Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne bağlı olan ve Zonguldak’ın Kdz. Ereğli ilçesinde Aktaş tepesinde bulunan Şeyh Abdurrahman Efendi Türbesi, 235 yıldır inanç turizminde önemli bir ziyaret noktası olarak öne çıkıyor.
Rüzgârın eksik olmadığı bir tepeye inşa edilen türbenin önünde Roma döneminden kaldığı düşünülen bir lahit, lahitin arka tarafında Osmanlı dönemine ait mezar taşları bulunuyor. İslam dininin hoşgörüsünü ortaya koyan bu manzara, türbeyi ziyaret için gelenlere etkileyici anlar yaşatıyor.
Türbenin dışında bulunan mezarlıkta şeyhlerin zevceleri ve aile yakınları metfunken türbenin içinde Halveti tarikatının Şabaniye kolu şeyhlerinden Kayyumzade Ali Efendi’nin ve onun haleflerinin sandukaları yer alıyor.
Aktaş Türbesi olarak bilinen yer, Kayyumzade Ali Efendi’nin torunu olan Abdurrahman Efendi’nin adıyla da anılıyor. Türbenin 1987 tarihli tamirat kitabesinde ise “Şeyh Abdurrahman Efendi, Şeyh Kayyumzade Ali Efendi ve Halefleri Türbesi” yazıyor.
Mezar taşında 1789 yılında vefat ettiği belirtilen Kayyumzade Ali Efendi’nin “Kubbet-ül İslam” unvanına sahip üç şehirden biri olan Buhara’dan Anadolu’nun İslamlaşması için gönderilen âlimlerden olduğunu düşünülüyor.
Abdurrahman Efendi’nin küçük oğlu Hacı Şaban Şeyhoğlu tarafından düzenlenip koruma altına alınan türbenin günümüzde bakımı, Abdurrahman Efendi’nin torunları ve akrabaları tarafından yapılıyor.
İlk hizmet yeri Türkiye’de bulunan 9 Ayasofya’dan ilkiydi
Abdurrahman Efendi’nin üçüncü kuşak torunlarından Nermin Turgut, Kayyumzade Ali Efendi’nin Ereğli’ye geldiğinde ilk olarak Orhanlar Mahallesi’nde bulunan Orhangazi Cami’nde görevlendirildiğinden bahsediyor. Türkiye’de bulunan 9 Ayasofya’dan ilk inşa edileni olan ve yaklaşık 1600 yıldır ayakta duran Orhangazi Cami, 1300’lü yıllarda Kdz. Ereğli’yi fetheden Orhan Gazi’nin tarihimize bıraktığı kıymetli bir armağan olarak dikkat çekiyor.
Tarihsel ve manevi anlamda bu derece kıymetli bir yerde hizmete başlayan Kayyumzade Ali Efendi’nin gün geçtikçe çoğalan müritleri ile zikirlerine aksatmadan sürdürdüğünü söyleyen Nermin Turgut, büyük büyük dedesinin Aktaş Tepesi’ni neden seçtiği şu şekilde anlatıyor:
“Kayyumzade Şeyh Ali Efendi, Halveti tarikatına mensuptur. Halveti tarikatında da zikir sesli yapılır. Sesli zikirden rahatsız olan biri, dedemi dönemin kadısına şikâyet eder. Kadı, dedemi yanına çağırır, ‘Şikâyetler var Ali Efendi, sana Ereğli’nin en güzel yerinde, senin de arzu ettiğin bir yerde dergâhını kurmak için izin vereyim, orayı sana tahsis edeyim’ der. Şeyh Ali Efendi’de güneşin batışını ve doğuşunu en güzel seyredebileceği bir yer olarak Aktaş Tepesi'ni tercih eder. Buraya cami ve misafirhane yaptırır. Biz bu eserleri görmeye yetişemedik çünkü ahşap oldukları için zamanla eskidiler. Bu yüzden 1970’li yıllarda yeni cami yapıldı. Eski camide 7 tane halvet odası bulunmaktaymış. Özünde edep, hayâ, İslam ahlakı olan Halveti tarikatının özelliklerinden bir tanesi de 40 gün halvet odasında tutulan erbain orucudur. Ama yeni yapılan camide halvet odaları yok. Misafirhaneden geriye ise sadece türbenin içinde bulunan yer sofrası kalmış. Dedelerimiz bu sofra üstünde yemek yer, toplaşıp sohbet edermiş.”
Aktaş Tepesi’nin adı Bolu Aktaş Tekkesi’nden geliyor
Kayyumzade Ali Efendi’nin vefat etmeden önce oğlu Mustafa Efendi’ye yerini bıraktığı belirten Nermin Turgut, “Mustafa Efendi, Bolu’da Aktaş Tekkesi’nde 12 yıl görev yapıyor ve şeyhlik icazetini aldıktan sonra tekrar Ereğli’ye geliyor. Yine dedelerimizden İsmail Efendi, genç yaşta kendisine şeyhlik veriliyor fakat genç yaşta ölmesine yakın Şeyh Abdurrahman dedeme manevi anlamda görevi devrediyor. Abdurrahman dedem de 12 yıl Bolu’da Aktaş Tekkesi’nde görev yapıp icazetini aldıktan sonra Ereğli’ye geliyor. Bir de Hasan Basri dedemiz var. Hasan Basri dedemiz 1956 yılında vefat etmiş. Bu şekilde dedelerimiz yıllarca, Aktaş Mahallesi’nde Ereğli’de hizmet vermişlerdir. Aktaş ismi de mübareklerin Bolu’daki Aktaş Tekkesi’nde görev yapmaları sebebiyle verilmiştir. Türbe birçok yenileme aşamasından geçti. İlk başta bu türbe ahşap olarak yaptırılmış, daha sonra hayırseverler ve biz torunlarının yardımıyla bu şeklini almıştır. Türbemizin halıları örtüleri yakın zamanda mübareklere uygun bir şekilde yenilenmiştir. Elimizden geldiğince bir şeyler yapmaya çalışıyoruz, buraya Allah rızası için biz de hizmet ediyoruz.” şeklinde konuştu. (UĞUR TATAR)