Meme kanserinde genetik testlerin son derece önemli olduğunu ve özellikle genç hastalarda
kanser tanısı konar konulmaz gerekli tetkikin yapılıp yapılmadığının ve ihtiyaç olup
olmadığının gözden geçirilmesi gerektiğini belirten Medikal
Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal,
“Bu tetkiklerin sonucunda hastaların hem meme
hem yumurtalıkla ilgili sonradan kanser geliştirme ihtimallerini hesaplamak ve koruyucu
cerrahi ameliyatlar için plan yapmak mümkün olabiliyor. Ayrıca bu tetkikin sonuçları
hastanın yakın akrabalarındaki kanser riskini öngörmek için de yol gösterici bir role
sahiptir” açıklamasında bulundu.
Genetik tetkikin basit bir kan testi olmadığını vurgulayan Anadolu Sağlık Merkezi Medikal
Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal, “Bu tetkikin sonucunda gelen bilgilerin hastayla
uzman kişiler tarafından değerlendirilmesi çok önemlidir. Bu değerlendirmeleri yaparken
hastanın kendisinin kanser öyküsü kadar ailevi kanser öyküsü de büyük önem taşımaktadır ve
bu değerlendirmeyi yapacak uzmanlık alanındaki doktor sayısı ABD’de dahi az olduğu için bu
tetkikler çok yaygınlaşmamış durumda. Amerika Birleşik Devletleri’nde dahi pek çok kadının
doktorları bu konuyu gündeme getirmediği için genetik tetkik yaptırmadığı bilinmektedir.
Eskiden meme kanseri hastalarında yalnızca BRCA genine bakılırken, şimdi daha geniş bir
panele bakılması, 20’den fazla gen üzerinden hastanın tekrar kanser geliştirmeye olan
yatkınlığının gözden geçirilmesi önerilmektedir” dedi.
Birden fazla görülen kanserlerde genetik test değerlendirilmeli
Genetik testler ile hastaların hem meme hem yumurtalıkla ilgili sonradan kanser geliştirme
ihtimallerini hesaplamanın ve koruyucu cerrahi ameliyatlar için plan yapmanın mümkün
olduğunu söyleyen Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal, “Yalnızca genç yaşta
kanser görülmesi değil, birden fazla kanser hastalığı olan bireyler, hem meme hem
yumurtalık kanseri olan bireyler, yakın akrabalarda genç yaşlarda aynı kanser türünün ortaya
çıktığı bireyler, ailenin birkaç neslinde kanser görülen bireyler, nadir görülen tümörler geç
yaşta görülmüş olsa da yine de bu tetkikler için uygun olup olmadığı kararını vermek de göz
önünde bulundurulması gereken bireysel özellikler olarak öne çıkmaktadır” dedi.
Genetik testler kanserin hangi yaş aralığında ortaya çıkabileceğine ilişkin bilgi veriyor
Meme kanserlerinin yüzde 5 ile 10 arasındaki kısmın kalıtsal nedenlere bağlı olduğunu
hatırlatan Prof. Dr. Serdar Turhal, “Bakılan genlerin kısa isimleri APC, EPCAM, MLH1, MSH2,
MSH6, PMS2, PTEN, TP53, CHEK2, ATM, BRCA (PALB2). Ancak yalnızca bu genlerle kısıtlı
olmayan bir tetkiktir. Bu tetkik sonuçları genel olarak hangi kanserin hangi sıklıkla ortaya
çıkabileceği, hangi yaş aralığında riskin en yüksek olduğu gibi bilgiler vermekte. Buna yönelikolarak da koruyucu cerrahi ameliyatlar ve takip tetkikleri konusunda kararlar
verilebilmektedir. Meme alınması bu risk değerlerinin hasta ve hekim tarafından beraber
gözden geçirilmesiyle karar verilebilecek bir durumdur. Matematiksel bir formül değildir.
Bireyselleştirilmiş bir karar olmalıdır” diye konuştu.
Prostat, pankreas, mide ve böbrek kanserlerinde de genetik testler yapılabiliyor
Genetik testlerin yalnızca meme kanseri değil, ayrıca kalın bağırsak kanseri, prostat kanseri,
pankreas kanseri, mide kanseri, melanom, böbrek kanseri, endometrium kanseri gibi farklı
kanserleri ya da birkaç kanserin bir arada görülebildiği kanser sendromlarını açığa çıkarmada
da faydalı olabildiğini hatırlatan Prof. Dr. Serdar Turhal, “Bazen bu raporda bazı genetik
değişiklikler olduğu fakat bunun henüz kanser oluşumuyla olan ilgisinin ispatlanamadığı
sonuçlar çıkabilir. Bu durumlardaki hastaların zaman içinde bu bilgilerin olgunlaşması
süresince izlenmeleri ve eğer bu genetik değişikliklerin de önemi olduğu ortaya çıkarılırsa bu
hastalara ulaşarak alacakları önlemler konusunda bilgi verilmesi düşünülerek bu önemi
bilinmeyen genetik değişiklikler rapor edilir” açıklamasında bulundu.