Ulusal ve uluslararası haber ajansları  Kahramanmaraş merkezli  10 ilde meydana gelen depremle ilgili son dakika haberleri geçmeye devam ediyor. 17 Ağustos 1999 Marmara depremini depremin merkez üssü Kocaeli Gebze’de yaşayan gazeteci ve belgeselci olarak  tarihe karşı sorumluluk taşıyan bir medya mensubu olarak hergün depremlerle ilgili yazılar yazıyor , medya arşivi ve belgeseller çekmeye çalışıyorum. Maraş depremi ile ilgili bir çok şey söylenecek yazılıp çizilecek ancak en önemli belgeler o günlerde yaşanan acı olaylara Işık tutan belgelerdir. Maraş depreminde devlet ve millet üzerine düşeni yapmaya çalışıyor  resmî ve özel kurtarma ekipleri seferber oldu  yurtdışından gelen kurtarma  ekipleri çalışıyor. Kurtarma ekiplerinin içinde maden işçilerinin yeri ve önemi farklı , madenciler adeta destanlar yazıyor.

KAHRAMANMARAŞ DEPREMİ

Kahramanmaraş’ta 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerde hayatını kaybedenlerin sayısı 31 bini aştı. AFAD, 13 Şubat da 10:55 itibarıyla depremler nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısının 31 bin 643’e yükseldiğini açıkladı. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’na (AFAD) göre deprem sonrasında 2 bin 724 artçı deprem oldu. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ 134 kişi hakkında işlem yapıldığını söyledi. Büyüklükleri Pazarcık’ta 7,7 ve Elbistan’da 7,6 olarak ölçülen ve 11 ilde büyük yıkıma yol açan depremlerde yaralananların sayısı ise 80 binden fazla. Bu kişilerin arasında arama kurtarma görevlilerinin yanı sıra yardım görevlileri de bulunuyor.Yurt dışından giden arama kurtarma personeli sayısı da 9 bini aştı.

MADENCİLER CAN KURTARIYOR

Türkiye ve dünya onları konuşuyor!

Zonguldak’tan deprem bölgesine giden maden işçileri; omuzlarında direkleri, ellerinde kazmaları, başlarında baretlerinde fenerleriyle adeta umudun ışığı oldular.Türkiye, Kahramanmaraş merkezli yüzyılın felaketi iki büyük depremin acılarını yaşıyor. Kaybettiği canların, enkazdan çıkan yaralı bedenlerin ve hatıralarıyla birlikte yıkılan şehirlerin yasını tutuyor. Kahramanmaraş Pazarcık’ta 6 Şubat saat 04.17’de 7.7 büyüklüğünde ve aynı gün Elbistan’da saat 13.24’te 7.6 büyüklüğünde meydana gelen iki büyük deprem ile Türkiye’yi yasa boğdu. Kahramanmaraş, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya ve Hatay illerinde büyük yıkıma yol açan depremde enkaz altında kalanların kurtarma çalışmalarında bir hafta geride kaldı. AFAD başta olmak üzere gönüllüler, resmi ve sivil kurumlar ile dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen arama-kurtarma ekipleri geceli-gündüzlü canla başla çalışarak enkaz altından bugüne kadar çok sayıda can kurtardı. Söz konusu ekiplerin arasında kendine özgün çalışma yöntemleri kullanarak, ‘girilemez’ denilen yerlere korkusuzca girip hayat kurtaran ekip Zonguldaklı madenciler oldu. Dev enkaz yığınlarının ortasında kurtarılmayı bekleyenlerin dışarıdaki yakınları ise umutlarını madencilerin yapacakları çalışmaya bağladılar. Adıyaman’da depremden 90 saat sonra 8 metre derinlikten 17 yaşındaki Gülsüm’ün madenciler tarafından çıkarılması umutların gerçeğe dönüştüğü anlardan sadece bir tanesi oldu.

175 YILLIK MADENCİLİK TARİHİMİZİN SON 50 YILLIK CANLI ŞAHİDİYİM

İlk okulda okuna yazmayı öğrenirken  Zonguldak maden kömürü tarihine ışık tutan uzun Mehmet kitabı önemli yer tutar. 1968 de rahmetli abim Giresun’dan  Zonguldak’a maden ocağında çalışmaya gelmişti.

MADEN OCAĞI İLE İLGİLİ BİRÇOK YAZI VE MAKALEM VAR

17 Ağustos Marmara depreminde en çok maden işçileri can kurtarmasına rağmen madencilere  hak ettikleri değeri vermedik .Maden işçilerine arama kurtarma konusunda  daha fazla önem vermeliyiz.

ZONGUKDAK VE MADENCİLER TARİHİ

Cumhuriyet’in ilk vilayeti adeta taş kömürüyle hayat bulmuş iki katlı bir şehir olan Zonguldak’ta 1829 yılında Uzun Mehmet’in taş kömürünü bulduğu havzada 1848 yılından beri kömür madeni işletmeciliği yapılıyor. Demir çelik işletmeleri ve elektrik santralleri başta olmak üzere, sanayinin muhtelif alanlarında yürekleri aydınlık madenciler tarafından yerin karanlık dünyasında çıkarılan taş kömürü kullanılıyor. Kdz. Ereğli’den Amasra’ya, Zonguldak’tan Yenice’ye kadar yayılan geniş bir havzada 175 yıldır ana geçim kaynağı olmuş kömür madenciliği. Her aileden neredeyse bir kişi madenci olarak görev yapıyor. Özel yetenek isteyen bu işletmelere girmek için özel sınavlar yapılıyor. İşe gireceklere uzunluğu 5 metreyi bulan ahşap maden direklerinin taşıtılması da bu sınavların en başında geliyor.Türkiye’yi aydınlatmak ve kalkındırmak adına bir avuç kömür için bir ömür veren her bir madenci, aynı zamanda aldığı eğitimlerle de iyi bir kurtarmacı oluyor. Nesiller boyu devam eden madenci kültürü yaşatan Uzun Mehmet’in torunları, yerin yüzlerce metre altında ahşap direklerle yaptıkları domuzdamının içinde emniyetle ilerleyerek kömür çıkarıyorlar.Deprem kurtarma çalışmalarında da domuzdamı dedikleri enkaz altındakileri hayata kavuşturan en kısa yolu inşa ettiler. Beton bloklarının arasında zifiri karanlığın günlerce esir aldığı bedenleri ışığa, dışarıdaki meraklı bekleyişleri mutluluğa çevirdiler.Bu özgün yöntemi kullanan karaelmas diyarı Zonguldak’ın gözü pek madencileri, 1999 Marmara depreminde olduğu gibi Kahramanmaraş depreminde de kurtarma çalışmalarıyla kahramanlık destanı yazdılar. (karara Elmas gazetesi.  https://www.elmas67.com/m/guncel/turkiye-ve-dunya-onlari-konusuyor-h69691.html)

175 YILIK MADENCİLİK KÜLTÜRÜNÜ YAŞATIYORLAR

Cumhuriyet’in ilk vilayeti adeta taş kömürüyle hayat bulmuş iki katlı bir şehir olan Zonguldak’ta 1848 yılından beri kömür madeni işletmeciliği yapılıyor. Demir çelik işletmeleri ve elektrik santralleri başta olmak üzere, sanayinin muhtelif alanlarında yürekleri aydınlık madenciler tarafından yerin karanlık dünyasında çıkarılan taş kömürü kullanılıyor.Kdz. Ereğli’den Amasra’ya, Zonguldak’tan Yenice’ye kadar yayılan geniş bir havzada 175 yıldır ana geçim kaynağı olmuş kömür madenciliği. Her aileden neredeyse bir kişi madenci olarak görev yapıyor. Özel yetenek isteyen bu işletmelere girmek için özel sınavlar yapılıyor. İşe gireceklere uzunluğu 5 metreyi bulan ahşap maden direklerinin taşıtılması da bu sınavların en başında geliyor.Türkiye’yi aydınlatmak ve kalkındırmak adına bir avuç kömür için bir ömür veren her bir madenci, aynı zamanda aldığı eğitimlerle de iyi bir kurtarmacı oluyor. Nesiller boyu devam eden madenci kültürü yaşatan Uzun Mehmet’in torunları, yerin yüzlerce metre altında ahşap direklerle yaptıkları domuzdamının içinde emniyetle ilerleyerek kömür çıkarıyorlar.Deprem kurtarma çalışmalarında da domuzdamı dedikleri enkaz altındakileri hayata kavuşturan en kısa yolu inşa ettiler. Beton bloklarının arasında zifiri karanlığın günlerce esir aldığı bedenleri ışığa, dışarıdaki meraklı bekleyişleri mutluluğa çevirdiler.Bu özgün yöntemi kullanan karaelmas diyarı Zonguldak’ın gözü pek madencileri, 1999 Marmara depreminde olduğu gibi Kahramanmaraş depreminde de kurtarma çalışmalarıyla kahramanlık destanı yazdılar.

(Kaynak  Koz Kocaeli gazetesi)