OKU!

Nedret Demir

18 Nisan 2025, 09:44

Çok değerli okuyucularım, merhaba.

Gününüz aydın ocağınız bereketli olsun.

Bugün hayatımızın temel taşı olan bir kavramdan, bir emirden etkileşimde bulunacağız.

“OKU!”

Bir emir, bir tavsiye, bir istek sözü.

“Oku” sözünü duyunca, bize “oku” denilince ne anlıyoruz?

Bu söz ne anlam ifade ediyor? Neden önemli okumak, hiç düşündünüz mü?

Veya düşünmeniz gerekmiyor mu?

Kur’an-ı Kerim’de Yüce Allah’tan gelen ilk vahyin “Oku” emriyle başlaması ve “Oku” emrinin ilk beş ayette iki kez tekrarı, sizce okumanın insan yaşamında ne kadar önemli olduğunu zaten göstermiyor mu?

► “Yaradan Rabbinin adıyla oku! (Alak Suresi 1.Ayet)

► “Oku! Senin Rabbin en cömert olandır.” (Alak Suresi 3.Ayet)

Bu ayetlerden ne anladık?

Ne okuyacağız?

Elbette en önce Allah’ın kitabı Kur’an-ı Kerim’deki ayetlerini okumalıyız.

O hayatın ta kendisi.

Nasıl yaşamamız gerektiğinin anayasasıdır.

Bizim rehberimiz o.

Biz insanlar şimdi Kur’an-ı Kerim’i Allah’ın bu emrine uygun olarak okuyoruz!

Okuyor muyuz?

Okuyanlarımız anlıyor mu?

Anlayanlar bunu başkalarına anlatıyor mu?

Toplumun ne kadarı anlıyor?

Ne kadarı anlatılıyor?

Nereye yol alıyoruz?

Allah’ın gösterdiği yolda gidiyor muyuz?

Gitmiyor isek niçin gitmiyoruz?

Neden?

Neye güveniyoruz?

Ne gücümüz var?

Çok sevdiğim bir söz vardır.

“Seni Rabbine götürmeyen her şeyi yolda bırak. Bırak ki ne gönlüne ne de ömrüne yük olmasınlar.”

Tabi bir de yapılacak olan sadece Kur’an-ı Kerim’i okumak değildir. Hayatını Kur’an-ı Kerim’e göre yaşamaktır. Yoksa sadece oku ama bunu yaşama, uygulama, tam buradaki emirlerin tersini yap, bu değildir elbette.

Bizler ne yapıyoruz?

“Okumuyoruz!”

Okuyanlar ne kadar? Toplumun %5’i değil. Kalan %95 ne olacak? Nereye bu gidiş? Nereye gidebilir ki?

Ancak bu kadar Allah’ın ilk “Oku!” emrine karşı çıkılabilirdi.

Ve her şey açık seçik bu kitapta olmasına rağmen, insan ancak bu kadar kendisine ihanet ve kötülük edebilirdi.

Doğru yolda ilerlemek isteyen okuyordu Allah’ın kitabını ve ona göre kurgulamaktaydı hayatını. Mesele okumaktı. Okusa insan her şey çok çıplaktı ve berraktı.

Çok güzel bir söz kalmış aklımda, “oku” emriyle ilgili.

Bir düşünün; “oku” sözü aslında yaratılmış olan her varlıkta her yerde beni gör, oku, her şeyden sana öğrettiğimi idrak et demek değil midir?

Bu cihanda Allah daima bize her şey ile bir şeyler öğretir durur.

Kur’an-ı Kerim’in çok net bir dili var.

Siz Kur’an’a layık iseniz Kur’an size kendini açar. Onun güzelliğinden doyasıya istifade edersiniz.

Tabi önce okumak lazım değil mi?

O zaman; Ne bekliyorsunuz?

Okuyun!

OKU sözü sadece bir emir mi?

Okumak yaşamaktır.

Yaşam biçimidir.

Okudukça olgunlaşırsınız.

Okudukça dolarsınız.

Okumak yaşamın ta kendisidir.

Okumayan yaşamıyordur, yaşadığını zannediyordur.

Okumayan yok olmaya mahkumdur.

Okumak ruhu temizler.

Okumazsanız kendinizi yenileyemezsiniz.

Yapılan araştırmalara göre kendinizi yenilemezseniz 4 yılda yok olursunuz. Sıfırlanırsınız.

Okumak en önemli insanlık eylemidir.

Okumak her şeydir.

Ne okuyacağız?

Kitabı değil mi?

Kitapsız hayat yaşanmamış hayattır.

Tam yeri gelmişken size sorsam: “Okumak hapsedilir mi?” diye. Düşündünüz mü hiç bunu?

Elbette, hem de öyle hapsolmuştur ki okumak; Kur’an-ı Kerim için “Kitap Çarpar” demişlerdi.

Kitap çarpmazdı da asıl okumaz isek çarpık olacaktı hem insan hem de toplum hem yaşam.

Nitekim de öyle oldu.

Çarpmasın diye duvara asılarak hapsoldu.

Kılıfına hapsoldu.

Çeyizlik olarak kılıf hazırlanması adetine hapsoldu.

Her şeye hazırlanan kılıf ona da bulunmuştu.

El sürülmesin uzaklaşılsın istendi ve başarılı da olundu.

Hırsız bile Kur’an’a çarpılmamak için ona dokunmadığından, onun içi saklanacak bir gizemle ilgili en güvenli yer olarak görüldü.

Ve insanlar Kur’an-ı Kerim’in nurundan, aydınlık ufkundan kopup karanlığa gömüldüler.

İşte böyle!

Şayet okumaz iseniz; eğitimsizlik, bilgisizlik, Allah’ın emir ve kanunlarını öğrenip onları yaşamamak insanı ve toplumu hem bir vahim boşluğa hem de iki dünya da mutsuzluğa, umutsuzluğa, huzursuzluğa, felakete götürür.

“Aydınlanmaya dönüş” için yapılacak şey okumaktır.

Aydınlık hep var da yeter ki siz ona yer açın, onda yer alın.

“Kur’an dan korkmayın.

Kur’an sız ve kuralsız yaşamdan korkun.”

Hep söylüyorum, yine sizlere hatırlatacağım bu vesile ile:

“Okuyun uyanın, uyanın okuyun.”

Okumak için uykunuzu erteleyin.

Şimdi bir düşünün:

“OKU” diye emreden daha sonra size bir gün “OKUDUN MU” diye sormaz mı?