Gerede Türk İslam Tarihi
Hayatı hakkında yeterli bilgi yoktur. Kaynaklarda adı Melik-i Muazzam Dânişmend Ahmed Gāzî (Taylû) b. Ali et-Türkmânî şeklinde geçmekte olup etnik menşei hakkında değişik görüşler ileri sürülmektedir. Fetih menkıbelerinden oluşan ve tarihî kaynak olmaktan ziyade destanî bir roman mahiyeti arzeden Dânişmendnâme’de, Malatya Emîri Ömer’in kızıyla evlenen Ali b. Mızrab’ın oğlu olarak dünyaya geldiği ve asıl adının Ahmed olduğu, Battal Gazi’nin torunu Sultan Turasan ile arkadaşlık ettiği, ondan gündüz savaşçılık öğrendiği, geceleri de dinî ilimler tahsil ederek âlimlik mertebesine ulaştığı ve bundan dolayı da kendisine “Dânişmend” denildiği ifade edilmektedir. Yine aynı kaynakta, Dânişmend ile Turasan’ın gördükleri bir rüya üzerine 360 (970-71) yılında Eyyûb b. Yûnus ile Süleyman b. Nu‘mân’ı, Abbâsî halifesinden cihad için izin almak üzere Malatya’dan Bağdat’a gönderdikleri, halifenin Melik Ahmed (Dânişmend Gazi) ile Turasan adına menşur yazdırdığı, hazine ve hil‘atlerle birlikte Battal Gazi ve Ebû Müslim’in sancağını verip kendilerini gazâya teşvik ettiği, onların da bu izin üzerine Anadolu’da Rumlar’la cihada başladıkları, daha sonra Çavuldur Çaka, Hasan b. Meşiyya, Eyyûb b. Yûnus, Süleyman b. Nu‘mân, Kara Doğan, Kara Tegin gibi beylerin de kendilerine katıldıkları, harabe haline gelmiş olan Sivas Kalesi’ni ele geçirdikleri, burayı tamir ederek bir gazâ merkezi olarak kullandıkları ve civardaki şehirleri fethettikleri anlatılmaktadır. Ayrıca Sultan Turasan’ın İstanbul’u fethetmek üzere çıktığı bir sefer sırasında şehid düşmesi üzerine Dânişmend Gazi’nin Çankırı, Kastamonu, Gerede taraflarına sefer yaptığı. Bu bölgelerin Fethinde bulunduktan sonra Tokat Niksar Yeşilırmak havzasının fethiyle meşgul olduğu Yankoniya (Çorum), Sisiya (Gömenek), Dokiya (Tokat), Karkariye (Zile), Harsanosiya (Niksar) gibi şehir ve kaleleri ele geçirdikten sonra Niksar’da vefat ettiği, türbesinin de orada olduğu ifade edilmektedir. Dânişmendnâme’yi gerçek bir vekāyi‘nâme gibi kaynak olarak kullanan Cenâbî ve diğer bazı Osmanlı tarihçileri de aynı bilgileri tekrarlamaktadırlar.(Kaynak. DÂNİŞMENDNÂME).
Anadolu’nun En Eski Vakfı Niksar Danişment Gazi vakfı
İslam medeniyetinin dünyaya yayılmasından vakıflar çok önemli görev yapmış. Anadolu’daki en eski vakfiyelerden, Tokat’ın ise ilk vakfiyesi olan 1165 tarihli Danişment Melik Ahmet Gazi Vakfiyesi’nde Amasya, Malatya, Tokat Çorum Gerede ve Niksar’da Danişment Melik Ahmet Gazi vakfaına ait malların ve taşınmazların listesi ve kullanımı ile ilgili bilgiler vakıfta yer almasına rağmen Danişment Gazi hakkında kamuoyunda yeterli bilgi olmaması büyük eksiklik.
Azerbaycan’dan Anadolu’ya gelen Danişment Gazi
Dânişmend Gazi'nin Anadolu Selçuklu Devleti'nin kurucusu Süleyman Şah'ın dayısı olduğunu söylerler. Kaynaklardaki bilgilerden anlaşıldığına göre Azerbaycan'da Arrân ve civarında yaşayan bir Türkmen ailesine mensup olan Dânişmend Gazi, hem Türkmenler'e muallimlik yapıyor hem de Türkmen emîrleriyle beraber kâfirlere karşı cihad ediyordu. Sultan Alparslan'ın 456 (1064) yılında çıktığı Kafkasya seferi sırasında diğer Türkmen beyleriyle ordugâha giderek Selçuklu ordusuna yol gösterdi. Bu tarihten itibaren Sultan Alparslan'ın hizmetine girdi; bilgeliği, cesareti, yiğitliğiyle onun dikkatini çekti ve en güvenilir emîrleri arasında yer aldı. Malazgirt Savaşı'na da katılarak zaferin kazanılmasında tavsiyeleriyle mânevî bakımdan önemli rol oynadı.
Seyyahların Kaleminden Gerede
İbn-i Batuta Seyahatnamesinde Gerede'yi şöyle anlatır:"Burası bir yayla eteğinde güzel ve büyük bir şehirdir.Çarşı ve caddeleri geniştir.Dünyanın en soğuk yerlerinden biridir.Ayrı ayrı mahallelere bölünmüş olup,her mahalle halkı kendi aralarında yaşar,öteki mahallelerle bir yakınlık kurmaya çalışmaz."