Gölcük'te 18. yüzyılda inşa edildiği bilinen Sultan Baba Hamamı, uzun yıllar atıl vaziyette beklerken, Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer'in girişimiyle restore edilip 2021 yılında hat müzesine dönüştürüldü. Kocaeli'nin ilk ve tek hat müzesi olan bu özel mekana, 19. yüzyılda yaşamış Hattat Ali Vasfi Efendi'nin ismi verildi.
172 eser sergileniyor
Müze, Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer ve Hattat Mahmut Şahin'in öncülüğünde, 74 hattat, 13 müzehhip, 34 ebru ve çini sanatçıları dahil toplam 134 sanatçının katkısıyla titizlikle hazırlandı. Osmanlı'nın da izlerini taşıyan bu müzede 172 eser sergileniyor. Dikkat çeken eserler arasında, 2. Bayezid dönemine ait, külçe bakırın levha haline getirilmesiyle yapılan tarihi kazan ve Ali Vasfi Efendi'nin balmumundan yapılan heykeli de bulunuyor.
Antikacıdan gelen eser, müzenin simgesi oldu
Müzede öne çıkan bir diğer eser ise balmumu heykelin önünde sergilenen ve "İnnemâ yahşa'llâhe min ibâdihi'l-ulemâ" (Fatır Suresi 28. Ayet) (Kulları içinden ancak alimler Allah'tan (gereğince) korkar) ayet-i kerimesini içeren çalışma. Tesadüfen bir antikacı tarafından müzeye getirilen bu eserin, yapılan incelemeler neticesinde Hattat Ali Vasfi Efendi'nin yaklaşık 150 yıl önce yazdığı orijinal bir eser olduğu anlaşıldı. Ali Yıldırım Sezer tarafından teslim alınan bu önemli eser müzeye konuldu.
"Müze yeni ancak bina tarihi"
Müzenin kuruluşunda emeği geçen tarih araştırmacısı Hüseyin Sert, Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer ve Hattat Mahmut Şahin'in Ali Vasfi İzmidî Hüsn-i Hat Müzesi'ni hayata geçirmek için yoğun çaba sarf ettiklerini belirtti. Sultan Baba Hamamı'nın depremlerde ağır hasar aldığını söyleyen Sert, "Bu bina temelden tam anlamıyla restore edildi ve yenilendi. Alınan kararların ardından hamamın, hüsn-i hat müzesine çevrilmesine karar verildi. Müze yeni ancak bina tarihi" dedi.
"Yaklaşık 150 yıllık bir eser"
Müzede aralarında hüsn-i hat, ebru ve tezhip gibi çalışmaların bulunduğu 172 eserin sergilendiği bilgisini veren Sert, "Bu çalışmalar, geleneksel sanatlarımızın icrasıyla oluşturulmuş eserlerdir. Hepsi takdire şayan, sanatkarlarımızın emeklerini ortaya koyduğu çalışmalardır ancak bana göre en kıymetli eser, Ali Vasfi Efendi'nin kendi yazısıyla yaptığı eserdir. Eser, 'İnnemâ yahşa'llâhe min ibâdihi'l- ulemâ' şeklinde ayeti içeriyor. Bu eserin yaklaşık 150 yıllık bir tarihi var" dedi.
"Duygulanmamak mümkün mü"
Hüseyin Sert, eserin bir antikacı tarafından getirildiğini anlatarak sözlerine şöyle devam etti:
"Müze için kapsamlı bir medya çalışması yapılmıştı. Birçok görsel ve anlatım sosyal medyada paylaşıldı. Müze ile ilgili bir haberin alt kısmında, 'Ali Vasfi İzmidî Hüsn-i Hat Müzesi tamamen bağışlarla oluşturulmuştur. Bağış yapmak isteyenlerin eserleri kabul edilir' ifadesi yer alıyordu. Bir gün elinde eser bulunan biri gelip 'Elimde böyle bir eser var, Ali Vasfi Efendi'ye ait olabilir. İnceleyebilir misiniz?' dedi. Eseri inceledik ve Ali Vasfi Efendi'ye ait orijinal bir çalışma olduğu tespit edildi. Ali Vasfi Efendi'nin vefatından 11 yıl önce yazdığı bir eser. Müze açılırken onun ismine ait orijinal bir eserin gelmesi çok değerliydi. Tabloyu görünce çok duygulandım. Elinizdeki kağıt 150 yıl önce yazılmış. Üstelik Ali Vasfi Efendi, Peygamber Efendimizin (SAV) soyundan gelen Seyyid neslinden. Bu yüzden duygulanmamak mümkün mü?"
"Ben biraz duygusalım, anlatırken gözlerim doluyor"
Konuşması sırasında gözyaşlarını tutamayan Sert, müzenin kuruluş aşamasında yaşadıkları birçok hatıranın kendisini etkilediğini belirterek, bir bağışçı ile aralarında geçen hatırasını paylaştı. Sert, "Müzeyi hazırladığımız bir dönemde dinlenme alanında istirahat ederken bir hanımefendi geldi ve 'Affedersiniz, müze açılıyormuş. Kim ilgileniyor?' diye sordu. Hocamız kendisiyle ilgilendi. Hanımefendi, 'Eser topluyor musunuz?' diye sordu. 'Evet, sadece bağış kabul ediyoruz' şeklinde yanıt verdik. Bunun üzerine hanımefendi, 'Ben hafızım. Babam ve dedem de hafızdı. Küçük boy hafız Kur'an-ı Kerim'im var. Hafızlığımı bu Kur'an-ı Kerim'de yaptım. Babam da hafızlığını bu Kur'an-ı Kerim'de yaptı. Bu kitabı müzeye bağışlamak istiyorum' dedi. Hepimiz çok duygulandık" ifadelerini kullandı.
Vatandaşları Ali Vasfi İzmidî Hüsn-i Hat Müzesi'ne davet eden Hüseyin Sert, "Yakın çevrede oturanlar, buralardan gelip geçenler, ecdadımızdan kalan bazı hatıralara değer verenler, akıl yoluyla hareket edenler bu ve buna benzer müzeler ziyaret etsinler. Ziyaretlerle bu müzeler şenlenecek" şeklinde konuştu.
Ali Vasfi Efendi kimdir
19. yüzyılda İzmit'te yaşayan ve eserlerinde "İzmidî" mahlasını kullanan Ali Vasfi Efendi, babası Seyyid Hafız Ahmed Efendi gibi hem "Hafız" hem de "Seyyid" unvanlarıyla tanınıyor. Kaynaklarda Gazi Süleyman Paşa Medresesi, Fevziye Medresesi, Pertev Paşa Külliyesi Sıbyan Mektebi, Şeyh Muhiddin Muallimhanesi ve Gebze Çoban Mustafa Paşa Medresesi'nde hem öğrenci hem de öğretici olarak bulunduğu bilgisi yer alan Ali Vasfi Efendi'nin, Kocaeli'de cami, çeşme ve bazı mezar taşlarının kitabesinde imzaları bulunuyor.
Hocasının Ahmed Hulusi Efendi olduğu bilinen sanatkarın, sülüs-nesih hatlı yazıyı da hocasından öğrenerek icazet aldığı biliniyor. 1890 yılında vefat eden Ali Vasfi Efendi'nin kabri ise Bağçeşme Namazgâh Şehitliğinde bulunuyor.
İHA