Mübarek Ramazan ayı içerisindeyiz. Ramazan ayında tutulan oruç gerçekten vücuda hem madden hem manen rahatlatıyor. Oruç tutan insanlar aç olan insanların halini daha çok anlıyor. Ramazan’ın oruç, sahur, iftar ve ibadetleri gönülleri çoşturuyor.
Mübarek Ramazan ayında göstermelik verilen lüks ve şatafatlı iftar yemekleri ve üzerinden yapılan reklamlar. Ve en önemlisi bazı resmi kurum ve kuruluşların iftar yemekleriyle birilerine rant sağlaması gerçekten vijdanları rahatsız ediyor.
Türkiye genelinde mübarek Ramazan ayı her geçen gün ibadet ve huzur ayı olmaktan çıkarak eğlenceler gösterişler Ramazan ayını vesile ederek yapılan toplantılar ve eğlencilerle büyük rantların vurulduğu çıkarların sağlandığı konuma getirildi.
Türkiye’de ilk iftar yemeği veren Belediye olarak tarihe geçen Üsküdar Belediyesinin amacı Ramazan ayında vapurdan inip iftar için evine yetişemeyen insanlara sırf Allah rızası için bir hurma bir tas çorba ikram ederek oruçların açılmasına vesile olmaktı. Bu gelenek daha sonraları bozuldu, ihtiyaç olan ve olmayan yerlerde kurulan iftar çadırları ile büyük bir ranta dönüştü.
Ramazan ayının dini ve milli geleneğimize uygun yardımlaşma duygularının Allah rızası için yapıldığı mübarek bir ay olması gerekir.Resmi veya özel kurumlar şatafatlı göstermelik iftar yemekleri düzenlerken il , ilçe ve beldelerindeki fakirleri gözetmeli. Sadece Gebze’de devletten yardım almak için 50.000 ailenin kaymakama başvurduğunu bunların 20.000 ancak yardım alabildiğini unutmamamız gerekir. Daha önce bu köşede yer alan “ Komşusu açken yatan bizden değildir” yazısını bir bölümünü özetle sizlerle paylaşıyorum.
"Komşusu Açken Tok Yatan Bizden Değildir"
Bizi biz yapan bir çok değerlerimiz var. Herşeyin madde ile ölçüldüğü çıkarsız hiçbir şeyin yapılmadığı , bir dönemde karşılıksız iyilik yapmak yardım etmek insanların acısını dindirip onlara sahip çıkmak çok önemli bir görev.
Mübarek Ramazan ayına girmek üzereyiz. Ramazan ayı Rahmet ve yardımlaşma ayı olarakta bilinmekte. İyilik ve güzelliklerin harman olduğu ramazan ayında, kimsesizlerin kimsesi olmak fakir ve düşkünlere sahip çıkıp yardım etmek dinimizinde bir emri.
Gebze bölgesinde kaç fakir aile var
Devlet fakir ve fukaraya sahip çıkmak için bütün imkanlarını seferber etmekte. Rahmetli Özal’ın Başbakan olduğu dönemde Kaymakamlar ve Valilikler bünyesinden FAK FUK FON adıyla fakir fukara fonları oluşturulmuştu. Daha sonra bunun adı Sosyal Yardımlaşma Ve Dayanışma olarak ciddi devlet kurumu haline getirildi.
Kaymakamlığa bağlı bu vakıflar ilçe hudutları içerisindeki gerçekten fakir ve fukara ailelere sahip çıkıyorlar. Bu vakıf aracılığıyla devlet fakirlere yardım elini uzatıyor. Yaptığımız araştırmada devletten sadece Gebze bölgesinde bu vakıf aracılığıyla yardım almak isteyen aile sayısı toplam 50.000 civarında. Bir başka deyimle 200.00 yakın insan devletten yardım almak için başvurmuş durumda.
Gebze’de 20.000 aileye devlet yardım yapıyor
50.000 yakın aileden 20.000 civarında aile devletten çeşitli miktarlarda yardım alıyor. Yardım alan aileler ile ilgili Sosyal Dayanışma vakfı bünyesinde çok ciddi araştırmalar yapılıyor. Yardıma hak kazanan ailelerin aylık gelirleri 400 tl’nin altında olması gerekiyor.
Gerçekten sanayi bölgesi gibi Türkiye’nin en zengin bölgesinde Gebze’de 10bin’lerce ailenin yardım alabilmek için devlet kapısına koşması, üzerine düşünebilecek önemli bir konu. Çevremizdeki ve mahallemizdeki bir çok aile açlık sınırı altında yaşarken bu ailelere ve insanlara duyarsız kalıyoruz. Bunlara sahip çıkmak mahallemizdeki fakir insanları araştırıp onlara karşı milli ve manevi görevimizi yapmak çok önemli.
Komşusu Açken Tok Yatan Bizden Değildir!
Mübarek Ramazan ayı içerisindeyiz iyilik güzellik ve yardımlaşma ayı olan Ramazan ayında çevremize bakmalıyız. Kapı komşumuz ve mahallemizdeki fakir ve muhtaç ailelere sahip çıkmalı ve yardımcı olmalıyız.Açlık sınırı altında yaşayan komşularımızın ihtiyaçlarını az da olsa karşılamalıyız.
Peygamberimiz “Komşusu Açken Tok Yatan Bizden Değildir “ hadis-i Şerif-i çok önemli bir emir. Mübarek Ramazan ayında çevremize , koşularımıza , yakın akrabakarımızı köyümüzde yaşayan fakir fukaraya sahip çıkıp onların dert ve sıkıntılarına yardımcı olarak Peygamber Efendimizin yardımlaşma emrini yerine getirmeliyiz.
Evet sonuç olarak Mübarek Ramazan ayına maddi ve manevi anlamda dini ibadetlerimizi yerine getirdikten sonra çevremizdeki fakir fukarayı da gözetmemiz fakir öğrencilere yardım ederek milli ve manevi görevimizi yapmamız şart. Aç olan komşusunu fakir olan yakınını gözetip onlara sahip çıkanlara ne mutlu. Lüks şatafatlı ve rant için iftar yemeği veren kurum ve kuruluşlar Türkiye’de sığınmacı olarak bulunan göçmeni ve açlık sınırının altında yaşayan milyonlarca fakiri düşünmelidir.