Uluslararası Çoban Mustafa Paşa Tarihi Sempozyumu’nda bildiri sunan Yrd. Doç. Dr. Dilara Uslu, 10 Temmuz 1938 yılında yapılan İzmit deniz yarışlarına hastalığının son aşamasında olan Atatürk’ün de çağrıldığını belirterek “Buradan hastalığıyla ilgili halkın bilgilendirmediği sonucuna ulaşabiliriz” açılmasında bulundu.
KOCAELİ 1924 ANAYASASIYLA VİLAYET OLDU
Oturum başkanlığını Prof. Dr. Metin Tuncel’in yaptığı oturumda Kabotaj Kanunu Etkinliklerinden Bir Seyir: İzmit Deniz Yarışları” konusunda araştırmasını sunan Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Dilara Uslu, 10 Temmuz 1938 yılında yapılan İzmit deniz yarışlarına Atatürk’ün de çağrıldığına dikkat çekerek “Atatürk’ün, hastalığının ilerlediği zamanlarda yapılan bir yarışa çağrılıyor olması hastalığının ne aşamada olduğunu halkın bilmediği sonucunu ortaya çıkarıyor” dedi.
1924 ANAYASASIYLA KOCAELİ VİLAYET OLMUŞTUR
Sakarya Üniversitesi’nden Prof. Dr. Enis Şahin ve Sinan Demirağ ise “1924-1954 arası Cumhuriyet Dönemi Kocaeli Vilayeti Mülki Yapılanma Tarihi” konusunda araştırmalarını paylaştı. Araştırmasında 1924 Teşkilatı Esasiye Kanunu’nu esas aldığını kaydeden ve 1954’e kadar olan Atatürk, İnönü ve Celal Bayar dönemindeki kararnameleri sunan Şahin “O dönemde 32 tane mülki yapılanma var. Bu kanun o dönemde Kocaeli’nde de etkiler yaratmıştır. Kocaeli bu kanun kapsamında müstakil mutasarrıflıktan çıkıp bir daha geri dönmemek üzere vilayet olarak kabul edilmiştir. Türkiye’nin vilayet sayısı 15’ten 74’e ulaşmıştır. Mustafa Kemal’in imzasının bulunduğu bir kararnamede Derbent ismi Uzuntarla’ya çevrilmiştir. Modern mülki yapılanmanın temeli o dönemde atılmıştır. Mülki yapılanmalarda bu yıllarda sık sık değişimler yaşandığını görmekteyiz.”bilgilerini verdi.
YURT DIŞI DİPLOMALI TEKNİK ELEMAN
Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Emre Dölen de “Darıca’daki Aslan Çimento Fabrikası’nda 1930’lu yıllarda Çalışan Teknik Elemanlar ile Memurların Eğitim Durumlarının İncelenmesi ve Ücretlerinin Karşılaştırılması” konulu bir sunum gerçekleştirdi. Bireysel olarak Avrupaya’ya gidip teknik personel diploması alanların dışında yeterli sayıda teknik eleman olmadığını kaydeden Dölen “Son derece yetersiz bir teknik elaman kadrosu var. Bu da ciddi bir sorun oluşturmuştur. Devlet bunu çözmek için Avrupa’ya teknik eleman yetişmesi için personel göndermiştir. Fabrikada memur ve işçiler çalışmaktadır ve her iki grubun da ücretlendirilmeleri farklı olmuştur. İşçi yevmiye usulü ücret almaktadır. Memura ise maaş bağlanmaktadır.”dedi. Memurların fabrikanın yöneticileri olduğuna değinen Dölen “Mühendisler genelde yurt dışından mezun olmuştur. 30’lu yılardan sonra mektepli teknik elemanların yönetici olduğunu görüyoruz” bilgilerini verdi.