Program öncesi TÜBİTAK'ın tarihi ve faaliyetlerini anlatan kısa film gösterildi. Konuklara, TÜBİTAK ödülü alan bilim insanlarının bilime katkılarını anlatan sinevizyon gösterisi sunumu yapıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen TÜBİTAK Ödül Töreni'nde yaptığı konuşmada, 2016 yılı TÜBİTAK Bilim, Özel ve Teşvik Ödüllerine layık bulunan bilim insanlarını tebrik etti. 1966 yılından beri devam eden bu geleneğin bundan sonra da süreceğine inandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl üç bilim ödülü, bir özel ödül ve dört teşvik ödülü verildiğini anımsatarak; Bilim Kategorisinde "Temel Bilimler" alanında Bilkent Üniversitesinden Prof. Dr. Oğuz Gülseren'i, Mühendislik Bilimlerinde Pamukkale Üniversitesinden Doç. Dr. Erkan Yüce'yi, Sosyal Bilimlerden Bilkent Üniversitesinden Prof. Dr. Metin Heper'i, "Özel Ödül" kategorisinde çalışmalarını Avustralya'da sürdüren Prof. Dr. Kemal Kazan'ı, "Teşvik Ödülleri"nde, Doç. Dr. Emre Onur Kahya, Doç. Dr. Adem Tekin, Doç. Dr. Serdar Durdağı ve Doç. Dr. İlke Öztekin Gillam'ı tebrik ederek, çalışmalarında başarılar diledi.
"Ülkemizin Asıl Gündemi Bunlardır"
Türkiye'nin sınırları içerisinde ve bölgesinde birçok sorunla mücadele ettiği bir dönemde, önce kültür ve sanat alanında, sonra da bilim alanında ödül törenleri düzenlenmesini memnuniyetle karşıladığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Aynı şekilde son aylarda Ilgaz Tüneli, Avrasya Tüneli, enerji santralleri, barajlar, sulama tesisleri, hayvancılık tesisleri, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osman Gazi Köprüsü gibi her biri kendi alanında çok önemli eserlerin açılışlarını yapmaktan da büyük bir gurur duydum. Ülkemizin asıl gündemi işte bunlardır ve bunlar olmalıdır" dedi.
İslam dünyasının bilim çalışmalarında istenilen seviyede olmadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tabii ki bu bizim için çok çok üzüntü verici bir tablo. Benim buradaki ısrarım şu; Türkiye, öyle bir sıçrama yapmalıdır ki, öyle bir adım atmalıdır ki biz bu dengesizliği dengeler hale getirmeliyiz. Türkiye olarak biz bunu yapar mıyız? Ben, inanıyorum biz bunu yaparız" ifadesini kullandı. Son 14 yılda, Türkiye'nin bir sıçrama yaptığını, en azından fiziki mekanlar itibarıyla artık üniversitesi olmayan ilin kalmadığı gibi, anaokulu, ilk, orta ve liselerde ciddi bir sıçrama yaşandığını vurgulayan Erdoğan, okuma yazma oranlarının ciddi manada artıyor olmasının, "Haydi Kızlar Okula" kampanyalarıyla kızları cehalete mahkum eden anlayışın, artık cehaletten ilime doğru teşvik ediliyor olmasının nerelerden nereye gelindiğini göstermesi bakımından çok önemli olduğunu bildirdi.
Erdoğan, bunun yeterli olmadığını, bu durumun çok daha ileri seviyelere taşınması gerektiğini vurguladı. Bu çerçevede hocalara, özellikle de siyaset kadrolarına çok büyük görevler düştüğüne dikkati çeken Erdoğan, siyasetin, ilimin ve irfanın önünü açması gerektiğini, son 14 yılda da bunu yapmanın gayretinde olunduğunu anlattı.