KAÇUV Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Feza Orhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kanser tedavisinin uzun sürdüğünü, okul çağındaki çocukların zamanlarının büyük bir kısmının hastanelerde geçtiğini söyledi.
Orhan, ilk olarak 2006 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde bir hastane sınıfı kurduklarını ve destek verdiklerini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"KAÇUV olarak amacımız; onkoloji tedavisi gören öğrencilerin bu süreçte okuldan ayrı kalmamalarını sağlamak, hem bilişsel gelişimlerini devam ettirmeleri hem de okulun bir sosyalleşme ortamı olması dolayısıyla diğer arkadaşlarıyla bir araya gelecekleri hastane sınıfları kurmak. İl ve ilçe milli eğitim müdürlükleriyle çalışıyoruz. Rehberlik araştırma merkezleri bize bu konuda yardımcı oluyor. Biz daha çok kolaylaştırıcı, destekleyici bir faaliyette bulunuyoruz. Açılan sınıfların tüm donanımını yapıyoruz. Topladığımız bağışlardan destek alarak bu donanımları yapıyoruz. Burada görev alacak öğretmenlerin onkoloji tedavisi gören çocukların psikolojisiyle ilgili bilgilendirilmeleri ve bu süreçte onlara nasıl davranmaları gerektiğiyle ilgili önce öğretmenleri eğitiyoruz. Süreç içerisinde de öğretmeni sürekli destekliyoruz. Çünkü bu tür yerlerde öğretmenlik yapmak da çok kolay değil."
Aynı zamanda ailelere de destek verdiklerini anlatan Orhan, "Hem psikolojik, hem de onların ihtiyaçları doğrultusunda destek veriyoruz. Aslında en büyük hedeflerimizden biri; çocuk onkoloji servisi olan her hastanede ilçe milli eğitim müdürlüklerinin de desteğiyle bir hastane sınıfı açmak." dedi.
"Eğitim, tedaviye uyum açısından olumlu"
Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Hakan Güven de dersliklerde verilen eğitimin çocuklara sosyal açıdan faydalı olduğunu vurguladı.
Güven, hematolojik rahatsızlıkları olan çocukların burada tedavi gördüğünü dile getirerek, şunları kaydetti:
"Bunların tedavisi çok uzun sürüyor. 6 ay, 1 seneye kadar uzayabiliyor. Bu süre içerisinde çocuklar sadece bizleri görüyor. Biz de onlara sadece tıbben yardım etmek durumundayız. Bu çocukların muhakkak diğer ihtiyaçları oluyor. Bunların en önemlisi eğitimleri. Şişli Milli Eğitim Müdürlüğü, bize bir sınıf açtı ve böylece bu evlatlarımızın ihtiyaçlarına göre, anaokulu ve ilkokul düzeyinde, öğretmenlerimiz geliyor ve eğitimlerini sağlıyor. Bu, sosyal açıdan ve eğitim açısından çok faydalı."
Bu tip projelere her zaman hastanelerinde destek verdiklerini anlatan Güven, "Hakikaten hem çocukların hem de ailelerin moral ve motivasyonları artıyor. Tabii ki bu da bize, yani tedaviye uyum açısından olumlu yönde yansıyor." ifadesini kullandı.
"Her yerde herkes için eğitim"
Şişli Milli Eğitim Müdürü Murat Mücahit Yentür ise olumsuz şartların, çocukların eğitimini engellememesi için gayret sarf ettiklerini söyledi.
Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesinde açılan özel eğitim sınıfı ile eğitim haklarından uzakta kalan çocukların ayağına eğitim götürdüklerini anlatan Yentür, "Sloganımız şu; her yerde herkes için eğitim. Biz eğitimin dezavantajlarını en aza indirmekle mükellefiz. Hiçbir olumsuzluk, çocuklarımızı eğitim ortamlarından alıkoyamaz çünkü bizim eğitimde feda edeceğimiz tek bir ferdimiz yok. Şu anda bu eğitimi alan 11 evladımız var." değerlendirmesinde bulundu.
Yentür, benzeri projeleri sürdüreceklerini belirterek, Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavileri devam eden, okula gidemeyecek durumdaki çocuklar için de çalışma başlattıklarını kaydetti.
"Bize ve çocuklarımıza çok iyi geldi"
Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde onkoloji tedavisi gören çocuklardan birinin annesi de dersliğin açılmasından duyduğu memnuniyeti şu sözlerle dile getirdi:
"Çok uzun zamandır istediğimiz bir şeydi. Çocuklarımızın eğitimden geri kalması, hastalıklarının yanı sıra bizi çok üzüyordu. Böyle bir şey olduğunu duyunca çok sevindik. Bize ve çocuklarımıza çok iyi geldi. Monoton bir şekilde yaşıyorlardı. Şimdi ders çalışırken hiç olmazsa oyalanıyorlar. Okuldan soğumuşlardı. Şu anda tekrar okul hevesi sardı çocuklarımızı. Onun için emeği geçen herkese çok teşekkürler."