Glokomun çoğu durumda göz içindeki normalden daha yüksek basınçtan kaynaklandığının ancak bazen göz içi basıncı normal olsa bile glokom oluşabildiğinin altını çizen Anadolu Sağlık Merkezi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Yusuf Avni Yılmaz, “Çoğu glokom tipi tipik olarak ağrıya neden olmaz ve hasta tarafından görülür görme kaybı oluşana kadar hiçbir belirti vermez. Düzenli göz muayenesi kalıcı görme kaybı meydana gelmeden önce glokomu tespit etmenin tek yoludur” dedi. Bununla birlikte, akut açı kapanması glokomu olarak adlandırılan daha az yaygın bir glokom türünün ani, sıklıkla şiddetli bulanık görme belirtilerine, ışıkların etrafındaki halelere, göz ağrısına, bulantıya ve kusmaya neden olabildiğini söyleyen Op. Dr. Yılmaz, bu belirtilerin görülmesi durumunda acilen göz muayenesi olunması gerektiğinin altını çizdi.

Glokom tedavisindeki amaç hastalığın ilerlemesini durdurmak

Glokomda tedavinin hastanın durumuna göre değiştiğini vurgulayan Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Yusuf Avni Yılmaz, “Temel olarak ilaç tedavisi, lazer tedavisi ve cerrahi tedaviden söz edebiliriz. Bazen bunlardan birkaçı birlikte yapılabilir. Glokom tedavisindeki amaç, hastalığın ilerleyerek görme kaybına yol açmasının durdurulmasıdır. Tedavi mevcut olan görme kayıplarını geri getirmeyecektir. Bazen tedaviye rağmen ilerleme kaçınılmazdır” dedi.

Bazı hastalarda cerrahi tedavi uygulanabilir

İlaç tedavisinin (damla) glokomda en yaygın tedavi olduğunu söyleyen Op. Dr. Yusuf Avni Yılmaz, “Burada amaç yüksek olan göz içi basıncını düşürerek görme siniri hasarını, görme alanı daralmasını görme kaybını durdurmaktır. Damla kullanmak uyum ve süreklilik gerektirir. Dolayısıyla hastalara önemini ve ciddiyetini doğru anlamaları için eğitim verilmelidir. Bazı glokom tiplerinde lazer tedavisi uygulanmaktadır. İlaç tedavisinin yetersiz kaldığı, ilaç tedavisine rağmen ilerleme gösteren glokom hastalarında veya bazı hastalarda erken cerrahi tedavi uygulanabilir” şeklinde konuştu.