İSMAİL KAHRAMAN/ MAKALE
Başkent Bişkek'te bizleri Kırgız Kültür Bakan yardımcısı Azemet bey karşıladı. Kırgızistan'ın tarih ve kültür değerleri ile ilgili konuşma yapan bakan yardımcısı tarihi ipek yolu güzergahındaki Kırgızistan, kadim Türk tarihinde de çok önemli yeri olduğunu söyledi.
KARAHANLILARIN BAŞKENTİNDEYİZ
Türk İslam tarihi ve büyük ipek yolu tarihinde çok önemli yeri olan, İlk Türk İslam devleti Karahanlılara başkentlik yapan Tokmak şehri yakınlarındaki Balasagun kenti ve tarihi minarenin bulunduğu bölgeye gittik. Karlı Tanrı dağlarının eteğindeki antik kent Balasagun’daki Yusuf Has Hacip minaresi Karahanlıların tarihi ihtişamını yansıtıyor. Şehir harabesi tarihi bal bak mezar taşları ile müzede tarihimizin ihtişamlı geçmişini gördük. Bal bak taşları ve yüzlerce yıllık mezar taşları kültür tarihimiz açısından çök önemli.
Tarihi ipek yolunun çok önemli merkezi olan Balasagun’un perişan ve terk edilmiş haline üzüldük. İpek yolu turlarının canlanması ile Balasagun eski ihtişamlı günlerine geri dönecek. Balasagu’na yakın bir yerde bir birinden güzel hünerlerini sergilendiği at yarışlarını izledik.
TANRI DAĞLARINI GEÇERKEN HEYECANLANIYORUZ
Devri Alem belgesel programı olarak tarihi ipek yolundan modelin ipek yoluna belgesel çekimlerimize devam ediyoruz. Gitmediğiniz yer sizin değildir diyerek yollardayız. Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan devletlerinin ortaklaşa Organize ettiği İpek Yolu tanıtım turunun çok önemli noktası Tanrı dağlarındayız. Tarihi ipek yolunu takip ederek Narine gidiyoruz.
Tanrı dağlarını aşacağız. Kırgız, kazak ve Çin topraklarına kadar uzanan, en yüksek zirvesi 7800 metre olan Tanrı dağlarının adını Çinliler değiştirerek Tiyanşan demişler. Çin'e inat biz Tanrı dağları demeye devam edeceğiz.
KAZAKİSTAN’DAN İTİBAREN İZLEDİK
Kazakistan'dan beri manzarasını doya doya seyir ederek geldiğimiz Tanrı dağlarına doğru yola çıkıyoruz. Muhteşem manzara eşliğinde tarihi ipek yolunu takip ederek Koçkor Vadisi, Çu ırmağının eşsiz manzaralarının belgeselini çekerek, Tanrı dağlarının 3000 metrelik geçiş noktasındaki zirvesine çıkıyoruz.
İpek yolu kervanları bu zirveden geçerek Anadolu ve Avrupa'ya gidiyordu. Zirvede durup bir süre karlı Tanrı dağına tırmanıyoruz. Tanrı dağlarının ihtişam ve asaleti bizleri heyecanlandırıyor.
Tanrı Dağlarının zirvesinden eşsiz manzaralar eşliğinde, bir zamanlar İpek yolu kervanlarına ev sahipliği yapan Kırgızistan’ın Narin şehrine geliyoruz. Bir kartal yuvasını andıran Narin şehrinde adını Tanrı dağlarının en yüksek zirvesinden alan Hantanri otelinde konaklayacağız. Bizleri Narin’deki devlet yetkilileri karşılıyor. Narin şehri üzerinden Gün batımı göz ve gönül ziyafeti sunuyor.
İPEK YOLU ÜZERİNDE DİNLERİN YAYILMASI
İpek Yolu üzerinde taşınan kalıcı şeylerden biri de dinler olmuştur. Örneğin 4. ve 5. yüzyıllarda Kuzey Vey Hanedanlığı döneminde Budizm, kuzey güzergâhı yoluyla Hindistan’dan Çin ve Japonya’ya gelmiştir. Bazı istisnalar haricinde, Hıristiyanlığın Anadolu’da yayılmasının 3. yy. da Sasani İmparatorluğu döneminin başlaması ile mümkün olduğu kabul edilmektedir. Hristiyanlık, Orta ve Doğu Asya’da hiçbir zaman hâkim din olmamasına rağmen, İpek Yolu’nu kullanarak Çin sınırlarına kadar dayanmıştır. Moğollar döneminde Yunan teolog Nestorius’a dayanan Diofizit hasaba katılması gereken kültürel bir silah olmuştur.
Hıristiyanlığın yayılması diğer dinlerden baskın olan İslam’ın yayılmasına göre daha kısıtlı olmuştur. M.S. 632 yılında HZ. Muhammed’in vefatından sonra İslamiyet, Arap yarımadası üzerinde hızla yayılmaya başlamış ve sonraki yüzyılda da eski Roma şehirleri olan Suriye, Mısır ve bütün Kuzey Afrika’da yerleşme sürecine girmiştir. Kısa süre içinde İpek Yolu’nun batı kısmı ve böylelikle Asya üzerinde gerçekleşen ticaret Müslümanların kontrolüne geçmiştir. Pers İmparatorluğu’nun fethi ile genişleme doğuya doğru gerçekleşmeye devam etmiştir. İslamiyet, ilk olarak İpek Yolu üzerinde yer alan şehir merkezleri boyunca etkili olmuş ve daha sonra kırsal kesimlere kaymıştır. Orta Asya, Çin, Bengal ve daha sonra Endonezya’da da askeri veya politik bir girişim olmadan Müslüman yerleşim yerleri oluşmuştur. Pers kökenli olan Zerdüştlük ve Mani Dini de İpek Yolu üzerinden yayılmıştır.