Genel başkan olduktan sonra ilk ziyaretini Kocaeli’ye yapan Karamollaoğlu, teşkilat üyeleri tarafından Kandıra gişelerinde karşılandı. Programda ilk sözü alan il başkanı Sinan Ejderoğlu," Biz Saadet Partililer'in bir önceki dönmeden tek farkı daha çok çalışmasıdır. Biz Saadet Partisi'ne gönül vermiş insanlara ihtiyacımız olduğunu biliyoruz. Daha yaşanabilir bir ülke ve dünya için üzerimize düşen görevi biliyoruz" dedi. Divan kurulunun oluşturulmasının ardından söz alan genel başkan yardımcısı Hasan Bitmez, "Teşkilatlarımızın büyük bir aşk ve gayretle genel başkanımızı karşılaması ve bu salonun hınca hınç doldurması Kocaeli'nin partimizin kalesi olduğunu göstermiştir. İnşallah bundan sonra Kocaeli'de milletvekili ve hatta bakan çıkarmak için çalışmalarımızı yürüteceğiz" dedi.

 İLK HEDEFİMİZ YAŞANABİLİR ÜLKE

SP Genel Başkanı Karamollaoğlu konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "Biz hedefimize nasıl ulaşacağımızı biliyoruz. Bizim ilk hedefimiz yaşanabilir bir ülke kurmak. Ülkemizi yaşanabilir hale getirmeden yeni bir dünya yaratmak mümkün olmaz. Biz elbette üzerimize düşen vazifeleri yerine getirmek için büyük bir gayretle çalışacağız. Biz bütün imkanlarımızı seferber edersek cenabı hak bize bu hedefi verir. Yaşanabilir bir ülke derken ülkede yaşayan insanların da mutlu olması gerekir. Manevi ihtiyaçlarımızı karşıladığımız gibi maddi ihtiyaçlarımızı da en kaliteli şekilde karşılamalıyız. Bir ülkenin büyümesi rakamlarla anlaşılamaz. Ben bu tür büyümeye obezite diyorum. Türkiye’de de maalesef bir obezite var.

İKTİDARA GELİRSEK…

Bu politikalardan vazgeçilmediği müddetçe önümüz parlak gözükmüyor. Doğuya bir bakın. Her gün şehit haberleri geliyor. Biz iktidara gelirsek icraatlarımızın ilki akan kanı durdurmaktır. Nerede bir kan ve gözyaşı varsa orada Müslümanların kanı akıyor, gözyaşını Müslümanlar döküyor. Buna birinin dur demesi lazım. Bu basiret ister. Bugün ki mantıkla bu iş bitmez. Böyle bir dış politika olur mu. Libyaya giderken ne işi var dedik sonra Nato’yla birlikte Lübnan’ın vurulmasını seyrettik. Rusya’yla yine dost olduk. Durmadan çark ediyoruz. Biz Rusya’yla dost olmayalım demiyoruz olalım fakat AB’nin bir parçası olmayalım. Biz Brüksel’den yönetilmek istemiyoruz. Bizim başkentimiz Ankara. Bugün biz AB’ye tavır koyacağımıza onlar bize tavır koyuyor. Bizde ne yaparsan yap diyoruz ama al başına çal diyemiyoruz. Çok önemli bir konu var düşünmek. Böyle devlet idare edilir mi? Tüm bunları söyledikten sonra geldiğimiz nokta şu; bu iş böyle geldi ama böyle devam etmez. Bunun değişmesi lazım. Bunu değiştirecek Milli Görüşçüler’den başkası değildir.

 BÖYLE BİR EKONOMİ YÖNETİMİ OLMAZ

Sadece askeri müdahalelerle terörü bitirmek bazen çok uzun sürer bazen de olumlu sonuç vermez. Çünkü o adamların arkalarında senin dost dediğin ülkeler var. Siz eğer insanların karnını doyuracak imkanlar yaratmazsanız insanlar neden o bölgede yaşasın. İktidara geldiğimiz ilk andan veri Anadolu’nun tamamını kucaklamaya ve Anadolu’nun tamamını fabrikalarla donatmaya başlayacağız. Böyle bir zihinli yapmayı anlamaktan acizim. Bu nasıl bir mantık. Kurulu fabrikaları bile batırdılar. Tarımda çöktük. Fındığı bile doğru dürüst pazarlamıyoruz. Güya fındığın üretiminin yüzde 70’i bizde. Türkiye de sigara içiliyor mu evet. Peki hangi sigara içiliyor Amerikan sigarası. Bizim ülkemizde de eskisen tütün vardı. Ne oldu? Yasaklandı. Biz mecbur muyuz Amerika'nın üretimini desteklemeye? Bu ülkenin işsizliği yüzde 11’i geçti. E biz şimdi bu kardeşlerimizin karnını nasıl doyuracağız? Asgari ücret bin 300 lira. Yaygara kopardılar. Bin 300 lira açlık sınırı. Biraz vicdanlı olun. Böyle bir ekonomi yönetimi olmaz. Benim asıl anlamadığım o parayla geçinmeye çalışıp bir de bu iktidara oy verenler.