banner1098
GÜNDEM:
100. Yılında Trabzon Karadağ Yaylası Şehitleri Anılıyor

20 Ağustos 2016 Cumartesi 18:54

GÖKÇELER MUHTARLIĞI'NDAN ŞEHİTLERE VEFA

1. Dünya Harbi Kafkas Cephesi'nin önemli savunmalarından olan Trabzon Akçaabat Karadağ Yaylası Şehitleri anlamlı bir etkinlikle anılıyor. Osmanlı askerleri ile Ruslar arasında 92 gün süren savaşların 100. yılı dolayısıyla Gökçeler Muhtarlığı ve Gökçeler Eğitim, Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Derneği  Karadağ Yaylası'nda ki şehitliğin etrafını çevirerek Şehitler anıtı dikerek 21 Ağustos Pazar günü anlamlı bir anma etkinliği düzenledi. Anma etkinliğinde ayrıca 15 Temmuz Demokrasi Şehitleri de anılacak. 
DEVR-İ ALEM KARADAĞ'DA BELGESEL ÇEKTİ

2012 yılında Devr-i Alem Belgesel Program Yapımcısı İsmail Kahraman Karadağ Yaylası'na giderek bu bölgede belgesel çekimi yapmış, savaşların yapıldığı bölge ile şehitliğin olduğu yerin bakımsız halini gündeme  getirmişti. Gökçeler mahallesinde oturan Ali Öksüz beyin rehberliğinde Karadağ, Haçkalıoba, Işıklar, Hıdırnebi bölgesinde çekilen belgesel halen birçok TV kanalında yayınlanıyor. Belgeselin bir bölümünü Belgesel Yayıncılık Youtube hesabında ki  https://www.youtube.com/watch?v=qbhP2uCent0&feature=youtu.be linkinden izleyebilirsiniz.


GÖKÇELER DERNEĞİ VE GÖKÇELER MUHTARLIĞINDAN 100. YILLIK VEFA

Gökçeler Eğitim, Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Derneği ve Gökçeler Mahallesi Muhtarlığı tarafından Karadağ Şehitleri Mevlid-i Şerif programı düzenleniyor. Göçkçeler Dernek Başkanı Osman Akbulut ile Gökçeler Mahalle Muhtarı Erdal Lermioğlu'nun öncülüğünde düzenlenen programda 1914 - 1916 yılları arasında Karadağ Yaylası'nda Ruslar ile yapılan ve 92 gün süren harpte şehit düşen 118 meçhul kahraman ile 15 Temmuz gecesi şehit olan demokrasi kahramanlarının ruhlarına hitaben mevlid-i şerif okutulacak.
 
İSMAİL HACIFETTAHOĞLU KONUŞMA YAPACAK

21 Ağustos 2016 Pazar günü saat: 12.00'da Karadağ Yaylası Şehitliği Düzköyde yapılacak programa İsmail Hacı Fettahoğlu konuşmacı olarak katılıyor. Karadeniz bölgesi ile ilgili çok önemli araştırmalar yapan ve bu konuda birçok yayını olan Kültür Bakanlığı, TRT ve TBMM'de çalışan aslen Trabzonlu tarihçi - yazar İsmail Hacıfettahoğlu Karadağ Yaylası'nda ki anma toplantısına katılarak, Karadağ Savaşları ile ilgili önemli açıklamalar yapacak. İsmail Hacıfettahoğlu'nun kaleme aldığı araştırma yazısının bir bölümünü aşağıda sizlerle paylaşıyoruz.

*** *** ***
KARADAĞ MUHAREBELERİ

Dünya Harbi esnasında yöremizde cereyan eden en önemli muharebeler Karadağ ve çevresinde meydana gelmişti. Halkımız donanma desteğine sahip düşmanı dağlara davet etmişti. Onunla kahramanlıkla dolu hesaplaşmasını bu dağlarda yaptı. İsmet Zeki Eyüpoğlu “Kara zıpkalılar” adlı şiirinde dağlarda sergilenen direnişi şöyle anlatır:

Kara zıpkalılar “Allah!.. Allah!... dağlar bizimdir” dedi.
Kanıma kan diye sesler yükseldi.
----
Hey Allahım Honefterin günü müdür?
Karaptalda dernek mi var?
At bindiler, kılınç kuşandılar kara zıpkalılar
Kıyasıya vuruştular günlerce,
Bire on veren başak misali kırıldı Urus, Urum, Ermeni.

Bir başka şair Cemal Bahadır, Karadağ’a seslendiği şiirinde bu olaylara vurgu yaparak şöyle der:

“Başın dumanlıdır yaslı mısın ne?
Kaç meçhul askeri gömdün sînene?
Bugün pek başkadır, benzemez düne.
Şehitler mezarı olan Karadağ!”

Karadağ’da ecdadımızın sergilediği bu şanlı direnişin bir kısmını, Muzaffer Lermioğlu’nun kaleminden aktarmak istiyorum. Mezarlarına bir taş bile dikemediğimiz o aziz şehitlerimizin 92 yıl sonra tekrar hatırlanmasına, o mübarek şehitlerimizin ve gazilerimizin rahmet ve minnetle anılmalarına vesile olması dileğiyle…
LERMİOĞLU’NUN HATIRALARINDA BÜYÜKLİMAN ÇEVRESİ SAVAŞLARI

Rusların kasabayı (Akçaaabat’ı) işgâli üzerine kıtaatımız Vezuldimena ve Yoroz sırtlarına çekilmişti. Başlıca hareket üssümüz Karadağ, Karaaptal, Beypınarı olmuştu. Rus harekâtı bu sahaya intikal edince faaliyetini kaybederek derme çatma kuvvetlerimize ilçenin bu dağlık sahasında geçit yollarını ve hâkim noktaları tutarak mukavemete hazırlanmaları imkânını vermişti. İlçe toprakları dahilindeki müdafaa tam 91 gün devam etmiştir. Bilâhare Bayburt'un sükûtu üzerine hasıl olan askerî mecburiyetlerle buranın tahliyesi emredilmekle ilçe dahilindeki harekât Rumî 14 Temmuz 1332 (27 Temmuz 1916) tarihinde son bulmuştu.
Burada savaşan kuvvetlerimize aşağıda tesbit ve izahına çalışacağımız veçhile kısmen hicret etmeyen ilçenin dağlık köylerinden Mula ve Sıdıksa köylerinin bir kısmı halkıyla hassaten Vakfıkebir ve Tonya halkından bir çokları katılarak arazinin verdiği imkânlardan da faydalanmak suretiyle Rus kuvvetlerini tevkife muktedir olmuşlardı. Araziyi karış karış bilen ve çok iyi silah kullanan sivil halktan müteşekkil çeteler bilhassa gece baskınlarıyla Ruslara aman vermemiş ve mevcutlarından çok üstün sayıda Rus kuvvetlerini imha etmeye muvaffak olmuşlardı. Bu havalide Hıdırnebi'ye tabiye edilmiş bir topumuzla harekâtın buraya intikalinden yirmi gün sonra da Beypınarı'na iki ve Honefter Dağına bir top tâbiye edilerek elimizde cem'an dört topumuz vardı. Buna mukabil Ruslar Mimera, Taşlıoba ile Visera Kale mevkiine ve bilâhare Potonos ve Şinik sırtlarına sekiz batarya top yerleştirmişlerdi. Topçumuzun elinde yeter derecede mermi de yoktu. (…)
Bu havalideki savaşlarda bilhassa Vakfıkebir, Tonya halkıyla Sıdıksa ve Mula köyleri halkından ilk günlerde hicret etmeyerek burada düşmanla savaşmayı kabul eden ve çete halinde teşkilâtlandırılan sivil halk, askerlerimizden daha müessir surette hizmet etmiş ve her çarpışmada Rusları bozguna uğratmış ve ordunun bu hattan ric'atine kadar Ruslara tek adım attırmamışlardır. Burada teşekkül eden çetelerin başında Vakfıkebir Koftantoz köyünden Kopluoğlu Ahmet Çavuş, Erde köyünden Hacıfettahoğullarından Halim Ağa ve oğulları ve Garbetoğlu Ahmet Çavuş ve Hekimoğlu Mustafa Ağa ve yine Tonya'nın Ağır köyünden Lermioğlu Halim ve Keleş ağalarla, Tekaüdün Salih Ağa ve Mula köylü Kasım oğlu Çakal Mustafa, Kadahor köyünden Bizoğlu Kulaksız Salih, Öksüzoğlu Faik, Köroğlu Cafer ve Maçkalı Çolak oğlu Ali Ağa ve diğer emsali değer ifade eden kahraman ve fedakâr yurttaşlarımız vardı. (…) Buralardaki savaş başlıca Karadağ Yaylası eteklerindeki Rohnoy Obası'nın karşısındaki Soğuksu Tepesi ile Eşek Meydanı, Hıdırnebi, Balıklı sırtları, Mucura köyü ve ayrıca Derinoba, Beypınarı, Mula Obası'nın Ballıkıranı ve Raşı Tepesi ile diğer muhtelif mevkiide vukua gelmiştir.
Karadağ - Soğuksu ve Eşek Meydanı Savaşları

Ruslar tedricen ilerleyerek Karadağ eteklerindeki Soğuksu tepesine bir tabur piyade ve dört ağır makineli tüfek yerleştirmişlerdi. Bunları bu tepeden atmak ve vaziyete hâkim olmak üzere bu tepeyi sis kapladığı bir günde Rohnoy Obası'nın sırtlarındaki Fonko Obası'nda yer alan Hacıfettahoğlu Halim Ağa'nın yetmişbeş mevcutlu çetesiyle Balıklı sırtlarındaki teşkilâtı mahsusa alayının iki bölüğü sisten faydalanarak buradaki düşman mevzilerine sokuldular ve birden ânî bir baskın halinde ateş açtılar. Ruslar beklemedikleri bu baskın karşısında derlenip toplanmadan ve ciddî bir mukavemet imkânı bulmadan firara başladı. Takip edilen düşman burada 72 ölü ile dört mitralyöz bıraktı. Bu tepe ile birlikte dört mitralyöz elimize geçti. Mukabil zayiatımız Trabzon'lu bir er ile altı yaralıdan ibaretti. Bu aziz şehidin mezarı Balıklı Obası'ndadır.
Ruslar iki gün sonra bu cephedeki kuvvetlerini altı piyade taburu ile takviye ederek elimize geçen Soğuksu Tepesi'ni geri almak ve bizi Karadağ'dan atmak için sabahleyin erkenden taarruza geçtiler. Piyade taarruzundan önce Potonos, Şinik ve Mimera'daki topçusu mevzilerimizi şiddetle top ateşi altına aldı. Düşmanın sürekli top ateşi tek isabet kaydetmeden kuru bir gürültü halinde devam etti. Yalnız Hıdırnebi Şahinkayası'nı çevreleyen orman kıt'asını tutuşturmuş ve bu ormandaki yangın bir hafta devam etmişti. Burada tâbiye edilen ve yukarıda işaret edilen bir topumuz bugün Potonos sırtlarındaki düşmanın iki topunu susturmağa muvaffak olmuş, Rus topçusu bunun bulunduğu yeri bir türlü tesbite muvaffak olamamıştı.
Bir saat fasılasız devam eden topçu ateşinden sonra piyadesinden bir tabur yukarıda adı geçen Halim Ağa ile Kopluoğlu Ahmet Çavuş'un yüzon mevcutlu olan çetesinin müdafaa ettiği Soğuksu Tepesi'ne taarruz etti. Bu tepeyi kahramanca müdafaa eden ve tek kurşununu boşa çıkarmayan çetelerimizin ateşi karşısında düşman taarruzu erir gibi dağıldı. Düşmanın diğer kuvvetleri yine topçusunun himayesinde İstera ve Vayton sırtlarından Koryana Köyü'nün Balıklı Obası sırtlarındaki teşkilâtı mahsusa alayı ile Fonko Obası'nın Zovon Burnu'ndaki Tonya çeteleri üzerine yüklendi. Burada da aynı derecede keskin bir mukavemetle karşılaştılar. Zovon Burnu'ndaki Lermioğlu Halim ve diğer Tonya çeteleri araziden ve ormanlardan faydalanarak Rus kıt'aları arasına sokulup Rus piyadesinin mühim bir kısmını yan ateşine almaya muvaffak oldular. Çetelerin bu mahir ve cesur hareketleri Teşkilâtı Mahsusa Alayı üzerine teksif edilen Rus taarruzunu kanlı zayiat ile sarsıp âkim bıraktırdı.
Savaş bütün şiddetiyle beş saat devam etti. Mevcutlarının üçte birini ölü ve yaralı olarak kaybeden ve mevzilerimiz önünde eriyen ve bilhassa yan ateşiyle sarsılan düşman ric'ate mecbur kaldı. Yine bu sırada bu dağlarda eksik olmayan bir sis tabakası harekât sahası üzerine çökmüştü. Araziyi ve geçit yerlerini iyi bilen çeteler cür'etkârane ve çevik hareketlerle ormanlardan da faydalanarak Rusların ric'at noktalarına kadar kayarak Rus ric'atini paniğe çevirdiler. Firar eden Rus piyadesini durdurmak için topçusunun açtığı ateş bu firarı durdurmamakla beraber Ruslara ayrıca zayiat vermekten de hâli kalmamıştı.
Zaferimizle sona eren bu savaşta Ruslar mevzilerimizin önüyle firar ettikleri sahada binbeşyüz'den fazla ölü, ikibinyüzsekiz tüfek bırakmışlardı. Buna mukabil bir subayımızla 147 er ve 84 çetemiz şehit düşmüştü. 14'ü ağır yaralı olmak üzere 68 yaralımız mevzilerin arkasındaki hastahane makamında kullanılan çadırlara nakledilmişti. Bu savaş ilçe dahilindeki savaşların en mühimidir. Eşek Meydanı ve civarı Rus askerlerinin cesetleriyle dolmuştu. İstihlâsı (kurtuluşu) müteakip burada büyük yığınaklar halindeki Rus askerlerinin kafatasları ile çürümüş kemiklerini gördüm. Son senelere kadar buradan gelip geçenler üzerinde bunlar tiksindirici bir manzara arzediyordu. Rusların bu savaştan sonra günlerce yaralılarını araba ve sedyelerle Trabzon'a nakleyledikleri görülmüştü. Bundan sonra buradaki hareketler keşif kolu çarpışmalarıyla gece baskınlarına inhisar etmişti.

İpsil Köyüne Baskın

Lermioğlu Halim çetesi bir sisli havada İpsil köyüne sokulmuş ve bu köyde dağınık ve silâh çatmış olan Rus müfrezesi üzerine ateş açarak isabetli atışlarıyla bu müfrezeyi darmadağın bir halde firara icbar ve çetesinin mevcuduna muadil sayıda Ruslara zayiat verdirmişti.
Mucura Köyüne Bir Gece Baskını

Bu baskın, yapılan baskınlar içinde en fazla başarı gösterilen gece baskınlarından biridir. Bu baskını Vakfıkebir ve Tonya çeteleri yapmıştır. Kendilerine katılan bu havali köy çocuklarının yardımıyla bir gece zifiri karanlıkta Rus nöbetçilerine hissettirmeden Rus ileri karakollarını ve ileri mevzilerini bir rüzgâr sessizliği ile geçerek Mucura köyündeki bir Rus alay karargâhına sokuldular. Muhtelif noktalara da arkadaşlarını korumak için geçit yerlerine ikişer kişi bırakarak köyün içine girdiler. Kapıları açık evlerde ve çoğu çadır altında yatan Ruslar derin bir uyku halinde idiler. Etrafta çıt yoktu. Evvelce aralarında kararlaştırdıkları veçhile ilk bomba atılmadan düşmana kat’iyen ateş edilmeyecekti. Karargâhtaki Rus subaylarının bulundukları çadırlara kadar girerek ilk bombayı burada ve toplu denecek bir halde yanyana çadırlarda yatan karargâh subaylarına attılar. Altı Rus subayı ile hademe erleri burada paramparça edildi. Köyün derin sükûneti içinde patlayan bombalar müthiş gürültüleriyle köyü bir anda âdeta altüst etmişti. Bundan sonra piyade ateşleri muhtelif noktalarda mütekâsif Rus askerlerine tevcih edildi. 42 silâhşörden ibaret olan bu çetenin baskını ümidin üstünde muvaffak olmuştu. Ruslar uyku sersemliği içinde silâh kullanmaya aman ve zaman bulamadan bir kaynaşmayı müteakip bu köyü ilçeye bağlayan şose üzerindeki dereye doğru panik halinde kaçışmaya başladılar. Toplu halde kaçanlar çetenin sürekli ateşleriyle yaralı ve ölü olarak köprü altını ve civarını doldurdular.
Çetemiz kanlı zayiat verdirdikten sonra düşman çekildi. Bunlar uzaklaşırken arkalarında bıraktıkları Rus kıt’aları korku ve şaşkınlıkla birbirleri üzerine ateş açmışlardı. Hareket üslerine dönen çetelerimiz, uzaktan bu düşman ateşlerine, sigaralarını avuçlarının içine gizleyerek neş’e ile gülüyor, “at ağam at!” diye düşmanla istihza ediyorlardı. Bu geceki baskında ayrıca bu köydeki binalara Ruslar tarafından depo edilen erzak ve mühimmatı, binaları tutuşturmak suretiyle yakmışlardı. Rusların ölü ve yaralı olarak ne kadar zayiat verdikleri tespit edilememiş ise de bu geceyi takip eden günde yüze yakın Rus yaralısının Trabzon’a taşınmakta olduğu görülmüştür.
Rus Vahşetleri ve Katliâm

Bu havalinin tahliyesini müteakip Rus komutanlığı silâhlı çetelerden alamadığı öcünü silâhsız ve müdafaasız sivil halktan ve bilhassa kadın ve çocuklardan almak istemiş, Mula’da öldürülen Rus askerinin intikamını almak için Mula köyünü yaktırıp hayvanatını yağma ettirdiği gibi, umumî bir katliâm emri de vermişti. Köylerin dağlık ve evlerinin dağınık olması sebebiyle az miktarda kalan bu havali halkı ile Tonya’nın silâhsız halkı dağlara ve ormanlara kolaylıkla iltica eylediklerinden Ruslar ancak Tonya’nın Karaağaç ve Piçinlik Boğazı arasındaki yol üzerinde ve hicret halinde bulunan Trabzon ve Akçaabat muhacirlerinden rastgeldikleri üçyüz’den fazla kadın ve çocuğu gaddarane ve caniyane bir surette öldürdükleri gibi köylerde karşılaştıkları pek az miktarda diğer sivilleri de birahmane öldürdüler. Katliâm bir gün devam etmişti. Bu katliâmda Rus kıt’asındaki Ermeniler bilhassa Rus askerlerinin bile galeyanını mucip olacak derecede canavarlıkta ileri gitmişlerdi.
(NOT: Bu yazı BÜYÜKLİMAN Yöre Kültürü Tarih Dergisinin Bahar 2008 tarihli 1'nci sayısının 14-22 sayfalarında yayınlanmıştır.)




banner982
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Misafir Avatar
Fethi sekin 4 ay önce

Yaşamı

banner376

banner375

banner377

banner981

GÜDEF, Üniversite Öğrencileri ile Tanışma...
Gümüşhane Dernekler Federasyonu (GÜDEF), Gümüşhane kökenli üniversite öğrencilerini bir araya getiren...

Haberi Oku