18 köyü doğrudan etkileyecek olan ve Teksen ile Akçaova köylerini tamamen sular altında bırakacak olan Sungurlu Barajı projesinin bölge halkı tarafından istenmediğini vurgulayan Yıldızlı, baraj kotunun düşürülmesi için DSİ Genel Müdüründen randevu istediğini, Kandıra’lı muhtarlar ile beraber görüşme yapacağını ifade etmesine rağmen DSİ Genel Müdürü tarafından ısrarla randevu verilmediğinin altını çizdi. Kandıralı hemşehrilerimizin haklı mücadelelerinde sonuna kadar yanlarında olacağız diyen Yıldızlı, konuşmasının tamamında şu ifadelere yer verdi;
“Sayın Başkan, Değerli milletvekilleri,
Kıbrıs Barış Harekatında kullanılan Ayşe Tatile Çıksın parolasının sahibi, merhum Dışişleri Bakanımız Turan Güneş’in memleketi olan Kandıra ilçemizde 18 köyü doğrudan etkileyen, Teksen ve Akçaova köylerini tamamen sular altında bırakacak olan Sungurlu Barajı projesi bölge halkı tarafından haklı gerekçeler ile istenmemektedir.
Sungurlu Barajı projesi binlerce hektar tarım alanını üretimden koparacaktır.
Bu proje kapsamında yaklaşık 200 bin ağaç kesilecektir.
Akçaova ve Teksen köyleri sınırlarında kalan tarihi sütunlar, lahitler, fındık bahçeleri sular altında kalacak, geçimini tarım ve hayvancılık ile sağlayan Kandıralı çiftçiler dede topraklarını terk etmek zorunda bırakılacaktır.
Tüm bunların yanında, ülkemizdeki deprem gerçeği gün gibi aşikarken, Büyük Marmara Depremi kapımıza dayanmışken 2.derece deprem bölgesi olan bir alana bu barajı yapma inadına gerçekten anlam veremiyoruz.
Baraj tamamlandığında alınacak su miktarı ortalama 115 milyonmetreküptür. Hali hazırda ortalama. 85.7 milyonmetreküp su zaten İstanbul’a verilmektedir. İSKİ kayıtlarına baktığımızda ; regülatörün devreye sokulmasından bu yana yıllık 104, 112, 114, 106 ve 2020 yılında ise 127 milyonmetreküp su İstanbul’a verilmiştir. Regülatörün yıllık su verme kapasitesi 142 milyonmetreküptür. Şayet İsaköy Aktarma İstasyonu’ndaki pompalar yeterli sayıda çalıştırılır ise baraj yapılmadan da İstanbul’un daha fazla su alması olasılığı mevcuttur. Bu durumda barajın yapılmasının ne anlamı vardır?
Kandıra ilçemizin TEKSEN köyü Türkiye’nin en eski Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nin kurulu olduğu yerdir. Burada yaşayan vatandaşlarımız toprakları ile hayvanları ile yüz yıllardır hayatlarını idame ettirmeye çalışmaktadır.
Şimdi bu insanlara, sizlere yeni konutlar yapacağız, kamulaştırma bedelleri tamamını karşılarsa sorun yok, ama karşılamazsa size uygun krediler vereceğiz deniyor. Bu insanların elinden tarlasını, ahırını, kümesini aldıktan sonra, ödemelerini nasıl yapabileceklerini düşünüyorsunuz ? Nerden gelir elde edecek bu insanlar ?
Açıkçası AKP hükümetinin Kandıra ile derdi nedir bilemiyorum. Bölgeye 23 tane taş ocağı açılmasına müsaade ettiniz, verimli tarım arazilerinin üzerine Organize Sanayi Bölgesi kurdunuz, şimdi de köylerini sular altında bırakmaya çalışıyorsunuz.
Kandıra’lı hemşehrilerimiz bu durumdan iyice sıkılmış durumdalar ve iktidar tarafından muhatap bulamadıkları için bizlere ulaşarak bölge muhtarları ile beraber DSİ Genel Müdürü ile görüşmek istediklerini ifade ettiler. Görüşme talepleri de gayet makuldü, yerleşim alanlarının yok olmaması için kotun düşürülmesini istiyorlar. İSKİ de bu konuda olumlu görüş bildiriyor.
Ancak, bunu altınızı çizerek söylüyorum, bir milletvekili olarak DSİ Genel Müdüründen randevu alamadım. Ve ne acıdır ki AKP Grup Başkanvekilleri Sayın Özlem Zengin ve Sayın Bahadır Nihat Yenişehirlioğlu da ricacı olmasına rağmen DSİ Genel Müdürü olan beyefendi ile görüşme şansımız olmadı. Milletin meclisine ayar vermeye çalışan bir yargı olursa, birileri de kendine vazife çıkarıp milletin vekiline randevu vermez!
Değerli iktidar yetkilileri, Kandıra’lı vatandaşlarımızı daha fazla üzmeyin. Barajın kotunun düşürülmesi noktasında hep birlikte hareket edelim ve Teksen ile Akçaova köylerinde yaşayan hemşehrilerimizi biraz olsun rahatlatalım. 93 metre olarak projelendirilen baraj gövdesi 75 metre seviyelerine çekildiği zaman Akçaova ve Teksen köylerinin en azından yerleşim alanlarını koruyabiliyoruz. Aksi takdirde o bölgede yaşanacak sorunlar telafi edilemez boyutlara ulaşacaktır. Hiç birimiz böyle bir durumun yaşanmasını istemeyiz diye düşünüyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.”
Saygılarıma.