"Çelik sektörünün durumunu rakamlar gösteriyor" diyen Birlik Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Kamil Erciyas, “Çelikte hiç sıralamalarda olmayan İran bizi geçti, biz daha önce Almanya'yı bile geçmiştik. Sübvansiyon değil, küresel piyasalarla uyumlu enerji fiyatları ve girdi maliyetleri bizi yine öne çıkarır. Körfez ülkeleri yeni yatırımlarla bize rakip olmaya başladı" dedi. Türk çelik sektörü heyeti, 130 Polonyalı firma ile 500'ün üzerinde görüşme gerçekleştirdi. Erciyas, “Son günlerdeki en önemli gelişmelerden biri Körfez ülkelerine yapılan yatırımlar. Bu yatırımlar o ülkeleri ithalatçı ülke olmaktan çıkarıp ihracatçı ülke konumuna getiriyor. Yabancı ucuz işçi çalıştırıyorlar. Türkiye Çin’in ardından en büyük hurda ithalatçısı. Türkiye çelik sanayi yüzde 35 cevherden, yüzde 65 hurdadan üretim yapıyor. Hurdayı, cevheri ithal ediyoruz. Elimizde olmayan nedenlerle girdilerimizin fiyatı artıyorsa yapabileceğimiz bir şey yok. O zaman katma değeri yüksek başka ürünlere geçmek lazım. Kota konusunda da sıkıntılarımız sürüyor. Amerika'da üreticiler en az yüzde 25 kâr marjıyla çalışıyor. Yüzde 25 koruma oranı da buradan geliyor. Biz ise hurdanın tozundan faydalanacak imalatlarla uğraşıyoruz. Türkiye'de çelik sektöründe hiçbir şekilde yüzde 25 kâr marjı yok. Rusya-Ukrayna arasında devam eden savaş var. Polonya'nın kuzeyindeki ülkeler tüm çelik ihtiyaçlarını Rusya'dan tedarik ediyorlardı. Ama bu ambargo ve savaş nedeniyle alternatif pazarlar devreye girdi. Polonya, bizim gibi ülkelerden veya değişik ülkelerden ham maddeyi kendi ihtiyacı için aldığı gibi bu ülkelere transit satış için de kullanıyor. Dolayısıyla Polonya iyi bir pazar. Dünya piyasasına yüzde 60 hakim olan Çin fiyatları istediği gibi belirleyebiliyor. Çin'den 500-550 dolara malzeme alıp, işleyen Avrupa'ya satabilir. Ama Türkiye'de iç piyasada 650 dolara ürün alıp, bunu satmaya kalktığımız zaman satamaz hale geliyorsunuz. Çin dünyanın en büyük çelik üreticisi ve haksız rekabet denebilecek koruma önlemleriyle bize karşı büyük avantajı var” diye konuştu.
İHA