banner1098
GÜNDEM:
Vefat Yıldönümün de Hasan Celal Güzel   Rahmetle anıldı

23 Mart 2020 Pazartesi 17:21

Zaman hazla  gelip geçiyor  zaman geçtikçe anılar devreye giriyor Korona virüsü felaketi dolayısı ile dört gündür evden çıkmayıp yetkililerin emrine uyuyor geçmiş anılarımı  hatırlayıp bir kez daha o günleri yaşıyorum  Hasan Celal Güzelin gazetecilik hayatım da ayrı bir yeri var 
19 Mart  2018  tarihi örnek devlet adamlarımız dan Hasan Celal Güzel in vefat yıl dönümü bir kez daha kendisini rahmetle anıyor ruhu için siz değerli arkadaşlarımı Fatiha okumaya davet ediyorum El Fatiha...
28 Şubat darbecileri tarafından mahkum edilip tutuklatılan Özal döneminin ünlü devlet ve siyaset Adamı Hasan Celal Güzel i tutuklu bulunduğu Ankara  Ayaş ceza evinde Kocaeli Aydınlar  Ocağı Heyeti olarak ziyaret edip  gazete olarak söyleşi yapmıştık  Ayaş ceza evinin  küçük koğuşun da  morali yüksek  bizlere el ense çekmesi ve ceza evinde 5 dakika boş zamanım yok  düşünüyor  okuyor ve yazıyorum sözleri halen kulaklarım da çınlıyor 
Hasan Celal Güzel in bakan olarak katıldığı  bir çok toplantıya. Katılmış. törenleri  takip etmiştim hiç unutamadığım bir anımı paylaşmak istiyorum sene 1986 yılı Başbakanlık basın yayın genel müdürlüğünün Gaziantep’te düzenlediği
Anadolu basını eğitim seminerine davetliyiz ilk kez uzun bir Otöbüs yolculuğu ile Gaziantep e geldik Hasan Celal bey basından sorumlu devlet bakanı olarak toplantıda konuşma yaptı ilk kez kendisi ile orada tanıştım  dönüşte uçakla dönmeye  karar verdim Basın kartını yeni almış 26 yaşında genç bir gazeteciyim Türk Hava yolları Basın kartlı gazetecilere yüzde 50 indirim yapıyor 150 tl olan  bilet ücreti 75 tl ödeyip rahmetli Pendikli gazeteci arkadaşım Mehmet  Gider ile Gaziantep hava limanına geldik Hasan beyde hava limanın da ilk kez uçağa binme heyecan ve korkusunu yaşayarak uçağa biniyoruz  bir süre sonra uçağın arızalı olduğu anos  edilerek  Hasan bey ve tüm yolcular uçak dan iniyoruz  İstanbul dan yeni  bir uçağın  ayarlanıp  Gaziantep e gelmesi 8 saat sürdü 8 saat boyunca  merhum Hasan Celal bey yolcu Salonun  da seminere katılan gazeteci arkadaşlarla birlikte olup sohbet ettik  Hasan bey ne vip salonuna gitti nede seçim bölgesi  Gaziantep e dönüp otelde beklemedi Hasan  beyin  bu alçak gönüllü ve örnek devlet adamı  tavrı beni hep etkiledi  Hasan beye büyük sevgi ve hayranlık  Sahibi yaptı bu iki anımı hiç unutmuyorum 
Hasan Celal Güzel in bir internet sayfasında yer alan ve tarihe ışık tutan  ders ve ibret alınacak mektubunu sizinle aynen paylaşıyor büyük devlet ve kültür adamı Hasan  Celal Güzeli bir kez daha rahmetle anıyoruz makamı cennet oldun Nur için de yatsın 

   Hasan Celal Güzel in Tarihi Mektubu 
SN MİLLETVEKİLLERİ OKUSUN ÖRNEK ALSIN MERHUM SN: HASAN CELAL GÜZEL DİYORKİ 
“MEĞER BEN NE ENAYİYMİŞİM...!”
Efendim, artık 68 yaşında, su katılmamış bir avanak, hakikî bir budala ve gayrikabil-i ıslah bir 'enayi' olduğumu itiraf ediyorum. Bana küçük yaşımdan itibaren 'beytülmal’ ın mukaddesliğini öğretmişlerdi. Hiç kimse 'Devlet malı deniz, yemeyen domuz' dememişti.
Bütün ömrüm tâbir-i âmiyanesiyle 'eşşek gibi' çalışmakla geçti. Çalışma hayatımda tek gün dahi izin kullanmadım. Bir gece bile doyasıya uyuyamadım. Kimileri bana 'uykusuz müsteşar' adını takıp uçup kaçtığımı söylerdi ama 'Ne akılsız adam yahu!' şeklindeki fısıltılar, her gün yüzlerce telefon konuşmasıyla çınlayan kulaklarıma kadar gelirdi.
Üzerinde 'T.C. Hükümeti' yazan kurşun kalemleri, silgileri ve kâğıtları, sadece resmî hizmetlerde, âdeta okşar gibi incitmemeye çalışarak kullanırdım. Çocuklarım devlet malına ellerini dahi süremezlerdi. Plakaları kırmızı ve siyah renkli resmî arabalara bir defa dahi binmediler. Yüzlerine bakmaya kıyamadığım Mustafam ve Elifim, bir saat daha az uyuyup belediye otobüsleri ve okul servisleriyle okula gittikleri esnada, bendeniz müsteşarlık ve bakanlık yapıyordum. Bırakınız eşime araba tahsis etmeyi, evde devletin personelini çalıştırmayı; idarecilik ve siyaset hayatımda lojmanda oturmadım. Koruma görevlisi de kullanmadım. Arabamın önünde ve arkasında fiyakalı eskortlar hiç bulunmadı.
Meğer ben ne enayiymişim!...
Yaptığım enayiliklerin haddi hesabı yoktur... Meselâ, bendeniz milletvekiliyken birkaç zarurî toplantı dışında Meclis lokantasında yemek yemezdim. Zira, burada çalışanlar kamu personeliydi ve çok ucuz olan yemekler milletin kesesinden sübvanse ediliyordu. Sonra, çok beğendiğim halde, aynı gerekçelerle TBMM Sigarası da içmedim. Ceplerim şıkır şıkır metal jetonlarla dolu olarak dolaşır, özel görüşmelerimi kulisteki ankesörlü telefonlarla yapardım. O zaman 'beleş' cep telefonlarımız da yoktu.
Hiçbir hediyeyi kabul etmez; ya reddeder veya demirbaşa kaydettirerek devlete intikal ettirirdim. Yıllarca üst yöneticilik, müsteşarlık, bakanlık yaptım; hâlen evimde bu dönemlere ait -bronz plaketler dışındatek bir hatıra eşya göremezsiniz.
Benim anladığım mânâda siyasete 'Zengin girilir, fakir çıkılır'. Biz enayiler, devlet hizmetini ve siyaseti böyle anlıyoruz. Siyasî hayatımda önüme çıkan yüzlerce fırsatı teperek mal mülk edinmedim. Bilâkis, ANAP'taki Genel Başkanlık mücadelesinde, Bond çantalarda getirilen paraları reddederek, eşimin SSK kredisiyle aldığı Oran'daki daireyi; YDP'nin kuruluşunda da babamdan kalan Malatya'daki ev ile dedemden kalan Gaziantep'teki evin bana düşen hisselerini harcadım.
Bu arada, eşimin uzmanlığıyla ve alın teriyle hak ettiği 'Vakıflar Genel Müdürü' olarak tayin kararnamesini, nasıl engellediğimi de unutmayayım.
Sadece bununla kalsa neyse... ANAP döneminde, şiddetle muhalefetime rağmen çıkarılan 'kıyak emekliliği' reddedip tek maaşa devam ettim. Bu haksız uygulama hâlen devam ediyor. Başbakanlık Müsteşarı'yken, milletvekili maaşlarının buna göre ayarlanmasını gerekçe göstererek kendim için sözleşme yapmadım ve üç yıl müddetle emrimdeki daire başkanlarından bile daha az maaş aldım.
Meğer ben ne enayiymişim!.
Şimdi 70'ine merdiven dayadım. Hâlâ kirada oturuyorum. Kendime ait tek mülküm kitaplarım... Yani, sizin anlayacağınız, gerçek anlamda 'Dikili ağacım dahi yok'. Hizmet hayatım boyunca, muhatabımın bıyık altından gülerek dinlediği, 'Bu fukara millete ben bu masrafı hiç yaptırır mıyım?' lâfım vardı.
Sevgili okuyucularım, bu yazdıklarımı okuyup da sakın bütün bunlardan pişmanlık duyduğumu sanmayınız. Enayilik öylesine içime işlemiş ki geriye dönmek mümkün olabilse gene aynısını yapardım.
Beni bütün 'enayiliğime' rağmen kimseye muhtaç etmeyen Yüce Allah’ıma hamd ediyorum.
HASAN CELAL GÜZEL

Hasan Celal Güzel Kindir 
https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Hasan_Celal_G%C3%BCzel

banner982
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981

GÜDEF, Üniversite Öğrencileri ile Tanışma...
Gümüşhane Dernekler Federasyonu (GÜDEF), Gümüşhane kökenli üniversite öğrencilerini bir araya getiren...

Haberi Oku