Fırat ırmağı tarihinde, Atatürk barajı ve GAP projesinin önemli yeri var. Güneydoğu Anadolu Bölgesine ilk kez, Anadolu Basını GAP yarışmasında birincilik ödülü kazanmam dolayısı ile Başbakanlık Basın Yayın Genel Müdürlüğü’nün daveti ile 1989 yılında 29 yıl önce gitmiştim. Bir hafta süre ile Diyarbakır, Urfa ve Adıyaman’ı ziyaret etmiş, Merhum Turgut Özal’ın elinden GAP birincilik ödülü kazanmış, Urfa’da Atatürk barajındaki devlet konuk evinde misafir olmuştuk.

   29 yıl içinde bir kaç kez daha Urfa bölgesine gidip, belgesel çekme imkanımız oldu Son olarak 22 Temmuz 2018 tarihinde yeniden Atatürk Barajı’ndayım.

Fırat ırmağında Atatürk barajının ayrı bir yeri ve önemi var. 20 yıl önce bir çok devlet adamının misafir olduğu Devlet Konuk evi perişan durumda ve yıkılmak üzere.

  GAP projesi Atatürk Barajı inşaatındaki iş kazası sonucu ölenlerin isimleri, Barajın seyir terasına yapılan anıt da manevi bir abide gibi duruyor. Hayatını kaybeden vatandaşlarımızın ruhlarına bizlerde birer Fatiha okuduk.

Seyir Terası’ndan Atatürk Barajı ve Fırat ırmağının nazlı nazlı akışını seyir ederken, 29 yıl önce burada yaşadığım anılar gözümün önünden Belgesel Filim Şeridi gibi geçti ve duygulandım.

Fırsat buldukça, GAP projesi Atatürk barajı ile illiği yazılar yazmaya devam ediyorum. Bu konuda yazdığım bir yazının linkini sizlerle paylaşıyorum

http://www.belgeselyayincilik.com/gap-projesinden-dokapa-devr-i-alem-2

ASELSAN’IN GELECEK VİZYONU

Türkiye’nin dört bir yanında belgesel çekimlerimizi ve araştırmalarımızı sürdürürken, yaşadığımız yer olan Gebze ile ilgili gelişmeleri de yakından takip ediyor, Türkiye’ye yöne veren kurumların çalışmalarını da ihmal etmiyoruz.

  Aselsan Savunma sanayinde Türkiye’nin göz bebeği. Kıbrıs Barış harekatında Ordumuzun yaşadığı iletişim bozukluğu nedeniyle bir çok Şehit vermiş ve bu durum Türkiye’de savunma sanayinin özellikle iletişim noktasında bir kuruma ihtiyacı olduğunu göstermişti. 14 Kasım 1975’de kurulan Aselsan’ın oluşumunda ki temel felsefe, “Muhaberesiz, Muharebe olmaz” düşüncesiydi. Aselsan zaman içinde hızlı bir büyüme gösterdi. Bugün savunma sanayimizin en önemli noktasında Aselsan bulunuyor. 6bin kişilik dev kadrosu, donanımlı mühendisleri ve yöneticileriyle Aselsan, Tük Silahlı Kuvvetleri’nin silah ve teçhizatlarının yerlileştirilmesi adına büyük bir görev ifa ediyor.

  Türkiye için bu kadar önem taşıyan bir Kurum olan Aselsan’ın Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Prof.Dr. Haluk Görgün, geçtiğimiz gün Gebze’deydi. Haluk bey bize ve Gebze’ye yabancı bir isim değil. Gebze Teknik Üniversitesi’nde başarılı bir Rektörlük dönemi geçiren, bir çok projeye imza atan Haluk bey Gebze’ye çok şey kattı. En önemlisi yıllardan beri kapalı kutu olan GTÜ’nün kabuğunu kırmasını sağladı, Gebze ile bütünleştirdi. Haluk bey bu çalışmalarının karşılığını Aselsan gibi çok önemli bir kurumun başına geçerek aldı. Böylesi bir ismin Aselsan’ın başında olması Gebze için gurur kaynağı.

 Haluk bey Gebze’de önemli açıklamalarda bulundu. Deyim yerindeyse Aselsan’ın gelecek vizyonuyla ilgili bilgiler verdi. Gebze sanayicilerine de önemli çağrıda bulundu. Haluk bey çok iyi tanıdığı Gebze’nin savunma sanayine katkısını istedi. Türk ekonomisine yön veren Gebze’de ki sanayi kuruluşları, inanıyorum ki alanlarıyla ilgili konularda Aselsan’ın çalışmalarına destek verecek ve yerli Savunma sanayinde Gebze adıyla markalar bile ola bilecektir. Bugün Atak helikopterleri, Altay Tankları, Milli Piyade Tüfeği MPT 76, Yerli İHA ve SİHA araçlarımız, yerli füzemiz Cirit, iletişim teçhizatları başta olmak üzere hemen hemen her projemizde Aselsan’ın katkısı, emeği ve çalışmaları var. Devletin en üst düzeyde savunma sanayine verdiği önemi göz bulundurursak, Aselsan ve onun başında bulunan Prof.Dr. Haluk Görgün’e büyük görev düşüyor. Buradan bir kez daha Haluk beye Aselsan’da ki görevinde başarılar dilerken, Aselsan’ın ülkemize ciddi kazanımlar sağlamasını diliyorum.