Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş Arapça Kitap ve Kültür Günleri’ne katılan âlimlerle buluştu
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesinin 2. Arapça Kitap ve Kültür Günleri münasebetiyle düzenlediği yemekte yaptığı konuşmada, İslam dünyasının dualarını her zaman hissettiklerini söyledi. 15 Temmuz gecesinde yüzbinlerce vatandaşın sokağa çıktığını, darbenin karşısında durduğunu hatırlatan Kurtulmuş, o gece 1 milyar 700 milyon Müslümanın dualarının ve iyi dileklerinin yanlarında olduğunu bildiklerini vurguladı. O gece, Müslüman aleminin fiziken olmasa da manen Türkiye'de olduğunu aktaran Kurtulmuş, bu desteklerinden dolayı bütün İslam alemine teşekkür etti.
Numan Kurtulmuş, yemeğe katılan konukların İslam coğrafyasının geniş bir bölümünü temsil ettiğini vurgulayarak, "Ne yazık ki son bir asırdır İslam ümmeti ilmi ve siyasi anlamda ciddi bir şekilde dağılmış vaziyettedir. Özellikle Osmanlı’nın yıkılış süreciyle de tamamen başsız kalarak, dünyanın dört bir tarafında siyasi altüst oluşların, bu anlamda geri kalışların içerisindedir. Bu durumu tespit etmemiz ve bundan uzaklaşmak için gayret sarf etmemiz gerekiyor. İslam aleminin geri kalışının ve çözülüşümüzün altında çok sayıda sebep yatıyor. Bunlar sadece askeri ya da ekonomik anlamda geri kalmakla ifade edilecek hususlar değildir. İslam ümmetinin çözülüşünün, geri kalışının altındaki en temel neden, ilmi alandaki geri kalışıdır. Bu ilmi alandaki geri gidişin, hayatın bütün alanlarına sirayet etmesi ile birlikte bir çözülmeyi yaşamış olmamızdır." diye konuştu.
“Müslümanlar ilimde ilerlemek mecburiyetindedir”
İslami bir perspektif ile yeniden ilim hayatının canlandırılması gerektiğini dile getiren Kurtulmuş, "İlimin merkezinde İslami ilimler olmak üzere, diğer bütün ilim alanlarında Müslümanlar ileri gitmek ve güçlü olmak mecburiyetindedir. Medreseler, üniversiteler, teknoloji, sosyal ve İslami ilimler üreten merkezlerin de çok güçlü hale getirilmesi, hepimizin üzerinde büyük bir sorumluluktur. Zaten geçmiş tecrübemize baktığımızda ilimlerin hepsinde bir geri gidiş olduğu için, İslam ümmeti geri gitmiştir. Yani teknoloji diğer sosyal ilimler, tabii bilimlerde geri kaldık da İslami bilimlerde çok ileri gittik değil. Bir birleşik kaplar gibi bütün ilim alanlarında geri kaldığımız için bugünkü duruma geldik. Onun için ilim adamları arasındaki ziyaretlerin ve dayanışmanın çok önemli olduğunu ifade etmek isterim. Bu ziyaretin ortaya çıkmasına vesile olan arkadaşları tebrik ederim. İslami ilimler ve kitap merkezli bir buluşmayı İstanbul'da gerçekleştirmeleri fevkalade önemlidir ve tarihi bir buluşmadır." ifadesini kullandı.
Kurtulmuş, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bu çerçeveden baktığımızda son 10 yılda İslam dünyasında yeniden ilim alanında yükselmek konusundaki gayretleri de büyük bir memnuniyetle karşıladığımızı da belirtmek isterim. Bütün alanlarla, Müslüman dünyasından alimleri yetiştirecek çok ciddi müesseselerin kurulması için gayret ediyoruz, bunları arttırmaya devam edeceğiz. İslam coğrafyasında geçmiş dönemlerde olduğu gibi çok sayıda ilim merkezleri yeniden inşa edilecektir. Kahire'nin, Bağdat'ın, Şam'ın ve İstanbul'un yeniden dünyanın ilim merkezleri haline geleceği günleri hep birlikte yeniden inşa edeceğiz. Yeni Fergana Vadilerini, yeni Endülüsleri, yeni Semerkantları inşa edeceğiz. İlim alanında derlenip toparlanmadıktan sonra diğer hiçbir alanda ayağa kalkmamız mümkün değildir."
"İslam dünyası çok sayıda tehdit ile karşı karşıya"
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, İslam dünyasının çok sayıda tehdit ile karşı karşıya olduğuna vurgu yaparak, "Bunların en önemlisi, ikisi birbirine düşman gibi görünse de İslam'ın çağdaş dünyada görünür olmasını önlemeye çalışan iki tehlikeli akımdır. Bunlardan birincisi İslam dünyasını tamamıyla dünyanın barbarları, eli kanlı canileri, İslam'ın da tehlikeli bir fikir olduğunu yaymaya çalışan karanlık İslamofobya odaklarıdır. Diğeri ise bunların tam zıddı gibi görünse de kullandıkları yöntemlerle bunlarla aynı istikamette İslam'ı töhmet altında bırakan, İslam'ın mukaddes adını kullanarak, dünyayı teröre ve kana bulayan birtakım terör örgütleridir. Bunlar birbirine rakip, düşman gibi görünse de aynı gayeye hizmet etmektedirler. İnsanlığın, beşeriyetin İslam'la olan ilgisini örtmek, İslam'la olan irtibatını koparmak isterler. Onun için bizlere düşen, İslam dünyasının ulemasına düşen, İslam'ın en iyi şekilde temsil edilmesini sağlayacak çabaları geliştirmektir. Bunun yolu da ilimden geçiyor. İslam'ın sahih itikadının, inancının ve İslam medeniyetinin geçmiş abidevi, tarihsel örneklerinin insanlığın önüne serilmesidir." dedi.
"FETÖ terörü püskürtüldü"
TYB İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı da Türkiye'nin her zaman âlimlerine, ilim adamlarına büyük saygı gösterdiğini belirterek, "Yakın zamanda görülmüştür ki, bu toplumu kötü yola götürenler de ilmi kullanmıştır, ilim ve âlim kisvesini kullanmıştır. Ülkemiz yakın dönemde FETÖ terörünün büyük işgal girişimiyle karşı karşıya kaldı. Ülkemizin feraseti, milletimizin ârifane duruşu, âlimlerimizin dirayetli duruşu ve devletimizin de net bakışıyla bu bela püskürtüldü. FETÖ terör örgütünün saldırısı, sadece Türkiye'ye değil bütün İslam coğrafyasına yönelikti. Dolayısıyla buraya gelen âlimlerden ülkelerine döndüklerinde bu örgütün kötülüklerini anlatmalarını istirham ediyoruz" dedi.
TYB İstanbul, İSVA ve Haşimi Yayınlarının ortaklaşa düzenlediği 2. Arapça Kitap ve Kültür Günleri münasebetiyle 22 ülkeden Türkiye’ye gelen 100 âlim ve yazar, 17-26 Şubat tarihleri arasında 10 gün boyunca ülkemizde kalacak ve söyleşilerde bulunacak.