banner1098
GÜNDEM:
Tarih boyu Türk-ABD ilişkileri ve Türkiye'nin gücü

03 Ağustos 2018 Cuma 10:14

ABD ile Türkiye arasındaki ilişkiler ciddi anlamda gergin bir noktada. 15 Temmuz Hain Darbe girişimiyle başlayan gerginlikler, Trump’ın Başkan seçilmesi ile iyice gerildi.  Son olarak Türkiye’nin ABD’li Papaz Brunson’ı iade etmemesi ve ABD yönetiminin İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e yaptırım kararı almasıyla gerginlik had safhaya ulaştı. FETÖ gerekçesiyle tutuklanan ve cezası sağlık sorunları nedeniyle ev hapsine çevrilen Rahip Brunson’un serbest kalması için ABD yönetimi Müttefiki olan Türkiye’yi karşısına kaldı. Oysa ki 15 Temmuz hain Darbe Girişimi’ni gerçekleştiren FETÖ’nün ele başını Türkiye’ye iade etmeyen, klasör klasör belgeyi görmezden gelen ABD’nin bunu hukuk çerçevesinde değerlendirirken, Türkiye’ye rol biçmeye çalışması kabul edilemez.

  Türkiye’nin haklı taleplerini Hukuk ve İnsan Hakları diyerek geri çeviren ABD, bizden ise Hukuk’u yok saymamızı ve Papazı özgür bırakmamızı istiyor. Papaz Brunson eğer suçsuzsa bunun kararını Yargı verir. Tarih boyu Dünyaya medeniyet götüren Türkiye masumiyet karinesini hiçbir zaman ihlal etmemiştir. Yanı başımızda PYD-YPG terör örgütüne binlerce silah temini sağlayan, 15 Temmuz darbe Girişimi’nin arkasında olan ABD’nin asıl rahatsızlığının, 15 Temmuz’un başarısız olması, Afrin’de ve Fırat Kalkanı Harekatı’nda  Terör Örgütlerine vurulan darbe, Münbiç de Türk askerinin devriye atması olduğunu biliyoruz. Bundan dolayıdır ki Türkiye’nin S-400 alımını engelleyen, FETÖ Elebaşını vermeyen, finans kuruluşlarıyla Türkiye’yi hizaya çekmeye çalışan, döviz ile üzerimizde oyun oynayan ve Bakanlarımıza yaptırım uygulamakla tehdit eden bir ABD var karşımızda.

TARİHTE TÜRK-ABD İLİŞKİLERİ

Önce hemen şunu belirtelim. Tarih boyu 112 devlet ve 16 İmparatorluk kurmuş Türk Milleti, tarihin hiçbir döneminde zulüm, baskı ile insanları sömürmemiş, insan haklarına riayet etmiş bir Millettir. Amerika keşfedilmeden önce de Türk Mileti dünyada hüküm sürüyordu, bugün de dünyanın bir çok coğrafyasında bağımsız ve özerk onlarca Türk devleti dünyaya nizam vermeye çalışıyor.  İnsan Hakları savunucusu kesilen ABD, bize insan hakları dersi veremez ve veremeyecek.

  Tarihin hiç bir döneminde ABD, Türk Milleti ve İslam coğrafyasına iyi niyetli bakmadı ve bakmamıştır. Hep sömürmek ve böl-parçala-yut taktiği ile idare etme sevdasına girmiştir ve halen de bunu Orta Doğu’da yapıyor. Orta Doğu kan gölüyse bunun bir numaralı sebebi ABD’dir.

   ABD’yi her ne kadar Ameriko Vespuçi ve Kritof Kolomb’un keşfettiği ifade edilse de, bizim tarihimiz, Osmanlı Arşivlerimiz de yer alan belgelerde dünya üzerinde ABD’yi haritada gösteren ilk kişi Piri Reis’tir. Kanuni Döneminde hazırladığı Dünya haritasıyla Piri Reis, ABD’yi ilk kez çizen kişidir. Ancak uzak coğrafyalar olması hasebiyle bu dönemde Osmanlı Amerika kıtasına gidememiştir.

  7 Mayıs 1830’da Osmanlı devleti ile ABD arasında Seyr-ü Sefain ve Ticaret Anlaşması imzalanmasıyla başlayan Türk-ABD ilişkileri, 1 Dünya Savaşı’nda Osmanlı’nın İttifak- ABD’nin ise İtilaf devletleri cephesinde yer almasıyla devam etti.  savaşta Osmanlı ve ABD direk karşı karşıya gelmese de, Nisan 1917’de Osmanlı Devleti, ABD ile ilişkileri kesti. Kurutuluş Savaşı’nın başarıyla sonuçlanmasının ardından 1922’de imzalanan Lozan Barış Antlaşması’nda her iki tarafı ilgilendiren maddeler yer alır. 2.Dünya Savaşı’nda ABD Hiroşim a ve Nagazaki’yi atom bombalarıyla yerle bir edip, Dünyanın süper gücü haline gelirken, Türkiye bu savaşta taraf olmadı. 1948 yılında İnönü döneminde Marshall yardımları başlar ve bugün bile bu konu tartışılır.

   Marshall Yardımlarıyla başlayan Müttefiklik ilişikleri, 1950 yılında Türkiye’nin Güney Kore’ye asker göndermesiyle sürer ve 1952 yılında Türkiye NATO’ya katılır. 1955’de İncirlik üssü açılır, 5 Şubat 1975’de Türkiye'nin NATO (Amerikan) silahlarını kullanarak Kıbrıs'a müdahalesi ve askerini çekmemesi gerekçesiyle ABD Kongresi silah ambargosu kararı verir. 12 Eylül darbesi gerçekleştiğinde ABD’li komutanların “Bizim çocuklar başardı” sözleri tarihe geçerken, Nisan 1991’de Körfez Savaşı sırasında Irak ordusunun kuzeydeki Kürt isyanını bastırması ile bağlantılı olarak Türk sınırına gelen 460 bin Kürt için ABD ve Batılı müttefikler bir tampon bölge kurar: "Operation Provide Comfort" (Huzur Operasyonu) başlar, sığınmacılar için Güvenli Bölge oluşturulur, Koalisyon güçleri Kuzey Irak'a girerler.

 1 Mart 2003 tarihi de Türk-ABD ilişkileri açısından büyük önem taşır. 2.Körfez Savaşı sırasında ABD’nin Türkiye’nin hava ve deniz sahasını kullanma, asker bulundurma ve Türk Ordusu’nun Irak’a girmesini ön gören tezkere meclis de reddedilince iki Ülke arasında ki ilişkiler bir kez daha gerildi ve o günden bugüne hiçbir şey eskisi gibi olmadı desek yeridir.

Trump da olsa, Obama da olsa, Bush da olsa, Clinton da olsa, Reagan da olsa, Kennedy de olsa ABD’yi yöneten Neoconlar hep kendi menfaatleri doğrultusunda hareket edip, dünyayı kan gölüne çevirmeye devam ettiler ve Türkiye’yi de ilişkilerinde kullanmaya çalıştılar. Şunu söylemek gerekir ki Biz ABD’nin ambargolarını biliyoruz, en doğal hakkımız olan Kıbrıs’da da ambargo yapmışlardı. ABD’nin yaptırımları Türkiye için vız gelir. Tarih sahnesinde hep boy gösteren Türk Milleti, ABD’nin bu ucuz tehditlerine pabuç bırakmayacak kadar onurlu bir millettir. 
banner982
Anahtar Kelimeler
Ismail KahramanMakale
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981

GÜDEF, Üniversite Öğrencileri ile Tanışma...
Gümüşhane Dernekler Federasyonu (GÜDEF), Gümüşhane kökenli üniversite öğrencilerini bir araya getiren...

Haberi Oku