Fort Lauderdale Havalimanı'nda gözaltına alınan, yaklaşık 2 saat dini inancı hakkında sorgulandıktan sonra serbest bırakılan 44 yaşındak iAmerikalı efsanevi boksör Muhammed Ali'nin oğlu Muhammed Ali Jr.. ve annesi Khalilah Camacho Ali, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Annesi ile 7 Şubat'ta Jamaika'dan ABD'ye dönerken pasaport kontrolü sırasında yetkililerin "Müslüman mısın?" diye sorduğunu, daha sonra kendisini alıkoyup sorguladıklarını anımsatan Ali Jr, yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Önce ismimi sordular. Muhammed Ali Jr. olduğumu söyledim. 'Kim sana bu ismi verdi?' diye sorduklarında ise 'Anne ve babam' cevabını verdim. Sonra 'Dinin ne' diye sordular. Bu soru karşısında şaşkınlığımı gizleyemedim ve Müslüman olduğumu söyledim. Söylediklerime inanmadılar ve başka bir odaya götürdüler. Orada da aynı soruları yönelttiler. Bir saat 45 dakika tuttuktan sonra da özür bile dilemeden gidebileceğimi söylediler."
"Babam hayatta olsa..."
Haklarının ihlal edildiğini ve ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'da olduğu sürece aynı şeylerin yine başına gelebileceğini belirten Ali Jr, şöyle devam etti:
"Ne düşüneceğimi ne yapacağımı bilemeden kendimi babamın cenazesinde olduğu gibi hissettim. Babam hayatta olsa 'Sen Müslümansın. Konuş ve anayasamıza kulak ver' derdi. Ben Amerikalıyım ama artık kendimi rahat ve güvende hissedemiyorum. Dinin ne diye sorarak din özgürlüğünün engellenmesi anayasaya aykırı, yanlış ve buna son verilmesi gerek."
"Hacdan döndüğümde yine alıkonulmaktan endişeleniyorum"
Hacca gidip döndüğünde havalimanında yine alıkonulmaktan endişe duyduğunu söyleyen Ali Jr, "Evlerine dönen Amerikalı Müslümanları da mı sınır dışı edecekler?" dedi.
İnsanların dini profilini çıkarmanın moral bozucu olduğunu ifade eden Ali Jr, Müslümanlara yönelik bu yanlış uygulamaya son verilmesi gerektiğini vurguladı.
"Müslüman mısın?"
Ali Jr'ın annesi ve Muhammed Ali'nin ikinci eşi Khalilah Camacho Ali, kendisine de benzer sorular yöneltildiğini belirterek şöyle konuştu:
"Pasaport kontrolünde oğlum önde, ben arkasındaydım. Pasaportlarımızı aldılar ve sonra bizi başka bir yere götürdüler. Birlikte olduğumuzu söylememe rağmen farklı yerlere götürdüler. Onlara Muhammed Ali'nin eşi olduğumu söyledim. 'Nerelisin?' diye sordular. Chicago doğumluyum dedim. 'Müslüman mısın?' diye sorduklarında 'Bu şahsi bir soru' diye cevap verdim. Sonra şaşkınlık içinde Müslümanım dedim. 'Peki, size birkaç soru daha sormamız gerek' dediler." Onlara neden bana bu soruları sorduklarını sordum. Müslüman yasağı aklıma gelmedi. Beni neden tuttuklarına dair hiçbir gerekçe göstermediler ve 45 dakika sonra serbest bıraktılar."
"Muhammed Ali, Trump'ı nakavt ederdi"
İslam'ı ve Müslümanları terörist gibi görerek İslam'ı tehlikeye attıklarına dikkati çeken Khalilah, "İslam barış demektir. Hiçbir din, nefret ya da birilerini öldürmeyi öğretmez. Müslüman ya da değil masum insanlara karşı değil, suçlulara karşı harekete geçin." dedi.
Khalilah, "Muhammed Ali, hayatta olsa bu olanlar karşısında tepkisi ne olurdu?" sorusuna ise gülerek "Beyaz Saray'a gider Trump'ı nakavt ederdi." yanıtını verdi.
"Bu diktatörlüktür"
Ailenin avukatı Chris Mancini de dünyanın her yerinden Müslümanlardan telefon ve e-posta aldıklarını belirterek şunları söyledi:
"En üzücü olan da benden tavsiye isteyen insanların havalimanlarında 'Yalan söylemeli miyim, Müslüman değilim desem' diye sormaları. Buranın insanların inanç özgürlüklerinin savunulduğu bir ülke olması gerekiyor."
Mancini, Müslüman örgütlerin ülkeye girişte sorun yaşayan kişilerin listesini oluşturmaya başladığını ve bu şekilde havalimanlarında "Günde beş vakit namaz kılıyor musun, imamın kim, Sünni misin, Şii misin, herhangi bir Müslüman grubun üyesi misin, Kur'an dışında başka neler okuyorsun?" gibi sorular sorulduğunu öğrendiklerini anlattı.
Hükümetin bu uygulamalarına devam edeceğini ifade eden Mancini, "Trump, çıkıp televizyonlarda bunun Müslüman yasağı olmadığını söylüyor. Bu bir yalan. Hükümetin ne yaptığını, havalimanlarında neler sorulduğunu, Muhammed Ali Jr. ve annesi ve daha yüzlercesinin isimlerini toplayarak anlamaya çalışıyoruz. Ona göre de harekete geçeceğiz." diye konuştu.
Hükümetin olay mahkemelere taşınana kadar anayasayı görmezden geldiğini ve Trump'ın mahkemeye de kafa tuttuğunu belirten Mancini, "Bu diktatörlüktür ve mahkemeler de onun gibi insanların her istediğini yapmasını engellemek için var." ifadelerini kullandı.
ABD Başkanı Donald Trump'ın 27 Ocak'ta imzaladığı ve nüfusunun çoğunluğu Müslüman 7 ülkeye 3 ay vize yasağı getiren kararnamenin yürütmesi federal bir yargıç tarafından durdurulmuştu. Ancak son haftalarda birçok havalimanında özellikle Müslüman yolcuların uzun gümrük prosedürlerine takıldıkları şikayetleri kamuoyunda sıkça dile getiriliyor.