* ŞEKİDEN GENCEYE GİDİYORUZ..
Can Azerbaycan'ın Hanlar şehri Şeki’den ayrılma vakti. Genceli nizaminin memleketi ve anıt mezarının bulunduğu Genceye gitmek üzere Şeki’den yola çıkıyoruz. Yeşil vadiler, sulu bölgeler geçtikden sonra bozkırların ortasından geçen yolumuz bizi Gence’ye getiriyor. Yolda bize yeşillikler, köyler, Eğri çay eşlik ediyor bize.
Gence’de Nizami Gencevi’nin türbesi bizi karşılıyor. Burası 950 yıl önce bu şehirde yaşayan ünlü Türk şairi Genceli Nizami'nin anıt mezarı ve müzesi. Azerbaycan’ın tanınmış şairi güller arasında yatıyor. 1140 yılında yaşamış Genceli Nizami, yazdığı divanı ve kitapları ile Türk kültürüne hizmet etmiş bir büyük şair. Peygamberimizi en güzel şekilde anlatan Genceli Nizami İran’la Azerbaycan arasında bir türlü paylaşılamıyor. Rusya, bu önemli Türk şairini İranlılara kaptırmamak için Muhteşem bir anıt ve abide yaptırmış.
Türbeyi gezdiren Rehber Nizami Gencevi ile ilgili kısaca bilgi veriyor.
Azerbaycan halkının büyük şair ve alimi Nizami Gencevi, dünya edebiyatının Ömer Hayyam, Homeros, Shakespeare, Dante ve Puşkin gibi büyük kalem ustalarından birisi. Nizami'nin Hamse'si (Beşlik) ve bu Hamse'ye dahil olan eserler kendisinden sonra Fuzuli gibi birçok ünlü şair tarafından taklit edilmiş. İşte yazdığı şiirlerden biri;
Dünyanın damarını kim tutsa Isa gibi,
Insaf ve adalet ile olur dünya hakimi,
Dünyaya fatih olmaz zulüm ile rezalet,
Yer yüzünün fatihi adalettir, adalet!
Dünya bir tarladır dikkatle baksak
Herkes birbirine çiftçidir ancak
Dost ona derler sır saklar perde tutar
Düşman rüzgar gibi her zaman perde yırtar.
Azeri rehber gelen ziyaretçilere Genceli Nizami'den beyitler okuyor ve onları heyecanlandırıyor. Rehber, Genceli Nizami ile ilgili Azerbaycan'ın piri, şairler şeyhi ve medari iftiharı gibi cümleler kullanırken kendinden geçiyor.
5 önemli eseri olan Genceli Nizami, başta divan-ı olmak üzere kitaplarını son baharda, sararmış yaprakları dökülen Çınar ağacının altında yazarmış. Bu durum işte böyle heykelleştirilmiş. Türbenin etrafına onun eserlerinden esinlenerek heykeller dikilmiş. Başta Ferhatla-Şirin, Leyla ile Mecnun, İskendername gibi ünlü kitapları olan Genceli Nizami'ye Sovyet Rusya çok önem vermiş. Anıtın duvarlarında farsça beyitlerle süslü yazılar yazılmış. Çiçek ve güllerle çevrili müze ve mezarı görülmeye değer.
*AZERBAYCAN KÜLTÜR ADAMLARINA BÜYK ÖNEM VERMİŞ.
Azerbaycan Türkleri, yazar ve şairlerine sahip çıkmış. Özellikle Bakü Tiyatro binasının duvarlarını onların büstleriyle süslemiş. İşte Cafer Cabbarlı. Azerbaycan tiyatrolarının büyük öncülerinden. İşte Azerbaycan Türkçesinin büyük şairlerinden biri; Celil Memmet Gülizade. Azerbaycan mizahının ruhu Mirza Feteli Ahundov ve işte Nesimi. Azerbaycan Türkleri baskı dönemlerinde kendi edip ve şairlerine sahip çıkarak onları yaşatmış.
Türk asıllı Şair Fuzuli Azerbaycan kültür hayatında önemli bir yere sahip. O hayatı boyunca Azerbaycan’a gitmedi ama şairin güzel Türkçesi Azerbaycan’da hep bir bayrak gibi dalgalandı. Azeriler onun adını bir meydana vermiş. Fuzuli meydanında Azerbaycan milli tiyatrosu yanında yer alan bir apartmanın duvarını şairin beyitleri süslüyor. Azerbaycan halk şairleri Fuzulinin türküleşen şiirlerini yüreklerinin sesiyle çalıp söyleyerek onları geniş halk kitlelerine yaymışlar. Bu sayede bir devrin ve bir milletin yok olup gitmesine izin vermemişler. Azerbaycan Türkçesi birazda Fuzulinin coşkun şiirleriyle varlığını korumuş.
Azeri edebiyatı ve musikisi gönülleri coşturan, bazen de hüzünlendiren güzel bir sanat. Türk aydınının kardeş Azerbaycan edebiyatı ve musikisi hakkında yeterli bilgiye sahip olmaması kültür ve medeniyet tarihimiz açısından gerçekten üzücü.
*GENCEYİ GEZİYORUZ..
Genceli Nizami'nin müze ve türbesini ziyaret ettikten sonra, güzelliklerle dolu Gence şehir merkezini geziyoruz. Gence, Azerbaycan'ın ikinci önemli şehri. Gence şehri adeta çöl ortasında bir vaha gibi. Ermenistan sınırına yakın olan Gence, hem Türkiye hem de Azerbaycan için önemli bir şehir. 1918 yılında Rus destekli Ermeniler önce Gence'ye saldırmışlar. Şehirde taş üstüne taş bırakmamışlar. Bugün yüz binlerce Azerinin yaşadığı bu kent Azerbaycan'ın önemli bir fabrikasını barındırıyor. Şehir girişinde yer alan Alüminyum Fabrikası. Burası Kafkasların en büyük fabrikası olarak kabul ediliyor.
Gence’de Ruslar kalma binalara rastlarsınız. İşte bunlardan birisi Vilayet binası. Yeşillikler içindeki binanın mimarı yapısı gelen ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
Çınar ağaçları ile çevrilmiş bölgede gezinize devam ederken Osmanlılar tarafından yapılan muhteşem bir cami ve külliyeyle karşılaşırsınız. 1588-1735 yılları arasında Osmanlı yönetiminde kalan Gence, Osmanlının 7 sancak merkezinden birisiydi. Bu bölgede Osmanlılardan geriye kalan tek tarihi eseri budur.
Gence'de yer alan bu uzun caddeye Azeriler Atatürk adını vermişler. Caddenin girişine de Atatürk heykeli dikmişler ve Türk bayrağı ile süslemişler.
Türk İşadamları Gence’deki türbeleri restore etmiş.
*BAKÜ ,TİFLİS VE CEYHAN PETROL HATTI DOSTLUK KÖPRÜSÜ...
1991 yılından sonra siyasi istikrara kavuşan Azerbaycan, büyük bir kalkınma hamlesi gerçekleştirmiş. Çok uluslu şirketler her sahada yatırımlar yapıyor. Bakü-Ceyhan Boru hattı , Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye ile dostluk köprüsü kurmuş. Bakü-Ceyhan boru hattı, günde 1 milyon varil yılda ise 50 milyon ton petrol taşıyor. Azerbaycan topraklarından başlayıp, Gürcistan topraklarından geçerek Türkiye topraklarında Ceyhan’a kadar ulaşan Boru hatı sadece petrol değil doğalgazıda getiriyor. Petrol ve Doğal gaz hattı üç ülke arasında dostluğuda güçlendiriyor.
Azerbaycan'ın tüm şehirlerinde büyük bir kalkınma hamlesi görülüyor. Yollar genişletilip asfaltlanıyor. Alt yapı kalkınma hamlesi başlamış. Kominist dönemden kalan binalar yıkılıp yerine yenileri yapılıyor, mevcut birçok bina düzenli hale getirilmiş. İnşaat sektörü Azerbaycan’da hızla gelişiyor. Bakü'de plazalar ve gökdelenler yapılıyor. Birçok Türk inşaat firması Azerbaycan’a dev binalar yapıp konut ve işyeri satıyor. İnşaat sektöründeki hareketlilik Azerbaycan’daki ekonomik gelişmeyi gösteriyor.
*İKİ DEVLET BİR MİLLET..
Azerbaycan eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in ifadesi ile Azerbaycan ile Türkiye tam bir birlik içinde. İki devlet bir millet olma yolunda hızla ilerliyor.
Azerbaycan, Türk cumhuriyetleri içerisinde milli kimliklerini her türlü zor şarta rağmen ayakta tutmayı başaranların en başında gelir. İnanç ve milli kültür açısından her şeyin yasak olduğu dönemde bile Nizami’den Nesimi’den ve Fuzuli’den aldıkları feyz ve ilhamı bugünlere taşımışlar, milli kimliğin korunmasında şiir, folklor, resim ve müzik en önemli unsur olarak kendisini korumuş.
Azerbaycan Dünya enerji merkezi olma yolunda hızla ilerliyor. Yakın bir gelecekte bu ülke Kafkaslar ve Orta Asya'nın en büyük enerji merkezi olacak.
Oğuz boylarının binlerce yıllık vatanı Azerbaycan’da evlerde sokaklarda meydanlarda konuşulan dil musiki yüklü güzel bir Türkçe. Bu bakımdan Azerbaycan’da kulağınıza en çok bizim sanatçılarımızın şarkıları gelir. Halk Türkiye türkülerini ve şarkılarını büyük bir zevkle dinliyor.
Azerbaycan bayrağındaki mavi Türklüğü, yeşil İslamiyeti, kırmızı çağdaşlaşmayı temsil ediyor. Bu bayrak artık Azerbaycan semalarında dalgalanıyor. Mehmet Emin Resulzade ne güzel söylemiş “bir kere yükselen bayrak bir daha inmez Azerbaycan bayrağı artık hiç inmeyecek”
Can Azerbaycan’a veda vakti geldi.Azerbaycana veda ederken gözümüz ve gönlümüz bu ata yudunda kaldı. Asya coğrafyası Türkistan’dan Anadolu'ya geçişin köprü başı olan Azerbaycan, Türkiye'de yaşayan kardeşleri ile gönül birliği kurmak için kucak açmış. Can Azerbaycan'ın davetine ne zaman icabet edeceksiniz?