İlk kez Adıyaman’a 20 yıl önce, Başbakanlık Basın Yayın Genel Müdürlüğü’nün Anadolu Basını eğitim semineri için gelmiş ve bölgeyi tanımıştım…
2014 yılında Adıyaman’a gelip belgesel çekimi yaparak tarihe not düşmüştük. Hazırladığımız belgesel bir çok TV kanalında yayınlanmaya devam ediyor. Bu belgeselin linkini sizlerle paylaşıyorum:
YENİDEN ADIYAMAN’DAYIZ
Türkiye Gazeteciler Federasyonu başkanlar Konseyi toplantısı için bulunduğumuz Adıyaman bölgesinde, Adıyaman Kültür ve turizm il Müdürü Mustafa beyin rehberliğinde gezip, belgesel çekme imkanı bulup, görmediğimiz yerleri görüp belgeselleştiriyoruz.
Kuran’da Yüce Allah “dünyayı gezin eski milletlerin yaşadıkları yerleri görün ve ibret alın” buyurmasına rağmen biz kendi ilimiz ve bölgemizi bile gezip tanımıyoruz.
Gerçekten Adıyaman Bölgesi ders ve ibret alınacak tarihi eserlerle dolu. Nemrut dağında güneşin doğumunu izlemek üzere gece saat 02.00’de Adıyaman’dan yola çıktık. İki Saatlik yolculukla Nemrut Dağı’nın 2200 metrelik zirvesine çıktık. Yerli yabancı yüzlerce insan buraya gelmiş. Türkçe bilen iki Çinli turistle görüşüp belgesel çektim.
Adıyaman Kültür Turizm il Müdürü Mustafa bey önemli bilgiler verdi. Arsima Cendere köprüsü ve Karakuş bölgesini gezerek www.devrialem.tv olarak belgesel çekimi yaparak tarihe not düşüp zamana noterlik yaptık.
Adıyaman Kültür ve Turizm il Müdürü Mustafa Ekinci tarafından Devri Alem Belgesel programı için hazırlanan Nemrut Dağı ile ilgili hazırladığı yazının özetini sizlerle paylaşıyorum:
NEMRUT DAĞI
Adıyaman İli Kahta ilçesinde bulunan ve Fırat Nehri geçit ve ovalarına hâkim bir tepe üzerinde, 2206 metre yüksekliğinde olan bir tepe üzerinde bulunan 50 metre yüksekliğinde ve 150 metre çapında bir alanı kaplayan Kommagene Kralı I. Antiochos’a ait tümülüste, ateş sunağı, tanrıça ve tanrı heykelleri bulunmaktadır. Tümülüs ana kaya üzerine kesme, kırma ve mıcır taşlarının yığılmasıyla oluşturulmuştur. Tümülüs ve kutsal alanlar M.Ö. I. yüzyıla tarihlenmektedir. Tümülüsün doğu, batı ve kuzey kesimlerinde ana kaya düzleştirilerek teraslar oluşturulmuş, doğu ve batı teraslarda Makedon-Pers üslubunda heykel ve kabartmalar yapılmıştır.
Keşfedildiği günden bu güne kadar Nemrut Dağı, dünyada birçok insanın, bilim insanlarının, arkeolog ve tarihçinin dikkatini çekmiştir. Bu kişilerin bir kısmı neredeyse hayatının büyük bir kısmını burada araştırmalar yaparak geçirmiştir. Hatta buraya duygusal olarak o kadar bağlanmışlar ki öldükten sonra cesedinin yakılarak küllerinin Nemrut Dağı’na atılması vasiyetinde bulunanlar bile olmuştur. Bir anıt mezar ve kutsal bir mekan olarak inşa edilmiş olan Nemrut Dağı kendi zamanında çok görkemli dinsel törenlere sahne olduğu gibi, günümüzde de Helenistik Döneme ait olup da bu güne kadar gizemi çözülemeyen dünyadaki tek kral mezarı konumundadır.
Kendi döneminde, çok büyük dini törenlerin yılın belli zamanlarında organize edildiği, kaidelerin arkasında bulunan yazıtlardan açıkça anlaşılmaktadır. Hatta bu törenlere o kadar büyük önem verilmiştir ki törenleri yönetmek üzere, kral yetkilerine sahip bir rahip görevlendirilmiş ve tören giderlerinin karşılanması için de özel mülk ve araziler bu amaçla tahsis edilmiştir.
Kommagene’nin hâkimiyetinde bulunan toprakların nerdeyse her noktasında bulunan nekropol, anıt ve kutsal alanlarında yaptırdığı tanrı stel ve heykellerinde, Pers ve Makedon tanrıları ve hükümdarlarıyla el tokalaşma figürlerini işlemek suretiyle her iki topluma da dostluk mesajlarını iletmeye çalışmıştır. Her iki topluma da onlardan olduğunu ima etmiştir. Barış mesajını sadece bu eserlerle iletmekle kalmamış her iki toplumdan kız alarak ve onlara kız vererek akrabalıklar tesis etmiştir. Böylece Kral Antiochos barış diplomasisinde, kendi çağında destanlara konu olabilecek bir başarıya imza atmıştır.
Temel olarak Nemrut Dağı ve çevresindeki tarihi eserlerin yer aldığı, Adıyaman’ın Kâhta ilçesi Karadut sınırları içinde kalan toplam 13.850 hektarlık alan 1988 yılında Milli Park olarak ilan edilmiştir.
Nemrut Dağı ve çevresi tüm Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin turizm açısından en önemli eserlerini barındırmakta, aynı zamanda bölgede turizm faaliyetlerinin ilk başladığı yer olarak da karşımıza çıkmaktadır. Doğal, tarihi ve arkeolojik yönden uluslararası düzeyde zenginliğe sahip olan bu alan I.Derece Arkeolojik Sit alanı olarak tescillenmiştir.
Nemrut Dağı bölgedeki en önemli turizm cazibe merkezi olarak sadece Adıyaman’ı değil, bölge illerinin de turizminin gelişmesine büyük bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Çünkü; Adıyaman’ın komşu illere olan uzaklığı 100-200 km arasında değişmektedir. Buraya gelen turistlerin diğer illeri ziyaret etmeleri ihtimali de oldukça yüksektir. Bundan dolayı, bölgenin sosyo-ekonomik yapısının kalkınmasına ve istihdamın arttırılmasına büyük katkıları olacağı düşünülmektedir.