5 asırlık bir Türk geçmişinin olduğu Yunanistan’da Osmanlı’nın izlerini araştırmaya devam ediyoruz. Hatırlarsanız daha önce geçmişi milattan önce 4. yüzyıla dayanan, Yunanistan’ın ikinci büyük kenti Selanik’te ecdadın izlerini takip etmiş, birçok kıymetli eseri dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışmıştık. Şimdi ki durağımız ise koca cihan devleti Osmanlı’ya kafa tutan Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın diyarı Kavala olacak.

Yazı ve Fotoğraflar: UĞUR TATAR

Takvimler 23 Şubat 2025 gününü gösterirken Türkiye saatiyle 10.00, Yunanistan saatiyle ise 09.00 sularında Kavala’ya vardım. Köklü tarihi geçmişi ve zamana noterlik eden eserleri ile Kavala’daki Osmanlı izlerini keşfetmeye başlamadan önce, dilerseniz bu toprakların geçmişine kısaca bir göz atalım.



Küllerinden Doğan Yeni Bir Şehir: KAVALA

Tarihi MÖ 7. yüzyıla kadar uzanan ve birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış olan Kavala; Yunanistan’ın kuzeydoğusunda, Ege Denizi’nin kıyısında yer alan önemli bir şehirdir.

Deniz kıyısında yer alması, antik çağlardan itibaren önemli bir liman kenti olmasını sağlamıştır. O dönemde karşısındaki Taşoz adasının bir kolonisi olan ve “Yeni Şehir” anlamına gelen “Neapolis” adıyla bilinen Kavala; Helenistik, Roma ve Bizans gibi farklı dönemlerin izlerini günümüze taşımaktadır.


Bölgedeki en önemli tarihi zenginliklerden biri, Kavala’ya yakın bir konumda bulunan ve MÖ 356 yılında Makedonya Kralı II. Filip tarafından kurulan Filippi Antik Kenti’dir. 

Avrupa’daki ilk Hristiyan topluluğunu Filippi’de kuran Aziz Pavlus, bu bölgeyi Hristiyanlık tarihi açısından da önemli bir merkez haline getirmiştir.

Uzun zaman boyunca işgaller ve savaşlar yüzünden gelişemeyen Kavala, Osmanlı döneminde adeta yeniden doğmuş, Balkanların önemli ticaret merkezlerinden biri haline gelmiştir. Özellikle tütün ticareti, şehrin zenginleşmesinde önemli bir rol oynamıştır. Kavala’nın bugünkü kültürel ve mimari yapısı, büyük oranda Osmanlı döneminin izlerini taşımaktadır.



Aya Nikola Kilisesi
(Pargalı İbrahim Paşa Camii)

Kavala’ya ayak bastığınızda sizi ilk karşılayan Osmanlı eseri, Aya Nikola Kilisesi oluyor. Sakın şaşırmayın! Bu mabedin aslı, Kanuni Sultan Süleyman’ın vezirlerinden olan Pargalı, Frenk, Makbul ya da öldürüldükten sonra anıldığı şekliyle Maktul İbrahim Paşa tarafından yaptırılmış görkemli bir camidir! Kavala’nın en büyük camisi…

1530 yılında yaptırılan ve banisinin adıyla anılan Pargalı İbrahim Paşa Camii, yapıldığı dönemde mektep, medrese, câmi, imâret, han, hamam ve zaviyeden oluşan büyük bir külliyenin parçasıydı. Balkan Harbi’nden sonra kiliseye dönüştürüldüğünde külliyenin tüm yapıları yok edilirken minare de yıktırılmış, minarenin kaidesinin üzerine bugünkü çan kulesi yapılmıştır. 1926 yılında ise kilise, Hristiyan azizi Aya Nikola’ya adanmıştır.

Rivayetlere göre Pargalı İbrahim Paşa Camii, daha önceden burada var olan kilise kalıntıları üzerine inşa edilmiştir. 

Aslında çok daha eski zamanlara, 4. yüzyılın başlarına gittiğimizde burada bir pagan tapınağı olduğu da düşünülmektedir. 

13. yüzyılda bölge halkının Hristiyanlaşması ile birlikte bu pagan tapınağı bir kiliseye dönüştürülmüştür. 

Zaman içerisinde birkaç kez yeniden yapıldığı sanılan bu kilisenin inşa edildiği yeri bu kadar önemli kılan ise Aziz Pavlus’un Avrupa topraklarına ilk ayak bastığı yerin, burası olduğunun düşünülmesidir. Bu olayı betimleyen gösterişli bir mozaik, bugün kilisenin dışında sergilenmektedir.


Halil Bey Camii ve Medresesi

Kavala Kalesi’nin yakınında, yarımadanın merkezinde yer alan, geçmişin nazlı yadigârı bir eser… Minaresi yıkılmış, bakımsızlıktan boyaları dökülmüş, yılların yorgunluğu her bir zerresinde kendini hissettiriyor… Halil Bey Camii…

Bu camii, aslında şehrin ilk Hristiyan yapısı olan bir bazilika üzerine 1530’lu yıllarda inşa edilmiştir. Bazilikaya ait kalıntıların bir kısmı ve Bizans dönemine ait küçük bir mezarlık, caminin hemen yanındaki alanda bulunmaktadır.


Caminin içine girildiğinde ise yere döşenmiş cam karolar sayesinde temelde kalan bazilika kalıntıları görülebilmektedir.

Pargalı İbrahim Paşa Camii’nden sonra Kavala’nın en büyük camisi olan Halil Bey Camii’nin ayrıca 8 odalı bir medresesi de bulunmaktadır. 


20. yüzyıl başlarında bu yapılar, kızlara ait bir ilkokul olarak faaliyet göstermiştir. Mübadeleden sonra ise sığınak olarak kullanılmıştır.

1930-1940 yılları arasında “Müzik Camii” adıyla Kavala Filarmoni Orkestrası’na ev sahipliği yapan Halil Bey Camii ve Medresesi, günümüzde sergi ve etkinlik alanı olarak kullanılmaktadır.


Kavala Kalesi

Panagia denilen Eski Şehir bölgesinde yer alan, Ege Denizi’ne hâkim manzarası ile büyüleyen, şehrin tepesine konumlandırılmış eşsiz bir tarihi yapı… Kavala Kalesi…

MÖ 5. yüzyıldan itibaren Kavala şehri surlarla çevrili olsa da bu surlar zaman içinde pek çok kez değişikliğe uğramış, yer yer onarım görmüş yer yer de yıkılan kısımlar yeniden yapılmıştır. 

Bugün Kavala Kalesi’nin bulunduğu bölgede daha önceden bir Bizans Kalesi’nin var olduğu bilinmektedir. 1391 yılında Osmanlı’nın Kavala’yı fethetmesi sonucunda Bizans Kalesi yerle bir olmuştur. 

1425 yılına geldiğimizde ise Osmanlı tarafından eski kalenin kalıntıları üzerine daha geniş ve daha güçlü yeni bir kale inşa edilmiştir. Bugün turistik bir cazibe merkezi olan Kavala Kalesi, işte Osmanlı’nın inşa ettiği bu kaledir.

Kavala Kalesi’ni gezen ziyaretçiler, bir yandan tarihi bir yolculuğun kapılarını aralarken bir yandan da ayaklarının altına serilen şehir manzarasını seyretmenin tadını çıkarır.


Cephanelik, zindan, depo ve sarnıç gibi kalenin bölümlerini keşfetmek ya da surların üzerinde yürümek tarihi atmosferi iliklerinize kadar hissetmenizi sağlar. Merkezi dairesel kuleye çıkıp Kavala şehrinin güzelliğini izlemek ise tarifi mümkün olmayan bir deneyim sunar.

Günümüzde kalenin içine kurulmuş olan sahne, konser ve tiyatro gösterileri gibi çeşitli kültürel etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır. Bu anlamda Kavala Kalesi, Kocaeli’nin Gebze ilçesinde bulunan Eskihisar Kalesi’ni akla getirmektedir.

Müstesna güzelliğe sahip tabii koylar, şaşırtıcı tarihi eserler ve tertemiz sahilleri ile dikkat çeken Eskihisar’da bulunan Eskihisar Kalesi, buradaki limanı ve İzmit Körfezi’nin kıyı şeridini korumak amacıyla inşa edilmiştir. İlk şeklini muhafaza ederek günümüze gelebilen dikdörtgen planlı kalenin, 10 burcu ve kaleye girişi sağlayan 4 kapısı bulunmaktadır.

Günümüzde sinema, tiyatro, söyleşi gibi zengin bir içerik, Eskihisar Kalesi’nin tarihi atmosferi içerisinde halkın beğenisine sunulmaktadır.



Kavala Su Kemerleri

Kavala’nın tarihi siluetinin önemli bir parçası olan Kavala Su Kemerleri, Tıpkı İstanbul’daki Valens Su Kemeri gibi şehrin modern dokusuyla bütünleşmiş göz kamaştırıcı bir manzara sunar.

Kavala Su Kemerleri, ilk olarak Roma döneminde Kavala Kalesi’ne su temin etmek maksadıyla inşa edilmiştir. 16. yüzyılın ortalarına geldiğimizde Kanuni Sultan Süleyman tarafından yeniden inşa ettirilerek günümüzdeki şeklini alması sağlanmıştır.

Farklı boyutlardaki 60 kemerden oluşan bu anıtsal yapının en yüksek noktası yaklaşık 52 metreyi bulmaktadır.

Yüzyıllar boyunca şehrin su ihtiyacını karşılayan bu mühendislik harikası, eskiden şehre taşıdığı su ile hayat verirken günümüzde geçmişin izlerini taşıyan önemli bir kültürel miras olarak dikkat çekmektedir.



En Aşağıdan En Tepeye Yolculuk:
Kavalalı Mehmed Ali Paşa

Baba mesleği tütün tüccarlığı yaparken Napolyon’a karşı Mısır’ı savunmak için gönderilen Osmanlı askerlerinden biri olan, oradan da Mısır Valiliğine yükselen ve hatta koca cihan devleti Osmanlı’ya kafa tutarak Mısır’da bir asırdan fazla bir süre devam edecek Kavalalılar Hanedanlığı’nı kuran Kavalalı Mehmed Ali Paşa… 

Bugün Yunanistan sınırları içerisinde kalan Kavala’da Mehmed Ali Paşa’nın doğduğu ev ve yaptırdığı imaret dışında bir de heykeli bulunmaktadır. 


Günümüzde Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın kendi adını taşıyan meydanda bulunan ev, 18. yüzyıl Osmanlı konak mimarisinin güzide bir örneği olarak hala varlığını sürdürmektedir. Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın 1769’da doğduğu bu ev, bugün bir müze olarak ziyaretçilerini ağırlamaktadır.  

Müzede gezerken hem o dönemin yaşantısı hakkında kıymetli fikirler elde etmek hem de Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın eşyalarını yakından görmek mümkündür.


Hiç şüphesiz müzedeki eşyalar içinde en dikkat çekici olanı, Kavalalı Mehmed Ali Paşa’ya ait olduğu düşünülen ve adeta bir sanat eseri gibi işlenmiş gösterişli kılıçtır. İmaret’in restorasyon çalışmaları sırasında bir duvara gizlenmiş olarak bulunan kılıç, zamanın canlı şahidi olarak bize çok şey anlatmaktadır. 


Her bir parçası tarihten bir iz taşıyan bu ev kadar, evin sahip olduğu manzara da insanı derinden etkilemektedir. Ege Denizi’nin nazlı dalgaları ve bağrında bir anne şefkati ile beslediği Taşoz adası… 

Taşoz adası, denince de hiç şüphesiz akla Kavalalı Mehmet Ali Paşa gelir. Zira 1813 yılında Sultan II. Mahmut, Mekke ve Medine gibi kutsal şehirleri geri alması karşılığında Taşoz adasını Mehmed Ali Paşa’ya bırakmıştır.


Müzenin karşısında, Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yı at üstünde tasvir eden bronz bir heykel bizi selamlar. 1934 yılından tamamlanan bu heykel, Yunan heykeltıraş Konstantinos Dimitriadis’in hünerli ellerinden çıkmıştır. Bu heykelin esin kaynağının, ondan yarım asırdan fazla bir zaman önce yapılmış olan Mısır’ın İskenderiye şehrindeki Kavalalı Mehmed Ali Paşa heykeli olduğunu da belirtmek gerekir.



Kavala’nın tarihi dokusuyla bütünleşen İmaret ise Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın doğduğu topraklara bıraktığı kıymetli bir mirastır. 

Onun memleketine duyduğu vefanın somut bir göstergesi olan İmaret, 19. yüzyılın başlarında Bizans surlarının üzerine inşa edilmiştir.


Dönemin mimari anlayışını yansıtırken zarafetiyle de büyüleyen İmaret, içerisinde medrese, mektep, mescit, aşevi, hamam, sarnıç ve çeşme gibi yapılar bulunduran dev bir külliye olarak tasarlanmıştır. Kavala’nın siluetine eşsiz bir katkı sağlayan bu simge yapı, bugün lüks bir otel olarak hizmet vermektedir.

* * *

Kavala’da imkânlarımız ölçüsünde atalarımızın bıraktığı mirası takip ettik ve anlatabildiğimiz kadarıyla bu yapıları aktarmaya gayret ettik. Böylece Yunanistan’daki Osmanlı eserlerine dair araştırmamızı içeren yazımızın da sonuna geldik. Allah'a ısmarladık.

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981