Ben küfürü, insanın aciz kaldığı noktada dilinden dökülen kültürel ve sanatsal bir ürün olarak görüyorum. Kendi kendini tedavide kullanılan bir tür geçici ağrı kesici ilaç... Hastalığı tedavi etmeyen, acı veya ağrıyı geçici gideren ama yan etkileri de bulunan bir ilaç. Çoğu da zeka ürünü...

Elimizde hiçbir belge, rapor, analiz vs. olmaksızın yaptığımız suçlamalar dünyanın her yerinde küfürdür. Aptal, geri zekalı, adi, fahişe, ahlaksız gibi...

Bir de... Dünyanın herhangi bir coğrafyasında küfür diye algılanan ama başka bir yerinde saçma sözcüklere dönüşenler var.

Örneğin Türkiyede “Ananı ..” diye başlayan, cinsel içerikli olanlar.

Cinsel ilişkiyi erkeğin kadına yaptığı işkence olarak gören yoz kültür sahibi; doğal olarak karşısındakiyle veya onun değer verdiğini düşündüğü bir yakınıyla cinsel ilişkide bulunacağı anlamı çıkan sözleri, küfür diye söyler. Karşısındaki de aynı yoz kültürden besleniyorsa, o da küfür olarak algılar.

Yaşamın en güzel ilişkisini, insana ve özellikle kadına işkence gören bu yoz kültür, bana acınası komik geliyor.

Küfür etmeye kalkan, yıllar önce ölmüş, artık toprakta, belki de yalnız kemikleri kalmış karşısındakinin anasına tecavüz edebileceğini nasıl düşünür? Bu küfüre muhatap olan da bu gerçekliği nasıl aklına getirmez?

Düşünebilseler getirirler de, acizliğin şiddetli baskısı buna engeldir.

Günümüzde mahkemeler rekor sayıda küfür, hakaret davalarıyla meşguldür. TBMM sanığın tutuksuz yargılandığı, manevi tazminat davalarıyla sonuçlanacak yasalar yapmıştır.

Milletin vekilleri, hukukçular da, ‘normalleştirilmiş’ küfürün kültürel etkisi altındadır ve bizzat kendileri de aynı yoz havayı solumaktadır.

Geçtiğimiz günlerde iyi giyimli, yaşlı başlı ve belli ki kentsoysuz adamın yüzlerce insana “hepinizin anasını, avradını ...” diyerek küfür etmesine tanıklık ettim. Ne ki? Bizzat küfür ettiği kalabalıktan biriydim.

Yüzüne baktım, baktım... Acıdım!

Eylem yapamama çaresizliğini, kendi dilinin sözcük yoksulu olduğunu öylesine açık yansıtıyordu ki...

Küfürle anlatımın, daha çarpıcı olanı ise küfürün cümle içinde adeta bir yardımcı fiil olarak kullanılmasıdır.

“Anasını satayım!” diye başlayan cümleler, “anam avradım olsun ki...” diye süren anlatımlar... Hatta “dinini, imanını ...” gibi çaresizlikler..

Yetersiz anlatımın koltuk değneği yapılan küfürsel deyişler anlatının muhatabında algıyı artırıyor mu?

Belki...

Küfürsel sözleri cümle içinde yardımcı fiil olarak kullanmak, anlatıya inandırıcılığı artırsa bile, o kişiye olası güveni kesinlikle sarsıyor.

Neyin söylendiği kadar kimin söylediğinin de önemi yok mu?

Fıkra bu ya...

Ortalığı ayağa kaldıran sarhoşun birini barın güvenlik görevlisi tartaklamaya başlayınca, sarhoş bağırır:

“Ananı ...”

Güvenlik görevlisi sarhoşu kollarından tutar ve kulağına eğilerek yanıt verir:

“Keşke anam yaşasaydı da dediğini yapsaydın. Frengi taşıyıcısıydı ve kısa sürede senden kurtulurduk.

Yoz kültürün küfürbaz erkeklerini (üzgünüm ama..) küfürün odağındaki analar yetiştiriyor; çünkü babaların çocuk yetiştirmedeki payı çok düşük.

Böyle bakınca, kültürel zenginleşmeye analardan başlamak kaçınılmaz.




banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981