banner1106
Devlet Su İşleri'nin Canlı Şahidi Recai Kutan'la Belgesel Söyleşisi

11 Mart 2022 Cuma 20:09

 Gebze gazetesi www.gebzegazetesi.com ve gazete Gebze de belgeselcinin not defteri köşesinde 11 Mart 2022 tarihinde yayınlanan makalelerim
Kısa adı DSİ olan devlet su işleri tarihi ile ilgili araştırma yapıp belgesel çekimleri yaparken DSİ tarihinin canlı şahitlerinden sayın Recai Kutan ile Temmuz 2021 tarihinde Ankara’da TBMM de Meclisin yazlık lokantasında karşılaştık.
Kendisine kısa adı GAP olan Güneydoğu Anadolu Projesi ve Devlet Su işleri tarihi ile ilgili belgesel söyleşi yapmak istediğimi söyledim bir çok TV kanalında yayınlanan devri alem www.devrialem.tv belgesel programlarınızı izleyen sayın Kutan söyleşi önerimizi kabul etti ve kendisi ile yaptığımız söyleşinin tümünü sizlerle burada paylaşıyorum.
Devlet ve siyaset adamı sayın Recai Kutan’dan GAP yani güneydoğu Anadolu projesinin tarihine ışık tutan belgesel söyleşiniz ile ilgili Gebze Gazetesi www.gebzegazetesi.com da yayınlanan belgesel söyleşimizin tümünü sizlerle paylaşarak tarihe not düşüp zamana noterlik yapmak istiyorum.
Araştırmacı Gazeteci ve Belgesel Yayıncısı İsmail Kahraman’ının Devlet Su İşleri (DSİ)’nin kuruluşunda önemli görev yapan DSİ’nin yaşayan canlı şahitlerinden devlet ve siyaset adamı Recai Kutan ile belgesel söyleşisi.
İsmail Kahraman: Devlet adamı siyaset adamı, devletimize büyük hizmetleri olmuş Recai Kutan beyefendi. Efendim Recai Kutan kimdir, birde sizin ağızınızdan tanımak isteriz.
Recai Kutan: Efendim ben, 1930 yılında Malatya’da doğdum benim rahmetli babam o dönem Malatya’nın en önde gelen ilkokullarından birinin müdürüydü sonra başöğretmen oldu. Ben rahmetli babamın okulundan mezun oldum. Gazi ilkokulu ile Malatya ortaokulu ve lisesi neredeyse birbirine bitişik okul idi. İlkokulu bitirdikten sonra Malatya Lisesinde okumaya başladım. O dönemde 1947 yılında Malatya Lisesinde son sınıflar iki grup idi. Biri Fen şubesi diğeri edebiyat şubesi idi. O biz o zaman 16 kişiydik fen şubesinde buna mukabil edebiyat şubesi 2 sınıftı, her birinde de 40’ar kişi vardı. Liseden mezun olmak o dönem önemli idi çünkü yedek subay olma imkânı vardı. Hukuka gireriz düşüncesi vardı ki hukuka o zaman rahatlıkla girilen yerdi. Biz o zaman daha çok teknik meselelere yatkındık. 1947 yılında Malatya lisesini bitirdikten sonra hedef olarak seçtiğim İstanbul Teknik Üniversitesinin inşaat bölümüne girmekti.
O dönemde devlet su işleri genel müdürlüğü diye bir teşkilat yoktu. Su işleri reisliği diye teşkilat vardı. Şimdi DSİ’nin teşkilat kanunu var o dönemde yoktu valiliğe bağlıydı. Malatya’da şube müdürlüğü yapan zatı ben lise öğrencisiyken tanıdım. Ben mezun olmama yakın rahmetli abim o dönemde Ankara da kendisi tıp doktoruydu. Uzmanlık çalışması yapıyordu. Hikmet Turat nerde görse Recai ne zaman mezun olacak illa bizim teşkilata gelsin diyordu. Böylece ben 1952 yılında DSİ Genel müdürlüğü Malatya Şube baş mühendisliğine tayin edildim. Benden bir yıl önce mezun olan İTÜ’DEN Korku Özal ile Malatya Şube Başmühendisliğini kurduk. O vakte kadar Malatya’da DSİ’nin projesi yoktu. Biz bir kiralık 120 m2 yerde Korkut Özal bir tane YTÜ’den bir mühendis iki tane Fen memuru ile Malatya’nın projelerini ele aldık. O vakit demek ki heyecanlıymışız. Projelerin yüzde doksanı tatbikata geçti. Hala gittiğimde söylüyorlar sizin yaptığınız projeler başarılı diye. Malatya derme sulama yeri ve özellikle tarım ve meyvecilikte olmasının sebebi derme sulamasıdır. Beton kanal yapılmış vadiden suyun alınması için regülatör inşa etmişler biz ondan sonra ovanın tamına yayacak şekilde projeyi gerçekleştirdik.
1957 yılında o zaman demokrat parti su kaynaklarının geliştirilmesine önem verdi. Ben o dönem iki kişi ile yakın ilişki içindeydim. Bunlarda bir tanesi Turgut Özal diğeri ise Süleyman Demirel. Bu ikisi Elektrik İşleri Etüt İdaresi diye o zamanda adı aynı halende aynı devam ediyor. Demirel benden 5 veya 6 yıl önce mezun olmuş Turgut Özal’da iki yıl önce mezun olmuş. Elektrik idaresinin önemli projelerini bu ikisi yürütürlerdi. Turgut Özal bi özelliği var biz aynı mahallenin çocuklarıyız. Merhum Hafize Hanım rahmetli babamın okulunun öğretmenlerinden birisi idi. Turgut Beyi ziyarete gittiğimde Demirel’le de görüşme imkânımız vardı. Demokrat Parti Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da bir sürü proje yapılmasını su kaynaklarının geliştirilmesini istiyordu. Ancak mühendis bulmakta zorlanıyorlar. O dönem mühendis yetiştiren üç kurum var. Biri İstanbul Teknik Üniversitesi diğeri Yıldız Teknik Üniversitesi diğeri ise Robert Koleji idi. Demirel’i Celal Bayar hangi vesile ile yakınlığı var, Elektrik İşleri Etüt İdaresinden ayrıldı DSİ Genel müdürlüğünden barajlar ve hidroelektrik santrallar dairesinin başına getiriyorlar. Demirel 1957 yılında bana telefon etti ve dedi ki “Recai seni yeni kurulmuş olan 10’uncu bölgeye bölge müdürü yapmak istiyoruz” dedi. Bu bölgeler Diyarbakır merkez olmak üzere buraya bağlı Şanlıurfa, Mardin, Siirt, Bitlis, Van, Hakkâri. Bende “benim nüfus kağıdımı incelemediniz herhalde ben 27 yaşındayım efendim” dedim o da “böyle kararlaştırıldı” dedi. Malatya’da yapmış olduğumuz projelerin etkisiyle oldu diye düşünüyorum. Böylece Diyarbakır bölge müdürü olarak gittim. Teşkilat yoktu. Villa var üst katında mal sahibi oturuyor alt katında DSİ’ye kiraya vermişler. 130 m2 bir bina çalışan personel sayısını sadece personel değil hepsi 15 ila 16 kişi çalışıyor. DSİ ‘nin hiçbir tesisi yok. Bu bölge Türkiye’deki su kaynaklarının en zengin olduğu bölge Fırat ve Dicle nehirleri var. Ekonomik olarak kullanabilecek toprak potansiyeli yüzde yirmi üç ile yüzde yirmi dördü bu bölgede hidroelektrik enerji üretim potansiyelinin gene yüzde yirminin üzerinde olan kısmı bu bölgede. 3-4 sene sonra bu bölge teknik kadro bakımından gayet zengin bir bölge haline geldi.
İsmail Kahraman: Peki GAP lafı, Güney Doğu Anadolu projesi ilk ne zaman gündeme geldi?
Recai Kutan: Turgut Özal bir müddet sonra siyasetin içerisine girdi, partisini kurdu. Diğer Turgut Sunalp darbeden sonra o da kendi partisini kurdu. Bizde darbeden sonra Erbakan Hoca ile beraber aşağı yukarı 10-11 ay tutuklu kaldık. Tahliye olduk mühendis bir arkadaşın bürosuna gittik biraz sonra Turgut Sunalp geldi oraya. Turgut Özal’ın aleyhinde başladı söz söylemeye. “Adama bak çıkmış ortaya Keban Barajının altında benim imzam var, Atatürk Barajının altında benim imzam var, Karakaya Barajının altında benim imzam var ama ona Kenan Evren güzel ders verdi” dedi. “Nereden çıkarıyorsun burada idealist adamlar çalıştılar” dedi. Beni de tanımıyor. “Bu projelerin altında kimin imzası var biliyor musun?” dedi. “Bilmiyorum paşam” dedim. “Cevdet Sunay ve biz kuvvet komutanları ile Diyarbakır’a gittik oradaki felaketi gördük çalışmaları gördük. Beyefendi ben GAP sözcüğünü ilk defa o dairede duydum, gencecik ufak tefek bir adam bize kalktı iki saat Fırat ve Dicle havzaları nedir Türkiye ekonomisine için ne ifade eder bunları anlattı ve ben GAP sözcüğünü ilk defa o adamda duydum” dedi.
İsmail Kahraman: İsim babası Recai Kutan o dönemin bölge müdürü.
Recai Kutan: Bölge arkadaşları ile beraber.
Recai Kutan ile DSİ ve GAP Tarihine Işık Tutan Belgesel Söyleşi Gebze Gazetesinde yayınlandı
İsmail Kahraman: Çok çok teşekkür ederiz efendim.
banner982
Anahtar Kelimeler
Recai KutanDSİ
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981

Büyükşehir, Hz. Mevlana’yı anacak
Büyükşehir’in Hz. Mevlana’nın vuslatının 751. yıldönümü münasebetiyle düzenleyeceği Yâd-ı Mevlana...

Haberi Oku