap ev ve kütüphane yer alır. Evliya Çelebi’nin ifadesine göre Mimar Sinan’ın baş kalfası Hüsam tarafından yapılan bu caminin yanında 3 bin insanın ve 2 bin at alan bir kervansaraydan başka bir de develik vardır. Ayrıca buradaki aşhaneden her gün, yatsıdan sonra handa oturanlara bakır sinilerle yemek, birer nanpare (bir parça ekmek her odaya bir mum, her ata da yem verilirdi. Paşa odaları bile mevcut Külliyenin kuzey tarafında dış avlunun caddeye açılan kubbeli kapısının iki yanında, ortadan birer sıra paye ile uzunlamasına çifter sahna bölünmüş tonozlu iki kervansaray kanadı bulunur. Bu kervansarayın tahdit ettiği , (sınırlandırdığı) şadırvan avlusunun sağ yanında eşit kubbeli hücreler halinde önü revaklı bir kısım uzanmaktadır ki, bunlara halk tarafından “paşa odaları” denirdi. Yüksek rütbeli kimseler misafir edildikleri için bu şekilde adlandırılmıştı. Aynı avlunun sol tarafında ise birbirine bitişik olarak yine önlerinde revaklı küçük avlular bulunan eşit hücrelerden ibaret bir tekke uzanmaktadır. Evvelce burası Nakşibendi tekkesi olarak kullanılıyordu.Şadırvan avlusunun ortasından yükselen caminin önünde beş kubbeli son cemaat yeri vardı. Tek kubbeli kare planlı camide, kıbbeye geçiş, köşelerde alt kısımları mukarnas dolgulu üçgenlerden oluşan dilimli tromplarladır. Trompların bulunduğu geçiş bölgesi dışarıdan sekizgen bir kasnak ile çevrelenerek kubbe eteğini oluşturur ve kubbe kasnak üzerinden yükselir. Beş kubbeli son cemaat yerinde mukarnas başlıklı altı mermer sütun birbirine sivri kemerlerle bağlanarak geçiş bölgesinde pandantif bulunan kubbeleri taşımaktadır. Türbe caminin güneyinde, külliyenin diğer yapılarından bir bahçe duvarı ile ayrılan hazire avlusundadır. Medresesi klasik Osmanlı şemasına göre yapılmış olup külliyenin batı kanadının güney yarısındadır. Yemek hazırlama ve pişirme hizmeti veren bu bölüm diğer yapılardan ayrılmış bir şekilde müstakil olarak konumlandırılmıştır. Çoban Mustafa Paşa Külliyesindeki camii, Paşa’nın Mısır’dan gönderdiği bilinen Memluk üslubunda oyma mermer kaplamalarla süslenmiştir. Bu örneklerden birebir benzerlerine Kahire’deki Memluk yapılarında rastlamak mümkündür. Paşa’nın buraya yine Mısır’dan halı, rahle, fener, Kur’an muhafazası vakfettiği de bilinir. Bunlardan zamanımıza kadar gelebilen birkaç parça eşya halen İstanbul’da Türk-İslam Eserleri müzesinde sergilenmektedir. İçinde çok kıymetli el yazmaları olan kütüphanenin kitapları kısmen dağıldıktan ve hayli tahribe uğradıktan sonra İstanbul’a nakledilmiştir. Mısır Memluk sanatının muhteşem eserleri ile adeta, bir müze gibi, süslenen Çoban Mustafa Paşa Camii, gerek kendisinde, gerek türbesindeki ahşap, mermer, alçı işleri ve bilhassa nadir numuneleri kalmış olan tahta üzerine kalem işi nakışlarıyla Türk sanatının değerli misallerine sahiptir. Menzil külliyelerinin en kıymetlerinden olan böylesine zengin bir mimari anlayışa sahip Mustafa Paşa Camii müştemilatının azami bir dikkat ve titizlikle muhafazasını temenni ediyorum. (Kaynak. https://www.gebzegazetesi.com/kultur-ve-sanat/unlu-yazar-mustafa-pasa-kulliyesini-yazdi-h13599.html)
.jpg)
Uluslararası Sempozyuma Çoban Mustafa Paşa bildirisi
Kocaeli Büyükşehir belediyesi, Kocaeli’nin tarih ve kültür değerleriyle ilgili çok önemli çalışmalar yapıyor. Akçakoca Gazi, Gazi Süleyman paşa, Karamürsel Alp adında düzenlenen Uluslararası Sempozyumlardan sonra şimdi de Gebze Çoban Mustafa Paşa ve Kocaeli tarihi adıyla hafta sonu Uluslararası bir Sempozyum düzenleyecek. 24-25-26 Mart tarihlerinde Darıca Elit Hotel’de başlayacak sempozyuma çok sayıda Bilim Adamı, Akademisyen ve araştırmacı katılıyor.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği Uluslararası Sempozyuma biz de “kentleşme Sürecinde çoban Mustafa paşa Külliyesi’nin önemi ve Gebze’de vakıf medeniyeti ve Osmanlı Vakıfları” adıyla hazırladığımız bir bildiriyle katılıyoruz. Bu bildiri de Çoban Mustafa Paşa’nın hayatı, eserleri ve hizmetleriyle Çoban Mustafa Paşa’nın Gebze’ye verdiği önemi belgeleriyle dile getiriyoruz. Hazırladığımız bildirinin özetini bugün sizlerle paylaşıyorum:
GEBZENİN BUGÜNLERE GELMESİNDE ÇOBAN MUSTAFA PAŞA’NIN ÖNEMİ
Gebze’yi çok seven ve en büyük külliyesini ve Vakfını Gebze’ye yapan Çoban Mustafa Paşa’ya Gebze bugüne kadar yeterli önemi vermedi. Ancak, son yıllarda önem verilemeye başlandı. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin hafta sonu düzenleyeceği Uluslararası Sempozyum Çoban Mustafa Paşa’nın şanına yaraşır bir organizasyon olacak.
Çoban Mustafa paşa, Fatih tarafından Osmanlı Enderun mekteplerine alınmış ve devlete kazandırılmış çok önemli bir devle adamı. Fatih’ten sonra 31 yıl hükümdarlık yapan 2. Beyazıt döneminde birçok devlet hizmetinde bulunmuş Yavuz Sultan Selim döneminde Bakanlık yapmış, Yavuz’un kızı ile evlenerek saraya damat olmuş, Kanuni Döneminden Başbakan yardımcısı orduların başkomutana unvanına sahip olmuş, 4 Padişah döneminde yaşayıp 75 yıla yakın ömrüne devlet hizmetinde geçirmiş, kurduğu vakıflar ile sadece Gebze bölgesinde değil, Türkiye’nin bir çok yerinde ve ayrıca Bulgaristan, Makedonya, Romanya, Macaristan, Bosna, Arnavutluk. Rodos, Mısır ve Hicaz coğrafyasında yaptığı vakıf eserleri ile bugün bile hizmetlerine devam eden malını mülkünü vakıf kurarak insanlığa hizmete adayan örnek bir devlet adamıdır.
ÇOBAN MUSTAFAPAŞA KÜLLEYESİNİ GEZDİNİZ Mİ?
Gebze'nin kalbi Çoban Mustafa Paşa Külliyesi'nde atar. Külliye, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman'ın vezirlerinden Çoban Mustafa Paşa'nın emriyle 16. yüzyılda Mimar Sinan'a yaptırılmış. Türk süsleme sanatının tüm özelliklerine sahip bu tarihi şehir minyatürü , camii , medrese, kervansaray, paşa odaları, hankah, bimarhane, han, hamam, imarethane, kütüphane, su kuyusu, şadırvan ve türbe gibi her biri eşsiz yapılar topluluğundan oluşmakta. Külliyenin Güney kapısı üzerinde Kanuni Sultan Süleyman'ın tuğrası göze çarpıyor.
Tek kubbeli herami beş bölümlü son cemaat yeri ve minaresiyle camii, külliyenin tam ortasında ve Gebze'ye hakim merkezi bir mevkide yer almakta .. .Bu camiinin mihrap ve duvarları kufi yazılarla süslenerek renk ve düzeni görkemli Türk çinileri ile sağlanmış.
Türbe, camiin kıble tarafında, külliyenin diğer yapılarından bir bahçe duvarı ile ayrılan hazire avlusundadır. Çoban Mustafa Paşa 1529 yılında vefat edince Gebze 'de yaptırdığı külliyenin içinde yer alan bu türbeye defnedilmiş. Çoban Mustafa Paşa Mısır ve Rodos'ta valilik yapmış, İstanbul ve Bulgaristan'ın birer semtine adını bırakmış. Çaldıran seferi dönüşü vezirliğe yükseltilmiş. Yavuz Sultan selim'in kızı Hafiza sultan ile evlenen Çoban Mustafa Paşa , Kanuni'ye de vezirlik yapmıştır.
Rumeli Beylerbeyliği'de yapan Çoban Mustafapaşa Onlarca vakıf eserı yaptırarak insanların hizmetine tahsis etmesi ile ünlü. hakkında bir çok hikaye ve efsaneler anlatılan örnek bir devlet adamı olarak tanınıyor.. Türbe dış görünümüyle Klasik Osmanlı türbelerinin güzel bir örneğidir. Sekizgen planlı, giriş kısmı tamamıyla mermerlerle kaplı.
Külliye'nin avlusuna batıda, kuzeyde ve güneyde olmak üzere üç kapıdan giriliyor. Külliye'nin batı tarafındaki giriş kapısının üstüne inşa edilmiş kütüphane, araştırmacılar için çok önemli bir yapıydı.
Kütüphanenin sol tarafında Paşa odaları, sağ tarafında da imarethane bulunuyor. Paşa odaları yüksek rütbeli kişilerin misafir edildiği bölüm. İmarethane külliyenin mutfağı ve yemekhanesidir.
Kuzey kapıdan girince Kervansaray karşımıza çıkıyor. Kervansaray sağda ve solda olmak üzere iki bölümden oluşuyor, Kervansaraya Deve doğum hanlarıda deniliyor. Tekke bir diğer adıyla hankah, Kervansarayın hizasında külliyenin kuzeydoğu köşesinde revaklı bir avlu etrafında U planlı bir yapı ,Hankah 12 derviş odası var ve semahaneden oluşmakta.
Medrese Hankah'ın hemen karşısında bulunan Külliyenin güney kapısının sağında yer alıyor. Zembilli Ali Efendi'nin ders verdiği bu medreseden bir çok ilim adamı yetişmiş. Duvarla çevrili bir Bahçesi bulunan medreseye külliyenin dışından bir kapıdan giriliyor. Medrese üç tarafı revaklarla çevrili avlu etrafında 17 odadan oluşuyor. Bir de mescidi olan medrese Osmanlı döneminde yüksek öğrenim yaptırılan bir okul düzeyindeymiş.
GEBZE’NİN KENTLEŞME SÜRECİNDE ÇOBAN MUSTAFA PAŞA’NIN ÖNEMİ
Gebze Bölgesi’nin tarih, kültür ve turizm değerleri içerisinde çok önemli yere sahip Çoban Mustafa Paşa Külliyesi’nin çok önemli yeri vardır . Çoban Mustafa Paşa’nın yüzlerce yıl önce kurduğu ve içerisinde birbirinden kıymetli çok değerli yazma eserlerinin de olduğu Gebze Çoban Mustafa Paşa Kütüphanesi 1940’lı yıllarda yağmalanmış, vakfettiği arazileri, dükkânlar, han ve hamam ise kişilerin mülkiyetine geçmiş.
Çoban Mustafa Paşa Gebze’nin kentleşmesinde çok önemli yere sahip. Çoban Mustafa Paşa Külliyesi Gebze şehrinin kurulmasının temel taşı olmuş, 500 yıldan beri Gebze Bölgesi Mustafa Paşa Külliyesi etrafında büyüyerek genişlemiş. Mustafa Paşa Külliyesi, Külliye mimarisi içerisinde her bakımdan önemli özelliklere sahip Muhteşem bir eserdir.
Böyle bir sempozyumu düzenledikleri için Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. İbrahim Karaosmanoğlu ‘nun şahsında emeği geçen herkese teşekkür etmeyi bir borç biliyoruz.(Kaynak. http://www.gebzegazetesi.com/uluslararasi-sempozyuma-coban-mustafa-pasa-bildirisi-makale,1801.html)