Merhaba değerli okurlarım. Bugünkü köşemde sizlere Gebze Barış mahallesinde bugün yaşanan orman yangını felaketi hakkında duygu düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.

Hayatımızın yapı taşını oluşturan yemek ve su nasılsa ormanlarımızda oksijenimiz için olmazsa olmazımız. Bir fidan adeta evlat gibi yıllarca zamanda serpilip yetişiyor. Bölgemizde yerleşim yerlerimiz, üretim tesislerimiz çoğaldıkça yeşil alanlarımızın yüz ölçümü günden güne azalmakta.

Betonlaşmanın ve hızla büyüyen şehir planlamamızda yeşil alanlarımıza sahip çıkmaz zorundayız. Çocuklarımıza belki de en büyük bırakmamız gereken mirasımız ormanlarımızdır. Bu gün dünyanın birçok bölgesinde konuşulan hava kirliliği. Hava kalitemiz büyüyen kentleşmelerde ve sanayileşmede günden güne düşmekte.

Bugün öğle sularında Gebze Barış mahallesinde Tübitak yerleşkesi sınırında ormanlık arazide büyük bir yangın felaketi yaşandı. Bende haber yapmak için bölgedeydim. Yaşanan yangın felaketinde barış mahallesinden Eskihisar’a kadar olan ağaçlık alan resmen kül oldu. Yaşanan elim olayda yangına ne sebep olduğu bilinmez iken rüzgar’ın ve sıcak havanın etkisi ile büyük bir alanda ağalar ve birçok hayvan telef oldu.

Güzel Kocaeli’mizin şirin ilçesi Gebze. Bu kadar büyük sanayi kenti olup bu denli ekonomik güce sahip olan bir kentte nedense birçok kurum yetersiz kalmakta. Yangında görgü tanıklarının verdiği bilgiler doğrultusunda yangın başladıktan 50 dk sonra itfaiye ekipleri olaya müdahale edebilmiş. Benimde sizler için canlı olarak yapmış olduğum haberde yangına sadece 2 itfaiye aracı gelmişti. Bu denli büyük bir yüz ölçümüne sahip arazide çıkan yangına neden ekipler yetersiz kaldı. Olaya zamanında geniş bir teçhizatla müdahale edilebilmiş olsaydı, bu denli büyük bir alana yayılamamış olacaktı.

Güzel Gebze’mize hepimiz sahip çıkmalıyız. Herkes yaşadığı kent için birey olarak elinden geleni yapmak zorunluluğunda hissetmelidir. Bir daha böyle bir felaketi yaşamamak umudu ile geleceğimiz için ‘Bir Fidanda Sen Dik’ diyerek sözlerimi tamamlamak istiyorum. Kalın sağlıcakla.