Bir çok Şehit verdik. 2016 gerçekten çok zor geçti. Ünlü Kırgız Yazar Cengiz Aytmatov’un dediği gibi “Gün olur Asra bedel”. Bu bir yıl asırlara bedel oldu. Çok sayıda Şehit verdik…
Türkiye 24 Ağustos’dan beri Suriye’nin Kapı anlamına gelen El Bab’ı hedef alan Fırat Kalkanı Harekatı başlattı. Bu harekâtta şu ana kadar 68 şehit verdik. Kocaeli bölgesinde 10’a yakın şehidimiz var. Dün Darıcalı bir şehidimizi daha ebediyete uğurladık. Darıca Nenehatun Mahallesi’nde ki Uğurlama törenine Başbakan yardımcısı Numan Kurtulmuş, çalışma Baklanı Mehmet Müezzinoğlu ve diğer Kent yöneticilerimizde katıldı. yüreğimiz yandı…
Türkiye ateş çemberinden geçerken maalesef siyasilerimiz ve kamuoyu sen-ben kavgası ve gerginlik havası içinde olması üzücü ve düşündürücü. Bu gergin ortamda referanduma giderken aklı selimi bırakmamak gerektiğine inanıyorum. Özellikle fikir üreten, kafa yoran insanlarımız gerginlikten uzak yapıcı olmak zorunda.
EL BAB NEDEN ÖNEMLİ?
Kapı anlamına gelen El Bab, Suriye-Irak-Türkiye üçgeninin kalbi ve merkez noktası. Dünyanın en kaliteli petrolünün çıktığı Musul ve kerkük’ün giriş kapısı. Türkiye için adeta nefes borusu. PKK’nın Suriye kolu PYD ve YPG El Bab’ı Türkiye’den önce ele geçirirse Türkiye’nin nefes borusu kesilmiş olacak. Türkiye’nin güneyinde yeni bir sözüm ona Kürt devleti kurulmuş olacak. Bu devletin başta İsrail olmak üzere dünyayı sömüren güçlere de jandarmalık yapacağı bir gerçek. Türkiye bu gerçekten hareket ederek var gücüyle çalışıyor, etrafında ki ateş çemberini söndürme mücadelesi veriyor. El Bab İle ilgili yaptığımız araştırma ve değerlendirmeyi sizlerle paylaşıyorum.
STRATEJİK NOKTADA EL BAB
Türk Silahlı Kuvvetleri ve Özgür Suriye Ordusu kasım ayının ortasından bu yana El Bab kasabasını DAEŞ'ten almak için operasyon yürütüyor. Peki bu kasaba neden önemli?
Türkiye sınırına 30 kilometre uzaklıktaki El Bab, Suriye'de Rakka'dan sonra DAEŞ'in elindeki en büyük yerleşim birimi. Türkçe'de "kapı" anlamına gelen kasaba hem doğu-batı, hem kuzey-güney ekseninde çok kritik bir kavşakta bulunuyor. Akdeniz kıyısındaki Lazkiye'den başlayıp İdlib, Halep ve Menbiç'ten geçerek Irak'a uzanan otoyolla kuzeyden, Türkiye sınırından gelen yolun kesişme noktasında yer alıyor.
Cerablus ve El Bab, DAEŞ'in kalesi konumundaki Rakka ve Deyr Ez Zor'a giden ana yolun üzerinde bulunuyor.
Bu hat DAEŞ'in yaklaşık 2.5 yıl boyunca kuzeyden militan getirdiği ana güzergah oldu. Bu nedenle stratejik önem taşıyor.
Bazı kaynaklar buranın DAEŞ tarafından ikinci kale olarak görüldüğünü öne sürüyor. İç savaştan önce yaklaşık 70 bin kişinin yaşadığı El Bab önemli bir sanayi merkeziydi.
Nüfusunun önemli bir kısmı Sünni Araplardan oluşan kasaba kasım 2013'ten bu yana DAEŞ'in elinde bulunuyor.
Kabasanın güneyinde Esed’in başını çektiği Suriye rejim güçleri, batısında ana gövdesini YPG'nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri bulunuyor.
El Bab, Türkiye için pek çok açıdan önem taşıyor. Özgür Suriye Ordusu, El Bab'ı alırsa DAEŞ tehdidi Türkiye sınırından daha da uzaklaştırılacak. Örgütün militan ve mühimmat tedarik ettiği en önemli yollardan biri de kapanacak.
PKK’nıun Suriye kolu PYD ve YPG’nin Afrin ve Kobani kantonlarını birleştirmesi de engellenecek. El Bab'ı kaybetmek, Musul ve Rakka'da taarruz altında kalan DAEŞ'in daha da zayıflamasına yol açacak.
Musul'da çember daralırken, örgütün elinde Rakka dışında önemli bir merkez kalmamış olacak.
DEVLETLEŞECEK PKK TEHDİDİNE KARŞI TEDBİR
PKK/PYD Bab'a hakim olursa, yüzlerce kilometreye yayılmış ama iki parça olan hakimiyet kuşağını birleştirecek. Terör örgütünün Fırat Nehri'nin batısındaki parça ile doğusundaki parçayı birleştirebilmesi, Bab'ı almasına bağlı. PKK, Suriye'deki "devlet inşası"nı, Türkiye-Suriye sınırının kuzeydoğusundan Hatay'ın karşısındaki Afrin ilçesine uzanan hatta gerçekleştirmeye çalışıyor. Türkiye, PKK'nın çok daha büyük bir tehdide dönüşmesine set çekebilmek için örgütü Bab'dan uzak tutmak zorunda.
Evet, Türkiye ateş çemberinden geçiyor. Bu gerçeği hiç aklımızdan çıkarmayalım başka bir Türkiye yok. Türkiye’ye sahip çıkmak için birlik ve beraberliğimizi sağlamalıyız. Daha önce Fırat Kalkanı harekâtıyla ilgili bu köşede yazdığım yazıyı sizlerle paylaşıyorum: