banner1098
GÜNDEM:
Babalar günü ve baba olmak!

19 Haziran 2016 Pazar 18:32

Makale Yazarı: İsmail Kahraman

Baba üzerine ne kadar yazı yazılıp konuşmalar yapılsa azdır. Babanın değerini ve kıymetini insanlar baba olduğu zaman ve birde babalarını kaybettiği zaman anlar. Babalar ailenin temel direği, varlık nedenidir. Baba gücün simgesi, neslin devamıdır. Babalar nasihat verir, ders verir, babalar evlatları için örnektir, kol kanattır, değim yerinde ise her şeydir.

Babaları hayatta olanlar babalarının değerini bilmez ve anlayamazlar. Babalar ebedi âleme gittikten sonra eyvah derler ve iş işten geçmiş olur. Baba ile ilgili ne söylense az. Geçtiğimiz günlerde okunmuş kitap satan bir satıcıdan satın aldığım ‘Tarih Boyunca Babaların çocuklara öğütlere’ adlı Mustafa Turan imzalı kitap gerçekten muhteşem. Kitapta peygamberlerin, ünlü düşünürlerin, yazarların, fikir adamlarının ve dünyaca tanınan edebiyatçıların çocuklarına yaptığı öğütleri içermekte. Kitabı bir çırpıda okuyup incelediğimde ne kadar güzel yazılmış bir baş ucu kitabı olduğunu anladım. Onlardan bir iki nasihati burada sizlerle paylaşmak istiyorum.

ÜNLÜLERİN OĞULLARINA NASİHATI

‘Hz Ali’nin ‘Ey Oğul yalancı ile arkadaş olmaktan sakın, o sana uzağı yakın, yakını da uzak gösterir’ Şair Nabi’nin ‘Ey Oğul İnsanda bir dil iki kulak vardır, öyleyse sende bir söyle iki sus, sözünü kısa tut ki inci ve mercan gibi değerli olsun’ sözlerine ilaveten Türk dil bilgini Kaşgarlı Mahmut’un oğluna yaptığı şu nasihat çok önemli Kaşgarlı Mahmut’u dinliyoruz “ Oğlum ananın babanın sözünü işittiğinde red etme, mal baht bulduğunda buldum delisi olma, haddini aşma, sözün özünü hep bilginler söyler, bilginlere yakın dur, akıllı kişi öğüt kabul edendir” ne kadar güzel nasihatler. Bugün bile geçerliliğini koruyan bu nasihatler evlatlara yol göstermekte, ışık olmaktadır. 

Benim babamın bana en büyük nasihat ve nasihati dürüstlük ve doğruluktan ayrılmamak, çok çalışmak, vatana millete hayırlı evlat olmamı istedikten sonra adeta kulağımda küpe olan ve hiç unutmadığım şu tarihi nasihat ve vasiyetini sizlerle paylaşıyorum; “Oğlum, gazetecisin. Yazı ve haberlerinde çok dikkatli olmalısın. Yıkıcı olmamalısın yapıcı olmalısın. Allah seni yapıcı etsin, yıkıcı etmesin. Bir de gazeteci olarak çok düşmanın olur. Sakın düşmanına adaletsizlik yapma, insanın düşmanının olması büyük zenginliktir. Herkesin düşmanı olmaz. Ancak büyük adamların düşmanı olur. Düşmanlarına da saygılı ol ve onlara düşmanlık yapma. Taş atana ekmek at. Düşmanlık yapana dostluk eli uzat.” İşte benim babamın bana nasihati.

Baba sevgisi ile ilgili neler yazmıştım?

Bugüne kadar bu köşede değişik tarihlerde baba sevgisi ile ilgili birçok yazı kaleme aldım. Rahmetli babam Mustafa Kahraman’ın 3 Ocak 2009 yılında vefat etmesi üzerine kaleme yazdığım yazıların bir kısmını ve baba sevgisi ile yazdıklarımı bir bölümü aşağıda yer almakta. Siz değerli okurlarımdan da Baba Sevgisi ve Baba’ya vefa ile ilgili yazı ve yorumlarınızı bekliyorum.

Babasız geçen bir yılın ardından (3 Ocak 2010 Gebze Gazetesi)

Babalarımız en önemli değerlerimizdendir. Babaları hayatta iken yeteri kadar anlamayız. Zaman zaman da üzeriz. Babalar öldükten sonra kıymetleri anlaşılır. Her ne kadar yeteri kadar hakkını teslim edemesek de babalar ailenin direğidir. Babalar sadece ailenin direği değil her şeydir.

Analarımız kadar gündemde olmasa da, Baba olmak çok büyük sorumluluk ister.  Baba olmak şefkat ve sevgi ister. Babalarımız çok kıymetli varlıklardır. Babalarımızın kıymetini ancak babalarımızı kaybedince anlarız. Babalarımızın kıymetini bilelim.

Babamla geçirdiğim çocukluk yıllarını daha dün gibi hatırımda. Babamın sırtında saatler süren yayla yolculuğu. Babamla ilk gittiğim şehir gezisi.  Beni sevip okşaması. Sigara içtiğim için kızıp dövmesi. Babamla geçirdiğim daha nice hatıralar.

Evet, babamı kaybedeli bir yıl oldu. Babasız bir yıl benim için çok zor oldu. Babamın yokluğunu annemle gidermeye, onda o şefkati bulmaya çalıştım. 90 yaşındaki annemi ziyaret ederek baba hasretimi dindirmeye çalışıyorum. Her geziden sonra eve gitmeden anamın elini öpmeye gidip özlem gideriyorum. Hafta sonları küçük oğlumu Emirhan’ın elinden tutarak babamın ve halamın kabrine giderek Fatiha okuyup onsuz geçen ayların ne kadar zor olduğunu tekrar tekrar anlıyorum.

Babamı bir yıl önce kaybettiğimizde, yine bir yurtdışı gezisine çıkmıştım. Daha doğrusu Filistin´e yardım için Gazze’ye gitmiştim Gazze sınır kapısında bombalar altındayken haber gelmiş, apar topar Türkiye´ye dönerek Babamın cenaze namazına son anda katılmıştım.

Dün babamın vefatının birinci yılı münasebetiyle Kuran ve mevlit okutarak bir kez daha acısının hiç bir zaman bitmeyeceğini anladık.

Bir yıl önce babamı kaybettiğimde baba olmanın ne anlama geldiğini daha iyi anlamıştım. Babamla yaşadığımız hatıralar gözümde canlanmıştı. Yaz tatillerini babamla birlikte köylerde ve yaylalarda geçirerek hayat tecrübesinden yararlanıp, babamla belgesel çekmiştim. Bütün yaptıklarımız film şeridi gibi gözümün önünden geçmişti. Siz değerli okurlarıma babanızın kıymetini bilin babalarınızın hayatını kameraya kaydederek gelecek nesillere belgesel görüntüsünü aktarın. (Babasız geçen bir yılın ardından - 3 Ocak 2010 Gebze Gazetesi)

BABALAR GÜNÜ İLK NE ZAMAN KUTLANDI?

Dünyayı sömüren kapitalist düzen, tüketimi teşvik etmek için neredeyse yılın 365 gününe bir şey uydurarak, insanların maddi ve manevi sömürülmesini gerçekleştirmiş. Anneler günü, sevgililer günü daha bilmem ne günü ve şimdide babalar günü adı altında tüketim teşvik ediliyor ve dolaylı olarak babaların cebinden paralar uçuyor ve yine baba mağdur oluyor. Babalar gününün ne zaman kutlandığını Vikipedia kaynaklarından aldığım bilgiyle sizlerle paylaşıyorum.

Bir Amerikan İç Savaşı gazisinin kızı olan Sonora Smart Dodd, Anneler Günü gibi babaların da bir günü olması gerektiğini düşünmekteydi. Dodd'un babası annelerinin yokluğunda altı çocuğunu tek başına büyütmüştü. Babasının doğum günü olan 5 Haziran'ın Babalar Günü ilan edilmesi için çalışmalara başlamış ama bu çalışmalar o tarihe yetişemeyerek kutlamalar haziran ayının üçüncü pazar gününe ertelenmiştir.

Babalar Günü ilk kez 19 Haziran 1910'da Washington'un Spokane şehrinde kutlanmıştır.[1] 1924 yılında Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Calvin Coolidge kutlamaları desteklemiş; ama resmi olarak Babalar Günü ilan etmemiştir.[3] 1966 yılında ise o dönemin başkanı Lyndon Johnson, her yıl haziran ayının üçüncü pazarının Babalar Günü olarak kutlanacağını açıklayan bir bildiri yayımlamıştır. 1972 yılındaysa başkan Richard Nixon'ın imzasıyla Babalar Günü yasal olarak ABD'de resmi tatil ilan edilmiştir.

Katolikler ise Babalar Günü olarak farklı bir tarihi kutlarlar. Onlar bu kutlamayı dini açıdan ele alıp Hıristiyanlık peygamberi İsa'nın babası anısına, Mart ayının 19. gününü St. Joseph Günü adı altında babalarına armağan etmektedirler. Bazı ülkelerde bu kutlamalar dini özelliklerinin dışına çıkmıştır.

Sonuç olarak zararı yok yılda bir kez de hatırlansa babalar çok güzel. Aslında babaları yılda bir kez değil sürekli hatırlamak hal ve hatırına sormak, vefat ettiyse mezarı başına gidip onu hayırla yâd etmek dua etmek gerekiyor. Bugün sadece bir baba değil bir dede olarak da tüm baba ve dedelerin ellerinden öpüyor. Tüm baba ve dedeleri saygıyla anıyor vefat edenlere Allah’tan rahmet niyaz ediyorum.

 

banner982
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981

GÜDEF, Üniversite Öğrencileri ile Tanışma...
Gümüşhane Dernekler Federasyonu (GÜDEF), Gümüşhane kökenli üniversite öğrencilerini bir araya getiren...

Haberi Oku